Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1974 E. 2021/779 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1974
KARAR NO: 2021/779
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/05/2018
NUMARASI: 2014/234 Esas, 2018/585 Karar
Birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/351 Esas Sayılı Dava Dosyası;
Birleşen Mahkememiz 2014/1298 Esas Sayılı Dava Dosyası;
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali, Alacak
KARAR TARİHİ: 13/04/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl davada davacı-karşı davada davalı vekili, davacı şirket ile davalı şirket arasında akdedilen 02/05/2013 tarihli ve Beşiktaş …Noterliğinin 24/05/2013 tarih ve … yevmiye numaralı belgesiyle onaylı “Ankara ili … ilçesi … mevkiindeki … ruhsat nolu maden işletmesinde sözleşme ekinde bulunan Teknik Şartnameye uygun olarak galeri işletmesi çalışmaları yaparak, ana kat galerileri sürülüp yeraltına üretim panoları oluşturmak, bu panoların oluşturulması sırasında pano haciminin yaklaşık %20si oranında glauberit cevherinin … Fen ve Teknolojik icaplara uygun şekilde yer üstüne çıkarılarak beton havuzlara doldurulması, oluşturulan yer altı üretim panolarının bir plan çerçevesinde projeye göre patlatılması, su verme ve çözelti alma, sontaj borulaması ve pompa çukurlarının yapılarak solüsyon madenciliğine uygun hale getirilmesi” konulu sözleşmeler akdedildiğini, davacı şirketin bu sözleşmeye istinaden ve söz konusu sözleşmenin 1 nolu eki olan “… AŞ/ … Hiz Teknik Şartnamesi-2013″de yazılı hükümlere uygun olarak davalı şirketin Ankara ili … ilçesi … mevkiindeki … ruhsat nolu Maden İşletme Sahasına tüvenan cevheri çıkarmak için teknik nezaretçisi ve proje sorumlusu Maden Mühendisi …’in kontrolünde bütün ekipman ve personeli ile şartnamede yazılı ebatlardaki tünel açma çalışmaları yaparken, davalı şirket tarafından davacı gönderilen Bakırköy …Noterliğinin 28/03/2014 tarih ve … yevmiye numaralı fesih ihtarnamesi ile taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak feshedildiğini, bu ihtarnamenin davacı şirkete 02/04/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, bunun üzerine feshe konu sözleşmenin devamı süresince davalıya ait yukarıda yazılı maden sahasında davacı şirketin sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar açmış olduğu tünelin metrajı ile diğer bir takım hususların tesbiti için davacı tarafından 04/04/2014 tarihinde Nallıhan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/132 esas sayılı dosyasında delil tesbiti davası açıldığını, mahkemece tayin edilen bilirkişiler vasıtasıyla maden sahasında yapılan keşif sonrasında bilirkişi heyeti tarafından dava dosyasına sunulan raporda ana galeride 293,94mt uzunluğunda galeri açılmış olduğunu ve bu galeriden ayrılan yardımcı galeride de 101,04metre uzunluğunda galeri açılmış olduğu tesbitinin yapıldığını, dolayısıyla davacı şirketin glauberit cevheri çıkarmanın ön çalışması olarak davalıya ait maden sahasında toplam 394,98 metre uzunluğundaki tüneli teknik şartnamede yazılı ölçülerde/ebatlarda açmış bulunduğunu, sözleşmenin eki olan şartnamede yazılı hususlara uygun olarak açılan tünelin açılma maliyetinin 3.500,00-4.000,00TL/metre arasında değişmesi nedeniyle halihazırda davacı şirket tarafından açılmış olan toplam 394,98 metre uzunluğndaki tünelin şimdilik 209,40 metrelik kısmı için 3.500,00TL/m fiyat üzerinden davalı firma adına tanzim edilen toplam 838.437,60TL meblağlı faturanın Kadıköy …Noterliğinin 6 Haziran 2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ekinde davalıya tebliğ edildiğini ve fatura bedelinin, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödenmesinin ihtar edildiğini, ancak davalı tarafın bu ihtarnameye verdiği Bakırköy … noterliğinin 11/06/2014 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinde faturada yazılı borcunu kabul etmediğini bildirerek gönderilen faturayı iade ettiğini, bunun üzerine yukarıda yazılı fatura alacağının tahsili için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, davalının bu icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmiş olması nedeniyle işbu davanın açılmasının zarureti hasıl olduğunu beyanla, davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takiben karşı yapılan haksız itirazın iptaline, davalının icra takip tutarının %20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine, davalı takibe kötü niyetli olarak itiraz etmiş olduğundan takip tutarının %10undan az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davada davacı vekili cevap ve karşı davasında, davalı aleyhine açılan davayı kabul etmediğini, asıl davaya ilişkin olarak; davacı ile davalı şirket arasında 02/05/2013 tarihinde imzalanmış olan sözleşmenin, Bakırköy …Noterliğinden gönderilen 28 Mart 2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiğini ve taraflar arasındaki cari ilişkinin kat edildiğini, davalı şirket hisselerinin menkul kıymetler borsasında işlem gören yüzbinlerce yatırımcı/hissedarı bulunan, ülkemizde sodyum sülfat üretimi/madenciliği konusunda faaliyet gösteren en eski ve kurumsal şirketlerden biri olduğunu, davacı ile davalı şirket arasında imzalanan 2 Mayıs 2013 tarihli sözleşmenin konusunun; davalı şirkete ait ve Çayırhan’da bulunan maden sahasında verimli bir üretim gerçekleştirilmesi olduğunu, 28 Mart 2014 tarihine gelindiğinde, davacının işçilerine maaşlarının ve diğer sosyal haklarının halen ödenmediğinin, işçiler arasında büyük bir huzursuzluk ve verimsizliğin hakim olduğunun, üretim seviyesinin hiçbir şekilde düzelmediğinin, ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumu nezdinde bir borç ödemesi yapılmadığını, borcun kapatılması bir yana, borcun bir kısmının dahi ödenmediğinin tesbit ve gözlendiğini, bunun üzerine Bakırköy …Noterliğinin 28 Mart 2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı şirketle 2 Mayıs 2014 tarihinde imzalanmış bulunan sözleşmenin haklı nedenle feshedilerek, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin kat edildiğini, aynı ihtarname ile davacının davalı şirkete olan toplam 188.289,17TL tutarındaki toplam borcun ödenmesi ve borç ödeninceye kadar davacıya ait ekipmanlarda hapis hakkının uygulanacağının ihtar edildiğini, davacının işbu ihtarnameye verdiği Kadıköy …Noterliğinin 3Nisan 2014 tarihli ve … yevmiye numaralı cevabında “sözleşmenin feshi şartlarının oluşmadığı ve davacının davalı şirkete herhangi bir borcu olmadığını, aksine davalı şirketin davacıya borcu olduğunu” bildirdiğini, davalı şirket tarafından Bakırköy …Noterliğinin 9 Nisan 2014 tarihli ve … yevmiye numarası ile gönderilen cevabi ihtaramede “davacının sözleşme gereği davalı şirketten herhangi bir talepte bulunamayacağını, taraflar arasındaki 21 Ocak 2014 tarihli hesap mutabakatı gereğince davacının borçlu olduğunu açıkça kabul ettiği ve bu sebeple ekipmanlar üzerinde hapis hakkının kullanılmaya devam edildiği”nin bildirildiğini, davacı şirketin bu kez Kadıköy …Noterliğinin 6 Haziran 2014 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 4 Haziran 2014 tarihli 30036 sıra numaralı ve 838.437,60TL tutarındaki faturayı davalı şirkete tebliğ ederek, işbu tutarın ödenmesini talep ettiğini, davalı şirket tarafın bahsi geçen bu faturayı süresi içerisinde Bakırköy .. Noterliğinin 11 Haziran 2014 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile süresi içinde iade ettiğini, icra takibine dayanak yapılan fatura ile huzurdaki davada davacının talebinin birbiri ile tutarlı olmadığını, sözleşmenin haklı nedenle fesih edildiğini, taraflar arasındaki sözleşme gereği davalı şirketin davacıya açılan galeri için herhangi bir bedel ödemek zorunda olmadığını, sözleşmenin 2.3.maddesine göre “…’in Çayırhan’daki … işletmesinden müteahhit tarafından yer üstüne çıkarılacak olan …, yapılan çalışmanın miktarını göstereceği için; işin bedeli bu tonaj üzerinden hesaplanacaktır. … dışında çıkarılan malzemeye (panolara ulaşmak için ilk başta açılacak olan Ana galeri ve Yaklaşma galerilerinin yapımı sırasında yer altından boşaltılan malzeme) para ödenmeyecektir” denildiğini, Çayırhan tesislerinde açılan galerinin davacının aksine davalı şirket tarafından açıldığını, karşı davaya ilişkin olarak da; davacı-karşı davalı ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan bir cari hesap ilişkisi mevcut olduğunu, bu ilişki gereğince davacı-karşı davalının davalı karşı davacı şirkete toplamda 188.219,17 TL borcu olduğunu, gerek davalı şirket tarafından ödenen damga vergisinin yarı tutarındaki borç dekontu, gerekse telefon hizmet kullanım bedeline ilişkin faturaların Bakırköy …Noterliğinin 9 Nisan 2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ekinde davacı-karşı davalıya tebliğ edildiğini, davacı-karşı davalının herhangi bir itiraz ileri sürmeyerek faturaları ve dolasıyısıyla borcu kabul ettiğini, kaldi ki davalı şirket ile davacı-karşı davalı arasında imzalanan 13 Ocak 2014 tarihli mutabakat gereğince, davacı-karşı davalı davalı şirkete olan borcunu kabul ettiğini beyanla, haksız ve hukuka aykırı asıl davanın reddine, kötü niyetli davacı-karşı davalı aleyhine %20den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, karşı davanın kabulu ile fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla 188.289,17TL tutarındaki alacağının 28 Mart 2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin tebliğinden itibaren uygulanacak faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen 2014/1298 Esas sayılı dava dosyasında davacı vekili, davacı şirket ile davalı şirket arasında …’e ait maden sahasındaki glauberit cevherinin çıkarılması için birbirini takip eden sözleşmeler yapıldığını, davacı şirket tarafından davalı …’e üretim işlemi tamamlanmış olarak davacı tarafından davalı şirkete teslim edilecek panolara … teknik elemanlarınca belirlenen seviyenin üzerinde fazla su verilmemesi gerektiğinin önemle iletildiğini, ancak bu uyarıların dikkate alınmayarak … tarafından 12 Temmuz 2012 ve 12 Ekim 2012 tarihlerinde ayrı ayrı binlerce metreküp fazladan su basıldığını, su basmasıyla nedeniyle davacı şirketin 3 ay süreyle işlerinin geciktiğini, zarara uğradığını, bu nedenlerle şimdilik 5.000 TL olmak üzere davalıdan kaynakla galerileri su basması nedeniyle davacının uğramış olduğu tüm zararların tespiti ile ikinci su basmasının gerçekleştiği 12/10/2012 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı ile davalı şirket arasında 02/05/2013 tarihinde imzalanan sözleşmenin 28 Mart 2014 tarihli ihtarname ile feshedildiğini, davacının aynı iddia ve taleplerini Mahkememizin 2014/234 esas sayılı itirazın iptali davasında da ileri sürdüğünü, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkil şirketin herhangi bir hukuka aykırı fiilinin mevcut olmadığını, su baskınlarının ardından davacı şirketin davalı şirket ile görüşerek 8 Nisan 2013 tarihinde bir mutabakat metni imzaladıklarını, bu metinde davacının müvekkil şirketten herhangi bir alacağının kalmadığını beyan ettiğini, mutabakat metninin varlığına rağmen açılan davanın son derece kötü niyetli olduğunu, buna ek olarak imzalanan 13 Ocak 2014 tarihli mutabakat metninde ise davacı şirketin herhangi bir alacağı olmadığı gibi borcu olduğunu kabul ettiğini, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/351 Esas sayılı dava dosyasında davacı vekili, dilekçede açıkladığı sebeplerle, taraflar arasındaki 02/05/2013 tarihli sözleşmenin davalı tarafndan haksız olarak feshedildiğini, su basmasından kaynaklı işin durması nedeniyle işçilik maliyeti, su atımı-çamur temizliği, su baskınından zarar gören araç gereç ve makinaların bakımı, galeri içi temizliği için yapılan çalışmalarda harcanan motorin giderleri, üretim durması ve aksaması nedeniyle de davacının hak ediş elde edemediğini, bütün bu zararların tazmini için davalı aleyhine İstanbul 10 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1298 Esas sayılı dosyasında dava açtıklarını ve davanın derdest olduğunu, davacının kazanç kaybına uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000-TL olmak üzere taraflar arasındaki 02/05/2013 tarihli taşeronluk sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedilmiş olması nedeniyle davacının uğramış olduğu kazanç kaybının tespit edilerek, tespit edilecek meblağın sözleşmenin feshedildiği 02/04/2014 tarihinden itibaren işletilecek reeskonta / avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davalı vekili cevap dilekesinde, davacı ile davalı arasında 02/05/2013 tarihinde imzalanan sözleşmenin Bakırköy … Noterliğinden gönderilen 28/03/2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiğini ve taraflar arasındaki cari ilişkinin kat edildiğini, 2014 yılının Ocak ayından itibaren maden sahasında davacının üretiminin düştüğünü, sözleşmede kararlaştırılan üretim rakamlarının çok altında seyretmeye başladığını, davacının çalışanlarında ise ciddi bir huzursuzluk ve iş verimi kaybının gözlendiğini, bunun sebeplerinin sorgulandığında davacının işçilerinin maaşlarını zamanında ve düzenli ödemediğini, yine işçilerin sigorta primlerini yatırmadığını, SGK Genel Müdürlüğü nezdinde borçlu duruma düştüğü hatta aleyhinde yasal işlem başlatılma aşamasına geldiğinin ortaya çıktığını, bu durum üzerine davacıya 22/01/2014 tarihli ve 05 sayılı iadeli/taahhütlü mektup gönderildiğini ve taraflar arasındaki sözleşme gereğince ilgili kanuni ödemeleri gösterir belgelerin ibrazı, SGK borçlarının derhal ödenerek kapatılması, sözleşmeden kaynaklanan tüm hakların saklı tutulduğunun ihtar edildiğini, yapılan tüm ihtarlara rağmen davacı tarafından herhangi bir bilgi verilmediği ve maden sahasında da işin çok yavaşlaması üzerine 28/02/2014 tarihinde Beşiktaş … Noterliğinin … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, maden sahasında çalışan ve davacı şirket çalışanlarının 07/03/2014 tarihinde dilekçe ile davalı şirkete müracaat ettiklerini ve Aralık 2013 ayına ilişkin maaşlarını geç aldıklarını, Ocak – Şubat 2014 aylarına ait maaşlarını ise alamadıklarını bildirdiklerini, yapılan tüm ihtarlara rağmen 28/03/2014 tarihine gelindiğinde davacının işçilerine maaşları ve diğer sosyal haklarını halen ödemediğini, işçiler arasında büyük bir huzursuzluk ve verimsizliğin hakim olduğu, üretim seviyesinin hiçbir şekilde düzelmediği, ayrıca SGK nezdinde bir borç ödemesinin de yapılmadığını, sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiğini, müvekkilinin hisselerinin menkul kıymetler borsasında işlem göre yüz binlerce yatırımcı/hissedarı bulunan, ülkemizde sodyum sülfat üretimi/madenciliği konusunda faaliyet gösteren en eski ve kurumsal şirketlerden biri olduğunu, davacının kendi kusuru sebebiyle feshe sebebiyet verdiğinden müvekkili şirketten müspet zarar tazmini talebinde bulunamayacağını, davalı arsa sahibine akdin fesihle sonuçlanmasında kusur yüklenemeyeceğini, fesihte haksız olanın davacı yüklenici olduğunun açıkça ortada olduğunu, davacının akdi feshetmesi ve fesihte de kusurlu bulunması nedeniyle müspet zarar niteliğinde kar kaybı isteyemeyeceği gözetilerek bu kalem isteminin reddine karar verilmesini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davacı tarafından açılan tünel uzunluğunun 31/12/2012 tarihine kadar 209,40 metre olduğu, sözleşmenin feshi halinde fesih anına kadar ifa edilen karşılıklı edimlere ilişkin bedellerin talep edilebileceği, feshin haklı veya haksız olmasının bu bakımından bir öneminin bulunmadığı, sözleşmede sadece tünel açılması için bir ücret belirlenmediğinden tünel açma tarihi itibariyle rayiç ücretin talep edilebileceği, bilirkişi raporuna göre bu bedelin 446.022,00 TL olduğu, karşı davada sözleşme gereğince davacı-karşı davalının yatırması gereken 1/2 damga vergisinin davalı-karşı davacı tarafından yatırıldığının ve davacı-karşı davalının kullandığı telefon hizmetinin bedelinin davalı-karşı davacı tarafından ödendiğinin ispat edildiği, bunların bedellerinin toplamının 188.289,17 TL olduğu, meydana gelen su baskınlarına davacının yürüttüğü teknik çalışmaların sebep olduğu, bu nedenle birleşen 2014/1298 esas dosyasında davacının davalıdan bir tazminat talep edemeyeceği, davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davalıya gönderilen ihtarnameler, davacı tarafça gönderilen cevabi ihtarnamelerdeki açık ve zımni kabuller dikkate alındığında davalı tarafın sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu, bu nedenle birleşen … esas dosyasındaki davacının kar kaybı talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, asıl dava yönünden; davacı karşı davalının davasının kısmen kabul – kısmen reddi ile, davalı karşı davacı … tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 446.022,00 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takibe takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2. Maddesi uyarınca değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca davalı aleyhine hükmedilen alacak bedeli olan 446.022,00 TL’nin %20’si oranında olmak üzere 89.204,00 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bunun davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karşı davanın kabulü ile 188.289,17 TL’nin davacı karşı davalı … San. Tic. A.Ş’den 07/04/2014 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte tahsili davalı karşı davacı …’ye ödenmesine, birleşen 2014/1298 Esas sayılı dosyada açılan davanın sübut bulmadığından reddine, birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/351 Esas sayılı dosyasında açılan davanın sübut bulmadığından reddine karar verilmiştir. Davacı-karşı davada davalı vekili istinafında, sözleşmenin feshedildiği tarih itibariyle müvekkilinin sadece Şubat 2014 aynına ait aylık ücretleri ödememiş olduğunu, ödenmeyen SGK borçlarının af kanunu kapsamında yapılandırılarak ödenmesi için gerekli başvuruların yapıldığını, sırf bu borçların varlığının sözleşmeni feshi için haklı bir sebep olamayacağını, müvekkili tarafından davalıya gönderilen 24/02/2014 tarihli ihtarnamede belirtildiği üzere, müvekkilini işe (gelir açmaya) başlayabilmesi için davalının yerine getirmesi gereken yükümlülükler yerine getirilmediğinden işe 4 ay gecikmeyle başlanabildiğini, bu döneme ilişkin işçilik maliyetlerine müvekkilinin katlanmak zorunda kaldığını, ayrıca davalının kusuru yüzünden panoları su basması nedeniyle uğranılan zararın da davalı tarafça ödenmediğini, bu sebepler ve SGK borçlarının davalı yüzünden biriktiğini, davalı tarafından yapılan feshin asıl sebebinin, müvekkili şirketin maden sahasındaki en yetkili elemanı …’i ayartıp, onunla iş yapmayı gizli olarak planlamış ve bu planı uygulamaya koymuş olması olduğunu, …’ın akrabasına ait olan … Şirketi’nin madencilik faaliyeti yapacak hale getirtilip, …’ın bu şirkete %80 hissedar yapıldığını, sözleşme halen devam ederken … Şirketi’nin müvekkilinin iş yaptığı sahada deneme üretimleri yapması için davalı şirketle sözleşme imzalandığını, 02/04/2014 tarihli fesih ihtarnamesinden 5 gün sonra 07/04/2014 tarihinde … Şirketi’nin davalı adına aynı maden sahasında aynı işin yapılmasına ilişkin olarak hakediş faturası düzenlediğini, bu durumun TTK’nın 54 ve 55.maddelerine açıkça aykırı olduğunu, bu nedenlerle mahkemenin birleşen 2016/351 Esas sayılı davalarının reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, birleşen 2014/1298 Esasa ilişkin davanın reddine ilişkin olarak mahkemece yazılan gerekçenin yargılama sırasında davalı tarafından ispatlanmış bir maddi gerçek olmadığını, sadece kök raporda müvekkilinin teknik nezaretçisi …’in 15/11/2012 tarihli postasındaki ifadenin yanlış yorumlanmasıyla gündeme geldiğini, oysa su baskını olayını henüz tavan patlatma çalışmadan, bu işin hazırlıkları yapılırken oluştuğunu, ayrıca su baskını olayı tavan patlatması sırasında meydana gelmiş olsa bile bundan yine davalının sorumlu olduğunu, davacının bütün çalışmalarının davalı şirketin yeraltında görevli nezaretçi mühendisleri nezaretinde gerçekleştiğini, davacının teknik nezaretçisi … tarafından davalı şirket genel müdürüne gönderilen 15/11/2012 ve 22/01/2013 tarihli maillerde su baskınından kaynaklı zararları davalı tarafın ödemeyeceğinin yazılı olduğunu, davalı tarafça bu maillere karşı itirazda bulunulmamasının bu zararları ödemeyi zımnen kabul etmiş olduğu anlamına geldiğini, dinlene tanıkları …’ında bu durumu doğruladığını, tüm bunlara rağmen bilirkişinin maddi ve lafzi olarak hatalı yorumu gerekçe gösterilerek birleşen 2014/1298 Esas sayılı davalarının reddedildiğini, yargılama sırasında bu davadaki zarar taleplerine ilişkin bilirkişi tespiti yapılmadığından istinaf incelemesi sırasında bu zararlarının bilirkişiye tespit ettirilmesi gerektiğini belirterek, birleşen davaların reddine ilişkin kararın kaldırılarak her iki birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı-karşı davada davacı vekili istinafında, taraflar arasındaki sözleşme gereğince müvekkili şirketin davacıya açılan galeri için herhangi bir bedel ödemek zorunda olmadığını, sözleşmenin 2.3. ve 16.4.maddelerinden bu hususun açıkça anlaşılmakta olduğunu, Çayırhan Tesislerinde açılan galerinin davacı tarafından değil, müvekkili şirket tarafından açıldığını, Nallıhan Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/132 Esas dosyasındaki raporda galerinin kimin tarafından açıldığının tespit edilmediğini, davacının mevcut tünellerin açılma yöntemini uygulamayacak bir makinesi bulunmadığı için patlayıcı kullanmak zorunda olduğunu, davacının patlayıcı kullanma iznini ise 23/12/2013 tarihinde aldığını, ilk patlama işleminin 04/01/2014’te yapıldığını, dolayısıyla davacını iddia ettiği uzunlukta bir galeriyi 31/12/2013 tarihine kadar delme-patlatma yöntemi ile açmasının teknik ve mühendislik olarak mümkün olmadığını, galeri içendeki izlerden de galerinin müvekkili şirkete ait iş makinesi ile açıldığının aşikar olduğunu, mahkemenin 31/12/2013 tarihine kadar açılan galeri miktarını ve birim maliyetini hatalı hesapladığın, galeri uzunluğu hesaplanırken ne tespit raporu ne de 2. Kök ve ek bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların dikkate alınmadığını, sadece davacı-karşı davalı tarafından müvekkili şirkete gönderilen ve yazışmasının dikkate alındığını, yukarıdaki açıklamalarına göre 31/12/2013 tarihine kadarki birim maliyet hesabının delme-patlatma yöntemine göre yapılmayacağını, bu galerilerin Road-Header makinesi ile açıldığını, maliyetinin de buna göre hesap edilmesi gerektiğini, mahkemenin huzurdaki davada sebepsiz zenginleşme hükümlerini uygulamasına dair gerekçesini de haksız olduğunu, sözleşmenin geçersiz ileri sürülmediğinden, sözleşme halen ayakta olduğundan sebepsiz zenginleşme hükümlerini uygulanamayacağı, davacı-karşı davalının mütemerrit duruma düşmüş olduğu gözardı edilerek, salt sözleşmenin dimi edimli eser sözleşmesi olması sebebiyle feshin ileriye dönük etkili olduğu sonucunun çıkarılmasının hatalı olduğunu, müvekkili şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, tünel açma bedelini bilirkişi raporuyla belirlendiğini, likit bir alacaktan söz edilemeyeceğini, taraflar arasındaki sözleşmede müvekkilin davacı-karşı davalıya ödemesi gereken faiz oranını kararlaştırılmadığını, bu nedenle TTK’nın 9.maddesi göndermesi ile 3095 sayılı Kanun’un 2/1.maddesine göre güncel %9’luk temerrüt faiz oranı uygulanması gerekirken, mahkemece davacı-karşı davalı lehine değişen oranlarda ticari avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın asıl dava yönünden istinaf gerekçeleri doğrultusunda bozulmasına, karşı dava ve birleşen davalar yönünden ise onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Asıl dava, TBK’nın 470 vd. Maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan, sözleşmenin davalı-karşı davacı iş sahibi tarafından haksız olarak feshedildiği iddiasıyla, fesih tarihine kadar yapıldığı belirtilen işlerin bir kısmının bedelinin tahsiline ilişkin olarak başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali; karşı dava, aynı sözleşme kapsamında 1/2 damga vergisinin ve kullandığı telefon hizmet bedelinin davacı-karşı davalıdan tahsili; birleşen 2014/1298 Esas sayılı dava, aynı sözleşme kapsamında, davacı-karşı davalı yüklenici tarafından açılan tünellere davalı-karşı davacı iş sahibi tarafından fazla su verilmesi nedeniyle davacının işlerinin 3 ay geciktiği iddiasıyla uğranılan zararın tazmini; birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/351 Esas sayılı davası, aynı sözleşmenin davalı-karşı davacı iş sahibi tarafından haksız feshi nedeniyle, davacının uğradığı kazanç kaybı zararının tahsili taleplerine ilişkindir. Taraf vekillerince sunulan istinaf dilekçelerinden açıkça anlaşıldığı üzere, her iki taraf vekilinin de karşı davaya ilişkin olarak verilen kabul kararına dair bir istinaf itirazları bulunmamaktadır. Ayrıca davacı-karşı davalı vekilinin asıl davasının kısmen reddedilen kısmına ilişkin olarak da bir istinaf itirazı bulunmamaktadır. HMK’nın 355.maddesi gereğince, Dairemizce karşı davaya ilişkin olarak verilen karar bakımından bir istinaf incelemesi yapılmayacaktır. Öncelikle, birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/351 Esas sayılı dosyası yönünden verilen ret kararına karşı davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu değerlendirildiğinde; Taraflar arasında akdedilen 02/05/2013 tarihli, Beşiktaş … Noterliğinin 25/03/2015 tarih … yevmiye numaralı işlemle onaylanan sözleşmenin 2.7.maddesindeki düzenlemeye göre, davacı-karşı davalı yüklenicinin bu maddede belirtilen üretim rakamlarının karşılamayı ihlal etmesi halinde, davalı-karşı davacı iş sahibinin sözleşmenin haklı nedenle feshini talep etme hakkı doğmaktadır. Yine bu sözleşmenin 6.1., 6.2., 6.9., 6.12. maddelerindeki düzenlemelere göre, davacı-karşı davalı yüklenici çalıştıracağı tüm elemanlarını SGK’ya kayıt ettirmek, işçilerini kanuni ödemelerini gösterir tüm belgeleri her ayın sonunda iş sahibine ibraz etmek, personelinin her türlü ücretini ödemek, iş yerinde yürürlükteki İş Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmelikleri, Çocuk ve Genç İşçi çalıştırılması ile ilgili tüm yasak ve kurallara uymak, İş Kanunu ve ilgili mevzuat gereğince işçilere tanınan tüm temel hakları çalışanlara tanımak, ücretlerini zamanında ve düzenli bir biçimde ödemek, yasaların zorunlu kıldığı diğer bütün sosyal hak ve tazminatlarla ilgili ödemeleri aksatmadan yapmak zorunda olup, bu hususlara ve 6.maddenin diğer bentlerinde belirtilen hususların herhangi birinin yüklenici tarafından ihlali halinde, iş sahibinin sözleşmenin haklı nedenle, tek taraflı ve tazminatsız olarak fesih hakkı bulunmaktadır. Yine sözleşmenin 15.2.c maddesine göre, yüklenicinin bu sözleşme ile yükümlendiği herhangi bir edim-taahhüdünü tüm veya zamanında yerine getirmemesi, yahut kısmen/tamamen ihlal etmesi ve bu hususta iş sahibi tarafından yapılacak ihtara rağmen (ihtarda azami 15 gün olacak şekilde belirlenen süre zarfında) sözleşmenin aynen ifa edilmemesi veya ihlalin giderilmemesi; (yahut) sözleşmenin ilgili maddelerinde bir ihlalin giderilmesi/edim-taahhüdün ifası için süre öngörülen durumlarda söz konusu ihlalin giderilmemesi/sözleşme hükmünün yerine getirilmemesi durumunda iş sahibinin herhangi bir ihbar-ihtar süresine, mehile gerek bulunmaksızın tek yanlı ve tazminatsız olarak sözleşmeyi feshetme hakkı bulunmaktadır. Davalı tarafça 28/03/2014 tarihinde çekilen ihtarname ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiği görülmüştür. Bu ihtarname ile davalı-karşı davacı taraf özetle, davacı-karşı davalı yüklenci tarafın işçilere ait ücretleri ödemediğini, Sosyal Güvenlik Kurumu borçlarının ödenmediğini, üretimin düzenli sözleşme ve şartlara uygun gelişmediğini belirtilerek sözleşmeyi feshetmiş bulunmaktadır. Davalı-karşı davacı taraf sözleşmenin feshinden önce 22 Ocak 2014 tarihli iadeli taahhütlü mektup ile işçi maaşları ve SGK borçlarının ödenmesi konusunda davacı-karşı davalıya uyarı göndermiş, davacı tarafça bu konuda gerekli girişimlerin yapılmaması üzerine davalı-karşı davacı tarafından 14/02/2014 tarihinde Bakırköy … Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile aynı hususlar tekrar ihtar edilmiş, yine davalı-karşı davacı tarafından davacıya çekilen Beşiktaş … Noterliğinin 28/02/2014 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesinde Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borçların 15 gün içerisinde ödenmesi gerektiği belirtilmiş, ayrıca yine Beşiktaş … Noterliğinin 12/03/2014 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek, işçi ücretlerinin ödenmesi ve SGK borçlarının ödenmesi hususu tekrar istenmiştir. Davacı-karşı davalı tarafça davalı-karşı davacı tarafından çekilen bu ihtarnamelere yönelik keşide edilen karşı ihtarnamelerde de SGK’ya olan borçlar ve işçilere olan maaş borçları bazen açıkça bazen ise zimmi olarak kabul edilmiştir. Buna göre, davalı-karşı davacı iş sahibinin yazılı ve noter üzerinden çektiği ihtarnamelerle sözleşmenin ilgili maddelerine istinaden uyarı ve ihtar sorumluluğunu yerine getirmiş olduğu, davacı-karşı davalı tarafından bunlara ilişkin olarak verilen 11/02/2014 tarihli yazılı cevap ile 24/02/2014 ve 18/03/2014 tarihli cevabi ihtarnamelerde sözleşmenin ilgili maddelerinin kendisine yüklediği sorumluluklarını yerine getirme yerine işi geçiştirdiği, davalı-karşı davacı iş sahibinin yukarıda belirtilen sözleşme maddelerine açık bir muhalefet halinde dolayı sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu, sözleşmenin feshine dair 28/03/2014 tarihli ihtarnamede de söz konusu sözleşme maddelerine ve bunlara ilişkin ihlallere dayanıldığı, davalı-karşı davacı tarafça haklı olarak feshedilen sözleşme nedeniyle davacı-karşı davalının kar kaybı talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince de bu doğrultuda yapılan değerlendirme neticesinde birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/351 Esas sayılı davasının reddine karar verilmiş olması Dairemizce de yerinde görülmüştür. Birleşen 2014/1298 Esas sayılı dava değerlendirildiğinde; Bu dava, davacı-karşı davalı tarafça açılan tünellere davalı-karşı davacı tarafça belirlenen seviyenin üzerinde su verilemesi nedeniyle meydana geldiği iddia edilen su basmasından dolayı davacı-karşı davalı yüklenicinin 3 ay kadar çalışamadığı ve bu nedenle oluşan çamurların atılması vs. işler nedeniyle masraflar yaptığı iddiasıyla zarar ve kar kaybı taleplerine ilişkindir. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 5.1 maddesi, 5.6.4 ve 5.6.6 maddelerinde belirtildiği üzere yükleniciye, ana galeri, tali galerilerde, dezanterilerde, panolarda ve griflerde tahkimatın yönetmeliklere ve tam emniyeti sağlayacak şekilde yapılması, madende havalandırma aydınlatma, su tahliye sistemlerini yürürlükteki kanun ve nizamnamelere uygun yönergelere göre kurulması, tesisatın döşenmesi, bakımı ve çalışır halde tutulması, su drenajının yönetmeliklere ve iş emrine uygun şekilde yapılması yükümlülüğünün yüklenmiştir. Alınan bilirkişi heyet raporunda da belirtildiği üzere, davacı-karşı davalı yüklenici çalışanı … tarafından davacı şirketin yetkilileri ve şirketine gönderilen 14/07/2012 tarihli, davacı şirketin ve davalı şirketin yetkililerine gönderdiği 03/09/2012 tarihli, davalı tarafın yetkilisine gönderdiği 15/11/2012 tarihli, davalı tarafın yetkililerine gönderdiği 03/12/2012 tarihli, davalı tarafın yetkilisine gönderdiği 22/01/2013 ve 21/02/2013 tarihli e-posta içerikleri ile davacı-karşı davalı yüklenici tarafından davalı-karşı davacıya gönderilen 08/04/2013 tarihli mutabakat beyanı ile her iki tarafça kaşelenip imzalanan 13/01/2014 tarihli cari hesap mutabakat metni göz önünde bulundurulduğunda, 12/07/2012 tarihli su baskınının davacı-karşı davalı firma tarafından yapılmış olan Pao-3 deki göçük sebebi ile oluştuğu, yine davacı-karşı davalının Pano-4 tavan patlatması çalışmaları esnasında 12/10/2012 tarihli ikinci su baskının oluştuğu, bu su baskınlarının oluşmasının, panolardaki su seviyelerinin yüksekliğinden ziyade tamamen davacı-karşı davalı firmanın yürüttüğü teknik çalışmalardan kaynakladığı, her iki su baskınında da davacı-karşı davalı tarafın kusurlu olmasından dolayı davacı-karşı davalının bu sebeple davalı-karşı davacıdan bir tazminat talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince de bu doğrultuda yapılan değerlendirme neticesinde birleşen 2014/1298 Esas sayılı davanın reddine karar vermiş olması doğru olmuştur. Asıl davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu değerlendirildiğinde ise;Taraflar arasında akdedilen 02/05/2013 tarihli, Beşiktaş … Noterliğinin 25/03/2015 tarih … yevmiye numaralı işlemle onaylanan sözleşmenin 2.3.maddesinde; iş bedelinin yüklenici tarafından yer üstüne çıkarılacak olan …’in tonajı üzerinde hesaplanacağı, bunun yapılan çalışmanın miktarını göstereceği, … dışında çıkarılan malzemeye (panolara ulaşmak için ilk başta açılacak solan ana galeri ve yaklaşma galerilerinin yapımı sırasında yer altından boşaltılan malzeme) para ödenmeyeceği düzenlenmiş, ayrıca sözleşmenin sona ermesi halinde uygulanacak hükümler başlıklı 16.maddesinin giriş cümlesinde; sözleşmenin herhangi bir zamanda herhangi bir nedenden sona ermesi halinde aşağıda yazılı olan hükümlerin uygulanacağı,16.3.maddesinde; yüklenicinin sözleşme hangi zamanda hangi nedenden ötürü sona ermiş olursa olsun iş sahibinden tazminat, kar kaybı, masraf, katılım payı vs. nam adı altında hiçbir bedel talep edemeyeceği, 16.4.madesinde ise iş sahibinin 15.2.maddeye göre veya 15.3.maddeye göre sözleşmeyi erken feshetmesi halinde yüklenici tarafından tesis edilmiş olan galeriler, kuyular ve diğer tüm yer altı yapıları ile bunların tahkimatları, sondaj verileri ve karotları, cevher ve dekapaj basamakları ve yolları, atık barajları, cevher stok alanları gibi maden istihsalinde kullanılması zorunlu olan tüm yapıların bedelsiz olarak iş sahibine intikal edeceği belirtilmiştir. Tacir olan taraflar arasında imzalanan davaya konu sözleşmenin belirtilen bu madde düzenlemeleri ile yukarıda sözleşmenin iş sahibi tarafından feshinin haklı olduğuna dair yapılan değerlendirme göz önünde bulundurulduğunda, 25/08/2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunda da belirtildiği üzere, davacı-karşı davalı yüklenicinin yapacağı ana ve yaklaşma galerilerine ilişkin olarak buralardan çıkacak … madeni dışında herhangi bir ücret talep etme hakkı bulunmamaktadır. Dosya kapsamına ve bilirkişi heyeti raporuna göre de, sadece bir kısım galerinin açılmış olduğu, … madeninin çıkarılmadığı, sadece pasa malzemesinin çıkarılmış olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince, bunun aksine bir şekilde değerlendirme ve yazılan gerekçe tacir olan tarafların sözleşmeye bağlılık ilkesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Mahkemenin asıl davaya ilişkin olarak gerekçesinde belirtmiş olduğu, daimi edimli sözleşmelerde feshin ileriye etkili olacağı, fesih tarihine kadar ifa edilen edimlerin bedelinin feshin haklı ya da haksız olup olmadığına bakılmaksızın karşı taraftan talep edilebileceği durumu ancak bu konuda sözleşmede bir hüküm bulunmaması halinde uygulanması mümkündür. Oysa, yukarıda belirtildiği üzere sözleşmeye, yapılacak işin mahiyeti taraflarca göz önünde bulundurularak bunun aksine açık düzenlemeler konulmuş olup, taraflar bu düzenlemelerle bağlı bulunmaktadırlar. Tacir olan davacı-karşı davalının imzalamış olduğu sözleşmedeki açık düzenlemeler gereğince, bedelini alma hakkı olmadığı açmış olduğu tüneller sebebiyle davalı-karşı davacı iş sahibinin davacı-karşı davalı yükleniciye karşı sebepsiz olarak zenginleştiğinden bahsedilemeyecektir. Bu açıklamalar doğrultusunda, davacı-karşı davalının asıl davadaki talebine ilişkin olarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksine bir şekilde kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı-karşı davalı vekilinin birleşen davaların reddine yönelik istinaf başvurularının reddine, davalı-karşı davacı vekilinin asıl davanın kısmen kabulüne yönelik istinaf başvurusunun ise kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine, karşı davanın ise kabulüne dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş, asıl davada davacı-karşı davalının takibi başlatmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı-karşı davacı vekilinin kötü niyet tazminatı talebi reddedilmiş, karşı davada verilen hükme karşı bir istinaf itirazı olmadığından, birleşen davalara yönelik ise istinaf başvuruları reddedildiğinden bu davalara yönelik ilk derece mahkemesince verilen yargılama giderleri ve vekalet ücreti hükümleri aynen korunmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, davacı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, 2-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/05/2018 tarih ve 2014/234 Esas, 2018/585 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Asıl, birleşen 2014/1298 Esas ve birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/351 Esas sayılı davaların ayrı ayrı REDDİNE, 4-Karşı davanın KABULÜ İLE, 188.289,17 TL’nin davacı karşı davalı … San. Tic. A.Ş’den 07/04/2014 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte tahsili davalı-karşı davacı …’ye ödenmesine,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN Asıl dava yönünden; 1-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 10.126,35 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 10.067,05 TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davacı tarafa İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 3-Davalı tarafından yapılan masraf bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 58.971,88 TL vekâlet ücretinin davacı-karşı davlıdan alınarak davalı-karşı davacıya VERİLMESİNE, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa İADESİNE, Karşı dava yönünden; 1-Alınması gereken 12.862,03 TL nispi karar ve ilam harcından davalı-karşı davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.216,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.646,03 TL harcın davacı-karşı davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan 150,00 TL yargılama giderinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen 188.289,17 TL üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 17.247,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa İADESİNE, Birleşen 2014/1298 Esas sayılı dava yönünden; 1-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 85,40 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 49,50 TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davacı tarafa İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 3-Davalı tarafından yapılan masraf bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.180,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa İADESİNE, Birleşen 2016/351 Esas sayılı dava yönünden; 1-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 15.551,78 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 15.515,88 TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davacı tarafa İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 3-Davalı tarafından yapılan masraf bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 50.376,38 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı-karşı davacı tarafından yatırılan 7.616,94 TL istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere istinaf yargılama giderinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacı tarafa VERİLMESİNE, 3-Davacı-karşı davalı tarafından birleşen davalar için alınması gereken toplam 118,60 TL (59,30+ 59,30TL) istinaf karar harcından peşin alınan 71,80 TL’nin (35,90 + 35,90 TL) mahsubu ile bakiye 46,80 TL istinaf karar harcının davacı-karşı davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 4-Davacı-karşı davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 13/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.