Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1973 E. 2021/1039 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1973
KARAR NO : 2021/1039
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2018
NUMARASI: 2015/370 Esas, 2018/581 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda ;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili; davalı tarafından … Bankası Küçükyalı Şubesine ait … nolu 30/04/2015 tarihli 200.000,00 TL bedelli çekin keşide edilerek müvekkiline verilmek suretiyle tedavüle sokulduğunu, müvekkilinin iş yoğunluğu sebebiyle çekin bankaya süresinde ibrazının kaçırıldığını belirterek davanın kabulü ile sebepsiz iktisap konusu çek bedeli olan 200.000,00 TL’nin keşide tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 24/03/2016 tarihli dilekçesinde, davanın kambiyo hukukundan kaynaklı çekle ile ilgili müracat haklarının düşmesi sebebiyle sebepsiz iktisab davası olup temel ilişkiye dayalı bir dava olmadığını belirterek, sebepsiz iktisap konusu çek bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili; taraflara arasında davacı şirket tarafından yapılan inşaatın 220.000,00 TL tutan plastik PVC profil doğramalarının yapılması konusunda 20/03/2015 tarihli yazılı sözleşme yapıldığını, davacı tarafından müvekkiline yapılan ödemelerin tamamına karşılık doğramaların imal edildiği ve yerine takıldığını, sözleşmede yer almayan talepleri yerine getirildiği halde fiyat farklarının davacı tarafın ödemediğini, müvekkili şirkete 51.987,00 TL borçlu bulunduğunu, bu nedenle davacı tarafa Kartal …. Noterliği’ ne ait 06/10/2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamenin keşide edildiğini, müvekkili şirketin verdiği 30/04/2015 vadeli 200.000,00 TL’lik çekin bir borcun karşılığı olmayıp teminat çeki olduğunu, yasal sürelerde işlem yapılmayan çekin nitelik ve özelliğinin kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davanın, kambiyo evrakı nedeniyle sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak davası olduğunu; taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre davalı yüklenicinin ediminin ifasını temin etmek amacıyla 200.000,00 TL bedelli çekin teminat çeki olarak alındığı, bu hususun taraflar arasında ihtilaf konusu olmadığı, çek teminat amaçlı verilmiş ise de işin yapılmadığını iddia eden davacının teminat çekiyle takip yapmak suretiyle alacağının tahsiline yönelebileceği, ancak davaya konu çekin keşide tarihi nazara alındığında süresinde muhatap banka şubesine ibraz edilmemesi ve süresi içerisinde protesto da çekilmemesi nedeniyle çek hamilinin müracaat borçlularına başvuru hakkının kaybedildiği ve dolayısıyla çekin teminat fonksiyonunu yitirdiği, davacının dava dilekçesinde davasını açıkça TTK ‘nun 810. maddesinin atfı ile yine TTK’ nun 732. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandırdığı, her ne kadar davacı vekili 24/03/2016 tarihli beyan dilekçesinde temel ilişkiye dair beyanlarda bulunmuş ise de dilekçesinin sonuç kısmında yine sebepsiz iktisab konusu çek bedeli 200.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep ettiği, yine gerek 26/04/2016 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı vekilinin davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı bir dava olduğunun beyan etmesi gerekse 07/02/2017 tarihli duruşmada davalının yüklendiği işi tamamlamadan iş yerini terk etmesi nedeniyle alacağın tahsilini talep etmiş ise de bu beyanın iddianın genişletilmesi yasağı nedeniyle değerlendirilemeyecek olması nedeniyle davanın TTK’ nun 732. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme davası olduğunun kabulü gerektiği, kambiyo evrakı nedeniyle sebepsiz zenginleşmediği hususunda ispat yükünün keşideciye ait olduğu, bu kapsamda davacı lehtarın davaya konu çek karşılığında herhangi bir mal veya hizmet vermemiş olması ve çekin teminat çeki olduğunun tarafların kabulünde olması nedeniyle davalı keşidecinin çek nedeniyle davacı aleyhine kambiyo hukukunda kaynaklanan herhangi bir zenginleşmesinin bulunmadığı, temel ilişkiye dayalı olarak TBK’ nun 77. vd. maddeleri uyarınca açılmış sebepsiz zenginleşme davası bulunmadığından bu hususta karar verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; dava konusu çekin neyin teminatı olduğu ve bu teminat konusu işin eksiksiz şekilde yerine getirilip getirilmediğinin araştırıldığı ve bilirkişinin de eksik işleri tespit ettiğini, buna rağmen sebepsiz zenginleşme olmadığı yönünde hüküm kurulmasının dosya kapsamındaki bilirkişi raporlarına açık aykırılık oluşturduğunu; davalı şirketin, müvekkili tarafından kendisine tüm ödemelerin yapılmasına rağmen, işlerini yarım bırakarak işyerini terk ettiğini; davalı tarafın çek hakkında yapmış olduğu başvuruya karşı temel ilişkiye dayalı savunmalar öne sürmesi nedeniyle bunlara karşı delil ve cevap verme hakkının doğduğunu; kat malikleri ve sözleşmede yüklenici olarak teslim süresine uyması gerektiğinden, gecikmesine yer olmayan bu eksik işlerin tamamlanmasını teminen, öncelikli olarak “İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1933 D.İş” sayılı dosyasından tespit yaptırarak, davalı şirketin eksik bıraktığı işlerin 90.000.-TL ektra bedel ödeyerek “Rumeli Yapı” firmasına yaptırıldığını; müvekkili firmanın, davalının sözleşme konusu işi gereği gibi yapmamasından dolayı doğan zararının mahkemece görmezden gelindiğini; dava konusu çekin sözleşme ile yapması gereken işleri eksiksiz yapması amacıyla ve yapmış olduğu ödemelere karşılık kontragaranti olarak alındığını; eksik iş bedeli değil tüm çek bedelinin sözleşme ihlali bakımından istenebilir olduğundan kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi tarafından davalının keşide ettiği çekin bankaya süresinde ibrazının kaçırıldığı belirterek sebepsiz iktisaba dayalı dava konusu çek bedelinin davalıdan tahsiline ilişkin açılan davada, davalı yüklenici tarafından çekin teminat olarak verildiği ve işin yerine getirildiği savunulmuştur.Türk Borçlar Kanunu’nun 470’nci maddesine göre; eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Buna göre yüklenicinin temel borcu, yükümlendiği işi sözleşmeye, amacına uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin temel borcu bedel ödemektir. Taraflar arasında 20/03/2015 tarihli … … Ada, … Parsel sayılı taşınmazda kayıtlı arazi üzerinde inşaa edilecek apartmanın PVC doğrama ve panjur işlerinin davalı yüklenici şirket tarafından yapılması hususunda 220.000,00 TL bedelli olarak sözleşme yapıldığı, sözleşmeye göre dava konusu 200.000,00 TL bedelli çekin teminat çeki olarak alındığının belirtildiği; dava konusu 30/04/2015 keşide tarihli çekin, keşidecisinin davalı şirket, lehtarının davacı şirket olduğu, taraflarca teminat çeki olduğuna dair belge imzalandığı; … Bankası Küçükyalı Şubesi tarafından davaya konu çekin ödenmediğinin bildirildiği görülmüştür.İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1933 D.İş sayılı dosyasından 19/10/2015 tarihinde yapılan tespit sonucu alınan 09/11/2015 tarihli bilirkişi raporunda; eksik bırakılan işler ve kırık cam bedelinin 90.000,00 TL olduğunun belirtildiği, raporun karşı tarafa tebliğ edildiği, itiraz edilmediği; ancak davalı tarafça 25/12/2016 tarihli dilekçe ile esas dosyada dava açıldıktan sonra başka mahkemede yapılan tespite itiraz ettikleri belirtilmiştir.Mahkemece bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verildiği, inşaatçı bilirkişinin aradan geçen süreyi belirterek dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucu düzenlediği 24/10/2017 tarihli raporunda; ödemelerin dosyada görülmediği, yapılacak inceleme sonucu tespit edilecek alacaktan bakiye eksik iş bedeli olan 90.000,00 TL’nin hakedişten düşülmesi gerektiği belirtilmiştir.Dosyada toplanan deliller kapsamında dava konusu çekin sözleşme gereği teminat çeki olarak verildiği ihtilafsız olup, davacı işin eksik bırakıldığını ileri sürmekte, davalı ise işin tamamlandığını savunmaktadır. Bu durumda mahkemece mahallinde keşif yapılmak suretiyle davalı tarafından işin yapılıp yapılmadığı, yapılan işin sözleşme koşullarına uygun yerine getirilip getirilmediği değerlendirilerek yapılan işler nedeniyle davacı alacağının var olup olmadığının tespiti gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2018 tarih, 2015/370 Esas, 2018/581 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davacı tarafça ypılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.