Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1935
KARAR NO : 2021/1038
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2018
NUMARASI: 2016/83 Esas, 2018/470 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili; müvekkilinin katalog, takvim gibi ürünlerin basımını yapması için davalı ile 08/12/2014 tarihinde teklif formu ile yazılı olarak anlaşıldığını, teklif formunda işin tesliminden itibaren 60 gün sonra vadenin belirlendiğini, vadenin geciktirilmesi durumunda %4 vade farkı uygulanacağının teklif forumunda kararlaştırıldığını, müvekkilinin basımı gerçekleştirilen ürünler sebebiyle davalıya 28/11/2014 tarihli ve 27/01/2015 vadeli, 29/12/2014 tarihli ve 27/02/2015 vadeli, 31/10/2014 ve 01/03/2015 vadeli 3 adet fatura keşide edildiğini, davalının bu faturaları vadesinde ödemediğinden davalıya sözleşme gereği 10/06/2015 tarihli ve 09/08/2015 vadeli vade farkı faturası keşide edilerek KDV dahil 5.380,12-TL talep edildiğini, davalının gönderilen bu faturayı Beyoğlu … Noterliğinin 17/06/2015 tarihli yazısı ile iade etmesi üzerine davalı aleyhine vade farkı alacağının tahsili amacıyla İstanbul …. İcra Müdürlüğünce … esas sayılı takibinin başlatıldığını, davalı borçlunun takibe haksız itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; davacı ile yazılı sözleşme bulunmadığını, davacının dayandığı 08/12/2014 tarihli teklif formunun tek taraflı düzenlenen ve hukuken niyet mektubu olarak değerlendirilebilecek bir belge olduğunu, teklif formunun altında imzası bulunan … müvekkilinin pazarlama yöneticisi olarak çalıştığını, bu tür bir belgeyi imzalamaya yetkisinin bulunmadığını, bu nedenle vade farkı düzenlemesini içeren teklif formunun müvekkilini bağlamayacağını savunarak davanın reddini ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece; davalı şirket çalışanı … imzasını içeren ve aynı firmanın kaşesini içeren sözleşme ile taraflar arasında masa takvimi, katalog vs. malzemelerin satımı noktasında yazılı sözleşme yapıldığı, bu sözleşmenin 3. maddesi ile %4 vade farkı uygulanacağının kararlaştırıldığı; davalı taraf her ne kadar müvekkilini temsilen sözleşmeyi imzaladığı bildirilen …’ın şirketi ilzama yetkisinin olmadığını beyan etmiş ise de bu sözleşmeye istinaden ticari ilişkinin başladığı davacının faturalara konu malları davalıya teslim ettiği, davalının zaman zaman davacıya ödemeler yaptığı, kendisine gönderilen faturalara itiraz etmediği dosyada bulunan sözleşme örneği, faturalar, taraflar arasındaki e-posta yazışmaları, gerek talimat yoluyla gerekse yaptırılan bilirkişi raporlarıyla sabit görüldüğü; ayrıca şirketin bu protokole TBK 46/1. maddesi bağlamında muvafakat ettiği, taraflar arasında hüküm doğuracağı sabit görülerek tarafları bağlayıcı nitelikteki bu sözleşme ile kararlaştırılan %4 vade farkının davalıyı bağlayacağı; davalıya gönderilen her faturada vade tarihi belirtildiği, davalının 6102 sayılı TTK’nın 21/2. Maddesinde belirtildiği şekilde faturaya itiraz ettiği ispatlanamadığı gibi vade farkına sebep oluşturan diğer 3 faturayı da vadesinde ödediğini ispat edemediği; bilirkişiler marifetiyle yaptırılan inceleme sonucunda davacının talep ettiği vade farkı miktarının sözleşmede kararlaştırılan orana uygun olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne; itirazının iptali ile takibin aynen devamına; alacağın %20’si olan 1.076,02-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; taraflar arasındaki ticari ilişki teklif formuna değil; davacı yan ile davalı müvekkil şirket arasında teklif formundan önceki bir tarihte şifahi olarak kurulmuş sözleşme çerçevesinde alınan hizmete dayandığını; 08.12.2014 tarihli teklif formunun müvekkil şirket yetkilisi tarafından imzalanmadığını, bu teklif formuna verilmiş geçerli bir irade beyanı da bulunmadığını, teklif formunun altında imzası bulunan …’ın şirket yetkilisi olmadığını; teklif formunun, esaslı unsurları içermemesi sebebiyle sözleşme niteliğinde olmadığını açıkça gösterdiğini; mahkeme tarafından 08.12.2014 tarihli teklif formunun ticari ilişkiyi başlatan bir sözleşme gibi nitelendirilmiş olmasının doğru olmadığını; davacı yanın gönderdiği vade farkı faturasının noter kanalıyla iade edildiğini; taraflar arasında vade farkı talep edebilmek için gerekli ticari teamül veya sözleşme bulunmadığını, davacı yanın, faturalara “vadesinde ödenmeyen fatura bedellerine aylık %8 vade farkı tahakkuk ettirilir.” ibaresini eklediğini, vade farkı talep edebilmek için faturada bu hususun bulunmasının yeterli olmadığını belirterek kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı tarafça vade farkı faturasının tahsiline ilişkin başlatılan takibe itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali davasında, davalı vade farkı uygulanamıyacağını savunmuş, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.Dava konusu İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile davacı tarafından davalı borçlu aleyhine 10/06/2015 tarih 5.380,12 TL vade farkı faturasına dayalı başlatılan takibe davalı tarafından süresinde itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.Somut olayda; davacı ile davalı şirket adına … tarafından 08/12/2014 tarihli matbu yazılı teklif formu imzalanmıştır. Vade farkı istenebilmesi için, yanlar arasındaki sözleşmede vade farkının ödeneceğinin kararlaştırılmış olması ya da yanlar arasında yapılan uygulama ile bu hususun kabul edilmiş olması gerekir. Sözleşmeyi imzalayan … davalı şirketin yetkilisi olmamakla birlikte, karşılıklı e-mail yazışmalarının bu kişi ile yapıldığı, bu nedenle davalının teklif formundan sonra düzenlenen faturalar için vade farkından sorumlu olduğu sonucuna varılmaktadır. Davacı tarafından davalıya 28/11/2014 tarihli 11.741,00-TL tutarlı, 29/12/2014 tarihli 301,69-TL tutarlı; 31/12/2014 tarihli 44.950,14-TL tutarlı fatura düzenlenmiş, davacı tarafından düzenlenen 10/06/2015 tarihli 5.380,12-TL tutarlı vade farkı faturanın davalı tarafından Beyoğlu …. Noterliğinin 17/06/2015 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu bilirkişi raporları alınmıştır. Buna göre, davacının 15.000 ürün için verdiği teklif formunun düzenlendiği tarihin 08.12.2014 olduğu; davacının takibe dayanak yaptığı 10/06/2015 tarihli 5.380,12-TL tutarlı vade farkı faturasına konu edilen alacağın, 28/11/2014 tarihli 11.741 TL bedelli fatura, 29/12/2014 tarihli 301.69 TL bedelli fatura, ve 31/10/2014 tarihli 44.950.14 TL bedelli faturalardan kaynaklandığı ve faturaların 60 gün vadeli olarak kayıtlara alındığı, fatura bedellerinin ödendiği; 28/11/2014 tarihli 11.741 TL bedelli faturanın teklif formundan önce 1.000 adet ürün için düzenlendiği, bu durumda davacının bu fatura için vade farkı talep edemiyeceği, geç ödenen 29/12/2014 tarihli 301.69 TL bedelli, ve 31/10/2014 tarihli 44.950.14 TL bedelli faturalar için takip tarihi itibarıyla 4.793.27 TL vade farkı borcu oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece 4.793,27 TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede davalı şirket vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak; davanın kısmen kabulü ile itirazın 4.793,27 TL için iptaline, bu miktar üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A) 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/05/2018 tarih ve 2016/83 Esas, 2018/470 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibine vaki davalı borçlu itirazının kısmen iptali ile takibin 4.793,27 TL alacak için aynı koşullarda devamına,4-Asıl alacağın %20’si olan 958,65 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 327,43 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 91,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 235,55 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 91,88 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,3-Davacı tarafından yapılan 505,00 TL tebligat ve posta gideri, 1.450,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.955,00 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 1.739,95 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,4-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL tebligat ve posta gideri olan yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 5,50 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde bırakılmasına,5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 586,85 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine, C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN1-Davalı tarafından yatırılan 95,00 TL istinaf karar harcının istek halinde ve karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,2-Davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 62,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 160,10 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 26/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.