Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1899 E. 2021/984 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1899
KARAR NO: 2021/984
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/06/2018
NUMARASI: 2018/69 Esas, 2018/679 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 24/05/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/435 Esas sayılı dosyasına verdiği 01/08/2016 tarihli dilekçesiyle, taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapsamında müvekkili tarafından tanzim edilen 14/04/2016 tarihli faturanın … Kargo ile 20/04/2016 tarihli faturanın ise müvekkili şirket sahibi … tarafından davalıya elden teslim edildiğini, faturalarda belirtilen malların da davalı şirkete teslim edildiğini, faturada belirtilen servis bakım hizmetinin de müvekkili tarafından yerine getirildiğini, 14/04/2016 tarihli ve … nolu servis formu ile 14/04/2016 tarihli faturada yazılı 40 Kg kimyasal temizleyici, 1 adet fan sigortası ve 3 Adet R-407 C soğutucu gazın (40.8 kg) davalı şirket çalışanı İrfan Geyik tarafından teslim alındığını, faturada belirtildiği gibi davalının işyerinde bulunan 2 adet … marka cihaza 1.100,00 TL’ lik servis bakımının yapıldığını, bu bakım için daha önce davalıya 1.300.00 TL + KDV fiyat teklifinin yapıldığını, ancak pazarlık sonucu 1.100.00 TL bedelde anlaşma sağlandığını, bakım sırasında davalının işyerinde bulunan … marka cihazın kondansor fanının (800 Fan Motoru) arızalı olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine davalıya 800 Fan Motoru için teklifte bulunulduğunu, davalının bu teklifi mail ortamında kabul ettiğini, 20/04/2016 tarihli ve … nolu servis formu ile 20/04/2016 tarihli faturada yazılı 1 adet 800’lük fan motorunun işyerindeki makineye montajının yapıldığını, davalı şirket çalışanı … tarafından cihazın çalışır vaziyette teslim alındığını, iş bedelinin davalı yanca ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında 20/04/2016 tarihli, … sıra nolu ve 14/04/2016 tarihli … sıra nolu faturalara istinaden Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasından toplam 8.830.79 TL alacağın tahsili için takip yapıldığını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya bakmakla yetkili ve görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin ticari kayıtlarında dava konusu edilen faturaya dayalı mal alımı ve ticari ilişkinin olmadığını, faturanın müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce 01/11/2017 tarih, 2017/358 Karar sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliğine, görevli ve yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilerek, dava dosyası davacı yanın talebi ile istinafa konu kararın verildiği mahkemeye gönderilmiştir. Mahkemece, taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, davaya konu faturaların davacı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının defter kayıtlarında olmadığı, dosyada bulunan ve davalının çalışanı … tarafından imzalanan servis formu kapsamında düzenlenen dava konusu faturalar muhteviyatı mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiğinin ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı borçlunun Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacak yönünden (8.830,79 TL) aynen devamına, hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek şekilde yıllık %9 oranını aşmayacak şekilde değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, takip dosyasına konu faturalardan müvekkili şirketin ilk defa ödeme emrinin gönderilmesi neticesinde haberdar olduğunu, faturanın ilgili kişi için hukuken değer ifade edebilmesi için faturanın ilgili kişiye ulaşmış olması gerektiğini, faturayı gönderenin bu durumu ispatlamasının da fatura bedelini isteyebilmesi için önemli olduğunu, yasalarımızda faturanın tebliğinin şekle bağlı kılınmadığını, buna göre fatura tebliğinin; muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, imza karşılığı elden tebliğ yolu ile, Noter aracılığıyla, Telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla, faks çekilmesi yoluyla, güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi yoluyla yapılmasının uygun olduğunu, faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu tarafın alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması gerekeceğini, borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun, faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle, kabul etmemesi durumunda da hizmetin verildiğinin alacaklı yanca kanıtlaması gerektiğini, davacı tarafın faturanın kargo yolu ile müvekkili şirkete gönderildiğini iddia ettiğini, ancak söz konusu faturaların tebliğine ilişkin herhangi bir kargo iletisi hükmü yer almamakla birlikte davacının iddiası asılsız ve tamamen müvekkili şirketi zor durumda bırakmaktan öteye gidemediğini, müvekkili şirketin davacı tarafın iddia ettiği hizmeti almadığı gibi iş bu hizmetin bedelini ödeme zarureti içerisine hukuken girmesinin de usul ve yasalara aykırı olduğunu, mahkemece müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının sunulmadığından bahisle davanın kabulüne karar verildiğini, ancak müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının yapılan bilirkişi incelemesinde sunulduğunu, davanın tek dayanağının servis formu adı altında … adlı kişinin formu imzalamış olması olduğunu, davacının vermiş olduğu hizmeti ispat edememesine rağmen servis formu üzerinden hareketle hizmet verildiği hususunun kabulünün usul ve yasalara aykırı olduğunu, mahkeme tarafından faturaların müvekkili şirkete tebliğinin kargo yoluyla yapılmasının usulsüzlüğü üzerinde durulması gerekirken, bu durumun gözetilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi hakkında Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 14/04/2016 tarihli, … nolu, 5.813,86 TL bedelli ve 20/04/2016 tarihli, … nolu, 3.016,93 TL bedelli faturalara istinaden toplam 8.830,79 TL asıl alacağın tahsili için 15/06/2016 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Davacı, takip konusu 2 adet fatura ile, davalıya fan motoru, 40 kg kimyasal temizleyici, 40,8 kg soğutucu gaz, 1 adet fan sigortası ve 2 adet malzemeli klima servisi bakımı ile ilgili mal ve hizmet teslimi yapıldığını ancak davalı yanca iş bedelinin ödenmediğini iddia etmektedir. Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. (Yargıtay 15 Hukuk Dairesi’nin 25/09/2018 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 karar sayılı kararı) 4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. Somut olayda, davacı yan, mal ve hizmet tesliminin yapıldığını ileri sürerek iş bedelini talep etmiş ise de, davalı yanca akdî ilişki inkâr edildiğinden, taraflar arasında sözlü akdî ilişkinin kurulduğunu ispat külfeti davacı üzerinde kalmaktadır. Bu kapsamda, davacının dosyaya sunduğu delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Mahkemece tarafların ticari defterleri üzerinde yaptırılan inceleme sonucunda mali müşavir Murat Kotanoğlu tarafından hazırlanan 23/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafın ticari defterlerin HMK’ nın 222.maddesi uyarınca sahibi lehine delil niteliğinde olduğu, davacının ticari defter kayıtlarına göre 17/06/2016 takip tarihi itibari ile davacının alacağının 8.830,79 TL olduğu, davalı yanın yasal defterlerinde ise davacının tanzim ettiği faturaların kayıtlı olmadığı, davalı defterlerinde davacının herhangi bir hak ve alacağının tespit edilemediği, davacının takip konusu yaptığı faturaların içeriği ile ilgili davalı tarafla mail yazışmaları yapıldığı, davacı tarafça gönderilen teklif formunda davalının kaşesi ve kaşe üzerinde imzasının bulunduğu, davalının ikinci cevap dilekçesinde mail yazışmalarının kendi çalışanı tarafından yapıldığını kabul ettiği, bu itibarla davacı tarafın fatura içeriği mal ve hizmet teslimini ispat ettiği, davalı tarafın söz konusu mal ve hizmet alımları ile ilgili iade ve/veya bedelleri takip tarihi öncesinde ödediğini ispatlayıcı mahiyette herhangi bir belge ibraz edemediği nazara alındığında davacının 17/06/2016 takip tarihi itibari ile davalıdan 8.830,79 TL alacaklı olduğunun ispatlandığı, davalının TBK’ nın 117. Maddesi uyarınca 17/06/2016 takip tarihi itibari ile mütemerrit olduğu nazara alındığında, takip tarihi öncesinde işlemiş faiz tahakkukunun mümkün olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Dosya kapsamından; davacı şirkete ait hassasklima gmail.com adresinden davalıya ait ahmetcinar enerjipetrol.com adresine yapılan yazışmalarda, 14/04/2016 tarihinde verilen hizmetler ile birlikte 20/04/2016 tarihinde verilen soğutucu fan ile ilgili teklife ilişkin yazışmalar yapıldığı, 13/04/2016 tarihli davacı yan teklifinde davalı firmanın kaşe ve imzasının yer aldığı, davalının 2.cevap dilekçesinde mail yazışmalarının yapıldığı kişinin şirket yetkilisi olmadığını belirttiği, bu suretle yazışmayı kabul ettiği ve 2 adet servis formunda davalı çalışanı …’ in isim ve imzasının bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, mahkemece taraflar arasındaki mal ve hizmet ilişkisi ile mal ve hizmetin davalı yana verildiği hususlarının davacı yanca ispat edildiği sonucuna varılması isabetli olmuş ise de; iş bedeli yönünden de taraflar arasında ihtilaf bulunduğundan teknik bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, mali müşavir bilirkişi tarafından ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi hatalı olmuştur. O halde mahkemece yapılacak iş; davalı yanın çalışanı tarafından imzalanan ve davalı şirketin kaşesi bulunan servis formlarına göre yapılan işlerin, sözleşme teklifindeki birim fiyatlar üzerinden bedellerinin hesaplanması konusunda teknik bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davacının yapmış olduğu işin ve teslim ettiği malın bedelinin ve buna göre bakiye alacağının bulunup bulunmadığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/06/2018 tarih, 2018/69 Esas, 2018/679 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 24/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.