Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1848 E. 2018/1419 K. 31.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1836
KARAR NO : 2018/1392
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/08/2018
NUMARASI : 2018/721 Esas,
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ : 31/10/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, dava dışı TOKİ ile… firması arasında ve bu firma ile de müekkili arasında düzenlenen sözleşmeler kapsamında müvekkili firma ile davalı firma arasında 05/01/2017 tarihinde düzenlenen alt taşeronluk sözleşmesi ile Karabük ili, Safranbolu ilçesi, 579 adet konut, cami, ticaret alanı inşaası işi kapsamında 31 blok ile ilgili tünel kalıp işlerinin yapılması işinin davalıya verildiğini, davalının edimlerini zamanında yerine getirmediği gibi yaptırılan tespitte eksik ve ayıplı imalatın 598.182,32 TL tutarında olduğunun belirlendiğini, davalının işleri bitirmeden şantiyeyi terk ettiğini, müvekkilinin eksik ve ayıplı işleri 3. Kişilere yaptırdığını ileri sürerek, müvekkilinin alacağının akim kalmaması için davalıya ait olan ve halen şantiyede bulunan GMTR 386 B model 402561 seri nolu kule vinç hakkında sözleşmenin 26.2 maddesi gereği ihtiyati tedbir kararı veya tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz kararı verilmesini, davalının eksik ve ayıplı işler kapsamında tespit edilecek maddi zararın davalıdan tahsiline, sözleşmedeki gecikme cezası ve bekleme zararı için şimdilik 5.000,00 TL’nin, uygunsuz imalatların her biri için 7.500,00 TL ceza tazminatlarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Safranbolu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 15/02/2018 tarih ve 2018/71 esas sayılı ara kararı ile, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin talebinin kabulü ile İİK’nın 281/2. maddesi uyarınca dava değeri olan 300.000,00 TL’nin %15’i tutarında 45.000,00.-TL nakdi teminat yatırılmasına veya Türkiye’de faaliyet gösteren muteber bir bankaya ait teminat mektubu ibraz edilmesi halinde GTMR 386 B Model, 402561 seri numaralı kule vinçin davalıya ait olması ve belirtilen şantiyede bulunması halinde 2004 sayılı İİK’nın 283/1. maddesi uyarınca 300.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere kule vinç üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili 23/04/2018 tarihli dilekçesi ile, davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, ayrıca İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğundan ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, ihtiyati haciz konulan vincin müvekkili şirkete ait olmasına rağmen hata ile …isimli şirkete ait vinç üzerine ihtiyati haciz konulduğunu, dava konusu olmayan taşınır üzerine tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini belirterek, İİK’nın 265. Maddesi gereğince ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Safranbolu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 26/04/2018 tarih ve 2018/71 esas sayılı ara kararı ile, davalı vekilinin görev itirazının kabulü ile, mahkemenin yetkisizliğine, yargılamaya asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla devam edilmesine karar verilmiş, 27/04/2018 tarih ve 2018/71 esas, 2018/229 karar sayılı kararı ile de, ihtiyati haciz kararına itiraz eden davalı vekilinin ihtiyati haczinin kaldırılmasına yönelik talebinin kabulüne, HMK’nun 17. maddesi uyarınca davaya bakmakla yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 13/08/2018 tarihli dilekçesinde, davalının vinç dışında malvarlığı bulunmadığını, başka bir dosyadan konulan tedbir kararı sayesinde davalının vinci götüremediğini, o kararın kaldırılması halinde vincin götürülebileceğini ve alacağın akim kalabileceğini belirterek, GMTR 386 B model 402561 seri nolu kule vinç üzerine ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiş, davalı vekili ise 03/09/2018 tarihli dilekçesinde, ihtiyati haciz konulması istenilen GMTR 386 B model 402561 seri nolu kule vincin müvekkiline ait olduğunu, ancak davacının şantiyesinde kurulu bulunan vincin müvekkiline ait bu vinç olmayıp dava dışı… isimli şirkete ait olan Potain Kule Vinç (kuyruksuz) 2007 model GMTR 386 B model 409187 seri nolu vinç olduğunu, dava konusunun eser sözleşmesinden kaynaklandığını ve dava olmayan taşınır üzerine ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, talebin reddi gerektiğini belirtmiştir.
İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/08/2018 tarih ve 2018/721 esas sayılı ara kararı ile, davacı alacağının varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, ihtiyati haciz/tedbir istenen vinç dava konusu olmadığından ihtiyati haciz/tedbir talebinin reddine, karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde, mahkemece, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği ve ihtiyati haciz istenen vincin dava konusu olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kanunda böyle bir şart öngörülmediğini, HMK’nın 257. Maddesi kapsamında tazminat alacağı için talepte bulunulduğunu, ihtiyati hacizde amacın etkin hukuki himaye sağlamak olduğunu, yerel mahkemenin ibraz edilen delillere göre alacağın varlığı, muaccel olduğu ve yaklaşık ispatın bulunduğu hususları incelenmeden ve gözetilmeden yerinde olmayan gerekçelerle ihtiyati haciz talebinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak talep doğrultusunda tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre Mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır.
İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir.
Dosya kapsamına göre, üzerine tedbir konulması istenilen kule vincin bizatihi davanın konusu olmadığından tedbir talebinin reddi yerinde olmuştur. İhtiyati haciz talebi yönünden ise, İİK’nın 257. Maddesindeki şartların oluşmadığı anlaşıldığından ihtiyati haciz talebinin de reddine karar verilmiş olmakla, deliller toplanıp şartlarının bulunması ve talep halinde mahkemece her zaman yeniden değerlendirilmesi mümkün bulunduğundan istinaf talebinin bu aşamada reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/08/2018 tarih ve 2018/721 esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 31/10/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.