Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1844 E. 2018/1418 K. 31.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1840
KARAR NO : 2018/1386
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11.07.2018
NUMARASI : 2018/631 Esas
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 31/10/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, led aydınlatma ile güç kaynağı sistemi üretimi, tedarik ve montajı ile sonrasında onarım ve servis hizmetlerinin yapılması işlerini konu alan iki ayrı sözleşme kapsamında işin eksik ve ayıplı olarak geç teslimi iddiasına dayalı cezai şart alacağının tahsili talebine ilişkindir.
Davacı şirket iş sahibi, davalı şirket yüklenicidir.
Davacı tarafın ihtiyati haciz talebi mahkemece, istinafa konu 11.07.2018 tarihli ara kararı ile talebin yargılamayı gerektirmesi gerekçesiyle reddine dair verilen karar davacı vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.
Davacı iş sahibi şirket vekili istinaf talebinde özetle; sözleşme konusu işin kararlaştırılan sürede teslim edilmediğini, işin eksik ve ayıplı olarak yapıldığını ve bunun da İstanbul 5. ATM ‘nin 2015/45 D. İş dosyasından alınan tespit raporuyla belirlendiğini, eksik ve ayıpların ihtarla davalı yükleniciye bildirdiğini belirterek yerel mahkemenin ihtiyati haciz talebinin reddine dair kararının kaldırılarak ihtiyati haczi talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İhtiyati haczi düzenleyen İİK’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebilir.
Davadaki asıl talep eser sözleşmesi kapsamında cezai şart alacağının tahsili talebine yönelik olup, talebe dayanak olarak işin geç teslim edilmiş olması ile eksik ve ayıplı olarak ifa edilmesi gösterilmiştir. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunması, eksik ve ayıplı işler ile bedelinin İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/45 D.iş sayılı dosyasından alınan tespit raporuyla belirlenmiş olması, belirlenen eksik ve ayıplı işlerin noterden ihtarnameyle davalı yükleniciye bildirilmiş olması birlikte değerlendirildiğinde yaklaşık ispat kuralı kapsamında uygun bir teminat karşılığında şartları bulunan ihtiyati haciz talebinin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine dair verilen karar doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararının kaldırılarak belirtilen gerekçeye uygun olarak bir teminat karşılığında ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.07.2018 tarih, 2018/631 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 31/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.