Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1832 E. 2021/532 K. 15.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1832
KARAR NO : 2021/532
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2018
NUMARASI: 2017/71 Esas, 2018/761 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ : 15/03/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup; mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili, müvekkili şirketin, davalıya yapmış olduğu güvenlik ekipman işi karşılığı olarak … sıra nolu, 31/08/2015 tarihli, 653,15 TL bedelli, … sıra nolu, 30/11/2015 tarihli, 2.505,62 TL bedelli, … sıra nolu, 30/11/2015 tarihli, 3.772,24 TL bedelli ve … sıra nolu, 09/12/2015 tarihli, 460,20 TL bedelli olmak üzere toplam 7.391,21 TL bedelli faturaları düzenlediğini ve davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirkete gönderilen faturaların kargo teslim tutanakları ile davalı şirket daimi çalışanları … isimli çalışanlar tarafından teslim alındığını, gönderilen faturalara karşı davalı şirket tarafından itiraz edilmediğini ancak müvekkiline herhangi bir ödeme de yapılmadığını, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı tarafça yapılan haksız itiraz üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili ticari kayıtlarında dava konusu edilen faturaya dayalı mal alımı olmadığı gibi başka sebeple kaynaklanan bir borcunun da olmadığını, davacı tarafça bir sözleşme ibraz edilmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, 10/07/2015 tarihli irsaliyede not olarak bakım yapılacağının bildirildiğini, bunun devamında işlemin yapıldığına dair hiçbir tesellüm belgesi olmadığı halde 09/12/2015 tarih … numaralı faturanın tanzim edildiğini, açıklama olarak ise servis bedeli yazıldığını, davacının müvekkiline hizmet sunmadığı gibi servis bedeli olarak 460,20 TL tutarında kendi keyfiyeti ile müvekkilini borç altına sokmak istediğini, faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, kargo teslim belgelerinin tek başına davaya konu faturaların içerdiği şekilde müvekkiline teslim yapıldığının ispatı olmadığını, 16/09/2015 ve 18/09/2015 tarihli 2 ayrı irsaliye için her nasılsa 18/09/2015 tarihli tek servis formunun düzenlendiğini, servis formunda işlemin ücretli olduğuna dair hiçbir bilgi veya işaret de olmadığı ancak buna rağmen 30/11/2015 tarih 31511 numaralı faturanın tanzim edildiğini, davacının ücretsiz yapması gereken işlemleri haksız yere fatura ederek haksız kazanç sağlama çabası içine girdiğini, 15/09/2015 tarihli irsaliye ile iade alınanın kamera olduğu, arızalı diğer parçaların da değiştirldiğine dair evraklar düzenlendiği 30/11/2015 tarihli faturada yine servis bedeli dahil afaki bedellerin yansıtıldığını, işlemin ücretli olduğuna dair hiçbir bilgi veya işaret de olmadığını, ücretsiz değiştirilecek ürünler için haksız taleplerin devam ettiğini,yine 13/07/2015 tarihli irsaliye gerekçe gösterilerek 31/08/2015 tarihli faturanın tanzim edildiğini, afaki servis ücretinin faturaya yansıtıldığını, davacının 10/07/2015 – 13/07/2015 – 15/09/2015 – 16/09/2015 tarihlerinde 4 ayrı hizmet – servis bedeli faturası tanzim ettiğini, dayanağı belli olmayan alacak kalemleri ile davaya konu icra takibini başlattığını, faturaların tebliğ edilmediğini, davacının cari kayıtlarında alacak bulunduğu belirtilmiş ise de alacağın gerçekte var olmayan, haksız şekilde düzenlenen faturalara dayalı olduğunu , ücretsiz işlemlerin ve garanti kapsamında değiştirilmesi zorunlu ürünlerin bedel olarak yansıtılmaya ve tahsil edilmeye çalışıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, tüm dosya muhteviyatı, bilirkişi tarafından ticari defterler üzerinde yapılan inceleme ve tespitler doğrultusunda, takibe konu faturalardan bir kısmının davalıya tebliğ edildiği, ancak süresinde faturaya herhangi bir itirazın davalı tarafça yapılmadığı, davacının ticari defterlerini delil olarak gösterdiği, aynı zamanda bu şekilde davalı ticari defterlerine de dayandığı, davalı defter incelemesinde de, iki adet faturanın davalı defterlerinde de kayıt gördüğünü, taraf defterlerinin kısmen uyumlu olduğu, davacının 5.000,00 TL üzerinde yer alan faturayı BS formu ile vergi dairesine bildirmiş olması, yine mübrez sistem montaj formu, servis formu, 15/09/2015 tarihli sevk irsaliyesi, 16/09/2015 tarihli sevk irsaliyesi, 10/07/2015 tarihli sevk irsaliyesi belgelerinde müşteri hanesinde davalı şirket adına imza bulunuyor olması ve böylelikle davacı ile davalı arasında hizmet alımı konusunda olağanlaşmış bir süreç meydana gelmiş olması nedenleriyle davacının davasının 2004 sayılı İİK’ nın 67.marddesi gereğince “genel hükümler dairesinde” ispat edildiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, davalının İstanbul …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takibe itirazının iptaline, takibin kaldığı yerden asıl alacak ve faiz üzerinden devamına, kabul edilen alacağın (7.391,21 TL) %20’si tutarında icra inkar tazminatı olan 1.478,24 TL takdirine, takdir olunan bu icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesiyle,davacı tarafın alacağın dayanağı olarak gösterilen 4 adet faturayı müvekkili şirkete kargo yolu ile gönderildiğini iddia ettiğini, faturalardan 2 tanesinin müvekkili şirket ticari defter ve kayıtlarında tespit edildiğini, ancak mahkemece gerekli araştırma ve yeterli inceleme yapılmaksızın faturaların tamamının müvekkili şirket tarafından teslim alındığına kanaat getirilerek davanın kabulüne karar verildiğini, söz konusu kargo evraklarının hiçbirinde kargo içeriğinin açıkça belirtilmediğini, 2 adet faturanın müvekkili şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmasının tüm faturaların tebliğ edildiği şeklinde yorumlanamayacağını, dosyaya sunulan 23/01/2018 tarihli bilirkişi raporunun son sayfasının ilk paragrafında “davacı tarafından dosyaya ibraz edilen kargo teslim tutanakları ile içeriği belgenin ispat edilebilir olmaya elverişli olmadığı” tespit edildiği halde 16/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda da bu hususun detaylı şekilde araştırılmadığını, bilirkişi tarafından kargo içerisine söz konusu faturaların bizzat kendisi tarafından konulmuşcasına emin bir şekilde kargonun kime ve saat kaçta teslim edildiği bilgisi kafi görülerek aleyhe rapor oluşturulduğunu, mahkeme tarafından bu hatalı raporun hükme esas alındığını, gerekçeli kararın 3. sayfasında da “… Mübrez kargo alındı belgelerinden anlaşılacağı üzere davalı şirkete bir kısım faturanın tebliğ edildiği görülmüştür.” şeklinde açıklamaya yer verildiğini, yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtlarda bulunmayan faturaların tesliminin davacı tarafça açık ve yazılı şekilde ispat edilmesi gerektiğini, kargo teslim belgelerinin tek başına davaya konu faturaların içerdiği şekilde müvekkiline teslim yapıldığının ispatı olmadığı gibi, hizmet sunulmadan ifa edilmemiş borçtan kaynaklı talep edilen ödemelerin hukuki hiçbir dayanağının olmadığını, keza servis formunda işlemin ücretli olduğuna dair hiçbir bilgi veya işaret de olmadığının sunulan belgelerden anlaşıldığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; cevap dilekçelerinde yemin deliline dayanmış olmalarına rağmen mahkeme tarafından davacı tarafa yemin teklifinde dahi bulunulmadığını, müvekkili şirket yetkilisinin … olduğu defaten beyan edildiği halde araştırma yapılmaksızın hüküm kurulmasının hatalı kararın ispatı niteliğinde olduğunu, davacı taraf servis montaj formlarının müvekkili şirket yetkilisi olduğu iddia edilen … tarafından teslim alındığını iddia ettiğini, taraflarınca böyle bir şirket yetkilisinin olmadığını, İTO kayıtlarının celp edilmesi halinde şirket yetkilisinin … olduğunun ispat olunacağının beyan edildiğini, ancak mahkemece bu beyanlarına rağmen hiçbir araştırma yükümlülüğü altına girilmeksizin objektiflikten uzak bir şekilde davacı beyanları ve hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulduğunu, davacı tarafın ticari defterleri usulüne uygun ve eksiksiz şekilde tutulmadığı halde yerel mahkeme tarafından bu yöndeki itirazlarının kabul görmediğini ve takibe konu alacak likid alacak olmadığından icra inkar tazminatı talebinin hukuka uygun bir nitelik arz etmediğini belirterek yerel mahkeme kararının bu yönlerden kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında ihtilaf konusu olmayan sözleşme gereğince davacı yüklenici sıfatıyla, davalıya ait güvenlik ekipmanlarının bakım ve montaj işini yapmayı üstlenmiştir.Davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi hakkında, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasından 31/08/2015 tarihli, 653,15 TL bedelli , 30/11/2015 tarihli, 2.505,62 TL bedelli, 30/11/2015 tarihli, 3.772,24 TL bedelli, 09/12/2015 tarihli, 460,20 TL bedelli 4 adet faturadan kaynaklı toplam 7.391,21 TL bakiye iş bedeli alacağının tahsili için 15/11/2016 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır.Taraflar arasında sözleşmeye ve içeriğine ilişkin bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. İhtilaf, takip dayanağı olan 4 adet faturadan, davalı yanın ticari defterlerinden kayıtlı olmayan 30/11/2015 tarih, … nolu, 3.772,24 TL bedelli fatura ile 30/11/2015 tarih, … nolu, 2.505,62 TL bedelli faturaya ilişkin işin yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosyada bulunan ve mali müşavir … tarafından hazırlanan 23/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirket tarafından sunulan 2 adet belgenin; 03/12/2015 ve 17/12/2015 tarihlerinde davalı şirketin… mah., … Sokak, No:… Küçükçekmece adresinde kargo yolu ile teslim alındığı, içeriğine dair tespit yapabilmenin olası olmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sözleşmeye bağlı olmaksızın 2015-2016 yılları arasında davalı şirketin ticari defterlerinde cari hesap ilişkisi şeklinde devam ettiği, icra takibine ve davaya konu edilen 4 adet faturadan 31/08/2015 tarih, … nolu, 653,15 TL bedelli ve 09/12/2015 tarih, … nolu, 460,20 TL bedelli 2 adet faturanın davalı şirket ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, fatura karşılığı bedellerin davacıya ödenmediği, söz konusu 2 adet fatura bedeli olan toplam 1.113,35 TL tutar kadar davalının davacıya borçlu olduğu, diğer faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı tarafın dosyaya ibraz ettiği cari hesap ekstresinde davalı ile aralarındaki farkın bu 2 adet faturadan kaynaklı olduğu, davalı şirketin varlığını kabul etmediği 30/11/2015 tarih, … nolu, 3.772,24 TL bedelli faturanın ekli belge listesinde yer alan 18/09/2015 tarihli servis formunun 4 ayrı birim yetkilisi tarafından onaylandığı, müşteri sıfatı ile davalı adına yetkili kişi olarak belirtilen … tarafından imzalı olduğu, yine davalı şirketin varlığını kabul etmediği 30/11/2015 tarih, A-31510 nolu, 2.505,62 TL bedelli faturanın ekli belge listesinde yer alan yetkili teknik servis formunun imzalı olduğu ancak imza sahibinin adının yazılı olmadığı, 30/11/2015 tarihli servis formunda işin ücretli olduğunun belirtildiği, faturaya ait 5 adet irsaliye bulunduğu, yapılan işlemlerin açıklandığı bölümde “kamera görüntüsü alınamadığından dolayı geri söküldü” açıklamasının yer aldığı, iş bu faturaya ait 15/09/2015 tarih, 14787 nolu irsaliyede ” speed dorne kamera, enerji petrol mersin senkron arızalı iade” içeriğinin yazılı olduğu, irsaliyede teslim eden ismin … adı ile imzalandığı, irsaliyeden davalının arızalı ürünü iade ettiği, teslim eden … davalı çalışanı ya da onu temsil eden bir kişi olabileceği,mahkemece 4 adet faturanın kabul edilmesi halinde alacak miktarının 7.391,21 TL olacağı belirtilmiştir. Yine dosyada yer alan mali müşavir … tarafından hazırlanan 14/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirketin iş mahallinde form B-5 beyanları üzerinde yapılan incelemede, dava konusu edilen 31/08/2015 tarih, … sayılı faturanın KDV hariç bedelinin 5.000,00 TL nin altında olması nedeniyle 2015/8 dönemi form BS bildirimine dahil edilmediği, 30/11/2015 tarih, … sıra numaralı ve 30/11/2015 tarih, … sayılı faturaların tanzim tarihlerinin aynı dönem olması ve KDV hariç bedelleri toplamının 5.000,00 TL yi aşması nedeniyle 2015-11 dönemi BS bildirimine dahil edilip beyan alındığı, 09/12/2015 tarih, … sayılı faturanın KDV hariç bedelinin 5.000,00 TL nin altında kalması nedeniyle 2015/12 dönemi form BS bilidirimine dahil edilmediği, dava konusu alacağa ilişkin fatura ve sevk irsaliyelerinin kargo ile davalıya gönderildiği, kargoların davalı çalışanı … tarafından teslim alındığı, davacının imzaya yetkililerin ifadesine ve anılan belgelerin fotokopilerine göre tespit edildiğini, dosyada mevcut servis ve montaj formlarında, davacı şirketin davalıya hizmet verdiği, söz konusu formaların davalı çalışanı … tarafından imzalanıp teslim alındığının davacı firma yetkililerince ifade edildiği, bu itibarla davacının davalıdan 7.391,21 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.Yapılan bu açıklamalar ışığında taraflar arasındaki hukuki ilişki değerlendirildiğinde; mahkemece hükme esas alınan ve mali müşavir bilirkişiler tarafından hazırlanan her iki bilirkişi raporu dayanak alınmak suretiyle, takip konusu yapılan 31/08/2015 tarih, … nolu, 653,15 TL bedelli ve 09/12/2015 tarih, … nolu, 460,20 TL bedelli 2 adet faturanın davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle taraflar arasında sözleşme ilişkisinin varlığının kabul edilmesi isabetli olmuştur. Ancak davalı yanın, sözleşme ilişkisi kabul edildiği taktirde, sözleşme konusu işin yapılmadığı yönündeki savunmasına rağmen, takip konusu faturalardaki işlerin yapılıp yapılmadığı konusunda uzman elektrik mühendisi bilirkişiden rapor alınmadan, sadece mali müşavir bilirkişilerce ticari defter ve belgeler üzerinde yapılan incelemeler sonucu hazırlanan raporlara istinaden ve özellikle davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı bulunmayan 30/11/2015 tarih, … nolu, 3.772,24 TL bedelli fatura ile 30/11/2015 tarih, … nolu, 2.505,62 TL bedelli faturaların, içeriği belli olmayan ve davalı çalışanı olup olmadığı kayıtlarla tespit edilemeyen kişilerce teslim alınan kargo teslim fişleri esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.O halde, mahkemece yapılacak iş, öncelikle sevk irsaliyelerinde isim ve imzası bulunan şahısların davalı çalışanı olup olmadığının araştırılıp, hükme esas alınan bilirkişi raporlarını hazırlayan mali müşavirlerden sonuncu raporu hazırlayan …in yanına bir elektrik mühendisi bilirkişi eklenerek oluşturulacak kuruldan, takip konusu olan 4 adet faturada yazılı işlerin yapılıp yapılmadığının tespiti açısından ek rapor aldırılıp, hazırlanacak ek rapor ile birlikte her iki yanın delillerinin birlikte değerlendirilmesi akabinde sonucuna uygun karar vermekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/07/2018 tarih, 2017/71 Esas, 2018/761 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/03/2021tarihinde oy birliğiyle karar verildi.