Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1823 E. 2021/832 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1823
KARAR NO: 2021/832
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2018
NUMARASI: 2015/1217 Esas, 2018/401 Karar
DAVANIN KONUSU: Tespit
KARAR TARİHİ: 20/04/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı arasında Malkara ilçesi SGK hizmet binasının yapım işine ilişkin mekanik işlerin yapılması amacıyla sözleşme imzalandığını, davalının sözleşme dışı işler de yaptırdığını ve bedelini rayiç bedel ve piyasa şartlarına göre ödemeyi taahhüt ettiğini ancak ödemediğini, sözleşmeyi yeterince inceleyemeden imzaladıklarını, yapılacak işlerin mekanda tek tek gösterilmediğini, yine kullanılacak malzeme kalitesinin belirlenmediğini, iş sahibi SGK’nın talebi ile 1.sınıf malzeme kullanıldığını, götürü usule göre piyasa şartlarına uygun malzeme kullanılmadığından arada fiyat farkı doğduğunu, davalının bu farkları ve işçilik bedellerini de ödeyeceğini taahhüt etmesine rağmen ödemediğini, sözleşmede brülör tesisatı ve kazan hariç tutulmuş olmasına rağmen davalının bu işi de yaptırdığını, bedelini ödemediğini, davalının aldığı bir kısım malzemenin nakliyesini de yaptığını ancak ücretinin ödenmediğini, davalının talimatı ile yapılan sözleşme dışı işlere ilişkin … nolu fatura ve Malkara Sulh Hukuk Mahkemesi’nin bilirkişi raporu bulunduğunu, raporun ihtarla birlikte davalıya gönderilip ödeme talep edilmesine rağmen davalının ödemeye yanaşmadığını belirterek gerekli tespitlerin yapılıp malzeme kalite farkı, fazla malzeme ve işçilik için ödediği 40.000,00 TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve yine sözleşmede öngörülen ödenmeyen KDV’nin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, uyuşmazlığın müvekkili ile davacı şirket arasında düzenlenen 10/09/2014 tarihli sözleşmeden doğduğunu, …’ın aktif husumeti bulunmadığını, ayrıca SGK ile aralarında imzalanan sözleşmenin sıhhi tesisat, kalorifer tesisatı, müşterek tesisat, brülör tesisatı, mutfak tesisatı, yangın tesisatı işlerinin yapımına ilişkin olup, hakediş bedelinin 40.516,97 TL’ye tekabül ettiğini, davacının da sözleşme ile bu işleri 30.000,00 TL’ye yapmayı üstlendiğini, davacının sözleşmeyi imzalamadan önce işi yerinde gördüğünü, anahtar teslimi fiyat verdiğini, kalorifer kazanının hariç tutulduğunu, sözleşmenin 4,6 ve 8.maddeleri karşısında davacının taleplerinin haksız olduğunu, yapılan tüm işlerin sözleşme kapsamında yapıldığını, sözleşmeye dahil olmayan iş yapılmadığını, böyle bir talepte de bulunmadıklarını, sözleşme kapsamında davacıya 35.000,00 TL ödeme yapılmasına rağmen davacının sözleşme ve ödemelere uygun fatura kesmediğini, dolayısıyla KDV ödenmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, sözleşme dışı işler için düzenlendiği bildirilen … nolu fatura içeriğinin sözleşme kapsamındaki işlere ilişkin olduğunu, … nolu faturanın ise sözleşme kapsamı için olduğu iddia edilmekle birlikte sözleşme bedelinden fazla düzenlendiğini, kazan kurulumunun da sözleşme kapsamında olduğunu sadece kalorifer kazanının hariç tutulduğunu, davacının sözleşmede oynama yaparak brülör tesisatı işini sözleşme harici gibi göstermeye çalıştığını, davacının brülör tesisatı, kazan kurulum ücreti ve kazan bedeli için tahakkuk ettirdiği ücretleri kabul etmediklerini, davacının işi eksik bıraktığını, bu eksiklikler için 3.900,00 TL harcandığını, kazan bedelinin bu tutardan mahsubu halinde davacıdan alacaklı olduklarını, işin bedelinin 40.516,97 TL olması karşısında davacının toplamda 85.199,54 TL harcadığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme gereğince (kazan hariç) brülör tesisatının sözleşme kapsamındaki işlerden olduğu, bilirkişi tarafından kazan bedelinin 2.600,00 TL olarak belirlendiği, kazan bedeli karşılığı olan bu tutar kadar davacının talepte bulunabileceği, bilirkişinin düzenlendiği son raporda fazladan yapılan ve zeminde görülen işler olarak kazan bedeli yanı sıra kromajlı radyatör çubuğu, iki adet teras süzgeci ve pis su bağlantı ücreti toplamı 2.884,12 TL hesaplanmış ise de, pis su bağlantısının sözleşme kapsamında olduğu, mahal listesinin 54.sırasında yer aldığı, buna göre davacının fazladan yaptığı işler karşılığı olarak 2.833,30 TL talep edebileceği, diğer davacı …’ın ise sözleşmenin tarafı olmadığından aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle, davanın davacı şirket yönünden kısmen kabulüne, 2.833,30 TL+KDV’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazla talebin reddine, davacı … yönünden açılan davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.Davacılar vekili istinafında, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında Malkara SGK binasına ait mekanik işlerin yapılmasına ilişkin olarak akdedilen sözleşmenin müvekkili tarafından iş yapılacak yer görülmeden ve incelenmeden, hatta sözleşme bile iyice okunup incelenmeden imzalandığını, sözleşmeyi davalı firmanın tek taraflı hazırladığını ve bilinçli olarak maddelerin çoğunu muğlak yazdığını, müvekkili ile defalarca e-mail yazışmaları olduğunu, karşılıklı görüşmelerde müvekkiline fazladan işler için bedelin ödeneceği sözünün verildiğini, sözleşmede malzemeler ile ilgili marka belirtilmemesine rağmen piyasadan orta halli malzemelere göre fiyatın ayarlanıp sonradan 1.sınıf … marka ile değiştirtildiğini, müvekkili itiraz edince malzeme fiyat farkını ödeyeceklerinin vaad edildiğini, müvekkili …’ın … firmasının talebi üzerine … firmasının İstanbul’dan aldığı 4 adet … geberit taşı, 1 adet engelli klozeti,1 adet engelli lavabosu, 4 adet lavabo ve bataryaları sözleşmeye dahil olmamasına rağmen şahıs olarak taşıdığını ve bu sebeple davaya taraf olarak eklendiğini, mahkemece bunun görmezden gelinerek taraf ehliyeti olmadığı hususunda hüküm kurulduğunu, mahkemece delillerinin değerlendirilmediğini, tanıklarının dinlenmediğini, müvekkili tarafından yapılan işler ile ilgili 64 adet tab edilmiş fotoğrafın mahkemeye sunulduğunu, ama fotoğraflara hiç bakılmadığını, mahkemenin hem tespit bilirkişisinin raporunu (fazladan yapılan işleri KDV dahil 44.967,44-TL olarak tespit etmiştir), hem de dava dosyasındaki bilirkişinin tarafların da bizzat katıldığı, müvekkilinin yaptığı ve fazladan yaptığı işleri gösterdiği keşif sonucu yazmış olduğu raporu ve ek raporu (fazladan yapılan işleri KDV dahil: 39.445,75-TL olarak tespit etmiştir) dikkate almayıp, önceki 3 raporun aksine bariz farkla fazladan yapılan işler bedeli olarak 2.833,30-TL+KDV’si yazılan 2. ek raporu esas aldığını, davanın konusunun sözleşme kapsamında yapılan işler bedeli değil, gerek malzeme kalite farkı gerek sözleşmede olmayıp yapımı davalının sorumluluğunda olup ta yapmadığı veya yanlış ve hatalı yaptığı için bozulup düzeltilmesi gereken yahut işin tamamlanması için davalıca önceden yaptırılıp müvekkilin işini yapabilmesi için hazır edilmesi gereken hususlarda müvekkiline yaptırılmış, birde sözleşmede hariç tutulan kazan kurulumu ve brülör kurulumu işinin bedeli olduğunu, davalı tarafça sadece kazanı hariç tutulduğu savunulsa da kazan ve brülör kurulumunun bir birine direk bağlı olan işler olduğundan bir birinden bağımsız kurulamayacağını ve çalışıp çalışmadığının tek başlarına kontrol edilemeyeceğini, bu sebeple de davalının talimatı ile sözleşme harici olarak her ikisinin de müvekkilince yapıldığını, davalı firma ile SGK arasında yapılan sözleşmenin 11/4 maddesinde idare fazladan yapılan işlerin bedelini öder denmesine rağmen davalı firmanın müvekkiline fazladan yaptırdığı işlerin bedelini ödemeye yanaşmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacılar taşeron şirket ve bu şirketin ortağı-yetkilisi, davalı ise asıl yüklenicidir. Davacı şirket ile davalı arasında Tekirdağ ili, Malkara ilçesi, SGK hizmet binası yapım işine ait mekanik işlerin yapılması hususunda 10/09/2014 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmede işin yapım ücreti anahtar teslim (malzeme+işçilik) fiyatı 30.000,00 TL olarak kararlaştırılmıştır. Davacı taraf, sözleşme gereği üzerine düşen tüm edimleri eksiksiz oarak yerine getirdiğini, ayrıca sözleşmede hariç tutulan brülor ve kazan yapımının da davalı tarafça istenmesi, bu işin piyasa rayiç bedelini ödeyeceğini vaad etmesi üzerine yerine getirildiğini, ayrıca başkaca anlaşma dışı işlerin yapılmasının da istendiğini, ancak bu ek iş bedellerinin ödenmediğini, sözleşmeyi etraflıca incelemeden imzaladığını, imalata geçildiğinde SGK müdürünün istemi ve davalının malzeme ve artan işçilik ücretini ödeyeceği vaadi üzerine 1.sınıf … marka malzeme kullandıldığını, ancak buna ilişkin bedelin de ödenmediğini, sözleşmedeki KDV ödemesinin dahi yapılmadığını, bir kısım malzemenin davalı tarafça temin edilmekle birlikte kalan malzemeyi alıp, montajının yapılmasının söylendiğini ücret ödemesi yapılmadığını, davalının kendi aldığı malzemeyi de taşıttırdığını, ancak nakliye ücretinin ödeneceği söylenmesine rağmen ödeme yapılmadığını ileri sürerek, bu ek iş bedellerinin davalı taraftan tahsilini talep etmiştir. Davalı taraf ise, davacı …’ın sözleşmenin tarafı olmaması nedeniyle aktif dava ehliyeti bulunmadığını, sözleşme kapsamında sıhhi tesisat, kalorifer tesisatı, müşterek tesisatı, brülör tesisatı, mutfak tesisatı, yangın tesisatı bulunduğunu, 6 kalem işin yapım bedelinin 40.516,97 TL.olup davacının imzaladığı 10/09/2014 tarihli sözleşme ile anahtar teslim fiyat vererek bu işi 30.000 TL.karşılığı yapmayı kabul ettiğini, her tür nakliye ve çalışma zorluklarının fiyat hesaplamasında dikkate alındığını, hiçbir ek ödeme fiyat farkı, zam adı altında ödeme talep edilmeyeceğinin kabul edildiğini, davacının yaptığı tüm işlerin sözleşme kapsamında yapılan işler olduğunu, sözleşme kapsamında olmayan hiçbir işin yapılmadığını, yapılması yönünde kendilerince verilmiş bir talimat bulunmadığını, sözleşme bedelinin KDV dahil 19/12/2014-26/12/2014-12/03/2015 ve 18/03/2015 tarihlerinde olmak üzere toplamda 35.000 TL.olarak ödendiğini, davacının sözleşme dışı işlere ait olduğunu belirttiği … no.lu faturada geçen 4 adet … geberit taşının davalı tarafça alındığının dava dilekçesinde bizzat davacı tarafça beyan edildiğini, yine bu faturada sözleşmede yer alan işlerin gösterildiğini, davacının üstlendiği iş kapsamında temiz ve pis su tesisatının yer aldığını, mazot tankının kurulumunun da sözleşme kapsamında olduğunu, sadece kalorifer kazanının bedelinin sözleşme dışı tutulmuş olup kalorifer kazan bedelinin fiyatının da 2.600 TL.olduğunu, faturada davacının 3.100 TL.kazan bedeli ve 6.800 TL.kurulum ücreti tahakkuk ettirildiğini, kazan kurulumunun sözleşme kapsamında olduğunu, davacının sözleşmenin 4.maddesinde kalemle oynama yaparak brülör tesisatı işini kapsam dışı gibi göstermeye çalıştığını, oysa sadece kazanın hariç tutulduğunu, davacının sözleşme gereği adığı işi eksik bıraktığını, bu yüzden kendileri tarafından tamamlandığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, taraflar arasındaki ilk uyuşmazlık olan, 10/09/2014 tarihli sözleşmenin işin tarifi ve bedeli başlıklı 4.maddesine göre brülör tesisatı ve kazanın sözleşme harici olup olmadığına ilişkin olarak grafoloji uzmanı bilirkişiden rapor alınmış ise de, bilgisayar ortamında hazırlanan sözleşmeye elle eklenen bu yazı ve işaretlerin davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığı belirlenememiştir. İlk derece mahkemesince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için Malkara Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesine talimat yazılarak, keşif yaptırılmak suretiyle makina mühendisi bilirkişiden 30/09/2016 tarihli kök rapor alınmış, bu rapora her iki taraf vekilince itiraz edilmesi üzerine, 22/11/2016 tarihli duruşmada, üç kişilik makine mühendisi, mali müşavir ve sözleşmeler konusunda uzman bilirkişi heyeti ile talimat mahkemesi aracılığı ile yeniden keşif yapılarak rapor alınması için ara karar oluşturulmuş, bilirkişi ücretlerinin taraflarca 1/2’şer oranda yatırılmasına karar verilmiş, davalı taraf üzerine düşen tutarı yatırmış, ancak davacı vekili ücreti yatıramayacaklarını beyanla ara karardan rü’cu ve önceki bilirkişiden ek rapor alınması talebinde bulunmuştur. Bu nedenle, bu ara kararından rü’cu ile ek rapor için dosya tekrar aynı bilirkişiye verilmiş, gelen 07/03/2017 tarihli 1. ek rapora davalı vekilince tekrar itiraz edilmesi üzerine, 04/04/2017 tarihli duruşma ara kararı ile ayrıntılı bir şekilde bilirkişinin hangi hususlara dair değerlendirme yapması gerektiği açıklanarak yeniden ek rapor düzenlenmesi istenmiş, bilirkişi tarafından sunulan 21/06/2017 tarihli 2. ek raporda, davacının kullandığı ürünlerin kaltiesi nedeniyle sözleşme eki proje, teknik şartname ve poz tariflerine göre fiyat farkı talep edemeyeceği, 2014 yılı birim fiyatlarına göre kazan bedelinin 2.600,00 TL + KDV olduğu, davacının yaptığı sözleşme kapsamında olmayan işlerin işin yapıldığı 2014 yılı fiyatlarına göre ederinin temin ve montaj dahil 2.873,30 TL + KDV tutacağı belirtilmiştir. Mahkemece talimat yoluyla makine mühendisi bilirkişiden alınan kök raporun yeterli görülmemesi üzerine, dosyanın tahkikatının usulüne uygun olarak yerine getirilebilmesi için 22/11/2016 tarihli duruşma ara kararında belirlenen yeni bilirkişi heyeti ile keşif ve inceleme yapılmasına dair ara kararı davacı tarafın üzerine düşen masrafı yatırmaması nedeniyle yerine getirilemediğinden, mahkemece zorunlu olarak mevcut bilirkişinden usulüne uygun olarak değerlendirme yapılması için ek raporlar alınması yoluna gidilmiştir. Açılan davada, iddia edilen ek işlerin davalının talimatı doğrultusunda yapıldığını ispat külfeti davacı tarafta olup, bu ispat külfetini yerine getirebilmek için sahip olduğu en önemli imkan olan keşif ve bilirkişi incelemesi delilinin usulüne uygun bir biçimde yerine getirilmesini gerekli masrafı yatırmayarak engelleyen davacı tarafın bunun olumsuz sonuçlarına katlanması gerekmektedir. Davacı tarafça her ne kadar davadan önce alınan tespit raporu ile bilirkişi kök ve 1.ek raporunda fazladan yapılan işlerin bedelinin KDV dahil 44.967,44 TL ve 39.945,75 TL olarak belirlendiğini, bu raporların hükme esas alınması gerektiğini ileri sürmüş ise de, söz konusu raporlar incelendiğinde, tespit raporunda, piyasa rayicine göre, sözleşme kapsamındaki temiz ve pis su tesisatı bedeli KDV dahil 12.453,24 TL, ısıtma ve yangın tesisatı bedeli KDV dahil 78.624,93 TL olarak belirlendikten sonra sözleşme haricinde fazladan yapıldığı kabul edilen temiz ve pis su tesisatı işleri malzeme ve işçilik bedelleri KDV dahil 4.832,10 TL, kazan dairesi tesisatı kurulumu ve proje dışında yapılan tesisat işleri bedeli ise KDV dahil 44.967,44 TL olarak belirlenmiş, mahkemece alınan kök ve 1.ek raporda ise, davacı tarafın fazladan yaptığı işler 12 kalem halinde belirtilerek, bunlara ilişkin bedeller 2016 yılı birim fiyatlarına göre KDV dahil 39.445,75 TL olarak bulunmuştur. Ancak mahkemenin 04/04/2017 tarihli duruşma ara kararındaki açıklama ve talepleri doğrultusunda aynı bilirkişi tarafından sunulan 2.ek raporda ise, davacının yerinde kullandığı ürünlerin kalitesi nedeniyle fiyat farkı isteminin yerinde olmadığı, sözleşme ekleri proje ve teknik şartname, poz tariflerinde istenilen ürünlerin kalitesinin net şekilde birinci kalite veya ekstra kalite olacak diye belirtildiği, sözleşmede brülör tesisatı dahil (kazan hariç) yazdığı, buna göre sözleşmenin brülör temini ve kurulumu kapsadığı, kazanın hariç olduğu, 2014 yılı birim fiyatlarına göre kazan bedelinin 2.600,00 TL + KDV olduğu, davacının sözleşme kapsamında olmadığı halde yaptığı işlerin bedelinin; iki adet teras süzgeci + bağlantı boruları için 10,80 TL + KDV, pis su bağlantısı için 50,80 TL + KDV, kromajlı radyatör çubuğu için 222,50 TL + KDV olduğu, fazladan yapılan baca miktarı olmadığı, yağmur inişleri işin projesinde ve mahal listelerinde olduğundan ek ödeme gerektirmediği, bunlar haricindeki yapılan tüm imalatlar ve işçilik giderlerinin işin sözleşmesi, projesi ve mahal listeleri teknik şartnamesi ve poz tarihlerinin içinde olduğu, ayrıca sözleşmenin 6.maddesinde her türlü nakliye ve çalışmanın için de olduğunun belirtildiği, buna göre sözleşmeye göre fazla yapılan işlerin 2014 yılı fiyatlarına göre temin ve montaj dahil bedelinin toplam 2.873,30 TL + KDV olduğu belirtilmiştir. Bu ek rapor karşısında, daha önce sunulan kök ve 1.ek raporlardaki tespit ve değerlendirmelerde bulunan ek iş bedeline itibar etmek mümkün değildir. Tespit dosyası raporu, kök ve 1.ek bilirkişi raporlarında, ilk derece mahkemesinin 04/04/2017 tarihli ara kararında yaptığı açıklamalar ve talepler dikkate alınmadan, sözleşmenin 30.000,00 TL üzerinden götürü bedelli olduğu ve sözleşmenin içeriği ile eki proje, mahal listeleri, teknik şartnamesi ve poz tarifleri göz önünde bulundurulmadan görüş ve hesaplamalarda bulunulmuştur. Bu raporların hükme esas alınması mümkün değildir. Bu nedenle mahkemenin, ispat yükü üzerinde bulunan davacı tarafın gerekli masrafları yatırmaması nedeniyle, aynı bilirkişiden almak zorunda kaldığı 2.ek bilirkişi raporunu esas almak ve dosya kapsamı, sözleşme ve eklerindeki düzenlemeleri göz önünde bulundurmak suretiyle yargılamayı neticelendirme yoluna gitmiş olması yerinde olmuştur. Her ne kadar davacı tarafça bildirmiş olduğu tanıkların dinlenmemiş olması istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de, davacılar vekilince sunulan tanık listesinde bildirilen tanıkların dinletilmek istendikleri hususlar göz önünde bulundurulduğunda, bu hususların tanık delili ile ispatlanması mümkün bulunmamaktadır. Zira söz konusu hususlar sözleşmenin kurulmasından sonra davalının talimatları doğrultusunda ek işler yapıldığına yönelik husular olup, davalının bu yönde talimatları olup olmadığı iddiasının ispatı ancak yazılı delillerle mümkündür. Buna göre dosya kapsamı değerlendirildiğinde, taraflar arasında imzalanan 10/09/2014 tarihli sözleşme uyarınca davacının sözleşme kapsamındaki işlerin yapımını üstlendiği, sözleşmenin 4.maddesinde işin anahtar teslimi bedelinin 30.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı ve işin tarifinin işverenin SGK inşaat emlak komisyon başkanlığı ile imzaladığı sözleşme kapsamında proje, şartname ve mahal listesinde bulunan sıhhi, kalorifer, müşterek, mutfak, yangın ve brülör tesisatı (kazan hariç) işler olarak anlatıldığı, davacı tarafça işin tarifi kısmında sadece kazanın değil brolür tesisatının da sözleşme dışı iş olarak belirtildiği, davalının talimatıyla kendisi tarafından yapıldığı iddia edilmiş ve elindeki sözleşme sunulmuş ise de bu iddiasını ispat edemediği, davalı tarafça ıslak imzalı olarak sunulan sözleşme nüshasında davacının sunduğu nüshada yer alan elle sonradan eklenen kısımların yer almadığı, bu nedenle (kazan hariç) brülör tesisatının sözleşme kapsamındaki işlemlerden olduğunun kabulü gerektiği, 2.bilirkişi ek raporunda kazan bedelinin 2.600,00 TL + KDV olarak belirtildiği, sözleşme dışı olan kazan bedeline ilişkin olarak davacı şirketin bu kadar talepte bulunabileceği, ayrıca yine 2.bilirkişi ek raporunda sözleşme dışı iş olarak belirtilen 25 adet peteğe ilişkin kromajlı radyatör çubuğu bedeli 222,50 TL ile 2 adet teras süzgeci bedeli 10,80 TL’nin de davacı şirket tarafından davalıdan talep edilebileceği, bunların toplamının 2.833,30 TL ettiği, bu raporda hesap edilen 50,80 TL + KDV bedelli pis su bağlantısının ise sözleşme kapsamında olduğundan davalıdan talep edilemeyeceği, sözleşmenin 6.maddesinde davacının şantiyeyi, şartları bilerek işi aldığı, iş yerindeki her türlü çalışma ve nakliye zorluklarının fiyatların hesaplanmasında gözönünde bulundurulduğu bu yüzden hiç bir ek ödeme isteminde bulunulamayacağı, fiyat, fiyat farkı, zam … vs. isteyemeyeceği düzenlenmiş olup, davacının basiretli bir tacir olarak, bu düzenleme karşısında sözleşmeye itiraz edemeyeceği, yine sözleşmenin 8.maddesinde taşeronun uyması gerekli esaslar belirtilmiş olup, sözleşme ekinde mevcut onaylı proje, mahal listesi ve şartnameye uyma zorunluluğu getirildiği, davalının SGK ile imzaladığı ana sözleşmedeki hükümlerde ürünlerin ekstra veya 1. kalite olacak düzenlemesine yer verildiği, dolayısıyla davacının piyasadaki ürünü kullanamadığı 1.sınıf ürün kullanmak zorunda kaldığı iddiasıyla davalıdan ek ücret talebinde bulunamayacağı, davacı tarafça sözleşmedeki işlerin yapımı için zorunlu olarak sözleşmede yer almayan işlerin davalının talimatıyla yapıldığı, davalının istemiyle malzemelerin de aldığı, bir kısım malzemenin davalı tarafça temin edildiği ama nakliyesinin kendisi tarafından yapıldığı ileri sürmüş ise de, buna dair belirttiği malzemelerin teknik şartnamede oldukları ve malzemenin davalı tarafça alındığının davacının beyanı ve belgelerle sabit olduğu, davacının nakliye yaptığına dair de delil sunmadığı, sonuç itibariyle davalının sözleşmede olmayan ekstra yapıldığı iddia edilen işler için talimat verdiği iddiasının davacı tarafça ispatlanamadığı, davacının ek iş ve malzeme diyerek faturaya yansıttıklarından malzemenin bir kısmının zaten davalı tarafça alındığı, bunu davacının da beyan ettiği, davalının aldığı bu malzemeyi kendisinin taşıdığına dair hiç bir delil sunamadığı, kullanılması gereken malzemenin sözleşme gereği (teknik şartname) 1.sınıf ve ekstra olmak zorunda olduğu sözleşmenin 4-6 ve 8.maddeleri karşısında kalite farkı talep edemeyeceği, teknik şartnamenin müşterek tesisat kısmında ve mahal Listesinde temiz ve pis su tesisatının düzenlendiği, bu işlerinde sözleşme dışı iş olmadıkları, mazot tankının kurulumunun teknik şartname kalorifer tesisatı kısmında olduğu, fazladan yapılan iş sayılamayacağı, sözleşmede hariç tutulduğuna dair bir açıklama da bulunmadığı, bu taleplerin yerinde olmadığı, dava tarihi itibariyle davalının sözleşme kapsamında ödemekle yükümlü olduğu bir KDV bedelinin de bulunmadığı, tüm bu açıklamalar doğrultusunda ilk derece mahkemesince davanın sadece 2.883,30 TL’lik sözleşme dışı iş bedeli bakımından davacı şirket yönünden kısmen kabul edilmesinin, diğer davacı …’ın sözleşmenin tarafı olmaması nedeniyle davanın bu davacı yönünden aktif husumet yokluğundan reddedilmesinin usul ve yasaya uygun bulunduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/05/2018 tarih ve 2015/1217 Esas, 2018/401 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,40 TL istinaf karar harcından peşin alınan 71,80 TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 12,50 TL harcının yatıran tarafa iadesine, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 20/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.