Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1798 E. 2018/1391 K. 31.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1798
KARAR NO : 2018/1391
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2018
NUMARASI : 2018/344 Esas,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 31/10/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, taraflar arasında davalı okulun havalandırma sistemi, CCTV sistemi, telefon santrali, yangın alarm ve ihbar söndürme sistemi işlerinin yapılması hususunda anlaşıldığını, müvekkilinin işleri tamamlayıp 21/12/2017 tarihli 260.000.00 TL ve 305.000.00 TL tutarlı faturaları gönderdiğini, davalı tarafın bu faturaları kaşe ve imza atılmak suretiyle teslim almasına ve kısmen ödemesine rağmen bakiye 85.000.00 TL’yi ödemediğini, icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek, müvekkilinin alacağına karşılık borçlunan taşınır ve taşınmaz mallarına, üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına borca yetecek tutarda haciz konulmasına, borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece verilen 22/06/2018 tarihli ara kararı ile, İcra ve İflâs Kanunu’nun 258/1 hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olmasının” yeterli olduğu, ihtiyati haciz talebinde bulunan davacı vekili tarafından alacaklı olduklarını gösterdiği iddia edilen delilin fatura olduğu, ancak irsaliye bilgilerinin bulunmadığı, fatura üzerinde alacaklı tarafından kayıt düşülmek suretiyle tek taraflı işlem yapıldığı, teslimata ilişkin delilin yetersiz olduğu, taraflar arasındaki borç ilişkisinin yargılamayı gerektirdiği gerekçeleriyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalının faturaları teslim aldığını, icra takibine kötüniyetle itiraz ettiğini belirterek, emsal kararlar gözetilerek ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılarak ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir.
Bu açıklamalar kapsamında somut olay incelendiğinde, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebi karşısında, davacı iddiası ve dosyaya sunulan deliller göz önüne alındığında, İİK’nın 257. Maddesindeki şartların yaklaşık olarak dahi ispat edilemediği, bu aşamada mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2018 tarih ve 2018/344 esas sayılı ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf isteyen davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına istinaf vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 391/3 ve 362/1-f maddeleri gereğince KESİN olmak üzere 30/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.