Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1755 E. 2021/531 K. 15.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1755
KARAR NO : 2021/531
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/04/2018
NUMARASI: 2015/130 Esas, 2018/371 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 15/03/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli ile tazminat talebine ilişkin olup; mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili, taraflar arasında mekanik imalat konusunda sözleşme düzenlendiğini, müvekkili tarafından işin müvekkili şirketten kaynaklanmayan sebeplerle bir kez süre uzatım ile eksiksiz tamamlanarak davalıya teslim edildiğini, ancak davalının müvekkili şirketin sözleşmeye uygun şekilde tam ve eksiksiz olarak tamamladığı mekanik tesisat işlerine ilişkin düzenlediği hak ediş raporlarını onaylamadığını ve hak edişlere konu bedelleri ödemediği gibi sürenin bir kez uzatılması nedeniyle, müvekkili tarafından sözleşme kapsamında davalıya teslim edilen teminat mektuplarının nakte çevrileceği tehdidinde bulunarak güvenilir çalışma ortamını yok ettiğini, akabinde sözleşmenin davalı tarafça haksız ve hukuka aykırı olarak tek taraflı olarak feshedildiğini ileri sürerek müvekkiline ödenmeyen 2014 yılının Nisan, Mayıs ve Haziran dönem hak edişi olan 208.578,37 TL ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 maddi zararın, davalının Kadıköy …. Noterliği’ nin 13/11/2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile temerrüde düştüğü 22/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede davacı şirketin, üstlendiği mekanik imalat işini 31/12/2013 tarihine kadar bitirmekle yükümlü olduğunun kararlaştırıldığını, davacı tarafça işin belirlenen sürede bitirilemediğini, müvekkilinden ek süre talep edildiğini, müvekkilince davacı şirketin sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmesinin teminatı olarak davacı şirketten 30/04/2014 tarihine kadar geçerli 375.000,00 TL lik teminat mektubu verilmesi şartı ile davacı şirkete 30/04/2014 tarihine kadar birinci ek sürenin verildiğini, ancak davacı şirketin kendi kusur ve ihmali sonucu verilen ek sürenin sonunda işi bitiremediğini, müvekkili şirketten ikinci kez ek süre talep ettiğini, davacı şirket tarafından yarım bırakılan işlerin başka bir şirkete yaptırılmasının zaman kaybına ve mevcut maddi zararın artmasına neden olacağını düşünen müvekkili şirketin 30/07/2014 tarihine kadar geçerli 175.00,00 TL lik kesin banka teminat mektubu verilmesi şartı ile davacı şirkete 30/07/2014 tarihine kadar ikinci kez ek süre verildiğini, ancak davacı yanca işin ikinci ek süre sonunda dahi bitirilemediğini, bu nedenlerle sözleşmenin müvekkili şirket tarafından haklı olarak feshedildiğini, bu suretle teminat amaçlı alınan teminat mektuplarının davacıya iade edilmesi şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, sözleşmeye göre işin bitirilme tarihinin 31/12/2013 olarak kararlaştırılmasına rağmen, dosyada mevcut tarafların karşılıklı beyanlarına göre, işin bitirilme tarihinin önce 30/04/2014 , daha sonra da 30/07/2014 tarihine kadar uzatıldığı ve devamında 175.000,00 TL’lik teminat mektubunun süresinin uzatılmaması nedeniyle sözleşmenin 11/08/2014 tarihinde davalı tarafından feshedildiği, kök rapor öncesinde sözleşme hükümlerine göre, davacının bitirdiği işler veya geriye kalan işlerle ilgili herhangi bir tespit yaptırılmadığı, mahalde yapılan yerinde inceleme sonucunda … Projesi’nin inşai ve dava konusu mekanik tesisat işlerinin tamamlandığı ve tüm tesisatın çalışır durumda bulunduğunun tespit edildiği, sözleşmenin feshi aşamasında herhangi bir geçici kabul evrakının düzenlenmediği, davacı yüklenicinin işi hangi aşamaya kadar tamamladığına dair herhangi bir tespit tutanağının bulunmadığı, bilirkişi kurulunca dava konusu işlerin tamamının sözleşme birim fiyatları ile karşılaştırılmasının yapıldığı, bütün iş kalemlerinin birebir uygun olduğunun tespit edildiği, ancak dava konusu hak ediş raporunda sözleşme birim fiyatlarında karşılığı olmayan ve keşfe ilave olarak sadece numune idari için 1.406,00 TL lik bedel karşılığı yapıldığı iddia edilen daire içi bakır boru tesisatı işinin davacının verdiği fiyat teklifinin davalı tarafın onayına uygun olarak yapıldığı, Nisan Mayıs, Haziran dönemini kapsayan hak ediş raporunda, davacının sözleşme dışı olarak yaptığını iddia ettiği 12.679,00 TL değerindeki işlerin dosyada bulunan ve dosyaya ilave edilen e-mail yazışmalarından bu işlerin yapılmış olduğunun anlaşıldığı, her kalem için ne kadar iş imalatı yapıldığı, yapılan işin sayısı, kullanılan malzeme, birim ve miktarı, işçilik saati ayrıntıları gibi verilerin dosyada bulunmadığı ve sözleşme dışı yapıldığı, davacının Nisan, Mayıs, Haziran dönemi için talep edebileceği hak ediş miktarının 191.918,74 TL olarak hesap edildiği, dava konusunun 2014 yılının Nisan, Mayıs, Haziran dönem hak edişi olan 208.538,37 TL tutarındaki bedelin davalı tarafça ödenmemesi hususu olduğu, bu bedelin hesaplanırken dönem hak ediş tutarının 176.727,44TL olarak alındığı, %18 KDV rakamı olan 31.810,93TL ilave ederek 208.538,37TL hesaplandığı, halbuki hak ediş raporunun son ve sondan bir önceki sahifesinde sözleşme kapsamı işler ve sözleşme harici yapılan işlerin toplamının 175.322,00 TL olduğu, bu rakama %18 KDV olarak 31.557,96TL eklendiğinde dönem hak edişinin 206.879,96 TL olarak hesaplanması gerektiği, sözleşme kapsamı yapılan 162.643,00TL iş tutarına %18 KDV= 31.557,96TL ilave edilerek dönem hak ediş tutarının 191.918,74 TL olarak hesaplandığı, mekanik tesisat uygulama projeleri ile inşai uygulama projelerinin sözleşme hükümlerine göre belli bir koordinasyon içinde yürütülmesinin gerektiği, bu nedenle davacının sözleşmede işin bitiş tarihi 31/12/2013 olarak belirlenmiş olmakla birlikte, yapımını üstlendiği mekanik işlerin tamamlanabilmesi için öncelikli olarak yapılması gereken projeye ilişkin ince işlerin bitirilmemesi, dış cephenin bir türlü kapatılmaması ve yağmur iniş kanal montajının dahi yapılmaması sebepleriyle sözleşme konusu işte inşai gecikmelerin yaşandığı, mekanik tesisat işlerinin tamamlanmasının tıpkı diğer imalatlarda da olduğu gibi birbirleri ile ilintili olduğu, sıhhi tesisat işlerinin, borulama işlerinin tamamlanmasının devamında seramik işleri tamamlanmadığı zaman vitrifiye montajının yapılmasının mümkün olmadığı, yine cephe işleri geciktiğinden ve buna bağlı olarak alçıpan asma tavan imalatlarına geçilemediğinden, asma tavan içinde imalatı tamamlanan yangın tesisatı ve havaalandırma kanalları, sprinkler ve menfez montajları ile sonlandırılmasının mümkün olmadığı şeklindeki değerlendirmelerin mekanik tesisat tekniği açısından yerinde bulunduğu, davalı şirket tarafından gecikmeden kaynaklı herhangi bir gecikme cezası tahakkuk ettirildiğine dair dosyada bir belgeye rastlanılmadığı, dava konusu somut olayda, davacı yüklenicinin, davalı iş sahibinin kendisine düşen hazırlık fiilerini yerine getirmediğinden, işin tamamlanma süresinin uzatılması gerektiğini ifade ettiği, teknik değerlendirmede iş sahibinin dolaylı olarak alacaklı temerrüdüne düştüğünün tespit edildiği, bu noktada ise davacı yüklenicinin borçlu temerrüdünden ne ölçüde kurtulduğunun açık olmadığı, süre değerlendirmede buna ilişkin bir belgeye rastlanılamadığı, bu durumda süre uzatımının davacı yüklenicinin eseri teslim borcunda temerrüde düşmesine ne ölçüde etki edeceğinin değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı, teknik değerlendirme ve taraf vekilleri beyanlarından, davacı yüklenici tarafından işin tamamının yapılmadığı sabit olmakla birlikte, dava dosyasındaki evraklar ve teknik değerlendirmeler dikkate alındığında yapılan işin ne kadarlık kısmının davacı yüklenici tarafından yapılmış olduğunun belirlenemediğinin görüldüğü, taraflar arasındaki sözleşmede yapılan iş karşılığı hak ediş bedeli ödeneceğinin belirtildiği, teknik değerlendirmede davacı tarafından sunulan hak ediş belgelerindeki bedellerin yüklenicinin talep edebileceği ücretin hesaplanmasında dikkate alındığı, davalı vekilince, dava dışı Yanmaks firması ile herhangi bir sözleşme yapılmadığı bildirilmesine karşın, firmanın hak ediş raporuna göre sözleşme kapsamı işler sahife toplamının 298.746,00 TL ve sözleşme harici yapıldığı belirtilen ilave işlerin de 54.708,78 TL bedelle yaptırıldığının anlaşıldığı, davacı tarafın Nisan , Mayıs, Haziran dönemini kapsayan hak ediş raporunda ise davacının sözleşme dışı olarak yaptığını iddia ettiği 12.679,00 TL değerindeki işlerin dosyada bulunan ve dosyaya ilave edilen e- mail yazışmaları ile yapıldığının ispatlandığı, her kalem için ne kadar iş imalatı yapıldığı, yapılan işin sayısı, kullanılan malzeme, birim ve miktarı, işçilik saati ayrıntıları gibi veriler dosyada bulunmadığını, davacının Nisan Mayıs Haziran dönemi için talep edebileceği hak ediş miktarının 191.918,74TL olduğu, davacı şirketin dava konusu proje ile ilgili Ağustos döneminden 17.051,17 TL gider yaptığı görülmekle birlikte, muhasebe tekniği açısından giderleri gelen evrak türüne ve kayıt edilme nitelikleri göz önüne alındığında 01/08/2014-11/08/2014 tarihleri arasında maddi zararın hesaplanmasında bu döneme ait giderlerin oransal olarak hesaplandığı, 17.051,17 TL Ağustos ayı giderinin, 31 günde yapıldığına göre 01/08/2014- 11/08/2014 tarihleri arasındaki maddi zararın 17.051,17TL / ağustos 31 ün = 550,03TL / gün 11 günlük zarar = 6.050,41TL olduğu, davalı iş sahibinin alacaklı temerrüdüne düştüğü, tarafların karşılıklı mutabakatları sonucu işin tamamlanmasının 30/07/2014 tarihine kadar uzatıldığı, iş sahibinin alacaklı temerrüdüne düşmesine rağmen tarafların anlaşması ile teslim süresinin uzatılmış olduğu görülmekle davalı yanın cezai şart mahsup talebinde haklı bulunmadığı, tüm bu nedenlerle, davacının neticeten 191.918,74 TL + 6.050,41 TL olmak üzere toplam 197.969,15 TL alacak isteminin yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 197.969,15 TL nin 24/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden, söz konusu işlerin ortalama ne kadar sürede ne kadar işçilik maliyeti ile tamamlandığı ve bu kalemlere ilişkin bedelin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın belirlemiş olduğu birim fiyatlara göre hesap edilerek müvekkili şirketin alacağının tespit edilmesinin olanaklı olduğunu, zira taraflar arasında akdedilmiş olan dava konusu sözleşmenin “sözleşmenin ekleri” başlıklı 4. maddesinde Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesinin de ek yapıldığını, kaldı ki, sözleşme dışı işler kalemine ilişkin olarak bilirkişi heyetine büyük çoğunluğu yazılı olarak davalı şirkete iletilen ve içeriğinde birim fiyat, metraj, işçilik maliyetleri bulunan teklif metinlerinin elektronik posta ile iletildiğini, davalının da hakedişlere itiraz etmediği göz önüne alındığında bu kalemlerin müvekkili şirketin ileri sürdüğü şekilde ve bedelde tamamlandığının açık olduğunu,bilirkişi heyeti ve mahkeme tarafından da söz konusu işlerin müvekkili şirket tarafından yapıldığının kabul edildiğini, bu nedenle müvekkili şirket tarafından yapıldığı kabul edilen iş kalemlerine ilişkin hesaplama yapılamadığından bahisle mevcut alacaklarının değerlendirme dışı bırakılmasının hatalı olduğunu, dava dilekçelerinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak talep ettikleri 5.000,00 TL tutarındaki müvekkili şirket işçilik, genel gider ve sair kalemlere ilişkin maddi tazminat taleplerinin değerlendirme dışı bırakılması ve 158.221,00 TL talepleri ile ilgili, işin karşılıklı mutabakatla 31/12/2013 tarihinden 30/07/2014 tarihine uzatılmasından bahisle bu tarihler arasında maddi-manevi zarardan bahsedilemeyeceğinin tespiti ile sözleşmenin davalı tarafından haksız feshi sebebiyle müvekkilinin uğradığı mahrum kalınan kârdan kaynaklı zarar kaleminin talep edilemeyeceğinin mütalaa edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira bilirkişi kök raporunun 16. sayfasının ilk paragrafında da isabetli bir şekilde belirtildiği üzere, müvekkili şirketin yükümlendiği iş ve işlemlerin tamamlanabilmesi için öncelikli olarak yapılması gereken imalatların bulunduğunu, davalı şirketten kaynaklanan sebeplerden ötürü yaşanan inşai gecikmelerin müvekkili şirketin sözleşme gereği taahhüdünde bulunan işleri yine sözleşme ile öngörülen 31/12/2013 tarihine kadar tamamlayamamasına neden olduğunu ve işin süresinin müvekkilinden kaynaklanmayan tam tersine davacıdan kaynaklanan sebeplerle 30/07/2014 tarihine kadar uzatıldığını, basiretli bir tacir ve aynı zamanda yüklenici olan müvekkilinin davalı sebebiyle uzayan işin teslimi için uğramış olduğu zararların davalı tarafından karşılanmasının işin doğasından olduğunu, dosyaya ibraz ettikleri ve bilirkişi heyeti tarafından da kabul gören ve tabloda yer alan bedelin yalnızca 11 günlük kısmının mahkeme tarafından kabul görmesinin ve geri kalan kısmının tarafların ortak mutabakatı ile uzadığının belirtilmesinin kabul edilebilir nitelikte olmadığını, işin tarafların ortak mutabakatı ile değil davalı şirketten kaynaklanan sebeplerle uzadığını ve sonrasında davalı şirket tarafından haksız ve hukuka aykırı şekilde feshedildiğini, dolayısıyla müvekkili şirketin söz konusu bu haksız fesih ve davalıdan kaynaklanan sebeplerden dolayı uzayan iş nedeniyle uğramış olduğu maddi zararın 30/07/2014 tarihinden değil ve fakat 31/12/2013 tarihinden itibaren hesap edilerek hüküm altına alınması gerektiğini, aynı şekilde sözleşmenin, davalı şirket tarafından haksız ve hukuka aykırı şekilde feshedilmesi akabinde müvekkili şirketin taahhüdünde bulunan bir kısım işlerin dava dışı üçüncü kişilere tamamlattırıldığının davalı yanın ikrarında olup buna ilişkin bilgi ve belgelerin davalı yanca dosyaya ibraz edildiğini, davalı şirketin, müvekkili şirketin sözleşmenin süresinden sonra da yürürlükte kaldığı 31/12/2013-11/08/2014 tarihleri arasındaki dönemde müvekkili şirketin sözleşme ilişkisinin devam edeceğine güvenerek yapmış olduğu masrafları ve uğramış olduğu maddi zararları ödemekle mükellef olduğunu, aynı şekilde sözleşmenin haklı bir neden olmadan feshedilerek sözleşme konusu bakiye işlerin dava dışı üçüncü kişilere yaptırılması neticesinde uğramış olduğu kar yoksunluğunu telafi etmek mecburiyeti altında olduğunu, zira sözleşmenin müvekkili şirketin değil, davalı şirketin kusuru ile ve yine davalı şirket tarafından haksız ve hukuka aykırı şekilde tek taraflı olarak feshedildiğini, netice itibariyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak talep ettikleri maddi tazminata ilişkin yeniden değerlendirme yapılarak sonuca ulaşılması gerekirken taleplerinin reddedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkeme kararında müvekkili tarafından yapılan 3.950,00 TL bilirkişi ücreti, 309,50 TL posta masrafı toplamı 4.259,50 TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlanarak 523,52 TL ‘sinin davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesine ilişkin tesis edilen kararın hatalı olup davada talep edilen ve kabul edilen miktar oranlandığında yargılama giderlerinin eksik hesap edildiğinin aşikar olduğunu belirterek, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, dayanak bilirkişi raporlarında “eksik kalan işlerin dava dışı … firması tarafından tamamlandığının anlaşıldığı” belirtilmiş olmasına rağmen, toplam ihale bedeli üzerinden yapılan değerlendirme ile davacı şirketin dava konusu işleri yapmış olduğu yönünde tespitte bulunulmasının hatalı olduğunu, raporlarda her ne kadar, taraflar arasında imzalanan sözleşmede toplam iş bedelinin 2.950.000,00 TL olarak belirtilmiş olmasına rağmen, davacı şirkete ve … firmasına ait hak ediş tutarları toplamının bu bedelin çok altında (2.488.021,95 TL) olduğundan bahisle, davacının dava konusu işleri yapmış olduğu sonucuna varılmışsa da, aradaki farkın, sözleşmede belirtilen bedel her iki blokta yapılacak işleri kapsarken, dosyaya sunulan hak ediş bedellerinin yalnızca projenin A bloğuna ilişkin olmasından kaynaklandığını, hem bilirkişi heyetinin hem de mahkemenin bu farklılığı gözden kaçırdığını, taraflarınca dosyaya sunulan dava dışı … Firması tarafından kesilen 26/08/2014 tarihli 1.227.200,00 TL’lik, 07/11/2014 tarihli 50.000,00 TL’lik ve 28/02/2015 tarihli 68.000,00 TL’lik faturalardan anlaşıldığı üzere, müvekkili şirket tarafından …. Firmasına “… Projesinin her iki bloğunda yapmış olduğu işler için” toplamda KDV Dahil 1.345.200,00 TL ödeme yapıldığını, bu ödeme ve davacı şirkete yapılan hak ediş ödemeleri toplandığında ortaya çıkan bedelin taraf şirketler arasında imzalanan sözleşmede belirtilen toplam iş bedelinin çok üzerinde kaldığını, davacı tarafın dosya kapsamındaki beyan ve taleplerinin tek dayanağının, dosyaya sunulan 01/07/2014 tarihli hak ediş raporu olduğunu, dava konusu alacağın söz konusu belge ile ispatının mümkün olmadığını, zira davacı tarafın beyanlarında dava konusu alacağın 2014 Nisan, Mayıs ve Haziran dönemine ilişkin hak ediş alacakları olduğu belirtilmekle birlikte, davacı şirketin söz konusu dönemde taraflar arasında imzalanan 11/04/2013 tarihli sözleşme kapsamında hangi iş ve işleri yaptığının hiçbir şekilde ifade edilmediğini, varlığı iddia edilen 208.538,37 TL’lik alacağın ne şekilde hesaplandığı ve hangi işlerden kaynaklandığı konusunda hiçbir açıklama yapılmadığını ve alacağa dayanak teşkil eden işlerin yapılıp yapılmadığı konusunda da hiçbir delil ibraz edilmediğini, söz konusu hak ediş raporunun müvekkili şirket tarafından imzalanmadığını ve herhangi bir şekilde onaylanmadığını, ne meri mevzuat ne de taraflar arasında imzalanan 18/04/2013 tarihli “… Projesi Mekanik İşleri Sözleşmesi” hükümleri uyarınca, müvekkili şirketin söz konusu hak ediş raporuna zımnen onay verdiğinin kabulünün mümkün olmadığını, dolayısıyla müvekkili şirket tarafından imzalanmamış veya herhangi bir şekilde onaylanmamış dava konusu 01/07/2014 tarihli hak ediş raporu ve eklerinin delil olarak nitelendirilebilmesi mümkün değilken, söz konusu hak ediş raporu doğrultusunda verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.Taraflar arasında 11/04/2013 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşme ile davacı yüklenici sıfatıyla, davalıya ait … Residance Projesi’nin inşai ve dava konusu mekanik tesisat işlerini yapmayı üstlenmiştir. Dosya kapsamında bulunan elektrik mühendisi Mehmet Fetvacı, hukukçu …, makine mühendisi … ve mali müşavir … tarafından hazırlanan 18/07/2016 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; 18/04/2013 tarihli sözleşmede ilk bedelin 2.500.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı, sözleşmeye göre işin bitirilme tarihi 31/12/2013 olmakla birlikte, dosyada mevcut tarafların karşılıklı beyanlarına göre işin bitirilme tarihinden önce 30/04/2014, daha sonra da 30/07/2014 tarihine kadar uzatıldığının anlaşıldığı, buna rağmen işin bitirilmemesi ve 175.000,00TL’lik teminat mektubunun süresinin uzatılmaması nedeniyle sözleşmenin 11/08/2014 tarihinde davalı tarafından feshedildiği, davacının Nisan-Mayıs 2014 dönemini kapsayan KDV hariç 140.085,81TL’ lik hakediş bedelinin onaylanıp ödenmediğini iddia ederek söz konusu bu hak edişe Haziran hak ediş ilavesini de yapmak suretiyle revize haliyle yeniden düzenleyip işverenin onayına sunduğunu beyan ettiği, Nisan, Mayıs, Haziran aylarını kapsayan 208.538,37TL lik hakediş bedelinin onaylanıp ödenmeyerek sözleşmenin feshedildiği, davalı yanın son hak ediş alacağının yapılan hangi iş veya fişlerden kaynaklandığını açıkça belirtmesi ve söz konusu işlerin yapıldığını açıkça ispat etmesi gerektiği, dolayısıyla davacı tarafın tek taraflı olarak hazırlanan bir belgeye dayanan haksız ve mesnetsiz alacak iddialarının kabulünün mümkün olmadığı, 11/08/2014 tarihli sözleşmenin feshedilmesi üzerine eksik kalan işlerin davacı tarafın iddiasında beyan ettiği gibi başka yüklenici müteahhit tarafından tamamlanmış olduğunun davalı tarafın beyanından da anlaşıldığı, ancak bu yeni yükleniciye hangi işlerin verildiği ile ilgili dosyada herhangi bir veri bulunamadığı, sözleşme hükümlerine göre davacının bitirdiği işler veya geriye kalan işlerle ilgili herhangi bir tespit yaptırıldığına dair dosyaya herhangi bir belge sunulmadığı, mahalde … Projesinin inşai ve dava konusu mekanik tesisat işlerinin tamamlandığı ve tüm tesisatın çalışır durumda bulunduğu, sözleşmenin fesih aşamasında herhangi bir geçici kabul evrakı düzenlenmediği, davalı yada davacı tarafın herhangi bir tespitinin olmadığı, yani davacı yüklenicinin işi nerede bıraktığına dair herhangi bir tespit tutanağının bulunmadığının taraf vekillerine ifade edildiği, davacı tarafın yarım kalan işin …San. ve Tic. AŞ’ye yaptırıldığına dair 26/08/2014 tarihli 1.040.000,00 TL’lik, 07/11/2014 tarihli 42.372,88TL’lik, 28/02/2015 tarihli 57.627,12TL’lik olmak üzere 3 adet fatura sureti belge sunduğu, davalı taraf vekilinin … firması ile bir sözleşme yapılmadığını, ayrıca ellerinde bu firmaya ait herhangi bir hakediş raporu bulunmadığını beyan ettiği, davacı tarafından 7 adet ayrı hakediş düzenlendiği ve davalı tarafından bedelin ödendiği, davacının dava konusu 208.537,00TL hak ediş alacağının, dosyaya sunulan belgelerde 206.879,96TL olarak hesaplanması gerektiği, yapılan incelemede 208.538,37TL tutarında hak ediş raporuna ilişkin olarak düzenleme ve davalı tarafa sunma bakımından diğer 7 adet hak ediş raporlarına göre herhangi bir farklı uygulama tespit edilemediği, davacının dava konusu hak ediş raporunda Nisan, Mayıs, Haziran aylarında yaptığı işler karşılığı olarak 162.643,00TL + KDV’ lik işler yaptığını beyan ettiği, yerinde yapılan tespitte mekanik tesisatın bitirildiği, daha önce de davacının yaptığını gösterdiği 162.643,00TL lik işlerle ilgili olarak davalı yanca herhangi bir tespit yapılmadığına göre teknik bilirkişilikçe davacının yaptığı işlerin sözleşme birim fiyatları olup olmadığının incelenmesi yoluna gidildiği, dava konusu işlerin tamamının sözleşme birim fiyatları ile karşılaştırılmasının yapılmış olup, bütün iş kalemlerinin birebir uygun olduğunun tespit edildiği, ancak dava konusu hak ediş raporunda sözleşme birim fiyatlarında karşılığı olmayan ve keşfe ilave olarak sadece numune idari için 1.406,00TL’ lik bedel karşılığı yapıldığı iddia edilen daire içi bakır boru tesisatı işinin davacının verdiği fiyat teklifinin davalı tarafın onayına uygun olarak yapıldığı, Nisan , Mayıs, Haziran dönemini kapsayan hak ediş raporunda; davacının sözleşme dışı olarak yaptığını iddia ettiği 12.679,00TL değerindeki işlerin dosyada bulunan ve dosyaya ilave edilen e-mail yazışmalarından bu işlerin yapılmış olduğunun anlaşıldığı, her kalem için ne kadar iş imalatı yapıldığı, yapılan işin sayısı, kullanılan malzeme, birim ve miktarı, işçilik saati ayrıntıları gibi verilerin dosyada bulunmadığı ve sözleşme dışı yapıldığı, davacının Nisan, Mayıs, Haziran dönemi için talep edebileceği hak ediş miktarının 191.918,74TL olduğu, mekanik tesisat uygulama projeleri ile inşai uygulama projelerinin, sözleşme hükümlerine göre belli bir koordinasyon içinde yürütülmesi gerektiği, bu nedenle davacının sözleşme süresinde işin bitiş tarihi 31/12/2013 olarak belirlenmiş olmakla birlikte müvekkili şirketin yapımını üstlendiği mekanik işlerin tamamlanabilmesi için öncelikli olarak yapılması gereken projeye ilişkin ince işlerin bitirilmemesi, dış cephenin bir türlü kapatılmaması ve yağmur iniş kanal montajının dahi yapılmaması sebepleriyle sözleşme konusu işte inşai gecikmeler yaşandığı, mekanik tesisat işlerinin tamamlanması tıpkı diğer imalatlarda da olduğu gibi birbirleri ile ilintili olduğu, sıhhi tesisat işlerinin, borulama işlerinin tamamlanmasının devamında seramik işleri tamamlanmadığı zaman vitrifiye montajının yapılmasının mümkün olmadığı, seramik işleri tamamlanmadığından vetrifiye montajının yapılmasının mümkün olmadığı, seramik işleri tamamlanmadığından vitrifiye montajlarının yapılamadığı, yine cephe işleri geciktiğinden ve buna bağlı olarak alçıpan asma tavan imalatlarına geçilemediğinden asma tavan içinde imalatı tamamlanan yangın tesisatı ve havaalandırma kanalları, sprinkler ve menfez montajları ile sonlandırılmasının mümkün olmadığı şeklindeki değerlendirmesinin mekanik tesisat tekniği açısından yerinde bulunduğu, davalı şirket davacı şirketten cezai şart alacağı olduğunu iddia ettiği, ancak bu zamana kadar herhangi bir gecikme zcezası tahakkuk ettirildiğine dair dosyada bir belgeye rastlanılmadığı, davalı şirketin işin zamanında bitirilememesi nedeniyle davacı şirketin iki defa süre uzatma talebinde bulunduğunu belirtmekte ise de, davacı şirket vekilinin işin sözleşmede öngörülen sürede tamamen davalı taraftan kaynaklanan sebeplerle yetiştirilememesi üzerine, müvekkilinin gereken uyarıları yaparak işi yapmaya süre talep etmeksizin 30/04/2014 tarihine kadar devam etmiş olup hiçbir şekilde ek süre talebi olmadığı şeklinde beyanda bulunduğu, bu anlamda yani süre uzatma talebi ve onayı ile ilgili olarak dosyada herhangi bir belgeye rastlanmadığı, davacı tarafın 2013/2014 yılları ticari defterlerinin incelenmesinde; davacının ibraz edilen ticari defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, mevcut tespitlere göre davacının ibraz edilen ticari defterlerinin kendi lehine delil vasfı taşıdığı, davacının ibraz edilen ticari defterlerinde 31/12/2014 tarihi itibari ile davalıdan 70,76TL alacağı olduğu, davalı tarafın 2013/2014/2015 yılları ticari defterlerini tarafına ibraz ettiği, davacının ibraz edilen ticari defterinden 2013/2014 yılına ait envanter defterinin ibraz sırasında yazdırılmadığının tespit edildiği, bu nedenle 2013/2014 yılına ait ticari defterlerin yasanın aradığı koşulları taşımadığından davalı lehine delil olamayacağı, 2015 yılına ait ticari defterlerin ise kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, açılış ve kapanış tasdikleri yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde davacıya borcu olmadığı, davalı tarafından ibraz edilen 15/02/2016 tarihli dilekçede konu edilen faturaların davalı ticari defterinde kayıtlı olduğu, iş sahibinin tamamlanmış olan eseri teslim almaktan kaçınması halinde alacaklı temerrüdü meydana geldiği, iş sahibi kendine düşen hazırlık faaliyetlerini yerine getirmeyerek yüklenicinin esere başlanmasını veya bitirmesini engellemesi durumunda da alacaklı temerrüdü hükümleri uygulama alanı bulduğu, hazırlık faaliyetlerinden anlaşılması gereken malzemelerin sağlanması, arsaya erişim gibi yüklenicinin çalışmalarına başlayabilmesi için gereken hazırlık işlemleri olduğu, iş sahibinin işin yapılmasına başlanması, devam edilmesi veya teslimi ile ilgili bir hukuki işlemi yapmaktan veya gerekli talimatları vermekten kaçınması durumları da iş sahibinin alacaklı temerrüdüne düşmesine neden olabileceği, somut olayda; davacı yüklenicinin, davalı iş sahibinin kendisine düşen hazırlık fiilerini yerine getirmediği ve sürenin bu yüzden uzaması gerektiğini dolaylı ifade ettiği, teknik değerlendirmede de, dolaylı da olsa iş sahibinin alacaklı temerrüdüne düşmesi dolayısıyla yüklenicinin borçlu temerrüdünden ne ölçüde kurtulduğunun açık olmadığı, süre değerlendirmede buna ilişkin bir belgeye rastlanılamadığı, bu durumda süre vermenin davacı yüklenicinin eseri teslim borcunda temerrüde düşmesine ne ölçüde etki edeceğinin değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı, teknik değerlendirme ve taraf vekilleri beyanlarından, davacı yüklenici tarafından işin tamamının yapılmadığının anlaşıldığı, bununla birlikte dava dosyasındaki evraklar ve teknik değerlendirmeler dikkate alındığında yapılan işin ne kadarlık kısmının davacı yüklenici tarafından yapıldığının belirlenemediğinin görüldüğü, taraflar arasındaki sözleşmede yapılan iş karşılığı hak ediş bedeli ödeneceğinin belirtildiği, teknik değerlendirmede davacı tarafından sunulan hak ediş belgelerindeki bedellerin yüklenicinin talep edebileceği ücretin hesaplanmasında dikkate alınacağı yönünde mütalaada bulunulacağı bildirilmiştir. Aynı bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 09/05/2017 tarihli ek raporda; sözleşme harici yapıldığı iddiasıyla dava konusu Nisan, Mayıs, Haziran hakediş listesine ilave edilen 12.679,00TL tutarındaki 14 maddeden oluşan iş kalemlerinin tek tek tekrar incelendiği, kök rapordaki her kalem için ne kadar iş/imalat yapıldığı, yapılan işlerin sayısı, kullanılan malzeme, birimi, miktarı, işçilik saati, ayrıntıları, gibi verilerin dosyada bulunmadığından e- mail yazışmalarında konuyla ilgili yeterli bilgi açıklama olmadığından, bu bilgilerle Bayındırlık birim fiyatları esas alınmak suretiyle de bir değerlendirmenin mümkün görülmediği, 11/08/2014 tarihinde gerçekleştirilen fesih işlemi neticesinde davacı şirketin davalı şirket şantiyesinde bulunan konteyner ve içinde bulunan mal varlığına davalı şirket tarafından el konulması iddiasıyla İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/22133 nolu soruşturma dosyası tahtında suç duyurusunda bulunulduğu anlaşılmakla dosya kapsamında herhangi bir tespit bulunmadığından elkonulduğu iddia edilen mal varlığı ile ilgili bir değerlendirme yapılamadığı, dava konusunun esas itibari ile 2014 yalının Nisan, Mayıs, Haziran dönem hak edişi olan 208.538,37TL tutarındaki bedelin davalı tarafça ödenmemesi hususu olduğu, bu bedelin hesaplanırken dönem hak ediş tutarının 176.727,44 TL olarak alındığı, %18 KDV rakamı olan 31.810,93 TL ilave ederek 208.538,37 TL hesaplandığı, halbuki hak ediş raporunun son ve sondan bir önceki sahifesinde sözleşme kapsamı işler ve sözleşme harici yapılan işlerin toplamının 175.322,00 TL olduğu, bu rakama %18 KDV olarak 31.557,96 TL eklendiğinde dönemi hak edişinin 206.879,96 TL olarak hesaplanması gerektiği, sözleşme kapsamında yapılan 162.643,00 TL iş tutarına %18 KDV= 31.557,96 TL ilave edilerek dönem hak ediş tutarı 191.918,74 TL olarak hesaplandığı, davalı ile davacı arasında yapılan sözleşme bedelinin KDV dahil 2.950.000,00 TL olduğu, eksik kalan işlerin tamamlayıcı dava dışı Yanmaks firmasının dosyaya ibraz edilen 20/08/2014 tarihli hak ediş raporuna göre hak ediş toplam bedeli, KDV dahil 417.076,64 TL olduğu, davalı vekilinin her ne kadar ellerinde Yanmak firması ile herhangi bir sözleşme yapılmadığı söylenmiş olsa da bu firmanın hak ediş raporunu son sahifesindeki bilgilere göre sözleşme kapsamı işler sahife toplamının 298.746,00 TL ve sözleşme harici yapıldığı belirtilen ilave işlerin de 54.708,78 TL bedelle yaptırıldığı, davacı tarafın Nisan, Mayıs, Haziran dönemi hak ediş raporu ile dava dışı Y…Mühendislik firmasının dosyaya ibraz edilen 20/08/2014 tarihli hak ediş raporunun karşılaştırılmasının yapıldığı, eksik kalan işlerin … firası tarafından tamamlandığı, her iki firmanın da aynı yazılım programını kullanmış olmaları nedeniyle özellikle her iki raporda pos numaraları çakışan ve birimi, set, kit, kutu veya grup olan iş kalemlerinde yarım kalan işlerin tamamlandığı, bazı kalemlerde davacı tarafın Nisan, Mayıs, Haziran dönemi öncesinde yarım kalan işlerinin tamamlandığı, bütün imalatlar toplamının KDV dahil 2.950.000,00 TL olan ihale bedelinin çok altında gerçekleştiği, sonuç olarak; davacının kök raporda hesaplanmış olunan 191.918,74 TL tutarında alacaklı olduğu, sözleşmenin 8. ve 19. maddelerine göre, cezai şart alacağının oluşabilmesi için davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmiş olması gerektiği, kök raporda belirtildiği gibi; mekanik tesisat uygulama projeleri ile inşai uygulama projeleri ile inşai uygulama projelerinin sözleşme hükümlerine göre belli bir koordinosyon içinde yürütülmesi gerektiği, mekanik tesisat işlerinin tamamlanmasının tıpkı diğer imalatlarda da olduğu gibi birbirleri ile ilintili olduğu, davacı tarafın sözleşmenin 19. maddesinde yer alan iş programı gönderme yükümlülüğünü yerine getirdiği, teknik açıdan davalının cezai şart alacağının oluşmadığı, davacının hakediş raporunda sözleşme dışı yapıldığı iddia edilen 12.679,00TL tutarındaki bedelin değerlendirme dışı tutulması gerektiği, davalı tarafından el konulduğu iddia edilen mal varlığı ile ilgili olarak dosyada herhangi bir tespit belgesi bulunmamış olması nedeniyle davacının 5.000,00TL lik tazminat talebiyle ilgili bir değerlendirme yapılamadığı, davacının 158.221,00TL tazminat talebiyle ilgili de karşılıklı mutabakatla işin 31/12/2013 tarihinden 30/07/2014 tarihine kadar uzatıldığı görüşünden hareketle bu tarihler arasında maddi zarar tazminatından bahsedilemeyeceği, davacının Nisan, Mayıs, Haziran dönemi hak ediş raporundaki bilgilere göre hesaplanan 191.918,00TL’ yi talep edebileceği, davalının daha önce davacı şirkete yaptığı ödemeler, dava konusu dönem hak edişi, dava dışı …s firmasının 20/08/2014 tarihli hak ediş raporu ve yapılan işin toplam değeri birlikte değerlendirildiğinde davacının 191.918,00 TL tutarında hak ediş alacağının olduğu, davacı şirketin dava konusu proje ile ilgili Ağustos döneminden 17.051,17TL gider yaptığı görülmekle birlikte muhasebe tekniği açısından giderleri gelen evrak türüne ve kayıt edilme nitelikleri göz önüne alındığında 01/08/2014-11/08/2014 tarihleri arasında maddi zararın hesaplanmasında bu döneme ait giderlerin oransal olarak hesaplanacağı, 17.051,17TL Ağustos ayı gideri, 31 günde bu kadar gider yapıldığına göre 01/08/2014-11/08/2014 tarihleri arasında maddi zarar 17.051,17TL/ Ağustos 31 gün = 550,03TL/ gün 11 günlük zarar = 6.050,41TL maddi zarar hesaplandığı, dava konusu somut olayda, kök raporda davalı iş sahibinin alacaklı temerrüdüne düştüğünün belirtildiği, teknik incelemede belirtildiği üzere, tarafların karşılıklı mutabakatları ile işin tamamlanmasının 30/07/2014 tarihine kadar uzatıldığı, bu durumda iş sahibinin alacaklı temerrüdüne düşmesine rağmen tarafların anlaşması ile teslim süresinin uzatılmış olduğunun görüldüğü, diğer taraftan yapılan teknik incelemelerden anlaşıldığı kadarıyla işin davacı yüklenici tarafından ne kadar oranda yapıldığının belirlendiği, davacı şirketin taraflar arasında akdedilen mekanik tesisat işleri sözleşmesine konu işlerden kaynaklanan toplam 191.918TL + 6.050,41TL= 197.968,41TL tutarında bedelli hak ediş alacağının bulunduğu yönünde mütalaa bildirilmiş, aynı bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan 2. Ek raporda, kök rapordaki tespit ve görüşlerde herhangi bir değişiklik olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.Dosya kapsamından; sözleşme gereğince işin bitirilme tarihinin 31/12/2013 olarak kararlaştırılmasına rağmen, tarafların karşılıklı mutabakatları sonucu işin bitirilme tarihinin önce 30/04/2014 daha sonra da 30/07/2014 tarihine uzatıldığı ve devamında 175.000,00 TL’lik teminat mektubunun süresinin uzatılmaması nedeniyle sözleşmenin 11/08/2014 tarihinde davalı iş sahibi tarafından feshedildiği anlaşılmaktadır. Dosyada yer alan hakedişler imzasız olsa da; mahallinde yapılan incelemede, … Projesinin inşai ve dava konusu mekanik tesisat işlerinin tamamlandığı ve tüm tesisatın çalışır durumda olduğunun tespit edildiği, davalı tarafça davacıya işin geciktiğine yönelik bir ihtar gönderilmediği, iki tarafça da sözleşmenin feshi aşamasında işin seviyesinin tespit ettirilmediği, son hakedişe kadar 7 adet hakediş düzenlendiği ve bedelinin davalı tarafça ödendiği tespit edilmiştir. O halde, mahkemece sözleşme süresinin tarafların karşılıklı anlaşmaları ile uzatıldığı ve davalı tarafça işin kararlaştırılan sürede bitirilmediğine ve eksik yapıldığına yönelik davacı tarafa herhangi bir ihtar gönderilmediği gözetilerek, sözleşmenin davalı yanca haksız fesih edildiği kabul edilerek, fesih tarihine kadarki sözleşme kapsamındaki işlerin davacı yüklenici tarafça yapılıp davalı yana teslim edildiği kabul edilerek hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda hesaplanan Nisan-Mayıs ve Haziran aylarına ilişkin bakiye hak ediş bedeline hükmedilmesi ve davalı yanın cezai şart alacağının bakiye iş bedeli alacağından mahsup edilmesi talebinin reddine karar verilmesi isabetli olmuştur. Ancak, mahkemece sözleşmenin davalı yanca haksız feshedilmesi nedeniyle, davacı şirketin sözleşmenin süresinden sonra da yürürlükte kaldığı 31/12/2013-11/08/2014 tarihleri arasındaki dönemde sözleşme ilişkisinin devam edeceğine güvenerek yaptığı masraflar ile sözleşmenin feshinden sonra sözleşme kapsamındaki işlerin dava dışı taşeronlara yaptırılması nedeniyle davacının uğradığı kâr kaybı ve davacı tarafça yapıldığı tespit edilen sözleşme dışı işler yönünden eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, hükme esas alınan raporu hazırlayan bilirkişi kurulundan davacı yanın talep ettiği bu alacaklar yönünden denetime elverişli ek rapor alarak sonucuna uygun karar vermekten ibarettir.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,3-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/04/2018 tarih, 2015/130 Esas, 2018/371 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,4-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 5-Taraflarca yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde yatırana İADESİNE,6-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.