Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1753 E. 2021/687 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA N : 2018/1753
KARAR NO : 2021/687
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/07/2018
NUMARASI: 2017/363 Esas, 2018/665 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili; taraflar arasında 21/05/2015 tarihinde imzalanan sözleşmenin 01/05/2016 tarihli ek protokol ile revize edildiğini, sözleşme gereğince müvekkilinin davalı şirkete 50.000,00 TL’yi ödemesine karşın davalı şirketin işe başlamadığını, davalının sözleşmedeki sürelere uymaması nedeniyle sözleşmenin geriye etkili olarak feshedildiğini, fesih nedeniyle yapmış oldukları 50.000,00 TL’lik ödemenin ve sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle uğramış oldukları menfi zararlara karşılık şimdilik 1.000,00 TL’nin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili; talep edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi gereğince müvekkili şirket tarafından harita çalışmaları yapıldığını, projeye ilişkin davacı tarafın değişiklik talepleri gereği projenin sürekli değiştirildiğini, davacının arsa malikleriyle aralarında uyuşmazlık olduğunu belirterek müvekkili şirkete yer tesliminin gerçekleştirilmediğini, bu nedenle ek protokol düzenlendiğini, müvekkili tarafından 24/11/2015 tarihinden fatura tarihine kadar olan hizmetleri karşılığında 08/06/2016 tarihli 48.380,00 TL’lik fatura tanzim edildiğini, faturanın tanziminden 2 ay sonra davacının sözleşmeyi feshederek müvekkili şirkete ödenen 50.000,00 TL’nin iadesini talep ettiğini, davacı tarafın eser sözleşmesine hiçbir haklı sebep bildirmeksizin feshetmesi nedeniyle müvekkilinin kazanç kaybına uğradığını, bu bağlamda talep ve dava haklarımızı saklı tuttuğunu, müvekkilinin eser sözleşmesinde belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen detay projeye yazılı onay verilmemesi ve yer tesliminin yapılmaması nedeniyle üretim aşamasına geçilemediğinden davacıya karşı ihtarname keşide edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; taraflar arasında düzenlenen 21/01/2016 tarihli sözleşmenin 15/e bendinde açıkça işverenin sözleşmeden vazgeçmesi halinde yüklenicinin bu iş için yapmış olduğu tüm masrafların karşılanacağının akdedildiği, nitekim Türk Borçlar Kanunu’nun 484.maddesi ile de fesih halinde eserin tamamlanmasından önce yapılmış olan kısmın karşılığının ödenerek sözleşmenin feshedilebileceğinin düzenlendiği, taraflar arasındaki sözleşmenin sözleşme konusu işlerin yapımının davacı işverenden kaynaklı sebeplerle gecikmesine rağmen davalının ek protokol hükümleri ile uyumlu ve makul taleplerinin kabul edilmemesi nedeniyle sözleşmenin davacı tarafça haksız olarak feshedildiği, bu nedenle menfi zarar talebinde bulunulamayacağı ancak davalının sözleşmeye istinaden yapılan masraflar düşüldükten sonra avans bedelinin geriye kalan kısmının iade edileceğini beyan etmesi karşısında bilirkişi raporuyla tespit edilen sözleşmeye istinaden masrafların sözleşme bedelinin %10’u kadar olabileceği, bununda KDV’si ile birlikte toplam 16.251,31 TL tuttuğu, bu masrafların yatırılan avans bedelinden düşmesi sonucu kalan 33.748,69 TL’lik avans ödemesinin bakiye kısmının davacıya iadesinin gerektiği gerekçesi ile, davanın kısmen kabulüne; sözleşmenin feshi nedeniyle talep edilen 33.748,69 TL alacağın ödeme tarihi olan 28/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin talebin reddine; menfi zarara yönelik talebin reddine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacının sözleşmeyi ve ek protokolü haksız olarak feshettiği hususunun 25.05.2018 tarihli bilirkişi heyet raporuyla sabit hale geldiğini; sözleşmeyi haksız fesheden davacının sözleşmeye istinaden davalı/yükleniceye ödemiş olduğu 50.000 tl’lik avans tutarının iadesini talebe hak kazanamayacağı gibi, uğradığını iddia ettiği menfi zararın tazminine de hak kazanamayacağını; TBK 484. madde uyarınca işverenin haksız feshi halinde yüklenicinin tüm zararlarını karşılaması gerektiğini; mahkemece mahsup edilen masraf miktarının somut olaydaki süreç nazara alınarak hesaplanmadığını; haksız fesih nedeniyle davacının avans bedelinin iadesine hak kazanmayacağını, aksi kanaatte olduğu varsayımında dahi somut olay üzerinde masrafların hesaplanmadığını; davacının, 08.06.2016 tarihli 48.380,00- TL’lik faturaya itiraz tarihinden 2 ay sonra itiraz ettiğinden fatura içeriğinin kesinleştiğini, masraf bedeli olarak bu tutarın nazara alınmasının talep olunduğunu; müvekkilinin uğradığı kar kaybı da dahil olarak tüm zararlarının hesaplanarak varsa davacı alacağına mahsup edilmesi gerekiğini; cevap dilekçesinde yer alan takas/mahsup defi talebinin mahkemece dikkate alınmadığını; mahkemece haksız fesih tespit edildiğinden ve takas/mahsup definde bulunulduğundan kar kaybı da dâhil olmak üzere müvekkilinin uğramış olduğu tüm zararların var olduğu yönünde hüküm kurulan davacı alacağına mahsubu gerektiğini belirterek kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı iş sahibi tarafından sözleşmenin feshi nedeniyle davalı yükleniciye ödenen avansın iadesi ve menfi zararların tahsili talebine ilişkin açılan davada, davalı feshin haksız olduğunu, avansın iade edilemiyeceğini savunmuş; mahkemece feshin haksız olduğu kabul edilerek davalı tarafından yapılan masraflar mahsup edilerek bakiye kısım için davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.Taraflar arasında 21/01/2016 tarihli eser sözleşmesi ve sözleşmenin eki niteliğinde 01/05/2016 tarihli ek protokol düzenlenmiş olup, davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Davacı tarafça davalıya gönderilen 17/08/2016 tarihli ihtarname ile sözleşme feshedilmiş, avansının iadesi istenmiştir. Sözleşmenin kapsamına göre tek taraflı irade beyanının karşı tarafa ulaşması ile feshi mümkündür. Fesih halinde, koşulları varsa iş sahibi sebepsiz zenginleşme hükümlerince ödenen avansın geri verilmesini isteyebilir. Davalı yüklenicinin ödemekten kaçınabilmesi için davacı tarafın yararına gerçekleşen ve davacı tarafta kalan imalâtın varlığını veya haksız fesih durumunda menfi zararını usulünce kanıtlaması zorunludur. Davalı savunmasında, yaptığı masraflara ilişkin davacı adına düzenlediği faturaya itiraz edilmemesi nedeniyle fatura bedelinin esas alınmasını talep etmiş ve kazanç kaybına dair talep ve dava haklarını saklı tuttuğunu belirtmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sırasında alınan 25/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda, davacı iş sahibinin sözleşmeyi ve ek protokolü haksız fesh ettiği; davalı yüklenicinin yaptığı 16.251,31 TL masrafın mahsubu halinde davacının davalıdan 33.748,69 TL tutarında avans bedeli iadesi alacağı olduğunu bildirmiş ise de alınan rapor karar vermeye yeterli değildir. Mahkemece davalı tarafından sunulan fatura içeriğindeki masrafları esas alacak belge ve delillerin ibrazı için davalıya süre verilip, ibraz edilmesi halinde dosya bilirkişiye tevdi edilerek, yapılan işe göre masraf yapılıp yapılmadığı, kadri marufunda olup olmadığı konusunda ek rapor alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde değerlendirme yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/07/2018 tarih, 2017/363 esas, 2018/665 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.