Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1732
KARAR NO : 2018/1329
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2018
NUMARASI : 2017/255 Esas, 2018/577 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 18/10/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, iş bedelinin tahsili istemiyle yapılan icra takibine itirazın iptali, takibin devamı, icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup, davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; haklarındaki davaya 06.08.2018 tarihinde tesadüfen mütteali olduklarını, müvekkili şirketin ünvanının …Ltd. Şti olduğu halde, dava dilekçesinde … Tic Ltd. Şti olarak yazıldığını, ünvanın hatalı olduğunu, müvekkiline ait ticari sicil kayıtları celp edilmediğinden hatalı ünvan ile davaya devam edilerek tebligatların yapıldığını, icra dosyasına vermiş oldukları itiraz dilekçesinde de şirket isminin bitişik olarak yazıldığının görüleceğini, müvekkili şirketin sözleşmedeki adresinden noterde 01.06.2017 tarihinden onaylı Genel Kurul Kararının onaylı taşındığının ve bu hususun Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, kendilerine gönderilen tebligatın da taşındığından bahisle bila tebliğ iade edildiğini, mahkemece ticaret sicilinden davalı adresi araştırılmadan ve sorulmadan Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebliğlerle karar verildiğini, hatalı ve usulsüz tebligatlar nedeniyle delillerini sunamadıklarını, bu nedenle ve kabul anlamına gelmemek kaydıyla likit olmayan alacak için icra inkar tazminatına da hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılması talebinde bulunulmuştur.
Taraflar arasında “tesfiye betonu ve şap işleri” yapımına ilişkin 30.01.2014 tarihli eser sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 1. maddesinde davalı şirket işveren olarak ünvanı … Limited Şirketi olarak belirtilmiş, adresi de “Şirinevler Mahallesi,… Bahçelievler/İstanbul” olarak yazılmış, aynı maddenin son paragrafında da “Taraflar yukarıda belirtilen adreslerini tebligat adresi olarak kabul etmişlerdir. Adres değişiklikleri usulüne uygun şekilde karşı tarafa tebliğ edilmedikçe en son adrese yapılacak tebliğ ilgili tarafa yapılmış sayılır.” düzenlemesinin yer aldığı görülmüştür.
Davaya konu icra dosyasının incelenmesinde ise; davacı yüklenici alacaklı tarafından öncesinde Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasıyla 12.11.2014 tarihinde takip talebinde bulunulduğu, davalı borçlu ünvanı . … Ltd. Şti olarak sözleşmenin 1.maddesindeki ünvana uygun ve aynı maddedeki adres belirtilerek takibe geçildiği, buna uygun düzenlenen ödeme emrinin yine aynı adreste usulüne uygun olarak 25.11.2014 tarihinde tebliğ üzerine davalı borçlu tarafça 26.11.2014 tarihinde sözleşmedeki adres belirtilerek Bakırköy İcra Dairelerinin yetkili olduğuna ilişkin yetki itirazıyla beraber talep edilen alacağa da itirazda bulunulduğu sonrasında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasıyla yeniden gönderilen ödeme emrinin yine sözleşmedeki adreste davalı borçluya 28.07.2015 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafça 30.07.2015 tarihinde itiraz üzerine takibin durduğu ve itirazın iptali davasının yasal süresi içerisinde açılmış olduğu görülmüştür. Davacı alacaklı tarafça açılan itirazın iptali davasında mahkemece dava dilekçesi, sözleşmede ve icra takibinde aynı olan adrese gönderilmiş, taşındığından bahisle tebligatın bila tebliğ iadesi üzerine bu adrese Tebligat Kanunu 35. Maddesinde göre tebligatlar yapılarak dava neticelendirilmiş, yine gerekçeli karar aynı şekilde Tebligat Kanunu’nun 35. Maddesine göre 25.05.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekilince yukarıda istinaf dilekçesi özetinde belirtilen gerekçelerle 10.08.2018 harç ve havale tarihli dilekçeyle istinaf talebinde bulunmuştur.
Tüm bu açıklamalar kapsamında dosyanın incelenmesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin 1.maddesinde davalı borçlu ünvanı . … Ltd. Şti olarak belirtilmiş, adresi yazılmış ve bu adres değişikliğini usulüne uygun karşı tarafa tebliğ edilmedikçe son adrese yapılacak tebliğin ilgili tarafa yapılmış sayılacağına ilişkin düzenleme olduğu, icra takibinde bu adrese usulüne uygun tebligatların yapılmış olduğu, davalı tarafça da adres değişikliğinin usulüne uygun olarak karşı tarafa tebliğ edildiği iddia ve ispat edilemediği anlaşılmış olmakla, yargılama sırasında sözleşmedeki adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligatların yapılmasında ve davanın sonuçlandırılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nin 13.06.2011 gün, 2011/1443- 3449 E.K. sayılı ilamıda “Yanlar arasında imzalanan sözleşme noterde resmi biçimde yapılmıştır. Sözleşmede belirtilen adresin değiştiği sözleşmenin 6. maddesi uyarınca davacıya bildirilmemiştir. Bu durumda mahkemece sözleşmede yer alan “…Kadıköy/İstanbul adresine mahkeme kararının 7201 Sayılı Kanun’un 35. maddesi uyarınca tebliği gerekirken ticaret sicilinden belirlenen adrese tebliğat yapılması usule aykırı bulunduğundan” bu yönde olmakla davalı vekilinin istinaf talebinin yasal süresinden sonra yapıldığı anlaşılmış, istinaf dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nın 345/1, 346/1 maddeleri gereğince reddine karar verilmesi kanaatine varılmış, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nın 345/1, 346/1 maddeleri gereğince REDDİNE,
İstinaf dilekçesi reddedilmiş olmakla alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcının mahsubu ile fazladan yatırılan 310,10 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde talep halinde davalı tarafa iadesine,
Davalı tarafça yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, hükmedilen miktar itibariyle KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/10/2018