Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1726 E. 2021/601 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1726
KARAR NO : 2021/601
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2018
NUMARASI: 2017/4 Esas, 2018/469 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 22/03/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 26/08/2016 tarihli sözleşme kapsamında müvekkilinin akaryakıt ve LPG istasyonu yıkım yapım işlerini üstlendiğini, sözleşmenin 7.1 m. uyarınca işin sahanın davalı işveren tarafından yazılı tutanakla yüklenici olan müvekkiline teslimi ile başlayacağını, ancak davalının saha teslimini gerçekleştirmediğini, bunun üzerine davalıya ihtarname gönderilerek edimini yerine getirmesi gerektiği, aksi halde sözleşmeye aykırı davranmış olacağı ve cezai şart ödemesi gerekeceği hususlarının bildirildiğini, ancak olumlu yanıt alınamadığını, sözleşmenin 15 m. uyarınca geçerli bir sebep olmadan işin bırakılması/durdurulması halinde cezai şarta hak kazanılacağını ileri sürerek, 50.000,00 TL cezai şartın ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşme imzalandıktan sonra … A.Ş.’nin müvekkilinin sadece belli firmalarla çalışmasına izin verdiğinin öğrenildiğini, müvekkilinin zorunlu olarak çalıştığı bu şirketin izni olmadan davalı ile çalışamayacağını, bu durumun da müvekkili ediminin ifasını imkansız hale getiren mücbir sebep teşkil ettiğini, cezai şart koşullarının oluşmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla cezai şart tutarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı tarafça mücbir sebep olarak ileri sürülen hususun sözleşmede düzenlenen mücbir sebepler arasında yer almadığı, kaldı ki davalının basiretli tacir gibi gerekli araştırmaları yaparak ve gerekli izni alarak bu sözleşmeyi imzalaması gerektiği, davalının kendisine ihtarname gönderilinceye kadar davacıya bu hususta bir bildirimde de bulunmadığı, dolayısıyla davalının sözleşmeye aykırı davrandığı ve sözleşmenin feshine neden olduğu, davacının cezai şart isteminde haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 50.000,00 TL cezai şart bedelinin 11/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde, cezai şart koşullarının oluşmadığını, zira müvekkilinin zorunlu çalıştığı dava dışı şirketten gerekli izni alamamış olmasının mücbir sebep teşkil ettiğini, cezai şart tutarı fahiş olup indirilmesi gerektiğini, mahkemece gerekli ve yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında, akaryakıt ve LPG istasyonu yıkım yapım işini konu alan eser sözleşmesi bulunmakta olup, davacı davalının inşaatın başlaması için saha teslimini gerçekleştirmediğini, bu nedenle cezai şarta hak kazandığını ileri sürmüş, davalı ise mücbir sebep nedeniyle edimini yerine getiremediğini savunmuş, mahkemece davalının mücbir sebep savunmasının haklı olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamında mevcut 26/08/2016 tarihli sözleşme incelendiğinde, Akaryakıt ve LGP İstasyonu Yıkım Yapım İşlerini konu aldığı, “Ödeme Planı” başlıklı 6.maddesinde, toplam bedelin 1.225.000,00 TL olduğu, ödemenin iş başlangıcı ile birlikte başlayacağı, “İşe Başlama, İşin Süresi ve İşin Bitişi” başlıklı 7.1 maddesinde, iş başlangıcının sahanın işveren tarafından yazılı tutanakla yükleniciye teslimi ile başlayacağı, yer teslim tarihinin 20/09/2016 olarak planlandığı, “Sözleşmenin Feshi” başlıklı 15.4 maddesinde işveren ve yüklenicinin geçerli bir sebep olmadan, sebepsiz bir şekilde işi bırakması/durdurması halinde, 50.000,00 TL ceza ödemeyi kabul ve taahhüt ettikleri, 23.maddesinde sözleşmenin imzalanması ile yürürlüğe gireceği hususlarının düzenlendiği görülmüştür. Görüldüğü üzere, sözleşme imzalanması ile yürürlüğe girmiş olmakla birlikte, sözleşme konusu iş, işin gerçekleştirileceği yerin davalı iş sahibi tarafından yazılı tutanakla davacı yükleniciye teslimi ile başlayacaktır. 15.4 maddesinde kararlaştırılan cezai şarta hak kazanılması için de öncelikle işin başlamış olması ve ardından geçerli sebep olmadan başlanılan işin bırakılması veya durdurulması gerekmektedir. Somut olayda henüz yer teslimi gerçekleştirilmediğinden iş başlamamış olup, bu durumda cezai şart koşullarının oluşmadığı açıktır. Mahkemece bu hususlar dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davanın reddine dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A)1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2018 tarih ve 2017/4 Esas, 2018/469 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- Davanın REDDİNE, B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 3-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 7.300,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın istek halinde yatıran tarafa İADESİNE, C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan 853,88 TL istinaf karar harcının talep halinde davalı tarafa İADESİNE,2-Davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 59,10 TL tehiri icra karar harcı ve 40,39 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 197,59 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 22/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.