Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1711 E. 2021/405 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1711
KARAR NO: 2021/405
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2018
NUMARASI: 2015/458 Esas, 2018/626 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 02/03/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, karşı dava ise, cezai şart alacağı talebine ilişkin olup; mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine dair verilen karara karşı asıl davada davalı-karşı davada davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Asıl davada davacı-karşı davada davalı vekili, taraflar arasındaki taşeron sözleşmesi gereğince mücvekkilinin asansör imal ve montaj işini eksiksiz tamamladığını ancak sözleşmenin davalı tarafça haksız feshedildiğini, bakiye iş bedelinin davalı tarafça ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında bakiye iş bedeli alacağının tahsili için Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından takip başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı-karşı davada davacı vekili, taraflar arasında 20/04/2011 tarihli taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile davacı-karşı davalının müvekkili şirketin inşaat projesinde asansör yapım işini üstlendiğini, sözleşme uyarınca edimin 30/07/2011 tarihine kadar yerine getirileceği ve 1 yıl içinde kesin kabulün yapılacağı kararlaştırılmasına rağmen davacı tarafça edimin süresi içerisinde yerine getirilmediğini, kurulan asansörler için uygunluk belgesi alınamadığını, Belediye’nin uygunluk belgesine ilişkin eksikliğin davacıya 22/02/2013 tarihinde bildirilmesine rağmen eksikliğin davacı tarafça giderilmediğini, asansörlerin gerekli şartları taşımaması nedeni ile Belediye tarafından mühürlenmek istendiğini, bu durumun da davacıya 10/10/2013 tarihli ihtarname ile bildirildiğini, tüm ihtarlara rağmen edimin yerine getirilmemesi üzerine sözleşmenin müvekkili tarafından 08/11/2013 tarihli ihtarname ile haklı olarak feshedildiğini, fesih itarnamesinde, eksik işlerin başka bir şirkete tamamlatılacağı hususunun davacıya bildirildiğini, nitekim eksik işlerin başka şirketlere tamamlattırılarak asansöre uygun belgesinin alındığını, tüm bu nedenlerle davacının alacağının bulunmadığını, tam aksine müvekkili şirkete borçlu olduğunu savunarak asıl davanın reddine karar verilmesini istemiş, karşı dava olarak da; davacının sözleşme ile üstlendiği işlerder … isimli inşaatın asansörlerini imal işini gecikmeli ve eksik ifa ettiğini, bu nedenle sözleşmenin 15. maddesi gereğince müvekkilinin cezai şart alacağına hak kazandığını ileri sürerek sözleşmede işin teslim tarihi olarak belirlenen 30.07.2011 tarihinden, sözleşmenin feshedildiği 08.11.2013 tarihine kadarki cezai şart alacağından şimdilik 10.000,00 TL cezai şart alacağının davacıdan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davacı vekili-karşı davada davalı vekili cevap dilekçesi ile, karşı davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, işin geç tesliminin karşı davacının kusurundan kaynaklandığını, Esenyurt Belediyesi’nin asansörlerdeki eksikliklere ilişkin yazısının müvekkili tarafından asansörlerin tesliminden yaklaşık 2 yıl sonra düzenlendiğini, müvekkilinin karşı davacı tarafa asansör servis ve bakım hizmetini bırakması akabinde yönetimce yeni bir servis ve bakım şirketi ile anlaşılmamış olması hedeniyle asansörlere yeşil etiketin alınmamış olabileceğini, ispat yükünün karşı davacı tarafta olduğunu savunarak karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, asıl dava yönünden, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi gereğince davacının davalıya ait inşaatta 2 adet asansörü imal ederek teslim ettiği, buna ilişkin faturaları davalıya tebliğ ettiği, faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, bu durumda davacının asıl davada ödenmemiş bakiye imalattan kaynaklı sözleşme alacağının davalı-karşı davacıdan tahsilinin gerektiği, her ne kadar davalı tarafın kendi defterlerine göre 71.929,00 TL alacaklı görünse de, davalı tarafından yapılan 10.000,00 TL’lik nakit havale ödemesi ile … nolu … Esenler Şubesi’ne ait 13.000,00 TL’lik çekin davalı tarafından davacıya verilmesine rağmen, bu miktarların davacı defterlerinde kayıtlı bulunmaması ve bu ödemelerin dikkate alınması sonucu davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 48.929,00 TL alacağı bulunduğu, bakiye ücret alacağının likit olmadığı; karşı dava yönünden, eserin karşı davacıya teslim edildiği, teslim anında herhangi bir çekincenin ileri sürülmediği gibi, sözleşme karşı davacı tarafça, edimin süresinde yerine getirilmemesi nedeniyle feshedildiğinden, ifaya bağlı cezai şartın talep edilemeyeceği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile ; asıl davada davalı … A.Ş.’nin Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 48.929,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın likit olmaması nedeni ile icra inkar tazminat talebinin reddine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir. Asıl davada davalı-karşı davada davacı vekili istinaf dilekçesiyle, taraflar arasında imzalanan 20/04/2011 tarihli “Taşeron Sözleşmesi” nin 15. maddesinde; işin teslim tarihinin 30/07/2011 olarak kararlaştırıldığını, davacı taşeronun taahhüt ettiği işi zamanında bitirmediği taktirde müvekkilinin her gün için 500,00 USD ceza kesmeye yetkili kılındığını, 500,00 USD’lik günlük gecikme cezasının, işin başlanmasından itibaren işte gecikme ve aksama görüldüğü takdirde hiçbir ihtara gerek kalmaksızın uygulanabileceğinin, bu gecikmenin 15 takvim gününü geçmesi halinde de müvekkili iş sahibinin her gün için bu cezayı alarak beklemekte veya sözleşmeyi fesih ederek sair haklarını talep etmekte, işin tamamını veya bir kısmını başka bir taşerona devretmekte veya kendisi yapmakta serbest olduğunun düzenlendiğini, sözleşmede, 500,00 USD’lik günlük gecikme cezasının işte gecikme ve aksama görüldüğü takdirde hiçbir ihtara gerek kalmaksızın uygulanabileceği bildirilmiş olmasına karşın, müvekkili firmanın, davalı-karşı davacı firmaya göndermiş olduğu 22.02.2013 tarihli yazı ile, … Projesinde yapılan asansörlerin, TSE standartlarına uygun olmadığından ve halen teslim edilmediğinden, 30/07/2011 teslim tarihli taşeron sözleşmesinin 15. maddesinde bildirilmiş olan gecikme tazminatının ödenmesini davalı-karşı davacı firmaya ihtar edildiğini, davacı-karşı davalı firmanın sözleşme edimlerini yerine getirmemiş olduğundan, taraflar arasında imzalanmış bulunan sözleşmedeki cezai şart maddesi uyarınca cezai şarttan sorumlu olduğunu, işin süresinde 30/07/2011 tarihinde teslim edilmemesi nedeniyle ve tüm ihtarlarına rağmen ifanın gerçekleşmemiş olması sebebiyle sözleşmenin haklı nedenle 08/11/2013 tarihinde feshedildiğini, arada 2 yıl 3 ay 8 gün (toplam 828 gün) olduğu, sözleşmenin 15. maddesi gereğince müvekkili şirketin de bu hükme uygun olarak 100.000,00 TL bedelli bir cezai fark faturası keserek kayıtlarına alındığını, bilirkişilerin de müvekkili şirketin ticari defterlerinde tespit etmiş oldukları üzere, müvekkili şirketin, karşı taraftan cezai şart alacağından dolayı 51.071,00 TL alacaklı durumda olduğunu, sözleşmenin 21. ve 22. maddelerinde işin geçici ve kesin kabullerinin hangi şartlarda gerçekleşeceğinin açıkça belirtildiğini, işin yapılıp teslim edildiğini kanıtlama yükünün davacı-karşı davalı da bulunduğu halde, karşı tarafın bu hususu ispat edecek herhangi bir delili dosyaya sunamadığını, aksine işin sözleşmeye ve teknik şartnamesine uygun yapılmadığı, bu nedenle asansörlerin kullanılamadığının dosyaya sundukları ihtarnamelerle, firmaya yazılan yazılarla ve de TSE tutanakları ve Esenyurt Belediye Başkanlığı’nın yazıları ile taraflarınca ispat edildiğini, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 21/11/2007 tarihli, 2007/4704 Esas, 2007/7381 Karar sayılı içtihadında da beyan edildiği üzere; asansörlerin sözleşmeye uygun olarak ve de süresinde teslim edilmediği beyanlarına karşı (inkarımıza), yüklenici karşı tarafın bu durumun aksini yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, ancak karşı tarafça yazılı bir belge sunulamadığını, geçici veya kesin kabullerin yapıldığını belgelendiremediğini ve ispat yükünü yerine getiremediğini, bilirkişi raporunun 4.8 teknik değerlendirme başlığı altında; asansörlerin çalışır duruma gelmesini müteakip … A.Ş. tarafından ilgili belediye nezdinde kullanım izni müracaatında bulunduğunun beyan edildiğini, devamla TSE tarafından yapılan incelemede “asansörlerin kullanıma uygun olmadığının” tespit edildiğinin bildirildiğini, TSE tarafından yapılan teknik incelemenin 30/11/2012 tarihinde yapıldığını, hangi eksiklikler nedeniyle asansörlerin kullanamaz olduğunun TSE raporlarından açıkça anlaşıldığının belirtildiğini, bilirkişilerin “asansörlerin çalışır duruma gelmesini müteakip” diyerek asansörlerin kullanılmakta olduğunu belirttiklerini, oysa ki ,müvekkili şirketin kullanım izni için belediyeye başvurduğunu, ancak asansörlerin kullanımı için izin alamadığını, bu durumda davacı-karşı davalının sözleşme koşullarına uygun bir tesliminin olduğundan bahsedilemeyeceğini, somut olayda da; müvekkili şirketin sözleşme ile yüklenmiş olduğu edimleri eksiksiz yerine getirmiş olduğu halde, davalı-karşı davalı yüklenici tarafça süre geçmesine ve uyarıya rağmen işi tamamlanmadığından ve de eksik işler müvekkili şirket tarafından başka bir firmaya tamamlattırılmış olduğundan, sözleşmedeki teslim tarihinden sözleşmenin fesih tarihine kadar işleyecek olan cezi şartın davalı-karşı davacıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğini, bu sebeple mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin tüm yazılı ve sözlü uyarılara rağmen davacı-karşı davalı firmanın asansörlerdeki eksik işleri tamamlamadığını ve taraflar arasındaki sözleşmenin feshine neden olduğunu, müvekkili şirketin eksik işleri başka firmalara tamamlatmak zorunda kaldığını, ancak bu şekilde TSE uygunluk belgesini alabildiğini, davacı-karşı davalı firmanın işi zamanında teslim etmediğinden taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak müvekkili şirketin cezai şart faturası kestiğini, bu nedenle, davacı-karşı davalı firmanın iddia ettiği gibi müvekkili şirketten alacaklı değil, aksine müvekkili şirkete borçlu olduğunu, bu hususun müvekkili şirketin lehine delil teşkil eden ticari defterleri ile de sübut bulduğunu, bu nedenle asıl davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabul kararı verilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Asıl davada davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında 20/04/2011 tarihli taşeron sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme ile davacı yüklenici sıfatıyla, davalıya ait … Projenin bina inşaatına 2 adet … marka şahıs asansörü ile 1 adet … marka yük asansörü yapıp, teslim etme ve yine davalıya ait … Sitesi’nin 2 ayrı bloğu için 2 adet … marka şahıs asansörü yapıp teslim etme işini üstlenmiştir. Sözleşmenin “işin adı ve bedeli” isimli 2.maddesinde; … Projesi’ne ait 2 adet 17 duraklı şahıs asansörünün malzemeli montajının yapılması, işçilik, imalat, nakliye dahil fiyatı 105.000,00 TL+ KDV ve 1 adet 15 duraklı yük asansörünün malzemeli montajının yapılması, işçilik, imalat, nakliye dahil fiyatı 47.000,00 TL+ KDV olmak üzere toplam 152.000,00 TL, … Sitesi’ne ait 2 adet 16 duraklı şahıs asansörünün malzemeli montajının yapılması, işçilik, imalat, nakliye dahil fiyatı 105.000,00 TL+ KDV olarak belirlenmiştir. Toplam iş bedeli 257.000,00 TL+ KDV olarak kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 4. maddesinde ödemelerin aşamaları belirlenmiştir. Sözleşmenin 15. maddesinde; davacı taşeronun sözleşme kapsamında inşaat işine 30/04/2011 tarihinde başlayacağı, işin teslim tarihinin 30/07/2011 olduğu düzenlenmiş, maddenin devamında taşeronun işi zamanda bitirememesi halinde iş sahibinin gecikilen her gün için 500,00 USD ceza kesmeye yetkili olduğu, gecikmenin 15 günü geçmesi halinde, iş sahibinin bu cezayı alarak beklemekte veya sözleşmeyi fesh etmekte, işi tamamen veya kısmen başka taşerona devretmekteveya kendisi yapmakta sersezt olduğu düzenlenmiştir. Ayrıca bu hal vukubulduğu taktirde iş sahibinin hiç bir ihtara gerek olmaksızın sözleşmeyi feshedebileceği kabul edilmiştir. Sözleşmenin 20., 21. ve 22.maddelerinde, geçici kabul, kesin kabul ve fesih şartları düzenlenmiştir. Davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 11/01/2014 tarihli cari hesap alacağına istinaden 71.929,00 TL asıl alacak ve 5.515,87 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 77.444,87 TL alacağın tahsili için 18/11/2014 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının yetki itirazı üzerine dosyanın Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esasına gönderildiği, davalıya yeniden gönderilen ödeme emrine davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından keşide edilen 08/11/2013 tarihli ihtarname ile; Esenyurt Belediyesi’nce asansördeki eksikliklerin tamamlanarak TSE uygunluk belgesi alınmasını talep ettiği, eksikliğin giderilmemesi halinde asansörlerin belediyece mühürleneceği, belirtilen hususların 10.10.2013 tarihli ihtarname ile bildirilmesine rağmen eksikliklerin yerine getirilmediği, belirtilerek düzenlenen taşaron sözleşmesinin fesh edildiği, masrafların ve zararların taşarona yükleneceği ihtar edilmiş olup, ihtar 12.11.2013 tarihinde tebligat kanunun 21. Maddesi gereğince davacı-karşı davalıya tebliğ edilmiştir. Davacı tarafından keşide edilen 22/02/2013 tarihli ihtarnamede ise; eksikliklerin giderilmesi talep edilmiş, yine 10/12/2013 tarihli ihtarnamede asansörde belirlenen eksikliklerin 7 gün içerisinde tamamlanması aksi halde imalatın başka şirketlerce tamamlanacağının ihtar edildiği, ihtarın 11.10.2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Dosyaya sunulan Esenyurt Belediye Başkanlığı’nın İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 05/02/2013 tarihli yazısında; belediye tarafından yetkilendirilen TSE tarafından 30/11/2012 tarihinde … Apartmanı’na ait asansörlerin yıllık periyodik kontrollerinin yapıldığı, bu muayene sonucunda tespit edilen uygunsuzluklar giderilmeden asansörün kullanılması tehlikelidir anlamında kırmızı etiket yapıştırıldığı, yönetmeliğin 10/13.fıkrasında yıllık kontrol neticesinde asansörün çalışmasında can ve mal güvenliği açısından bir sakınca söz konusu ise, asansörün çalışmasına can ve mal güvenliği sağlanıncaya kadar izin verilmeyeceği, buna rağmen asansörün çalıştırılmasından bina sorumlusunun sorumlu olacağı belirlendiğinden binadaki asansörlerin eksiklikleri giderilerek yıllık kontrollerini yaptırmak üzere yetkili kuruluş olan TSE ye başvurmaları gerektiği bildirilmiştir. Dosyada bulunan makine mühendisi …, mali müşavir … ve hukukçu Prof.Dr. … tarafından hazırlanan 19/12/2016 tarihli bilirkişi kurul raporunda; dosya içeriğinden davacının gecikmeli de olsa … inşaatına ait asansörleri imal edip teslim ettiği ve Belediye’nin 05/02/2013 tarihli uyarı yazısının geldiği tarihe kadar asansörleri kullandığı, Belediye’nin apartman yönetimine gönderdiği 05.02.2013 tarihli yazının içeriğinden bu yazının geldiği tarihe kadar asansörlerin kullanılmakta olduğunun, fakat bazı uygunsuzluklar tespit edildiğinin, aynı hususların davacıya çekilen 10/10/2013 tarihli ihtarnamenin içeriğinden de anlaşıldığını, Belediye yazısı ile davacının ihtarnamesinden ve raporun teknik kısımlarındaki açıklamalarda dava konusu asansörlerin teslim edildiğini ancak eksiklikler bulunduğu dolayısıyla eksik fanın söz konusu olduğu, ancak davalı tarafça eksik işten kaynaklı zararın talep edilmediği, karşı davadaki cezai şart alacağı ile eksik ifadan kaynaklı zararın aynı olmadığı, BK’nın 158., TBK ‘nın 179.maddesi gereğince cezai şarta hak kazanılması için eserin gecikmeli olsa da teslime sırasında gecikme cezası alacağını saklı tutması gerektiği, davalı tarafça bu yönde bir ihtirazi kayıt konulmadığından davalının karşı davada cezai şart alacğına hak kazanmadığı, davacı defterlerinin usulüne uygun şekilde düzenlendiği, davacı defterlerine göre davacının takip tarihi itibari ile 71.929,00 TL alacağının bulunduğu, davalı defterlerinin usulüne uygun şekilde düzenlendiği, davalı defterlerine göre takip tarihi itibari ile davalının davacıdan 51.071,00 TL alacaklı olduğu, defterler arasındaki farkın 123.000,00TL olup, bunun 23.000,00 TL’sinin davalı tarafından ödemelerin davacı defterlerinde kayıtlı olmaması ile davalı tarafından düzenlenen 100.000,00 TL değerindeki cezai şart faturasının davacı defterlerinde kayıtlı bulunmamasından kaynaklandığı, bu durumda davacı defterlerine göre yapılan 10.000,00 TL nakit ödeme ile kanıtlanması halinde 13.000,00 TL tutarlı çekin mahsubu sonrası takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 48.929,00 TL alacağı bulunduğu, teknik yönden yapılan değerlendirmede ise 3 adet asansörün çalışır durumda olduğu, asansörlerin 31/05/2015 tarihi itibari ile kontrollerinin yapıldığı, hali hazır itibari ile can ve mal yönünden risklerinin bulunduğu belirtilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, dava konusu … projesine ait asansörlerin sözleşmede kararlaştırılan 30/072011 tarihinde ve eksiksiz teslim edilmemesi nedeniyle davalı- karşı davacı iş sahibince 08/11/2013 tarihinde feshedildiği dosya kapsamı ile sabittir. Eser sözleşmelerinde sona erme üzerine, her iki tarafın da talep edebileceği tasfiyenin dayanağı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125/III. maddesidir. Bu maddeye göre sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulur ve daha önce ifa ettikleri edimleri isteyebilirler. Bu durumda, mahkemece sözleşmenin feshedildiği gözetilerek, konusunda uzman teknik bilirkişiden sözleşmeden dönme anına kadar davacı yüklenicinin gerçekleştirdiği ve davalıya teslim ettiği imalatlar ve imalatlardaki eksikliklerin piyasa rayiç değerleri belirlenerek, davacı yüklenicinin hakettiği iş bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, davacının kanıtladığı ödeme miktarı varsa düşülüp sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile asıl davada yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2018 tarih, 2015/458 Esas, 2018/626 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Asıl davada davalı-karşı davada davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Asıl davada davalı-karşı davada davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.