Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1706
KARAR NO : 2018/1572
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/05/2017
NUMARASI : 2011/304 Esas, 2017/401 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 27/11/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, prekast cephe söveleri (EPS+ Mineral Kaplama) yapım işini konu alan taşeron sözleşmesinden kaynaklanan hakediş alacağının tahsili talebine ilişkin olup; mahkemece, ıslahla arttırılan miktar da dikkate alınarak davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.
Davacı şirket taşeron, davalı şirket ise yüklenicidir.
Davacı şirket vekili dava dilekçesinde; davalı şirket ile imzalanan 13.07.2007 tarihli taşeron sözleşmesi ile davalı şirketin “İstanbul Bahçeşehir Arsa Karşılığı Gelir Paylaşımı” işini üstlenen müvekkilinin sözleşme kapsamında yükümlülüklerini yerine getirdiğini ancak davalı tarafın 14 nolu 1.195,459,00 TL tutarlı hakediş bedelinden haksız kesintiler yaparak sadece 1.027.825,00 TL ödediğini ileri sürerek 167.634,00 TL fark bedel alacağının bulunduğunu belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL’nin 04.11.2010 temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davacı, 25.07.2014 harç tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 163.969,42 TL arttırarak 173.696,42 TL yükseltmiştir.
Davalı şirket vekili ise; mahkemenin yetkisine itiraz ederek işin süresinde teslim edilmediğini, eksik ve ayıplı olarak imal edildiğini, kabul anlamına gelmemek üzere 14.nolu hakediş de yapılan hasar, temizlik ve nefaset kesintilerinin hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiş, ıslah arttırılan miktarın da zamanaşımına uğradığını ileri sürmüştür.
Mahkemece, son bilirkişi kök ve ek raporu hükme esas alınarak, sözleşme kapsamında düzenlenen ilk on üç hakedişin ihtilafsız ödendiğini ve hiç birinin taraflarca birlikte imzalanmadığını, bu dönemle ilgili davacı tarafın 17.618,63 TL cari alacağı bulunduğunu, davaya konu taraflarca imzalanmayan 14 nolu hakediş tutarının ise 1.195.458,83 TL olduğunu ve bunun da 1.027.825,00 TL’sinin ödendiğini KDV hariç davacının bu hakediş nedeniyle 167.633,00 TL alacağının bulunduğunu, 17.618,63 TL cari hesap alacağı ile birlikte toplam alacak miktarının 185.252,46 TL (fatura kesilmesi halinde ise 30.174,09 TL KDV ilavesi ile 215.426,55 TL) olduğu, 07.07.2009 tarihli 14 nolu hakedişte yapılan 65.868,00 TL hasar kesintisi, 11.000,00 TL temizlik kesintisi ve 59.773,00 TL nefaset kesintisi toplamı 136.641,00 TL’nin isbat edilemediği belirtilerek taleple bağlı kalınarak toplam 173.696,42 TL ‘den 167.634,00 TL ‘nin dava tarihinden, 6.062,42 TL ‘nin ise ıslah tarihi olan 25.07.2014 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline dair verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Davalı vekili istinaf talepli dilekçesinde özetle; davaya konu 14 nolu hakedişte yapılan kesintilerin ispatlandığını, yerel mahkemece zamanaşımına itirazlarının dikkate alınmadığını, dava 10.000,00 TL üzerinden açılmış olduğu halde, ıslahla arttırılan miktara dava tarihinden faiz işletilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dairemizin 28.05.2018 gün ve 2017/1162 – 2018/625 E.K.sayılı ilamı ile, öncesinde keşinleşmiş bir yetkisizlik kararı bulunduğu gerekçesiyle Yargıtay 15. H.D’nin 15.05.2018 gün, 2018/2758 – 1966 E.K.sayılı ilamı gereği temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay 15. H.D’ne gönderilmek üzere geri çevirme kararı uyarınca, dosya mahkemesince Yargıtay 19. H.D’ne gönderilmiş ve anılan Dairece 25.06.2018 gün ve 2018/1981 – 3537 E.K sayılı ilamı ile verilen ve kesinleşen yetkisizlik kararının nihai bir karar olmadığndan bahisle istinaf incelemesine tabi olduğu belirtilerek dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiştir.
Tüm dosya kapsamından, dava ve talebe konu 14 nolu hakediş bedelinin, hakedişin bizzat davalı iş sahibi tarafından düzenlenmiş olması ve davacı tarafça da belirlenip hakedişe geçen bu iş bedelinin talep edilmiş olması nedeniyle iş bedeli yönünden taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, talebe konu hakedişte davalı iş sahibi tarafından yapılan temizlik, hasar ve nefaset kesintisinin haklı olup olmadığı, ıslahla arttırılan miktar yönünden talebin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, mahkemece davada talep edilen ve ıslahla arttırılan miktarlar bakımından hükmedilen faiz başlangıcının doğru olup olmadığı noktasındadır. Hükme esas alınan denetime elverişli bilirkişi raporunda YİGŞ’ nin sözleşmenin eki olarak kabul edilmiş olması dikkate alınarak, kesinti yapılan hususlara ilişkin şartnameye uygun ve şekilde bir prosedür işletilerek belirlenmiş ve isbatlanmış bir kesinti olmadığının dosya kapsamıyla uyumlu bir şekilde açıklanmış olmasına göre mahkemece kesintilerin haklı olmadığına yönelik kabulü doğru olmuştur. Davacı dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını da saklı tutarak 10.000,00 TL istemiş ve talep miktarını 25.07.2014 harç tarihli ıslah dilekçesiyle 167.634,00 TL arttırarak, 173.696,42 TL ‘ye yükseltmiş ve ıslahta talep ettiği bedele dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesini istemiştir. Dava dilekçesi içeriği ve tüm dosya kapsamından davanın niteliği itibariyle kısmi dava olduğunun (belirsiz alacak davası olmadığı) anlaşılmasına göre, ıslahla talep edilen miktara ancak ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilebileceğinden mahkemece hüküm kısmında ıslahla arttırılan miktar yönünden dava tarihinden, bakiyesi için ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması hatalı olmuştur. Davalı cevabında zamanaşımı itirazında bulunmamış ve ancak sadece ıslah dilekçesine karşı beyanında ıslahla arttırılan miktarın zamanaşımına uğradığını ileri sürmüştür.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, eser sözleşmesinde zamanaşımı süresi işin niteliğine göre, eserin tesliminden, kesin hesap onay tarihinden veya sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, taraflarca yapılmış bir kesin hesap olmadığı gibi, bilakis davanın da esasen mahkemece tasfiye yapılarak kesin hesabın çıkartılması talebine dair olduğunun anlaşılmasına göre ıslahla arttırılan miktar yönünden de henüz zamanaşımı süresinin başladığından söz edilemez.
O halde, yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında davalı şirket vekilinin sair istinaf talebinin reddi ile, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulü ile 10.000,00 TL ‘si için dava tarihinden, bakiye 163.696,42 TL ‘si için ise ıslah tarihinden avans faizi yürütülerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE,
2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/05/2017 tarih ve 2011/304 Esas, 2017/401 Karar
sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın KABULÜ ile; 10.000,00 TL ‘sine 22.12.2010 dava tarihinden, 163.696,42 TL’sine ise 25.07.2014 ıslah tarihinden itibaren avans faizi yürütülerek toplam 173.696,42 TL ‘nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN
1-Alınması gereken 11.865,20 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça ıslah ile yatırılan 148,50 TL peşin harç ve 2.800,00 TL ıslah harcı toplamı 2.948,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.916,70 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2-Davacı tarafından yapılan 148,50 TL peşin harç, 2.800,00 TL ıslah harcı, 5.200,00 TL bilirkişi gideri, 960,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 9.108,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 16.371,79 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN
1-Davalı tarafından yatırılan 2.966,30 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
2-Davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 27/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.