Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1701 E. 2021/389 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1701
KARAR NO : 2021/389
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2018
NUMARASI: 2016/367 Esas, 2018/257 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit, İstirdat
KARAR TARİHİ : 24/02/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacı dava dilekçesi ile menfi tespit, istirdat ve alacak talebinde bulunmuş, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.Davacı iş sahibi, taraflar arasında aktedilen 02.02.2015 tarihli fiyat teklif formu ile davalı formda belirtilen özellik ve sayıda (125.000 adet) kutuyu 50.000,00 TL karşılığı imal etmeyi üstlendiğini, davalı hesabına iş avansı olarak 16.225,00 TL ödeme yapıldığını, davalının imal ettiği ürünlerden sadece 16.000 adedini teslim ettiğini, teslim edilen ürünlerin de ayıplı olduğu belirterek davalı tarafça hakkında yapılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, istirdat ve alacak talebinde bulunmuş; davalı yüklenici ise, sözleşme ilişkisini kabul ederek ürünlerin ayıplı olmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, teklif formunda yer alan özelliklerin davacı onayı ile değiştirildiğini savunarak taleplerin reddini istemiştir. Mahkemece yargılama sırasında keşfen yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapora itibar edilerek davanın kabulü ile, davacı hakkında yapılan takibe dayanak iki adet fatura nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı alacaklının takibinde haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle 4.391,00 TL kötüniyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının istirdat talebinin kabulü ile 27.000,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, alacak talebinin kısmen kabulü ile 13.440,67 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı yüklenici vekili istinaf talep dilekçesinde özetle, imal edilen ürünlerin ayıplı olmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, iş teklif formunda yapılan değişikliklere davacı tarafından onay verildiğini savunmuştur.Taraflar arasında kutu imalini konu alan 02.02.2015 tarihli (fiyat teklif formu) yazılı eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı bu sözleşme ile 50.000,00 TL karşılığında 125.000 adet kutu imal etmeyi üstlenmiştir. Davalı tarafından imal edilen ürünlerden sadece 16.299 adet kutunun davacıya teslim edildiği, davacı tarafından da davalı tarafa 16.225,00 TL ödeme yapıldığı çekişmesizdir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı noktasındadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözleşmeye konu ürünlerden rastgele seçilen örnekler üzerinde inceleme yapılarak mevcut emtiaların ayıplı imal edildiği ve ayıbın açık ayıp niteliğinde olduğu belirtilmiş mahkemece de bu rapor karara esas alınarak hüküm tesis edilmiştir.Ayıp ihbarının davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarname ile ürünlerin tesliminden itibaren ve en geç 18 gün sonra yapıldığı tarafların kabulünde olup, bu süre sözleşmenin niteliği ve kapsamı dikkate alındığında işlerin olağan akışına uygun makul süre olduğu anlaşılmakla ayıp bildirimin süresinde yapıldığının kabulü gerekir. Ancak bilirkişi tarafından ürünlerin tamamına bakılmadan ve tümü görülmeden rastgele seçilen örnekler üzerinden yapılan inceleme sonucu raporun düzenlendiği anlaşılmış olup, eksik incelemeyle dayalı bu raporun hükme esas alınması hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle; ayıp ihbarının süresinde yapıldığının kabulü ile, davaya konu ürünlerin tamamı üzerinde ve tümü görülerek yapılacak inceleme sonucunda düzenlenecek ek rapora göre sonucuna uygun yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere kararın kaldırılarak dosyanın gereği için mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/03/2018 tarih, 2016/367 Esas, 2018/257 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 24/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.