Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1676 E. 2021/348 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1676
KARAR NO : 2021/348
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2018
NUMARASI: 2017/263 Esas, 2018/796 Karar,
DAVANIN KONU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 18/02/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkili …’in kardeşi … ile birlikte … adı altında mühendislik, tesisat ve mekanik proje taahhüt işleri yaptığını, davalı şirketin Amavutköy Belediyesine yapacağı gizli söndürme sisteminin, boru tesisatı işinin 19.000 TL+KDV bedelle müvekkili tarafından yapılması konusunda davalı şirketle anlaşıldığını, davalı tarafça müvekkilinin hesabına 5.700,00 TL avans yollandığını, iş devam ederken davalı şirketin projede değişiklik yaptığını ve döşenecek boru metrajlarını artırdığını, müvekkilinin bildirilen yeni projeye göre işe devam ettiğini ve artan metrajlara göre fiyatın KDV’li toplam 39.235,00TL’ye çıktığını, davalı şirketin yeni projeye göre döşenecek boru metrajları arttığı için müvekkilinin hesabına 10.000,00 TL daha avans ödemesi yaptığını, revize edilen projeye göre taahhüt edilen işin tamamlanarak teslim edildiğini ve buna ilişkin 21.12.2016 tarih, 044254 sıra nolu, 39.235,00 TL meblağlı faturayı düzenleyerek aynı tarihte davalı şirkete imza ve kaşe karşılığında elden teslim ettiğini, davalı şirketten toplam 15.700,00 TL avans alındığını, müvekkilinin davalı şirketten 23.535,00TL bakiye fatura alacağı bulunduğunu, davalı şirket tarafından faturaya itiraz edilmediğini ve ticari defterlerine geçirildiğini, hatta takip konusu fatura için mutabık olduklarını bildirdiğini, bu bakiye iş bedelinin tahsili için İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takip işlemlerine başladıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline ve davalı tarafın %40’dan aşağı olmakak koşulu ile icra inkar tazimanatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, Arnavutköy Belediyesine yapılacak gazlı söndürme sisteminin boru tesisatı için 19.000,00 TL+KDV ücret karşılığında müvekkili şirket ile anlaşmaya varıldığnı, anlaşma kapsamında müvekkili şirketin davacıya 5.700,00 TL ve 10.000,00 TL olmak üzere 2 adet ödeme gerçekleştirdiğini, proje değişikliği olması sebebiyle davacıdan yeni bir maliyet maili gelmiş ise de bunun ancak bir icap niteliğinde olduğunu, müvekkili şirketin belirtilen bu maliyetleri kabul etmediğini, davacının göstermiş olduğu mail ile icra takibine konu fatura bedellerinin birbirine uymadığını, bahse konu tutar dan 39.235,00 TL’lik bir sözleşmenin taraflar arasında kurulmadığını, müvekkili şirketin yapılan icaba karşı herhangi bir kabul beyanı olmadığını, bu sebeple taraflar arasında 39.235,00 TL’lik geçerli bir sözleşme yokken takibe konu faturaya itiraz etmediğini, müvekkili şirketin Arnavutköy Belediyesine yapılacak gazlı söndürme sisteminin ana müteahhit şirketi olan …Tic A.Ş. tarafından geçici kabulün gerçekleşmesine yakın devam etmekte olan işler için davacıdan fatura gönderilmesini istemiş olduğunu ve bu durumun ticaretin olağan akışına uygun olduğunu, gönderilen faturanın işin teslim edildiği anlamına gelmediğini, davacı şirketin faturaya konu işleri teslim etmediğini, ana yüklenici şirket tarafından 27/12/2016 tarihinde yapılan müvekkili şirket yetkilileri ve davacı şirket yetkilisi … de hazır bulunduğu geçici kabul kontrollerinde montajı yapılan boruların sözleşmeye uygun olmadığının tespit edildiğini, davacı tarafından yapılan işlerin sözleşmeye uygun olmaması sebebiyle işin teslim alınmadığını, düzeltilmesinin talep edildiğini, aksi takdirde müvekkili şirket tarafından masrafları davacı tarafından karşılanmak üzere yaptırılacağının davacı şirket yetkili … bildirildiğini, davacının işleri tamamlamaması üzerine düzeltilmeyen eksik işlerin müvekkili şirket tarafından yaptırıldığını, bu işlere ait 20/02/2017 tarihli 23.535,00 TL’lik faturanın davacı şirkete kargo ile gönderildiğini, bu gönderinin 22/02/2017 tarihinde … tarafından teslim alındığını, davacı şirket tarafından bu faturaya itiraz edilmediğini, ayrıca 28/03/2017 tarihinde davacı şirket muhasebecisi tarafından gönderilen mutabakat mailinde bahse konu fatura için mutabık olunduğunu bildirdiğini, bu nedenle ödemezlik def’ini ileri sürdüklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini ve karşı tarafın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.Mahkemece, taraflar arasında akdi ilişkinin varlığının çekişmesiz olduğu, sözleşme (fatura) konusu işlerin davacı tarafından yapıldığının karine kabul edilmesi gerektiği, davalı tarafça işin eksik yapıldığına dair bir tespit yaptırılmadığı, ihtar gönderilmediği, 3.kişilere yaptırıldığı iddia edilen işlere ilişkin bir fatura da sunulmadığı, davalı tarafından gönderilen fiyat farkı faturasının işin iş sahibi tarafından tamamlatıldığını ispatlamak için yeterli olmadığı, bu durumda tüm imalatların yüklenici tarafından yapıldığına dair karine bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’sine tekabil eden 4.707,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, davacı tarafında yerine getirilmeyen eksik işlere ilişkin 20/02/2017 tarihli 23.535,00 TL’lik faturanın davacı şirkete tebliğ edilmesine rağmen buna itiraz edilmediğini, ayrıca 28/03/2017’de davacının muhasebecisinin bahse konu fatura için mutabık olduklarını bildirdiğini, bu sebeple ödemezlik def’i ileri sürdüklerini, bu talepleri hakkında hüküm kurulmadığını, söz konusu fatura tebliği ve mutabakat beyanına rağmen yerel mahkeme tarafından kargo alındısı ve mutabakat hiç dosyada değilmiş gibi faturanın teslim edildiğinin kanıtlanamadığının kabul edildiğini, bilirkişinin faize ve borca ilişkin tespitlerinin hukuka uygun olmadığını, müvekkili şirketin temerrüte düşürülmediğini, kesin vadenin söz konusu olmadığını, TTK’nın 1530/4.maddesi gereğince davacı tarafından işin tesliminden itibaren 30 günlük sürenin sonunda temerrütün oluşacağını, ancak davacının tesliminin gerekçeleşmediğini, bilirkişi incelemesi sırasında yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, yerel mahkeme tarafından esasa ilişkin yapılan değerlendirmelerin isabetsiz olduğunu, yapılan işin asıl yüklenicisi tarafından 27 Aralık 2016’da yapılan, müvekkili şirket ile davacı şirket yetkilisinin hazır bulunduğu geçici kabul kontrollerinde montajı yapılan boruların sözleşmeye uygun olmadığının tespit edildiğini ve bu şekilde teslim alınamayacakların bildirildiğini, ayrıca takibe konu faturanın bir likit alacağı barındırmadığını, Yargıtayın yerleşik içtihatlarında eser sözleşmesinden doğan alacakların likit olmadığının belirtildiğini, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini ve davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Dava, TBK’nın 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Taraflar arasında, davalının Arnavutköy Belediyesine yapacağı “gizli söndürme sistemi” işinin, boru tesisatları kısmının (başlangıçta) 19.000,00 TL + KDV bedelle davacı tarafından yapılması konusunda anlaşmaya varıldığı, sonradan projedeki değişiklik nedeniyle boru metrajının arttığı, sözleşme kapsamında davalı tarafça davacıya toplam 15.700,00 TL ödendiği, işin bitirilerek teslim edilmiş olduğu hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır.Taraflar arasında ihtilaf, sonradan proje değişikliği nedeniyle artan boru metrajına ilişkin olarak belirlenen yeni fiyatın ne kadar olması gerektiği, davacının iddia ettiği KDV dahil 39.235,00 TL yeni iş bedelinin doğru olup olmadığı, teslim edilen işte ayıp bulunup bulunmadığı, bu kapsamda davalı tarafça düzenlenen 20/02/2017 tarihli 23.535,00 TL’lik faturanın yerinde olup olmadığı, tüm bu hususların değerlendirmesi neticesinde de davacı tarafça davalı aleyhine başlatılan icra takibine konu bakiye iş bedeli ve işlemiş faiz alacağının yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkindir.İlk derece mahkemesince taraf delilleri toplanarak, tarafların defter kayıtları üzerinde yaptırılan inceleme neticesinde alınan 03/11/2018 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda ve 28/05/2018 tarihli ek raporunda belirtildiği üzere, davacı yüklenici tarafından düzenlenen icra takibine konu 21.12.2016 tarihli, … sıra nolu, 39.235,00 TL bedelli fatura davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunmaktadır. Davalı tarafın ticari defterleri 31/12/2016 tarihi itibariyle, davacı … lehine 23.535,00 TL alacak bakiyesi vermekte olup, bu miktar 2017 defterlerine aynen devredilmiştir. Davalı tarafça davacı lehine olan bu alacak bakiyesi 20/02/2017 tarihli, … nolu, 23.535,00 TL’lik iade faturası ile sıfırlanmıştır. Ancak bu iade faturası davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunmamaktadır. Ticari defterlerin sahibi aleyhine kesin delil teşkil etmesi kuralı gereğince sözleşmeye konu işin artan metraj sonrasında bedelinin takibe konu faturada belirtilen KDV dahil 39.235,00 TL şeklinde olduğu, davacı tarafça ispatlanmış bulunmaktadır. Davalı tarafın buna ilişkin itirazları yerinde değildir. Davalı tarafından düzenlenen 23.535,00 TL’lik iade faturası ise davacı defterlerinde kayıtlı olmadığından bu fatura davacı bakımından bir bağlayıcılık arz etmemektedir. Davalı tarafça bu faturanın tebliğine ilişkin olarak bir kargo alındısı tebligat görüntüsü dosyaya sunulmuş ise de, söz konusu görüntüde kargoyla gönderilen belgenin ne olduğu anlaşılamadığı gibi, tebliğ yapılan … de davacının çalışanı veya temsilcisi olduğuna dair bir kayıt dosyada bulunmamaktadır. Kaldı ki iade faturasına itiraz edilmemesi tek başına, gönderilen kişinin o fatura içeriği ile bağlı olmasını sağlamayacağı yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtilmektedir. Davalı tarafça, sözleşmeye konu işin ayıplı ifa edildiği de ileri sürülmüş ise de, dosyaya bu iddianın ispatına ilişkin olarak sunulan tek belge 27/12/2016 tarihli “tutanak” başlıklı belge olup bu tutanağın altında sadece …A.Ş. ve davalı … ..Ltd. Şti. unvanları ve bu unvanlar altında imzalar bulunmakta ise de davacının adı ve imzası bulunmamaktadır. Belge içeriğinde de davacının ya da temsilcisinin tutanak düzenlenirken hazır bulunduğuna dair bir kayıt bulunmamaktadır. Söz konusu tutanak tarihinin 27/12/2016 olması, takibe konu faturanın davalı defterlerine 31/12/2016 tarihinde kaydedilmesi, iade faturasının 20/02/2017 tarihinde düzenlenmesi, bu faturanın davacı tarafa davadan önce tebliğ edildiğinin de ispatlanamaması karşısında davalı tarafça iddia edilen ve 27/12/2016 tarihinde haberdar olunduğu anlaşılan ayıplı işlere ilişkin olarak makul süre içinde bir ayıp ihbarında bulunmadığı anlaşılmaktadır.Bu açıklamalar doğrultusunda, davalı tarafça takibe konu faturadaki bedelin kararlaştırılan iş bedeli olmadığına, yapılan işte ayıplar bulunduğundan ödemezlik def’inde bulunduklarına, buna dair düzenlendikleri iade faturasına davacı tarafça itiraz edilmediğinden bu fatura ile bağlı olduğuna dair esasa yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.Takibe konu fatura davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğundan ilk derece mahkemesince alacağın likit sayılarak takibe konu asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş olmasında bir kanuna aykırılık görülmediğinden, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir.Ancak, takibe konu bakiye iş bedeline ilişkin olarak takipten önce davalının temerrüte düşürülüğüne dair bir ihtarname dosyada bulunmadığından, takip talebinde yazılı olan 213,75 TL işlemiş faiz alacağı yönünden itirazın haklı olduğu anlaşılmasına rağmen, buna ilişkin usulüne uygun değerlendirme yapılmadan işlemiş faiz yönünden de itirazın iptaline karar verilmiş olması yerinde olmadığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmüştür. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle bağlı kalınarak yapılan inceleme neticesinde, ilk derece mahkemesince verilen kararın sadece takipte talep edilen işlemiş faiz alacağı bakımından usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davalının takibe yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin asıl alacak miktarı üzerinden devamına, alacak likit olduğundan asıl alacak miktarı üzerinden davacı lehine %20 oranında icar inkar tazminatı verilmesine, işlemiş faize yönelik itirazın iptali talebinin ise reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;A) 1- Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2018 tarih ve 2017/263 esas, 2018/796 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-a) Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı tarafça İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 23.535,00 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren takip talebinde belirtilen işleyecek faizle birlikte devamına, 213,75 TL’lik işlemiş faiz alacağı bakımından itirazın iptali talebinin reddine, b) İtirazın iptaline karar verilen asıl alacak miktarı üzerinden hesap olunan %20 oranındaki 4.707,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN1-Alınması gereken 1.607,68 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 401,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.205,76 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 401,92 TL peşin harcı ve 31,40 başvurma harcı toplamı 433,32 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,3-Davacı tarafından yapılan 215,50 TL tebligat ve posta gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 815,50 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 808,16 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,4-Davalı tarafından yapılan bir masraf bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 213,75 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine, C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan 402,00 TL istinaf karar harcının istek halinde ve karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,2- Davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 18/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.