Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1664 E. 2021/598 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1664
KARAR NO : 2021/598
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2018
NUMARASI: 2017/65 Esas, 2018/513 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ : 22/03/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 02/05/2014 tarihli sözleşme uyarınca müvekkilinin davalıya ait işyerinin elektrik işlerinin yapımını üstlendiğini, müvekkilinin işi sözleşme ve şartnameye uygun olarak yerine getirdiğini, hakedişler yapılarak faturaların kesildiğini, ancak davalının 86.785,35 Euro borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, işin eksik ve ayıplı olarak yapıldığını, müvekkilinin borcunun olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, geçici kabul tutanağında belirtilen eksikliklerin ve ayıplı işlerin giderilmesi bakımından davacı alacağından toplam 7.581,39 Euro kesinti yapılması gerektiği, buna göre davacının takip tarihi itibariyle 79.203,96 Euro asıl alacak ve 171,60 Euro işlemiş faiz talebinde haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece tahkikatın bittiği tefhim edilmeden ve sözlü yargılama davetiyesi tebliğ edilmeden karar verilmesinin doğru olmadığını, itirazlarının değerlendirilmediğini ve esasla ilgili son savunmalarının yapılmasına izin verilmediğini, zarar kalemlerinin ve sözleşmede yer alan cezai hükümlerin tam olarak değerlendirilmediğini, yeni heyetten rapor alınması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dava, 6100 sayılı HMK’nın yürürlükte olduğu 20/01/2017 tarihinde açılmıştır. 6100 sayılı HMK’da ilk derece yargılamasında yazılı yargılama usulü beş aşamadan oluşacak şekilde düzenlenmiştir. Bunlar; 1-Davanın açılması ve dilekçeler aşaması (Madde 118,126-136), 2-Ön inceleme (Madde 137-142), 3-Tahkikat (Madde 143-293), 4-Sözlü Yargılama (Madde 184-186) ve 5-Hükümdür (madde 294). 1086 sayılı HUMK zamanında yazılı yargılama usulü 4 aşama (ön inceleme aşaması hariç) olarak düzenlenmiş ve bu aşamaların her biri bir diğerinin içine geçmiş şekilde olduğundan gereksiz işlem yapılmasına ve yargılamaların uzun sürmesine sebebiyet vermekte iken kanun koyucu bu sakıncaların önüne geçmek için bu aşamaları sıkı kurallara bağlamış ve bir aşama bitirilmeden diğer aşamaya geçmeyi engellemek istemiştir. HMK’nın 184. maddesinde “(1) Hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. (2) Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.” Yine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nun 186.maddesinde “(1) Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. (2) Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir.” denilmiştir. Somut olayın incelenmesinde; davalı vekilinin yokluğunda görülen 17/05/2018 tarihli duruşmada, açıkça tahkikatın bitirildiği belirtilerek, HMK’nun 186/1. maddesine göre davalı tarafa sözlü yargılama için duruşma gününün usulüne uygun tebliği ve sözlü yargılama için tayin edilen günde davalı katılmasa dahi davanın sonuçlandırılıp hüküm tesis edilmesi gerekirken; adil yargılama hakkının en önemli unsuru olan ve HMK 27. madde de düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına aykırı şekilde savunma hakkı kısıtlanarak esastan hüküm kurulması doğru olmamıştır (Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 26/11/2018 tarih 2018/4262 E., 2018/4682 K. sayılı kararı). Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin, istinaf talebinin usul yönünden kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6. bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2018 tarih, 2017/65 Esas, 2018/513 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.