Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1662 E. 2021/84 K. 18.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1662
KARAR NO: 2021/84
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/07/2018
NUMARASI: 2018/21 Esas, 2018/678 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 18/01/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkin olup; mahkemece, davanın reddine dair verilen karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 06.05.2017 tarihli yazılı sözleşme gereğince davalı şirketin yüklenici sıfatıyla müvekkili davacının binasına asansör inşa etme işini üstlendiğini, işin teslim tarihinin sözleşmede belirlenmediğini, ancak taraflarca sözlü olarak işin iki ya da üç ay içerisinde bitirileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından davalıya iş bedeline istinaden … Bankası ‘na ait … seri numaralı, 30.01.2018, İstanbul, keşide yer ve tarihli, 30.000,00 TL bedelli çek verildiğini, davalı tarafça sözleşme edimlerinin yerine getirilmediğini, asansörün imal edilmediğini ileri sürerek müvekkilinin çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket adına dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, davacı tarafça sunulan 06.05.2017 tarihli sözleşmede davalı tarafından imal edilecek asansörün bilgilerinin yer aldığı, belgenin altında el yazısıyla “ray kapı takılınca 40.000,00 TL çek, 7,5 aylık” notunun bulunduğu, belgedeki müşteri bölümünün davacı tarafından imzalandığı, çekin ödeme vasıtası olduğu, çekin verilmesinin ödemenin yapıldığı yönünde karine oluşturduğu, bunun aksini iddia eden tarafın aynı değerde delille ispat etmesi gerektiği, hazırlar arasında yapılan alım satımlarda paranın verilmesi halinde işin yapıldığının karine olduğu, çekle ödeme yapıldığına göre işin yapıldığı yönünde karine oluştuğundan, bunun aksinin aynı ölçüde delille ispat edilmesi gerektiği, dava konusu olayda davacı yanca çekle ödeme yapıldığı halde asansörün teslim edilmediği iddia edilmiş ise de, bu karinenin aksinin ancak yazılı delille ispat edilmesi gerektiği, davacı tarafça yemin delilene de dayanılmadığı gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye istinaden müvekkili tarafından davalıya 40.000,00 TL bedelli çek verileceği konusunda tarafların anlaştığını, bu anlaşmaya istinaden de müvekkili tarafından davalıya … Bankası ‘na ait 3720013 seri numaralı, 30.01.2018, İstanbul, keşide yer ve tarihli, 30.000,00 TL bedelli çek verildiğini, ancak davalı tarafça asansör imal ve montaj ediminin yerine getirilmediğini, mahkemece çekin verilmesinin işin yapıldığına karine oluşturacağı şeklindeki mantığın hukuka aykırı olduğunu, çekin 7 ay vadeli olarak düzenlenerek verildiğini, mahkemece daalı tarafın üstlendiği edimi yerine getirmiş gibi karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, TBK’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında davacının inşaatına, davalı yüklenici yanca asansör imali ve montaj edilmesi konulu 06.05.2017 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmenin ” fiyat ve tediye şartları ” başlıklı bölümünde, iş bedeli 40.000,00 TL olarak götürü belirlenmiştir.” Sözleşmedir ” başlıklı 06.05.2017 tarihli belgenin altına el yazısı ile ” ray kapı takılınca 40.000,00 TL çek, 7,5 aylık ” notu eklendiği ve el yazılı notun davalı tarafça imzalandığı anlaşılmaktadır. Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. (Yargıtay 15 Hukuk Dairesi’nin 25/09/2018 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 karar sayılı kararı) 4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. TMK.’nın 6. maddesinde düzenlenmiş olan genel ispat kuralından çıkarılan bu sonuç, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin bir çok kararında “kural olarak eser sözleşmelerinde eserin teslimini, sözleşmeye ve tekniğine uygun olup olmadığını kanıtlamak yükleniciye aittir.” şeklinde ifade edilmiştir. Somut olayda, taraflar arasında 06.05.2017 tarihli asansör imal ve montajı konulu sözleşme düzenlendiği ve iş bedeli olarak davalı tarafa çek verildiği sabit olup, davacı yan işin davalı yüklenici tarafça yapılmadığını iddia ettiğinden, işin yapıldığını ispat külfeti davalı taraftadır. O halde, mahkemece öncelikle mahallinde uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılarak, sözleşmede imali ve montajı kararlaştırılan işin yapılıp yapılmadığının saptanması, dava tarihi itibariyle işin tamamlanıp tamamlanmadığının tespit edilmesi ile, ilgili bankadan çek sureti ile ödeme bilgilerinin getirtilmesinden sonra sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile davada ispat yükünün davacı iş sahibi tarafta olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/07/2018 tarih, 2018/21 Esas, 2018/678 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.