Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1624 E. 2021/445 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1624
KARAR NO: 2021/445
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2018
NUMARASI: 2015/135 Esas, 2018/123 Karar,
Birleşen İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/177 Esas sayılı dosyasında;
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 03/03/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında 17/02/2013 tarihli Doğalgaz Dağıtım Projesi Sözleşmesi imzalandığını, davalı yüklenici … şirketi tarafından ihale ile üstlenilen Anadolu 118 Kadıköy, Kayışdağı, İnönü, … Mh., …, … hatlı inşaatı işinin yapımı devam ederken 26/11/2003 tarihinde davalının taşeronu … Firmasına ait yemekhanede sobadan çıkan yangın sebebiyle taşeron firmanın işçisi …’ün yüzünün yanması sebebiyle kazazede işçi …’ün taşeron firma … Ltd. Şti. Ve davacı aleyhine Eyüp İş Mahkemesi’nin 2006/329 esasında kayıtlı ve …’ın müteahhit firması (davalı) … A.Ş. Aleyhine Kadıköy 3. İş Mahkemesi’nin 2010/471 esas sayılı dosyaları üzerinden davalar açıldığını, dosyaların nihai olarak İstanbul Anadolu 3. İş Mahkemesi’nde karara bağlanarak, 26/11/2003 tarihinde meydana gelen kazada davalı … İnşaat’ın %30, … Müh. Firmasının %50 ve davacı …’ın %15 kusurlu bulunduğuna hükmedildiğini, kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 09/09/2014 tarih ve 2014/8968 esas, 2014/16886 sayılı kararı ile onandığını, İstanbul Anadolu 3. İş Mahkemesi’nin ilamının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icraya konulduğunu, hükmün kesinleşmesi nedeniyle kabili infaz haldeki icra dosyasına davacı tarafından 26/11/2014 tarihinde 772.186,64 TL ödeme yapıldığını, icraya konulan ve davacı tarafından ödenen 772.186,64 TL’lik miktarın mahkeme kararında davalı … İnşaat’ın kusurlu olduğuna hükmedilen %30’luk miktarı olan 214.122,04 TL’lik miktarı ile ilgili İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … nolu dosyası üzerinden 09/12/2014 tarihinde ilamsız icra takibine başlanıldığını, davalı borçlu şirket tarafından takibe itiraz edildiğini belirterek, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı vekili, huzurdaki davanın bir rücu ilişkisine dayandığını, rücu talebinin dayanağının ise henüz kesinleşmemiş Yargıtay’da murafaa günü bekleyen İstanbul Anadolu 3. İş Mahkemesi’nin 2005/1490 esas, 2013/447 sayılı kararı olduğunu, bu dosyanın sonucunun bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, usul ve esasa ilişkin olarak da davacı … tarafından ana dava olan maddi tazminat davasında müeddit defalar davalının ana dava ile ilişkisinin olmadığını ve davalıya kusur istinat edilemeyeceğinin beyan edildiğini, davacının kesin delil teşkil eden ve bağlayıcı nitelikte olan mahkeme içi ikrarı karşısında huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, davacının belirtilen ikrarı ile tamamen çelişen aksi yönde bir takım iddialar ileri sürerek huzurdaki davayı açmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğu gibi hakkın kötüye kullanılmasını da teşkil ettiğini belirterek, davanın reddine ve haksız ve kötüniyetli şekilde davalı hakkında icra takibi başlatan davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum olunmasına karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davada davacı vekili, davacı ile davalı … Ltd. Şti. arasında 17/02/2003 tarihli Doğalgaz Dağıtım Projesi Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca yapım işlerinde müteahhidin gerek kendi personeli gerekse 3. Şahıslar için her türlü emniyet tedbirlerini alması gerektiğini, çalışmalar sırasında 3. şahıslara karşı doğabilecek maddi ve manevi zarar ve ziyandan doğrudan sorumlu olduğunu, ancak yine de müteahhidin sorumluluğundan kaynaklı her türlü kaza ve zarardan dolayı müvekkilinin herhangi bir nam altında ödeme yapmak zorunda kalırsa davalı tarafça müvekkiline ödeneceğini, davalı tarafın … Sigorta A.Ş.’ nin … ve … nolu poliçeleri ile Mali Mesuliyet Sigortası yaptırdığını, davalı şirketin sözleşme kapsamında işlerine devam ederken taşeronunun yemekhanesinde çıkan yangın sebebiyle taşeron firma işçisi …’ün yüzünün yanması sonucunda açılan İstanbul Anadolu 3. İş Mahkemesi tarafından verilen ilamın kesinleşmesi üzerine icra takibine konu 772.186,64 TL nin 26/11/2014 tarihinde ödendiğini, ödenilen tutarın mahkemece davalı …’ın kusuru olduğuna hükmedilen %30’u olan 214.122,04 TL’nin tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı …’ın itirazı üzerine İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/135 E. Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtıklarını belirterek, Anadolu 3. İş Mahkemesinin 2005/1490- 2013/447 Esas ve Karar sayılı ilamı gereği Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına müvekkili tarafından ödenen 558.064,60 TL’nin davalı … Ltd. Şti.’den, sigorta poliçesi kapsamı dahilinde 10.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere de davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalı … Ltd. Şti. vekili, asıl davaya vermiş olduğu cevap dilekçesindeki beyanları tekrar ederek, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davada davalı … Sigorta A.Ş. bir cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, sözleşme ve eki belgelere göre davalı yüklenici şirketin davacıya karşı sorumluluğunun %100 olduğu ve bu noktada davacıya atfı kabil bir kusur ileri sürülmediği gibi varlığının da davalı tarafından ispat edilemediği, iş mahkemesi kararında ve bilirkişi heyetinin teknik üyesi tarafından yapılan değerlendirmede davacının kusur oranı %15 olarak belirlense de, bu sorumluluğun dava dışı işçiye karşı olduğu, sözleşme TBK hükümleri çerçevesinde sorumluluğunun tamamen farklı değerlendirilmesi gerektiği, birleşen davalı … Sigorta A.Ş.’nin de …Sigorta Poliçesindeki muafiyet tenzili sonrası 8.896,15 TL bakımından davacıya karşı mesul olduğu gerekçesiyle, esas davanın kabulü ile, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında, davalının 93.552,02 TL asıl alacak ve 120.570,02 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 214.122,04 TL’ye yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak 93.552,02 TL’ye 09/12/2014 takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, alacağın varlığı ve miktarının/rücuen tazmini gereken miktarın saptanmasının yargılamayı gerektirdiği; likit olmadığı gözetilerek davacı yanın %20 icra inkar tazminatı isteminin yasal koşulları bulunmadığından reddine, birleşen davanın (İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/177 esas) kısmen kabulü ile, 558.064,60 TL’nin [davalı … Sigorta A.Ş.’nin 8.896,15 TL’sinden sorumlu olmak üzere] 26/11/2014 ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, mahkemenin kazanın tarihini ve hangi proje devam ederken meydana geldiğini dikkate almadığını, …’ın davacıya 2 ayrı projede çalıştığını, müvekkili şirketin ise bunlardan birisinde ana yüklenici olduğunu, kazanın gerçekleştiği tarihten önce müvekkilinin sorumlu olduğu projenin bitmiş olduğunu, diğer projenin ise devam etmekte olduğunu, dava dışı işçinin müvekkilinin projesinde hiç çalışmadığını, davacı …’ın da yukarıda açıklanan hususların doğrulunu defalarca ikrar ettiğini, mahkemece bu ikrarların göz ardı edildiğini ve gerekçeli kararda bu husustan değerlendirme yapılmadığını, davacının ona dosya olan maddi tazminat dosyasına sunduğu 26 Nisan 2006, 21 Mayıs 2010 ve 19 Mart 2015 tarihli dilekçelerinde bu ikrarların yer aldığını, rücu davası açıldıktan sonra dava konusu alacağın 450.663,50 TL’sinin davacıya ödendiğini, ödemeyi yapan … ile ödemeyi olan …’ın bu hususu mahkeme huzurunda ikrar etiğini, ancak mahkemenin tahsil edilen tutarı dikkate almadan hüküm kurduğunu, ödeme hususunun davacı …’ın 07/12/2017 kayıt tarihli dilekçesinde ikrar edildiğini, ihbar olunan …’ın da 23/11/2016 tarihli dilekçesinde aynı şeklide ödeme beyanında bulunduğunu, davacı şirketin 15/11/2017 tarihli dilekçesinde de dava açıldıktan sonra maddi tazminatla ilgili … Müh. firmasından 450.663,50 TL tahsil edildiğini belirttiğini belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, TBK’nın 470 vd. Maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi kapsamındaki işin yapımı sırasında, davalı yüklenicinin alt taşeronu olan şirket çalışanının yaralanması nedeniyle, bu çalışan tarafından açılan tazminat davası neticesinde davacı iş sahibi tarafından ödenmek zorunda kalınan tazminatın davalı yüklenici şirketin kusuruna isabet eden kısmının rücuen tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine; birleşen dava ise, aynı sebebe dayalı olarak icra takibinde talep edilmeyen kısmın tamamının davalı-birleşen davalı yükleniciden ve (poliçe limiti ile sınırlı olarak) birleşen davalı sigorta şirketinden tahsili talebine ilişkindir. Davacı … ile davalı … Ltd. Şti. arasında 17/02/2003 tarihli doğalgaz dağıtım projesi sözleşmesi imzalanmış, daha sonra davalı yüklenici … Ltd. Şti. ile dava dışı taşeron … Mühendislik firması arasında yapılan anlaşma gereğince söz konusu sözleşmeye konu iş taşeron … Mühendislik firması tarafından yapılmıştır. Bu işin ifası sırasında 26/11/2003 tarihinde davalı … inşaatın taşeronu … firmasına ait yatakhanede sobadan çıkan yangın sebebiyle işçi … yaralanmış, bu işçi tarafında davacı iş sahibi …, davalı yüklenici … Ltd. Şti ve dava dışı taşeron … firmasını karşı açılan maddi tazminat davasının görüldüğü İstanbul Anadolu 3. İş Mahkemesi’nin 2005/1490 Esas sayılı dosyasından yapılan yargılama neticesinde 2013/447 Karar sayılı ve 24/10/2013 tarihli kararla, alının bilirkişi raporuna göre söz konusu kazanın meydana gelmesinde aslı işveren …’ın %15, yine asıl işveren …’ın %30, alt işveren …’ın %50, sobaya mazotu döken işçinin %5 oranında kusurlu olduğu, davacı işçinin kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karar Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 2014/8968 Esas, 2014/16886 Karar sayılı, 09/09/2014 tarihli onama kararı ile kesinleşmiştir. Yine, İstanbul Anadolu 3. İş Mahkemesi’nin 2014/79 Esas, 2015/279 Karar sayılı 05/05/2015 tarihli kararıyla da aynı davacı tarafından, aynı davalılara karşı, aynı sebebe dayalı olarak açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karar da Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 2015/22389 Esas, 2016/11781 Karar sayılı 27/09/2016 tarihli onama kararıyla kesinleşmiştir. Maddi tazminata ilişkin karar dava dışı … tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden icra takibine konulmuş, bu icra dosyasına ilişkin olarak toplam dosya borcu olan 772.186,64 TL davacı … tarafından 26/11/2014 tarihinde icra dosyasına ödemiş, sonrasında da işbu istinaf incelemesine konu icra takibi başlatılmış ve davalar açılmış, yapılan yargılama neticesinde de yukarıda değinildiği üzere ilk derece mahkemesince iş mahkemesi kararlarında belirlenen kusur oranlarıyla bağlı kalınmayarak, davalı yüklenici şirketin davacıya karşı sorumluluğunun %100 olduğu kabul edilerek, davacı … tarafından dava dışı işçiye ödenen meblağın tamamından davalı yüklenici şirketin sorumlu olduğu sonucuna varılarak yukarıda belirtilen şekilde hükümler kurulmuştur. HMK’nın 355.maddesi gereğince kamu düzenini ilgilendiren haller haricinde istinaf incelemesinin istinaf sebepleriyle bağlı kalınarak yapılması gerekmektedir. Davalı yüklenici şirket vekili istinafında, söz konusu kazanın kendi sorumluluğunda olan proje kapsamında meydana gelmediğini, dava dışı … firmasının arıca yürütmekte olduğu başka bir proje kapsamında meydana geldiğini, davacı …’ın iş mahkemesindeki davalarda bu hususu ikrar ettiğini, bu nedenle böyle bir dava açmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, ayrıca rücu davası açıldıktan sonra taşeron … firması tarafından ödenen 450.663,50 TL’lik meblağın dikkate alınmamasının da hatalı olduğunu belirterek, istinaf itirazlarında bulunmuş olup, ilk derece mahkemesince kabul edilen %100’lük kusur oranına ve tazminatın tamamının davalı şirkete yüklenmesine ilişkin ayrıca bir istinaf itirazı ileri sürülmediğinden, Dairemiz’ce bu hususta bir değerlendirme yapılmamıştır. İstinaf itirazları değerlendirildiğinde; davalı vekilince ileri sürülen, söz konusu kazanın kendi sorumluluğunda olan proje kapsamında meydana gelmediğine, dava dışı … firmasının ayrıca yürütmekte olduğu başka bir proje kapsamında meydana geldiğine ilişkin itirazların iş mahkemelerince verilen kararlara karşı sunulan temyiz dilekçelerinde de aynı şekilde dile getirilmiş olmasına rağmen Yargıtay tarafından bu itirazların yerinde görülmeyerek verilen kararların onanarak kesinleşmiş olmaları karşısında, artık davaya konu iş kazasını davalı yüklenici şirketin sorumluluğunda bulunan proje kapsamında meydana geldiği hususunun davalı bakımından kesinleşmiş olduğu, aynı şekilde ileri sürülen itirazların bu davada da ayrıca araştırılıp incelenmesine gerek bulunmadığı, davacı iş sahibi … tarafından iş mahkemesi davalarında davalı yüklenici şirketi ile benzer savunmalarda bulunmuş olmasının, bu savunmalara itibar edilmeyerek verilen ve kesinleşen kararlar karşısında davalı lehine, davacı aleyhine bir bağlayıcılık arz etmeyeceği, bu nedenle davalı-birleşen davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak, asıl ve birleşen davaların açılmasından sonra yargılama sırasında söz konusu İstanbul Anadolu 3. İş Mahkemesi’nin 2014/779 Esas, 2015/279 Karar sayılı maddi tazminat kararına ilişkin meblağın 450.663,50 TL’lik kısmının dava dışı … Ltd.Şti. tarafından ödenmiş olduğunun anlaşılmasına rağmen, bu tahsilat miktarı kadar birleşen alacak davasının konusuz kaldığı göz önünde bulundurularak, birleşen davanın bu miktar düşüldükten sonra kalan 107.401,10 TL bakımından kısmen kabulüne karar verilip, bakiye 450.663,50 TL’lık kısmı bakımından ise söz konusu tahsilat nedeniyle dava konusuz kaldığından bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde birleşen davanın tümden kabulüne karar verilmiş olması yerinde olmadığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmüştür. Bu açıklamalar doğrultusunda, HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle bağlı kalınarak yapılan inceleme neticesinde, ilk derece mahkemesince asıl davaya ilişkin verilen karar yerinde olmakla birlikte, birleşen davaya ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından, davalı-birleşen davalı yüklenici şirket vekilinin istinafının kısmen kabulü ile, kararın kaldırılmasına, birleşen davanın 107.401,10 TL bakımından kısmen kabulüne, bakiye 450.663,50 TL’lık kısmı bakımından ise dava konusuz kaldığından bir karar verilmesine yer olmadığına, asıl davanın kabulüne karar verilmiş, konusuz kalan kısım bakımından maktu harca hükmedilmesi gerektiğinden harç hususu buna göre değerlendirilmiş, vekalet ücreti bakımından ise konusuz kalan kısım yönünden de davanın açılmasına davalı taraf sebebiyet verdiğinden, ön inceleme duruşması yapılıp deliller toplanarak karar verilmiş olduğundan, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6.maddesi gereğince normal tarife hükümlerine göre değerlendirme yapılmış, asıl davaya ilişkin hüküm değiştirilmediğinden ilk derece mahkemesince belirlenen vekalet ücreti aynen korunmuş, birleşen davaya ilişkin olarak yeniden hüküm kurulduğundan Dairemizce verilen hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen vekalet ücretlerine hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; A) 1-Davalı-birleşen davalı … A.Ş. vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/02/2018 tarih ve 2015/135 esas, 2018/123 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-A-) Asıl davanın kabulü ile, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında, davalının 93.552,02 TL asıl alacak ve 120.570,02 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 214.122,04 TL’ye yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak 93.552,02 TL’ye 09/12/2014 takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, B-)Alacağın varlığı ve miktarının/rücuen tazmini gereken miktarın saptanmasının yargılamayı gerektirdiği; yani likit olmadığı gözetilerek davacı yanın %20 icra inkar tazminatı isteminin yasal koşulları bulunmadığından reddine, C-) Birleşen davanın (İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/177 esas) kısmen kabulü ile, 107.401,10 TL’nin (davalı … Sigorta A.Ş.’nin 8.896,15 TL’sinden sorumlu olmak üzere) 26/11/2014 ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı sigorta şirketi bakımından fazlaya ilişkin istemin reddine, D-)Birleşen davada davalı … A.Ş.’den talep edilen bakiye 450.663,50 TL bakımından dava konusuz kaldığından bir karar verilmesine yer olmadığına,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN
ASIL DAVADA; 1-Alınması gereken 14.626,68 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.656,67 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.970,01 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 3.656,67 TL TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Davacı tarafından yapılan 261,50 TL posta ve tebligat gideri, 4.000,00 TL bilirkişi ücreti, 27,70 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 4.289,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına, 3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 18.797,32 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
BİRLEŞEN DAVADA; 1-Kısmen kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 7.336,57 TL nispi karar ve ilam harcının, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 9.530,35 TL harçtan mahsubu ile artan 2.193,78 TL harcın davacıya iadesine, 2-Konusuz kalan kısım bakımından alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının davalı … A.Ş.’dan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 44.953,23 TL nisbi vekalet ücretinin (davalı … Sigorta A.Ş.nin 4.080,00 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan 13.187,02 TL istinaf karar harcının istek halinde ve karar kesinleştiğinde kendisine iadesine, 2-Davalı tarafından yapılan 196,20 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 34,30 TL posta masrafı olmak üzere toplam 230,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 03/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.