Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1620
KARAR NO : 2021/176
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/02/2018
NUMARASI: 2014/1060 Esas, 2018/172 Karar
DAVANIN KONUSU Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 26/01/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit ile alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı, davaya konu takip nedeniyle davalıya borcunun bulunmadığını, usulsüz tebligat nedeniyle aleyhinde kesinleşen takip sonrasında iş yerine hacze gelindiğinde icra baskısı altında borcu kabul ettiğini ve bir miktar nakit ödeme yapmak zorunda kaldığını belirterek borçlu olmadığının tespiti ile haciz sırasında ödediği 10.000,000 TL’nin tahsilini talep etmiş; davalı ise, davacı ile yapılan anlaşma gereği davacının kağıt lamisyon makinası revizyonu işini üstlendiğini, iş bedeli olarak davacıya banka yoluyla, çekle ve elden olmak üzere toplamda 46.000,00 TL ödeme yapıldığı halde davacının makineyi imal edip kendisine teslim etmediğini belirterek ödediği bedelin iadesi amacıyla başlattığı takip aleyhine açılan bu davanın reddini istemiştir. Mahkemece davacı borçlunun haciz sırasında borcu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunduğunu belirterek davacının takip miktarı kadar borçlu olduğunun kabulü ile davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından usulünce istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf talep dilekçesinde özetle, müvekkilinin usulsüz tebligatla kesinleşen ve hiçbir belgeye dayanmayan icra takibindeki borcunu icra baskısı altında kabul etmek zorunda kaldığını, mahkemece delillerinin toplanmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre, dava, icra takibinden sonra açılan borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece davacı borçlunun haciz sırasında borcunu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davalı alacaklı, davacının yapımını üstlendiği makineyi imal etmediğini belirterek davaya konu takiple davacıya yapılan ödemelerin iadesini talep etmiş; davacı ise, davalıya hiçbir borcunun olmadığını iddia ederek akdi ilişkiyi reddetmiştir. İcra mahkemesince davacı borçluya gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine hükmedilmiş ve borçlunun takibi haciz sırasında (20.02.2014) öğrendiği kabul edilmiştir. Davacı borçlu haciz işlemi sırasında, yapılan takibe ve yetkiye itirazı olmadığını belirterek borcu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunmuş, babası da eşinin rızası ile iş bu borca kefil olmuştur.Açıklanan nedenlerle, davalı borçlunun haciz işlemi sırasında herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeden ve bir miktar parayı da elden ödemek suretiyle dava ve sözleşmeye konu borcu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunduğu anlaşılmakla mahkemece takip konusu borcun davacı borçlu tarafından kabul edildiği belirtilerek davanın reddine dair verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/02/2018 tarih ve 2014/1060 Esas, 2018/172 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 26/01/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.