Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1609 E. 2021/365 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1609
KARAR NO : 2021/365
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2018
NUMARASI 2016/477 Esas, 2018/335 Karar
DAVANIN KONU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirketin Tekirdağ’da bir hayvan ahırının çelik konstrüksiyon taşıyıcı sistemleri ve trapez kaplama işlerinin yapımı konusunda 23.07.2015 tarihli sözleşme imzalandığını, diğer davalının ise bu sözleşmenin teminatı olarak kendisine ait taşınmazın 7/83 hissesinin müvekkili lehine ipotek verdiğini, müvekkilinin yapı ruhsatı alındıktan sonra 45 gün içinde edimlerini tamamlayacağını, işlerin bedelinin Tarım İl Müdürlüğü onayından en geç bir ay sonra müvekkiline ödeneceğini, bu onayın gecikmesi halinde ödemenin en geç 30.12.2015 tarihinde yapılacağını, müvekkilinin sözleşme konusu işleri zamanında ve sözleşmeye uygun olarak tamamladığını, işlerin toplam bedelinin 310.000,00 TL olduğunu, davalıların 30.12.2015 tarihine kadar ödeme yapmaması üzerine davalılar aleyhine başlatılan icra takibine itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, müteahhit ve taşeron şirketlerin sözleşme şartlarına uymadıklarını, davacının sözleşme gereği en geç 06.09.2015 tarihinde bitirmesi gereken imalat için 11.11.2015 tarihinde taşeron şirket ile kalan işlerin 7 gün içinde tamamlanması için geçici iş teslim tutanağı imzalandığını, ruhsatın 13.12.2013 tarihinde alındığı ve 23.07.2015 sözleşme tarihinde hazır olduğunu, davacıya işlerin tamamlanması için 03.02.2016 tarihli Noter ihtarnamesi gönderildiğini, davacının işleri tamamlayarak işin teslimine dair bir tutanak sunmadığını, geçici ve kesin kabuller için başvurusunun olmadığını, sözleşmede işin gecikmesi halinde her gün için davacının 1.500 TL cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davacının işin tamamladığında oluşacağını düşündüğü toplam tutar kadar faturayı keşide ederek müvekkiline gönderdiğini, iş bitirilmeden 11.11.2015 tarihinde eksik iş listesi tek taraflı olarak yapılarak şantiye sahasının terk edildiğini, eksik işler bedelinin toplam iş tutarından indirim yapılması gerektiğini, sözleşmedeki iş teslim tarihinden dava tarihine kadar günlük 1.500,00 TL cezai şartın iş bedelinden mahsup edilmesine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; taraflar arasında, 45 gün süreli eser sözleşmesi bulunduğu, davacının kestiği fatura teslim ve içeriğine göre, 33 günlük sürede teslimin bilirkişi raporunun aksine sağlandığının kabulü gerektiği, davacı tarafça, davalı tarafın yer teslimini zamanında yapmadığı savunmasına bu yönde davalı iş verene bir ihtarı bulunmadığından itibar edilmediği, davalı işveren davacının alt taşeronu olduğunu bildirdiği …’ e ilişkin dosyaya sunduğu fotokopi belgelerin asıllarını sunmasına ilişkin çıkartılan ihtara rağmen asılları sunulmadığından davacı ile dava dışı bu kişiler arasında alt taşeron ilişkisi bulunduğunun ispatlanamadığından davalıların bu yöndeki savunmalarına itibar edilmediği, davalı taraf ihtara rağmen defterlerini de bilirkişi incelemesine sunmadığından defter sunmaktan kaçınmış olduğunun kabulü gerektiği; davalı taraf işin geç teslim edildiğini bildirmiş olmasına rağmen davacıya bu yönde bir ihtarda bulunmadığı ve ancak davacı tarafın ödeme ihtarı üzerine aradan geçen uzun bir süreden sonra iddiasını dile getirmiş olup, sunulan fatura ve içerikleri ve davalı tarafça daha önce bir ihtarda bulunulmaması nedeniyle, bu yöndeki davalı savunmalarına itibar edilmediğinden günlüğü 1.500,00 TL’den gecikme cezasının indirilmiş hali olan bilirkişi raporundaki bu kısma ilişkin değerlendirme dikkate alınmayarak davalının davacı alacağından mahsup edilecek cezai şart alacağının olmadığına kanaat getirildiği; alınan bilirkişi raporunda, imalatlarda %5’lik eksiklik olduğu ve bunun teslime engel olmadığı şeklindeki beyanları ile işin tamamına göre %5’lik eksikliğe denk gelen bilirkişilerin bu kısma ilişkin hesaplamalarına itibar edilerek davacının davasının kısmen kabulüne ve eksik bırakılan işler bedeli 12.522,27 TL’nin 250.445,38 TL’den mahsubu halinde 237.922,68 TL için itirazlarının iptaline, davacının fazlaya ilişkin isteminin ise reddine, davacı alacağı likit olmadığından davacının tazminat talebi ve davacının açıkça kötü niyetli olduğu davalılarca iddia edilip ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir. İstinaf yoluna başvuran davalı … vekili; çiftliğine ait hayvan ahırlarının çelik konstrüksiyon işlerinin yapılmasına dayalı olarak verdiği ipotek senedine göre imalatın tamamlanması, eserin teslim alınması ve cari hesap mutabakatından sonra sorumlu olacağını; işi dava dışı … firmasının yaptığını, davacı ile … arasındaki sözleşme aslının kendi ellerinde olmadığını, … şirketine ait belgeleri ibraz ettiklerini, taşeronu olmadığını davacının ispat etmesi gerektiğini, davacının dayandığı faturaların mal teslimini göstermeyeceğini, fatura üzerindeki adresin diğer davalıya ait adres olduğunu, irsaliyeli faturada malın teslim adresi müşteri adresinden farklı ise faturada gösterilmesi gerektiğini, malın çiftliğe gönderildiğini, teslim edildiğini göstermeye yeterli olmadığını, çiftliğe malzemelerin … firması tarafından getirildiğini, davacı tanımadığını belirttiğine göre davacının mal vermediğini, yargılamada davacı ile davalı şirket fatura alışverişine göre karar verildiğini belirterek ipotek senedinde yazılı şartların dikkate alınmadığını, davacı işini yapmadan ipotek bedelini talep ettiğinden kararın kaldırılmasına karar verilmesi ve davacının edimini yerine getirip getirmediğinin araştırılmasını talep etmiştir. Davacı tarafça, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye dayalı iş bedelinin tahsiline ilişkin İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile girişilen icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmış, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı ipotek maliki tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici; davalılar ise iş sahibi ve iş sahibi lehine ipotek verendir.Taraflar arasında, çelik konstrüksiyon taşıyıcı sistemleri ve trapez kaplama işlerinin yapımı konusunda 23.07.2015 tarihli birim fiyatlı sözleşme imzalandığı, davalı …’in sözleşmenin teminatı olarak davacı lehine ipotek verdiği; davacı tarafça işlerin kısım kısım bitirerek 11.08.2015, 25.08.2015 ve 25.08.2015 tarihli “çelik konstrüksiyon imalatı, montajı ve işçiliği ” işleri için düzenlenen irsaliyeli faturalar ile davalıya teslim edildiğinin iddiasına karşılık davalı tarafça işin dava dışı … firması tarafından yapıldığının savunulduğu, mahkemece dosyadaki deliller üzerinden ticari defterler incelenerek, alınan bilirkişi raporu esas alınarak işin tamamına göre imalatlardaki %5’lik eksikliğe denk gelen bedel düşülmek suretiyle sonuca gidilmiştir. Taraflar arasındaki 23.07.2015 tarihli sözleşmenin birim fiyatlı olduğu ve davalı tarafça bir kısım işlerin eksik yapıldığı iddia edildiğine göre, mahkemece yapılacak iş; 6100 sayılı HMK’nın 266 ve devamı madde hükümlerine uygun seçilecek uzman bilirkişiler aracılığıyla yerinde keşif yapılmak suretiyle, sözleşmedeki birim fiyatlar üzerinden yüklenicinin hak ettiği iş bedelinin belirlenmesi, sözleşmeye göre davacının eksik iş yapıp yapmadığı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması, taraf itirazları olursa bu itirazları da karşılanmak suretiyle yüklenicinin sözleşmeye göre isteyebileceği iş bedeli belirlenip, sonucuna uygun karar vermekten ibaret olmalıdır. Bu hususlar gözetilmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı …’in istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/04/2018 tarih, 2016/477 Esas, 2018/335 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı … tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı … yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.