Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1597 E. 2020/1428 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1597
KARAR NO: 2020/1428
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/06/2018
NUMARASI: 2016/168 Esas, 2018/409 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 03/12/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, kaba inşaat işleri yapım işini konu alan yazılı eser sözleşmesi ilişkisine dayalı, davalı tarafça ödenmesi kararlaştırılan SGK prim borçları ile bu primlerin ödenmemesi nedeniyle idare tarafından kesilen cezanın tahsili istemine ilişkin olup; mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir. Davalı taşeron şirket vekili istinaf talebinde özetle, eksik tahkikat ile sözlü yargılamaya geçilerek davanın sonuçlandırıldığını, müvekkilinin kendi uhdesinde çalışanlara ait primleri eksiksiz ödediğini, davacının belirttiği sebeplerden ötürü SGK’ya ödeme yaptığına dair bir bilgi veya belgenin bulunmadığını, SGK tarafından kesildiği iddia edilen cezanın müvekkilinin yaptığı işlerden dolayı olup olmadığının belirlenemediğini, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına yönelik taleplerinin karşılanmadığını belirterek davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında “…i” isimli sitenin betonarme kaba karkas inşaat işleri yapımını konu alan 31.08.2012 tarihli yazılı eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ihtilafsızdır. Davacı yüklenici, sözleşme gereği davalı taşeron tarafından SGK’ya ödenmesi gereken prim borçlarının ödenmemesi nedeniyle idare tarafından ceza kesildiğini belirterek tahakkuk eden prim borçları ile kesilen cezanın tahsilini talep etmiş; davalı taşeron ise, kendi uhdesinde çalışan personeline ait tüm primleri ödediğini, idarenin kestiği cezanın kendisiyle ilgisinin olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı tarafından ödenmeyen prim borçlarının tahsiline, ancak idare tarafından kesilen cezanın davalının sorumlu olduğu dönemi kapsamaması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ödenmeyen prim borçlarından ve idarenin kesmiş olduğu cezadan kimin sorumlu olduğu noktasındadır. Davaya konu sözleşmenin 16/3 maddesi hükmü uyarınca davalının çalıştırdığı personelin SGK prim borçlarını ödeme sorumluluğunun yükleci olarak kendisine ait olduğu belirtilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tarafların ticari defterleri, SGK kayıtları ve dosya kapsamı incelenerek sözleşme hükümleriyle birlikte yapılan değerlendirme sonucunda davalı taşeronun mahiyetinde çalışanlara ait SGK prim borçlarını ödememesinden dolayı bundan sorumlu olduğu ve ancak idarece kesilen cezanın bir başka döneme ait olduğu belirtilerek bundan sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir. O halde; açıklanan nedenlerle, mahkemece davalı tarafından ödenmeyen prim borçlarının tahsiline, idare tarafından kesilen cezaya yönelik istemin reddine dair verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davalı taşeron vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/06/2018 tarih ve 2016/168 Esas, 2018/409 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.659,24 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 664,81 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.994,43 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 03/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.