Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1553 E. 2018/1211 K. 02.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1553
KARAR NO : 2018/1211
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2018
NUMARASI : 2018/246 Esas,
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ : 02/10/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, bina dış cephesine cam elyafı katkılı prekast beton elemanları imalat ve montaj işi nedeniyle eser sözleşmesinden kaynaklanan işin süresinde teslim edilmemesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olup; mahkemece, 12/03/2018 tarihli ara kararına konu çekler yönünden ödeme yasağı konulmasına ilişkin verilen karara karşı davalı vekilinin itirazı istinafa konu 26/06/2018 tarihli kararla reddedilmiştir. Davacı yüklenici, davalı alt yüklenici (taşeron)’ dur.
Davalı vekili istinaf talep dilekçesinde özetle, işin sözleşmeye uygun olarak tamamlanıp teslim edildiğine ilişkin İstanbul Anadolu 14. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/29 D.iş sayılı tespit raporuyla belirlendiğini, müvekkilinin davacı taraftan başka alacağının da olduğunu, bununla ilgili de takip yaptıklarını, iş karşılığı müvekkiline ödenen çeklerin nakit karşılığı dava dışı 3.kişi…bank Factoring A.Ş.’ye verildiğini belirterek ihtiyati tedbirin tamamen kaldırılması aksi halde kambiyo senetlerinin illiyetten mücerretlik ilkesi gereği iyi niyetli 3. kişileri kapsayacak şekilde kaldırılmasını talep etmiştir.
İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır.
Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir.
Davadaki asıl talep maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olup; mahkemece sözleşme kapsamında davalı yükleniciye verilen çekler yönünden 3.kişileri de kapsayacak şekilde ödeme yasağına ilişkin tedbir kararı verilmiştir. Ticari senetlerden sayılan çek bir kambiyo senedi olup ödeme aracıdır. Kambiyo senetlerinde, illiyetten mücerretlik ilkesi gereği iyi niyetli 3.kişileri de kapsayacak şekilde ödeme yasağı konulmasına ilişkin karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmadığından açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak belirtilen gerekçeler doğrultusunda değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalı vekinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usule ilişkin sebep nedeniyle KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/06/2018 Tarih, 2018/246 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 02/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.