Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1551 E. 2021/386 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1551
KARAR NO : 2021/386
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2018
NUMARASI: 2015/458 Esas, 2018/416 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 24/02/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, cari hesaptan kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.Davacı taşeron, davalı ile yapılan sözleşme uyarınca sözleşmeye konu 10 adet tekneyi imal ederek davalıya teslim ettiğini, sonradan taraflarca düzenlenen 07.02.2014 tarihli mutabakat gereği davalı tarafından kararlaştırılan bakiye alacağın ödenmemesi üzerine tahsili için hakkında yapılan takibe davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini, takipten sonra davalı tarafından kabul edilen tutarın ödendiğini belirterek itirazın iptalini talep ve dava etmiş; davalı iş sahibi yüklenici ise, taraflar arasında imzalanan 25.04.2012, 03.12.2013 ve en son yapılan 07.02.2012 tarihli mutabakatlara aykırı olarak alacak talebinde bulunulduğu belirtilerek davanın reddi talep edilmiştir.Mahkemece tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu dosya üzerinden yapılan değerlendirmeyle düzenlenen bilirkişi raporu hükme esas alınarak tarafların ticari defter kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle 500.000,00 Euro alacaklı bulunduğu, aradaki 9.571,08 Euro’luk farkın davalı tarafından davacıya kesilen teminat komisyonu bedeline ait faturadan kaynaklandığı, ancak iş bu kalem alacağın 07.02.2014 tarihli mutabakat metninde değerlendirildiği halde mükerrer olarak düzenlendiği, davalının davacıya gönderdiği ihtarnameyle borcun varlığını kabul ederek takip tarihinden sonra ödemeler yaptığı, davalının takas-mahsup talep ettiği faturaların 07.02.2014 tarihli mutabakat ve takip tarihinden sonra düzenlenen faturalar olduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı yüklenici şirket vekili istinaf talebinde özetle, rapora itirazlarının karşılanmadığını, sözleşme hükümlerinin davacı lehine yorumlandığını, davalı şirket tarafından davacı nam ve hesabına yapılan masrafların dikkate alınmadığını, davalı şirket tarafından ödenen teminat mektubu komisyonlarının bir kısmının kabul edildiği, bir kısmının ise dikkate alınmadığını, takip tarihi itibariyle vadesi gelmiş bir alacağın bulunmadığını belirtmiştir. Taraflar arasında gemi inşasına ilişkin eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu çekişmesizdir.Davacı, taraflarca düzenlenen 07.02.2014 tarihli mutabakata dayanarak davaya konu takiple cari hesaptan kaynaklı bakiye bedel alacağı talebinde bulunmuş; davalı, borcunun bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tarafların örtüşen ticari defter kayıtlarına göre davacının takip tutarı kadar alacaklı bulunduğu, aradaki 9.571,08 Euro’luk farkın, bu kalem alacağın dayanak 07.02.2014 tarihli protokolde hesaba katıldığı halde mükerrer olarak fatura düzenlenmesinden kaynaklandığı belirtilmiş, mahkemece de denetlenebilir ve gerekçeli iş bu rapor esas alınarak kısmen kabul kararı verlmiştir.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2018 tarih ve 2015/458 Esas, 2018/416 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 65.589,02 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 16.397,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 49.191,76 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 24/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.