Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1545 E. 2018/1450 K. 06.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1545
KARAR NO : 2018/1450
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2018
NUMARASI : 2018/273 Esas, 2018/748 Karar,
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 06/11/2018
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 15/11/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, davalı şirkete ait … AVM’nin elektrik işlerinin müvekkili firma tarafından yapıldığını, ancak müvekkilinin alacağının davalı tarafından ödenmediğini, AVM’nin iş yapamaması üzerine çeşitli mekansal düzenlemeler yaptığını, üst katta alışveriş caddeleri, sokakları oluşturma amacı ile arasta tarzına uygun elektrik tesisat değişikliklerinin de yine müvekkili tarafından yapıldığını, alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine Bursa …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, usulsüz tebligat nedeniyle takibin kesinleşmemiş sayılmasına karar verildiğini, taraflar arasında alacağın miktarının ve yapılan işin bedelinin tartışma konusu olması nedeniyle alacağın bilirkişi vasıtasıyla belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek, şimdilik 50.000,00 T’nin en yüksek ticari temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile alacak miktarını 543.157,73 TL arttırarak 593.157,73 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı vekili, müvekkili şirketin davacı yana borcu olmadığını, yapıldığı iddia edilen işler için düzenlenmiş fatura dahi bulunmadığını, davacı tarafından Bursa …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile 702.247,89 TL için yapılan takipte usulüne uygun tebligat yapılmadığını, itirazın iptali davası açılmadığından davanın konusuz kaldığını, davacı tarafından gönderilen ihtarnamelerde alacak miktarının farklı telaffuz edildiğini, cevabi ihtarla davacı tarafça yapılan işlerin eksik ve hatalı olduğu, kesin kabulün yapılmadığı, bu nedenle yapılan işler karşılığının ödenmediği, toplam 272.537,04-TL ödeme yapıldığının muhasebe kayıtlarında mevcut olduğu ve bakiyenin 1.109,65- TL olduğu hususlarının bildirildiğini, yapılan işlerin karşılığının tam olarak ödendiğini, davacının ıslah talebinin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuş, Dairemiz’in 23/01/2018 tarih ve 2017/636 esas, 2018/64 karar sayılı kararı ile, hükmolunan miktar göz önüne alınarak 6545 sayılı kanunun 5/2 maddesi gereğince heyetçe karar verilmesi gerekirken tek hakim ile karar verildiğinden yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin 30/05/2018 tarih ve 2018/273 esas, 2018/748 karar sayılı kararı ile, davalıya ait AVM’nin konseptinin değiştirilmesi nedeniyle dükkanların yıkılarak, standlardan oluşan çarşı haline dönüştürülmesi sonucu, ikinci katın yeni şeklinin tüm elektrik işlerinin davacı tarafından yapıldığı, yapılan elektrik tesisatının bedelinin %10 iskonto uygulanarak 593.157,73 TL olarak tespit edildiği, ancak davacı tarafça gönderilen ihtarnamede alacak miktarının 389.279,06 TL olarak belirtildiği, bu tarihten sonra başkaca bir iş yapılmadığının davacı tarafın da kabulünde olduğu, davacının bilirkişi raporundan daha fazla iskonto uygulamak suretiyle belirlemiş olduğu miktarın kendisi için bağlayıcı olduğu, bu miktarın üzerindeki talebin yerinde görülmediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile, 389.279,06 TL’nin 28/11/2012 temerrüt tarihinden itibaren yürütülecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ait istemin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde, 272.537,04 TL’lik ödemenin alacaktan düşülmediğini, iki farklı alacak olduğu iddialarının doğru olmadığını, rapora itiraz edilmesine rağmen karar verildiği, belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, ıslah nedeniyle 24/11/2012 tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ıslah talebine karşı zamanaşımı def’inde bulunulduğunu, mahkemece hatalı karar verildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan keşif sonucu bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda; AVM inşaatında davacı tarafından yapılan elektrik tesisatının rapor ekindeki keşif cetvelinde bedelinin 659.064,14 TL olarak hesaplandığı, bu toplam bedelli işin AVM konseptindeki bir işyerinde uygulanmış ve kullanılmış olması karşısında %10 tenzilat uygulamasının hakkaniyete uygun olacağı, bu durumda yapılan işler bedelinin 593.157,73 TL olduğunun tespit edildiği, davalı tarafça eksik ve hatalı işler bulunduğu, bu nedenle kesin kabulün yapılamadığı, yapılan işlerin bedelinin ödendiği ileri sürülmesine rağmen dosyadaki delillerle kanıtlanamadığı, dava konusu bedeli istenilen imalatların keşif tarihinde sökülmüş olup, delil tespiti sırasında mevcut olduğu ve miktarlarının tespit edilmiş olduğu, davalı tarafın eksik ve ayıplı işlere ilişkin bir delil tespiti yaptırmadığı, davacı taraf alacağın 389.279,06 TL’si için davalı tarafa 23/11/2012 tarihli ihtarname göndererek 3 günlük ödeme süresi tespit ettiği, ihtarnamenin 24/11/2012 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre davalının 28/11/2012 tarihinde temerrüde düşeceği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamına ve alınan bilirkişi raporuna göre, davacının 389.279,06 TL iş bedeli talebinde bulunabileceği, davalı tarafından her ne kadar 272.537,04 TL’lik ödemenin mahsup edilmediği ileri sürülmüş ise de, dosya kapsamında ödeme yapıldığına dair yasal delil bulunmadığından ödeme iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Davalı 28/11/2012 tarihinde temerrüde düşmüştür. İcra takibinin yapıldığı tarihte zamanaşımı kesildiğinden ıslah yönünden zamanaşımı süresi dolmamıştır. Bu nedenlerle, yerel mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair kararı yerinde olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/05/2018 tarih ve 2018/273 Esas, 2018/748 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 26.591,65 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 6.647,91 TL harcın mahsubu ile bakiye 19.943,74 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 06/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.