Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1496 E. 2018/1174 K. 26.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1496
KARAR NO : 2018/1174
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2018 (istinaf incelemesine konu ara karar)
NUMARASI : 2018/501 Esas, (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İpotek
KARAR TARİHİ : 26/09/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen ara karara karşı davacı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dilekçesinde, davalı şirketin maliki bulunduğu …parsel sayılı taşınmaz üzerine müvekkili şirket lehine inşaat ipoteğinin tescili ile ilgili geçici şerh verilmesine, dava sonuçlanıncaya kadar dava konusu taşınmazın 3.kişilere devrinin önlenmesi ile inşaatçı ipoteğinin tesciline ilişkin geçici şerh verilmesi yönünde tedbir talebinde bulunmuştur.
Dava dilekçesinde; taşınmaz maliki davalı şirketin dava dışı …. Ltd.Şti. ile sözleşme imzaladığını, sözleşmeye konu projenin …. Hospital binasının inşaası olduğunu, davalı şirket ile dava dışı …Ltd.Şti. arasında organik bağ olduğunu, asıl yüklenici olarak dava dışı şirket görünse de, inşaat işlerinin davalı şirket tarafından takip edildiği, …. Ltd.Şti.’nin borçlarını ödeme gücü olmayan bir şirket olduğunu, davalı arsa maliki şirket ile dava dışı … Taahhüt Madencilik Ltd.Şti. arasında akdedilen sözleşmenin dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ve yeni yapılan hastane binasının bitişiğindeki eski hastane binasının tadilat projesi doğrultusunda yeniden yapılması için yapılan bu sözleşme kapsamında inşaa edilecek Medicine Hospital projesinni “Betonarme güçlendirme işlerinin yapımı” için dava dışı …. Ltd.Şti.ile davacı şirket arasında 22/08/2017 tarihli alt yüklenici sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında müvekkili şirketin binanın güçlendirilmesi kapsamında birçok iş yaptığını, edimlerini tamamlayarak teslim ettiğini, aradan geçen zaman zarfında müvekkili şirketin dava dışı firmadan alacağını, sözleşme konusu edimlerini yerine getirmesine rağmen tahsil edemediğini belirterek davalı şirketin maliki bulunduğu taşınmaz üzerinde müvekkili şirketin lehine inşaatçı ipoteğinin tescili ile ilgili geçici şerh verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket cevap dilekçesinde, davacı tarafın iddialarını kabul etmemiş ve ayrıca davanın yerine ikame edilecek ve uyuşmazlığın esasını çözümler şeklindeki geçici şerh verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi istinaf incelemesine konu kararında: “Davacı tedbiren tapuya şerh verilmesini talep etmiş ise de İhtiyati tedbir kural olarak niteliğince bir dava olmayıp, geçici hukuki korumalardandır. İhtiyati tedbirin şartları, uygulanması ve tedbir kararına karşı kanun yolları, tedbirin değiştirilmesi ve kaldırılması, ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemler ve teminat bakımından, kanunî ipotek hakkının geçici şerhi davasından tamamen farklıdır. İhtiyati tedbir yoluyla geçici şerhe ya da tescile karar verilmesi durumunda, geçici hukuki koruma olan ihtiyati tedbir, davanın yerine ikâme edilmiş olur, bu sebeple mahkemece uyuşmazlığın esasını çözümler şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemez.
Nitekim konuyla ilgili olarak ANKARA BAM 27.HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2018/268 KARAR NO: 2018/170 sayılı ilamı , İSTANBUL BAM 15. HUKUK DAİRESİ DOSYA NO: 2017/702 KARAR NO: 2017/436 sayılı ilamı ve YARGITAY 15.HUKUK DAİRESİ Esas 2012/4558 Karar 2012/7308 sayılı emsal içtihadı da bu yönde olup Sonuç olarak anılan sebeplerle İş bu davada yüklenici ipoteğinin geçici tesciline ilişkin talebin koşulları bakımından yargılamaya muhtaç olduğu gibi TMK’nın 893. ve devamı maddelerindeki gerektirici şartların oluşup oluşmadığının yapılacak yargılamayla ortaya çıkacağı,bu hususta yaklaşık ispat koşullarının da henüz oluşmadığı anlaşılmakla, verilecek ihtiyati tedbir gerçekten davanın esasını çözecek niteliktedir çünkü geçici şerh davası, diğer koşullar bakımından yüklenici ipoteğinin tescili davası ile aynı koşulları taşımaktadır . Davacı bu aşamada söz konusu koşulları alınmış mahkeme ilamı ya da taşınmaz malikinin rızasının olduğu gibi hususları yerine getirdiğini yaklaşık ispat kuralı ve şartla bakımından yeterli ispat edemediği anlaşılmış olup Hal böyle olunca talep yargılamayı gerektiren bir husus olup anılan sebeplerle davacının tedbiren geçici tescil isteminin reddine ve ayrıca HMK’un 389. maddesinde “….uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” hükmüne göre, bir para alacağının teminat altına alınması amacıyla tedbir kararı verilemeyeceğini, somut uyuşmazlıkta, davacının niza konusu ettiği para alacağını teminat altına almak amacıyla tedbir talep ettiği anlaşılmış olup bu istemin yasanın 389. maddesine aykırı olacağından taşınmaza ihtiyati tedbir konulması talebinin de karar vermek gerekmiştir.” şeklinde belirtilmiştir.
Yerel mahkeme kararına karşı davacı taraf süresinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Yerel mahkeme kararındaki gerekçeler usul ve yasaya uygun olup, davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/06/2018 tarih ve 2018/501 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 26/09/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.