Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1471 E. 2021/132 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1471
KARAR NO: 2021/132
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2018
NUMARASI: 2016/160 Esas, 2018/347 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 20/01/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı şirketin davalı yanın istediği malzemeleri kullanarak talep ettiği gibi bir sistem kurduğunu, davalı yanın kurulan tüm sistemi ve hazırlanan 2000 m3/h’lik fanı teslim de almasına rağmen mühendis dahi olmayan sadece bu işlerden anladığını belirten … isimli şahsa sonradan hazırlanan sulu filtre sistemini incelettirdiğini ve yetersiz olduğunu bahane ederek montaj ve kontrol yaptırmadan sistemin işe yaramadığını, kurmaya gerek olmadığını belirtip makineleri alıp gitmesini söylediğini, davalı yan aleyhine cari hesap alacağına ilişkin başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine itiraz edildiğini; itiraz dilekçesinde teslim edilen makine ile alakalı sorun yaşandığı ve davacı yanca sorunun giderilmediği ayrıca makine için fatura kesilmediği belirtilmişse de davalı yanca davacıya bildirilen herhangi bir sorun bulunmadığını, belirtildiği gibi kesilen faturayı davalının teslim almadığını, bu şekilde ortaya atılan iddiaların sadece borç ilişkisini inkar ederek mahkemeyi yanıltma ve takibi sürüncemede bırakma amacından başka bir amaç taşımadığını belirterek, davalının icra takibine itirazının iptaline, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın ticari dava olduğunu ve davacı yanın iddialarını ispatlayabilmek için ticari defterlere, faturalara ve resmi belgelere dayanmak zorunda olduğunu, davacının iddialarına ilişkin delil ve yazılı sözleşme sunulmadığını, davalı şirket tarafından takibe dayanak faturada da gösterilen Toz Tutma Sistemi makine-sistemi satın alındığı ve makine-sistem bedeli olarak da 13.500,00 TL’si 11.06.2015 tarihinde nakden, kalan 9.000,00 TL’si de 20.08.2015 vade tarihli çek ile ödenmek suretiyle, takip konusu 22.500,00 TL bedelin ödendiğini; davalı şirketle sözleşme yapılmadığını, kendisine tebliğ edilmiş herhangi bir fatura bulunmadığını, takibe konu faturanın gerçeğe aykırı bedel ihtiva eden ve usulsüz bir fatura olduğunu, dava konusu işlemin temeli bir tesisat-makine olduğu için ve davacı tarafça mal teslimi işleminin ancak imzalı ve irsaliyeli bir fatura ile ispat edilebileceğini, kendisine tebliğ yapılmadığını; adı geçen sistemin sözde çalışmaya hazır halde ancak montaj yapılmaksızın bırakıldığını, davalı şirketin 3.kişilerden aldığı hizmetlerle bu sistemi çalıştırmaya çalıştığını ancak sistemin henüz kullanılamadan birçok kez sorun yarattığı için kullanılamadan atıl bir şekilde kaldığını, yapılacak keşifte davacı yanın iddialarının asılsız olduğu, sistemin şirket adresinde kurulmadığının açıkça ispatlanacağını, satın alınan sistemin işçilik ve montaj işlemlerini yapmadığını ancak haksız takiple, verilmeyen bir hizmetin bedelini fatura aracılığı ile tahsil etme gayretine girildiğini, dava dilekçesinde dahi faturanın kapsamı veya makine-sistem bedeli, işçilik-montaj ücreti vs. konularda hiçbir bedel açıklaması bulunmadığını, sadece bu hususun dahi taraflar arasında hiçbir anlaşma olmadığının açık ispatı olduğunu, kaldı ki bu hizmetlerin daha sonraki süreçte verilmesi halinde ne şekilde ücretlendirileceği hususunda da bir anlaşma yapılmadığını, TBK 100. madde kapsamında henüz gerçekleşmiş bir temerrüt bulunmadığından takipte işlemiş faiz talep edilmesinin de mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine ve kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, takibe konu faturanın davacı defterlerine işlenmiş bulunduğu, davacı tarafça davalıya verilen fiyat teklifinin boyahane bölümü ve cilahane bölümünde kurulacak havalandırma sistemi ve toz tutma sistemine ilişkin olup her iki tarafça imzalanmış ve kaşelenmiş olduğu, bilirkişi incelemesi ile sabit olduğu üzere davalının tesisleri içinde toz tutma sisteminin mevcut olup çalışır vaziyette olduğu, davalı tarafça bu sistem için 22.500,00 TL çek ve nakit olarak ödeme yapıldığı; havalandırma sistemi ile ilgili kısmın takibe konu alacak olduğu, havalandırma sistemi konusunda tarafların anlaştığı, sistemin kurulu vaziyette teslim edildiği ve sonradan sökülmüş olduğu, bu sebeple faturaya konu tüm mekanik imalatlar davacı tarafça yerine getirilmiş olduğundan davacı tarafından fatura alacağının talep edilebileceği gerekçesi ile, davanın kısmen kabulüne, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 22.500,00 TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi yürütülmek suretiyle devamına, kabul edilen asıl alacağın %’20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacı şirketten Toz Tutma Sisteminin satın alındığını ve bedelinin ödendiğini; su filtreleme sistemi için görüşme yapıldığını, ancak satın alınmadığını, sistemin teslim edildiğine dair delil bulunmadığını, davacının açık ikrarının bulunduğunu; davacının delillerini süresinde sunmadığını, dava açıldıktan 1.5 yıl sonra sunduğu delillere göre karar verildiğini, iddianın genişletilmesi yasağını içeren HMK 141.maddenin ihlali olduğunu; davacının iddiasını senetle ispatlaması gerektiğini, sunulan belgelerin senet hükmüne haiz olmadığını; dava konusu sistemin kurulum ve montajının yapılmadığının davacı tarafça belirtildiğini; ödeme yapılan bedel ile takip konusu bedelin aynı olduğunu; toz tutma ve su tutma olan iki ayrı ürünün aynı fiyata satılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu; bir an için sistemin teslim edildiği kabul edilse bile, montaj ve kurulum yapılmamış olmasından dolayı eksik ifa indirimi yapılması gerektiğini; davalı şirkete fatura tebliğ edilmediğini; bilirkişi raporunun karar vermeye yeterli olmadığını, yeniden rapor ve ek rapor alınmadan karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı tarafça, takibe konu 14/08/2015 tarihli toz tutma ve sulu filtre yapımı açıklamalı toplam 53.100,00 TL bedelli faturadan kalan alacağın tahsili için itirazın iptali davası açılmış olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Somut olayda; taraflar arasında toz tutma işine ilişkin ihtilaf bulunmadığı, iş bedelinin ödenmiş olduğu; dava konusu edilen sulu sistemin ise davalıya teslim edildiğinin dosya kapsamından anlaşıldığı gibi, montajın yapılmadığının her iki tarafın da kabulünde olduğu anlaşılmaktadır. Montajın davalı tarafça engellendiği ileri sürülmüş ise de, bu durum yargılama sırasında davacı tarafça ispat edilememiştir. Bu durumda, eksik bırakılan montaj bedelinin iş bedelinden düşülmesi gerekmektedir. O halde, mahkemece, bilirkişi heyetinden montaj bedelinin ne miktar olacağı hususunda ek rapor alınarak, belirlenen bedelin iş bedelinden mahsup edilerek, varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, bu husus üzerinde durulmaksızın, montaj bedeli de dahil edilmek suretiyle yazılı şeklide karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜNE, 2-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/04/2018 tarih, 2016/160 esas, 2018/347 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.