Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1433 E. 2021/189 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1433
KARAR NO : 2021/189
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/04/2018
NUMARASI: 2014/212 Esas, 2018/483 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 26/01/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkili şirketin …, … ada, … nolu parsel ile … ada … nolu parsel üzerinde jeotermal kaynak, mineralli su aramak için İl Özel İdare’sinden arama ruhsatı aldığını ve sondaj hizmeti hususunda davalı … firması ile anlaşarak hizmet bedelinin 100.000,00 TL olarak belirlendiğini ve bu meblağın 02/07/2013 tarihinde davalının banka hesabına yatırıldığını, Esenyurt Belediyesince hiçbir hukuki dayanak olmaksızın başlamakta olan kazı çalışmalarının 17/07/2013 tarihinde durdurulduğunu, İl Özel İdaresinden verilen arama ruhsatı süresinin uzatılmasının talep edildiğini ancak bu talebin reddedildiğini, akabinde ruhsatın iptal edildiğini, durdurma, süre uzatmama ve ruhsat İptali hususlarında İstanbul 3. İdare Mahkemesinde üç ayrı dava açtıklarını ancak, henüz yargılamalar devam ettiğinden kazı ve sondaj işlerinin yapılmasının mümkün olamadığını, bu nedenle davalıdan alınması planlanan hizmetin ifa imkanının kalmadığını, bu nedenle davalıya ödenmiş bulunan 100.000,00 TL’nin geri iadesinin talep edildiğini ancak bu talebin kabul edilmediğini, davalı tarafça buna ilişkin düzenlenen faturanın davalıya iade edildiğini ve sebepsiz kalan ödemenin geri ödenmesinin talep edildiğini belirterek, davalıya ödenen 100.000,00 TL’nin ödeme tarihi olan 02/07/2013 tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında bir sondaj sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile davacının arama ruhsatını haiz olduğu bölgede sondaj hizmeti ve danışmanlığını yürütmekte olduğunu, 60 günde 250,00 TL/mt süre/fiyat ve makinenin getirilmesinde 100.000,00 TL, 2. Makinenin gelmesinde 100.000,00 TL ödeme hususunda anlaştıklarını ve bu sözleşme gereği 20/06/2013 tarihinde … 80.000,00 TL’ya makinelerin kiralandığını, makinelerin 26/06/2013 tarihinde sondaj mahalline getirildiğini, ara ara çalışarak 350 metreye kadar inildiğini ve bu çalışmaya karşılık işveren tarafından 100.000,00 TL’ nin müvekkiline ödenmiş olduğunu, Esenyurt Belediyesince çalışmalar durdurulunca Ağustos 2013 tarihine kadar çalışmaların tekrardan başlaması beklenmiş olup iddia edildiği gibi işe başlanılmamış ve çalışılmamış olması gibi durumun söz konusu olmadığını, kiralanan makinelerin 45 gün sahada tutulduğunu, ödenen meblağa 26/09/2013 tarihinde fatura kesildiğini, müvekkilinin zararının ödenen meblağdan fazla olduğunu, müvekkilinin kusuru dışında sözleşme konusu işin tamamlanamamasından dolayı elde edeceği kardan da yoksun kaldığını, sebepsiz zenginleşme iddiasının yersiz olduğunu, faiz talep edilse bile bunun temerrüt tarihinden başlayacağını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, işin durdurulmasında davalının bir kusuru bulunmadığı, davalının 20 gün boyunca sondaj için hazırlık çalışması yaptığı, davalının bu sürede yapması muhtemel masrafların yapılan 100.000,00 TL’lik ödemenin yaklaşık %60’ına (60,000,00 TL) tekabül ettiği, ancak davalının yaptığı harcamalara ilişkin sadece dava dışı …’ya yaptığı 20.000,00 TL makine kiralarma ödemesi belgesini sunabildiği, işletme defterlerinde başkaca bir harcama belgesi kayıtlı olmadığı, bu nedenle davacının bu bedel düşüldükten sonra kalan 80.000,00 TL ile bu meblağın dava tarihine kadar işleyen 5.772,22 TL faizi olmak üzere toplam 85.772,22 TL’yi davalıdan talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 85.772,22 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Davalı vekili istinafında, davacının sözleşmenin 5. maddesi gereğince makinenin kuyu noktasına geldiğini görünce 100.000,00 TL ödediğini, sözleşmede belirtilen seviyeye inilmemiş olması durumunda bu ödemenin yapılamayacağını, davacının avans ödemesi iddiasının yerinde olmadığını, havalenin ödeme aracı olduğunu, davacının İdare Mahkemesinin aldığı yürütmeyi durdurma kararıyla işe devam edebilecekken kendi inisiyatifi ile devam etmediğini, bu yüzden sözleşmenin tamamlanmamasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, sözleşmeye göre inilecek sondaj seviyesine inildiğinden müvekkilinden bir talepte bulunamayacağını, bilirkişi raporunda davacının 40.000,00 TL talep edebileceği belirtilmesine rağmen, sırf müvekkilinin defterlerinde harcama belgesi olmadığından bahisle sadece ödeme yapılan bedelin düşülerek alacağın tespitinin hatalı olduğunu, müvekkilinin basit usulde defter tutan şahıs şirketi olduğu için harcama belgelerini deftere işlemediğini, davacının davalıdan hiçbir bedel talep edemeyeceğini, ancak talep edebileceği düşünülürse de ancak 40.000,00 TL’yi talep edebileceğini, sözleşme taraflarınca sunularak, işe başladığının, çalışıldığının, kuyu noktasına gelindiğinin, ödemenin bu nedenle yapıldığının tanık beyanı ve diğer belgelerle ispatlandığını, yapılan 20 günlük çalışmaya rağmen hiç çalışmamış, iş yapılmamış gibi sadece 3.şahsa yapılan ödemenin tenzilinin hukuka aykırı olduğunu, verilen kararda 5.772,22 TL işlemiş faiz bakımından da dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin hukuka aykırı olduğunu, hükmün 5.bendinde davacı tarafından yatırılan 11.707,75 TL’nin müvekkilinden tahsiline karar verildiğini, ancak davacının yatırdığı peşin harcın 1.707,75 TL olduğunu, hükmün bu yönden de hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dava, TBK’nın 470 vd. Maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş sahibi tarafından yükleniciye ödenmiş olan iş bedelinin sonradan oluşan mücbir sebeple ifanın mümkün olmaması nedeniyle iadesi talebine ilişkindir.Davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında imzalanan 20/06/2013 tarihli Sondaj Sözleşmesi’nin 2. maddesine göre, davalı yüklenici tarafından davacının ruhsatlı sahasında jeotermal kaynak arama amaçlı sondaj çalışmaları gerçekleştirilecektir. 3.maddeye göre, işin süresi sözleşmenin taraflar arasında imzalandığı günden itibaren 3 gün içinde işveren tarafından yükleniciye yer tesliminin yapılması ile başlar. İşin süresi her iki kuyu için de 10 Ağustos 2013 tarihine kadar İstanbul İl Özel İdaresi’nin kabul edeceği jeotermal sıcaklık (en az 30 derece) derecesinin kuyu metrajına bakılmasızın temin edilmesi gerekmektedir. 10 Ağustos 2013 tarihinde gereken sıcaklık derecesine ulaşıldıktan sonra kuyu delme işlemine taban kaya sıcaklığı sabitlenene kadar devam edilecektir. İşin tamamı için ön görülen süre toplam 60 takvim günü olarak belirlenmiştir. Mücbir sebepler ve beklenmeyen haller olarak kabul edilen genel seferberlik, savaş hali, deprem, sel baskını, aralıksız olarak çalışmayı engelleyecek kar, yağış, sis vb. doğal afetler, kanunsuz grevler, işlerin dondurulmasını gerektiren hükumet tedbirleri gibi durumlarda çalışılamayan süreler sözleşmenin süresine ilave edilir. Sözleşmenin 5.maddesinde yükleniciye metre başı KDV hariç 250,00 TL ödeneceği, avans olarak 1.makine kuyu noktasına geldiğinde 100.000,00 TL, 10 gün sonra 2.makine kuyu noktasına geldiğinde 100.000,00 TL, kuyularda boru indirme işlemi bittiğinde her kuyu için 50.000,00 TL olmak üzere toplamda 100.000,00 TL ödeneceği, kalan meblağ için iş bitiminde 90 günlük çek-senet verileceği belirtilmiştir.Davaya konu sözleşme kapsamında, davacı iş sahibi tarafından davalı yükleniciye banka havalesi yoluyla 02/07/2013 tarihinde 100.000,00 TL ödemede bulunulduğu taraflar arasında ihtilafsız olup dosyaya sunulan banka dekontuyla da bu ödeme belgelendirilmiştir.Bu şeklide sözleşme kurulduktan ve ödeme yapıldıktan sonra, davacı iş sahibi tarafından sözleşmeden sonra dava dışı idare tarafından sondaj sahasındaki çalışmaların durdurulması ve ruhsat süresinin uzatılmaması (iptal edilmesi) sebebiyle işin yapımının artık fiilen mümkün olmadığı, bu nedenle peşin ödenen iş bedelinin karşılıksız kaldığından taraflarına iade edilmesi gerektiği ileri sürülerek iş bu dava açılmıştır.Davalı yüklenici tarafından ise, sözleşme kapsamında makine kiralandığı ve sondaj mahalline getirildiği, ara ara çalışılarak 350 metreye kadar inildiği, 100.000,00 TL’nin buna karşılık ödendiği, çalışmalar durdurulunca Ağustos 2013’e kadar beklendiği, makinelerin 45 gün sahada tutulduğu, zararının ödenen meblağdan fazla olduğu, işin durmasında kendisinin bir kusuru bulunmadığı, davacının idare mahkemesinden almış olduğu yürütmeyi durdurma kararları gereği işe devam etme imkanı varken bunu yapmadığı belirtilerek davanın reddi istenmiştir.Davaya konu olayda, eser sözleşmesinin kurulması sırasında bir ifa imkansızlığı söz konusu olmayıp sözleşme kurulduktan sonra davacı iş sahibinin arama ruhsatlarının süresi 12/08/2013 tarihinde sona ermiş, arama ruhsatlarının süresi içinde işletme ruhsatına dönüştürülememesinden dolayı hükümden düşmüş olup, idare tarafından davacı iş sahibine ruhsat sahasında faaliyette bulunmaması yönünde tebliğ yapılmıştır. Ayrıca, bunun öncesinde de yine sözleşme tarihinden sonra 17/07/2013 tarihinde Esenyurt Belediye Başkanlığı tarafından davaya konu yerdeki sondaj kuyusu açma ve kazı çalışmalarının durdurulması işlemi uygulanmıştır. Davacı iş sahibi tarafından bu işlemlere karşı idare mahkemelerinde açılan davalar neticesinde 20/09/2013 tarihli yürütmenin durdurulması kararıyla Esenyurt Belediye Başkanlığı tarafından yapılan durdurma işleminin yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmiş, 24/12/2013 tarihli iki ayrı yürütmenin durdurulması kararı ile de İstanbul İl Özel İdaresi’nin davacının ruhsat süresinin uzatılması taleplerinin reddine dair işlemlerinin yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmiş, ayrıca verilen nihai kararlarla da her üç işlemin de iptaline karar verilmiştir.Buna göre, taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulduktan sonra ortaya çıkan ifa imkansızlığı davalı yükleniciden kaynaklanmadığı gibi davacı yüklenici iş sahibi tarafından yapılan başvurular üzerine verilen 3 ayrı yürütmenin durdurulması kararı ile de söz konusu ifa imkansızlığı 20/09/2013 ve 24/12/2013 tarihlerinde ortadan kalkmış bulunmaktadırlar. Sözleşme tarihi 20/06/2013 ve sözleşmenin 3.maddesindeki 60 günlük süre dikkate alındığında normal şartlarda işin süresi 20/08/2013 tarihinde dolmaktadır. Davacı tarafça henüz sözleşmedeki süre dolmadan 17/07/2013 tarihinde Esenyurt Belediyesi’nin durdurma işlemi nedeniyle duran sondaj çalışmalarını almış olduğu yürütmenin durdurulması kararları ile daha sonradan devam ettirme imkanı varken bu yola başvurmamıştır. Davalı yükleniciden bu yönde talepte bulunulduğuna dair bir iddia ve delil dosyaya sunulmamıştır. Bu nedenle hem belediye ve il özel idaresinin durdurma ve ruhsat yenilememe işlemlerinin davacıya yönelik işlemler olması, hem de sonrasında alınan yürütmeyi durdurma kararlarına rağmen işin devamı için yüklenicinin davet edilmemesi nedeniyle işin yarım kalmasından davacının sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece sadece o yönden masraf yapıldığı ispatlandığı gerekçesiyle makine kiralama bedeli bakımından verilen kısmen kabul kararına karşı davacı tarafça bir istinaf itirazında bulunulmaması da davacı tarafın buna ilişkin sorumluluğu kabul ettiği anlamını taşımaktadır.Davacı tarafça işe hiç başlanılamadığı savunulmuş ise de, sözleşme tarihi 20/06/2013 olup sözleşmenin 3.maddesine göre 3 gün içinde iş sahibi tarafından yükleniciye yer tesliminin yapılması ve buna göre en geç 23/06/2013 tarihinde davalı yüklenicinin işe başlaması gerekmektedir. Dosyada davalının bu sürede işe başlamadığına dair bir tutanak veya ihtar bulunmamaktadır. Davalı tarafça dosyaya sunulan fotoğraflar üzerinde bilirkişi heyeti tarafından yapılan incelemeler ve dinlenen davalı tanıklarının anlatımları neticesinde de, sahaya bir adet sondaj makinesi ile bir adet işçi barınma konteyneri getirildiği, çamur boşaltılacak çukurun açılmış olduğu, açılan çukurda bir miktar sondaj çamurunun bulunduğu, belediye iş makinesiyle (kepçeyle) bu çukurun kapatılmakta olduğu, iş makinesinin 15-20 gün kadar sahada kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan 05/06/2017 tarihli kök bilirkişi raporunda, davalı yüklenicinin söz konusu sondaj ekipmanının sahaya getirilip götürülmesi, kurulumu ve sökülmesi (mobilizasyonu, montajı ve demontajı) için kaçınılmaz harcamaların yapılmış olduğu, sahada ekipmanla yaklaşık 20 gün sondaj için hazırlık çalışması yapmış olduğu, buna ilişkin yaptığı harcamaların yaklaşık 60.000,00 TL’ye tekabül edebileceği, 100.000,00 TL’lik ödemenin %40’ı olan 40.000,00 TL’nin iadesi gerektiği belirtilmiştir. Yukarıda değinilen dosya kapsamı göz önünde bulundurulduğunda, bilirkişi tarafından yapılan bu tespit ve değer belirlemesinin dosya kapsamıyla örtüştüğü ve yerinde olduğu kanaatine varılmaktadır. Esasında ilk derece mahkemesince de gerekçeli kararın son paragrafında bu tespite yer verilmiş olmakla birlikte, davalı yüklenicinin sadece defter kayıtlarında mevcut olan ve belgelendirebildiği harcamalarının mahsubunu talep edebileceği gerekçesiyle sadece 20.000,00 TL’lik makine kiralama bedeli bakımından bir mahsup uygulanması yoluna gidilmiştir. Mahkemece yapılan bu değerlendirme eser sözleşmesine ilişkin ıslah kuralları dikkate alındığında yerinde değildir. Yukarıda açıklandığı ve bilirkişi raporuyla da ortaya konduğu üzere, davalı yüklenici tarafından yaklaşık 20 gün süreyle sahada makine ve ekipmanla beklenildiği, bir takım hazırlık çalışmalarının yapıldığı, makine kiralanarak sahaya götürüldüğü sabit olduğundan bunlara ilişkin olarak bilirkişi tarafından belirlenen masraf miktarı olan 60.000,00 TL’nin davacı alacağından yapılacak mahsupta dikkate alınması gerekmektedir.Bu açıklama ve tespitler doğrultusunda, HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle bağlı kalınarak yapılan inceleme neticesinde, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK’nın 353/1-b-2.bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, bilirkişi raporu gözetilerek davanın 40.000,00 TL bakımından ve davalıya 08/11/2013 tarihinde tebliğ edilen ihtarnameye bu ihtarnamede berilen 3 günlük süre eklenerek bulunan temerrüt tarihi olan 11/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari (avans) faizi ile birlikte kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında karar verilmiştir. Davalı vekilince faize faiz işletilemeyeceğine ve davacının yatırdığı ve davalıdan tahsil edilecek peşin harcın yanlış yazıldığına ilişkin istinaf itirazları yerinde olmakla birlikte, bu hususların Dairemiz’ce kurulan yeni hükme göre yeniden değerlendirilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;A) 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/04/2018 tarih ve 2014/212 esas, 2018/483 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 40.000,00 TL’nin 11/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari (avans) faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN:1-Alınması gereken 2.732,40 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.707,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.024,65 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 1.707,75 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,3-Davacı tarafından yapılan 300,00 TL tebligat ve posta gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 25,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.525,20 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 610,08 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-Davalı tarafından yapılan 35,50 TL posta gideri olmak üzere yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 21,30 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde bırakılmasına,5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 6.000,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 6.000,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine, C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan 1.362,10 TL istinaf karar harcının istek halinde ve karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,2- Davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 31,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 129,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 26/01/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.