Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1429 E. 2018/1186 K. 27.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1429
KARAR NO : 2018/1186
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2017
NUMARASI : 2014/283 Esas, 2017/266 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 27/09/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, taraflar arasında …AVM’nin içerisinde “…” isimli mağazada yapılacak işler için 08.12.2013 tarihli sözleşme imzalandığını, davacının işlerin tümünü eksiksiz olarak yerine getirip süresinde teslim ettiğini, ancak 3 nolu hakedişe ilişkin faturanın tesliminden sonra davalı tarafından 06.08.2014 tarihinde “gecikme cezası, 3. kişiye yaptırılan iş bedeli ve diğer sözleşmesel kesintiler” açıklamalı fatura gönderildiğini, bu faturanın hukuki dayanağı bulunmadığından davalıya iade edildiğini, iş bedelini ödememek için gerçeğe aykırı olarak kesinti, ceza ve eksik iş bedeli faturası düzenlenmiş olduğunu, alacağın tahsili için yapılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, davalının İstanbu… İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyasındaki itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıya yer tesliminin 10/12/2013 tarihinde yapıldığını, davacının müvekkilinin atadığı proje yönetim şirketine gönderdiği 20/03/2014 tarihli e- posta ile işin en geç 09/04/2014 tarihinde bitirileceğini bildirdiğini, 08/04/2014 tarihinde eksik ve kusurlu işler nedeniyle geçici kabulün yapılamadığını, eksik ve ayıp listesinin 09/04/2014 tarihinde davacı ile paylaşılarak tamamlanması için 10/04/2014 tarihine kadar süre verildiğini, bu tarihte yapılan tespitte ise yangın ihbar sisteminin devreye alınmadığını, aydınlatma kontrol, panelindeki sıkıntılar nedeniyle aydınlatma otomasyonunun devreye alınamadığından mağazanın teslim alınmadığını ve kabulün yapılamadığını, bunun üzerine davacıya 11.04.2014 günü, saat 16:00’ya kadar ek süre verilmesine rağmen, bu tarihte de eksiklerin giderilmediğinden ve açılışın 01/05/2014 tarihinde yapılacak olması nedeniyle eksikliklerin sözleşmenin 3.15.11 ve 3.26 maddeleri gereğince dava dışı … AŞ’ne tamamlattırıldığını, müvekkilinin işyerini ancak 29/05/2014 tarihinde açabildiğini, bu nedenle davacının işi eksiksiz ve süresinde teslim ettiği iddiasının doğru olmadığını, düzenlenen hakedişlerin geçici nitelikte olduğunu, ilk iki hakkedişin BİGŞ’nin 39. Maddesi gereğince müvekkilince onaylandığını, Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi’nin 39. Maddesi ve inşaat teamülleri uyarınca 3 nolu hakedişin gecikme ve üçüncü kişiye yaptırılan işlere ilişkin bedellerin kesilerek üzeri kırmızı kalemle çizilip hakedişin bu şekilde onaylandığını, hakedişte kesilen tutarlara ilişkin 28.07.2014 tarihli 572.807.92 TL bedelli fatura düzenlenip davacıya gönderilmesine rağmen bu faturanın da iade edildiğini, 3 nolu hakedişte yapılan kesintilerin sözleşmenin 3.29.1 maddesi uyarınca geciken 11/04/2014 ile yeni yüklenici tarafından tamamlandığı 02/05/2014 tarihine kadar olan 22 gün için günlük %05 oranında toplam 340.109,52 TL gecikme cezası ile yine üçüncü kişiye yaptırılan 159.185,46 TL’lik işin sözleşmenin “3.15.11.” maddesi uyarınca %15 fazlası olan 216.014,67 TL olmak üzere toplam 586.650,52 TL olduğunu, kalan 614.054,81 TL davacı alacağının 18.07.2014 tarihinde 350.000,00 TL ve 25.07.2014 tarihinde 264.051,81 TL olarak ödendiğini, 30.526,33 TL tutarındaki stopaj vergisinin yarısına da hakkaniyet icabı katlanılarak, sözleşmesel kesintiler ve stopaj vergisinin diğer yarısının toplam tutarı KDV dahil 572.807,92 TL bedelli 28.07.2014 tarihli iade faturası düzenlenerek davacıya gönderildiğini, kesintilerin sözleşme hükümleri gereği yapıldığını, 3 nolu hakediş faturasına karşılık süresinde iade faturası düzenlendiğinden davacının bu dava ile talep ettiği 556.123,59 TL’nin kesinleşmediğini, Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesinin delil sözleşmesi niteliğinde olduğundan aksinin iddia edilemeyeceğini savunarak, davanın reddine, en az %20 oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı yüklenicinin düzenlenen üç ayrı hak edişe dayalı olarak toplamda KDV dahil 3.174.243,28 TL tutarında iş yaptığı, davalı iş sahibinin bu hak edişlerden kesintiler yaptığı, iki ayrı cezadan dolayı fatura düzenlediği, ancak iş sahibinin davacı alacağından mahsup ettiği 216.014,67 TL para cezasını dosya kapsamındaki proje grup müdürü tarafından davacıya gönderilen mail yazışmalarında mağazanın taraflarına teslimi için tamamlanması istenilen iş kalemleri ile davalının 3. kişiye yaptırdığını ileri sürdüğü iş kalemlerinin sözleşmedeki yaptırılacak işlerle bir alakasının bulunmadığı ve davalının para cezasının davacı alacağından mahsup etmesinin sözleşme ve yapılan işlere uygun olmadığı, 4 günlük gecikme cezasının ise 13.101,28 TL olarak hesaplandığı, davacının icra takip talebinde yazılı iş bedeli alacağından hesaplanan ceza tutarının indirilmesi sonucu davacı yüklenicinin davalıdan takip tarihi itibariyle 556.123,59 TL talepte bulunduğu, bu miktardan yapılan kesintilerin dosya kapsamı ve yapılan yargılama sonunda işin gecikmesinin başlangıç tarihinin 08/04/2014 den 4 gün gecikmeli olarak 11/04/2014 tarihinde işyerinin anahtarlarının iş sahibine teslim edildiği gözönünde tutularak talep edilen miktardan gecikme cezası indirimi yapılmaması gerektiği ve bu nedenle takip talebindeki miktarının taraflar arasındaki ticari ilişkiye, yapılan işe uygun olduğu ve davalının itirazının haksız olduğu ve iptaline karar vermek gerektiği, şartları oluştuğundan toplam alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesinin uygun olacağı gerekçeleriyle, davanın kabulü ile, İstanbul … İcra müdürlüğünün .. sayılı dosyasındaki davalının itirazının iptaline, takibin aynı şartlarla devamına, davacının %20 icra inkar tazminat talebinin talep yargılamayı gerektirdiğinden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin tüm yasal şartlarının mevcut olduğunu, alacağın likit ve belirlenebilir olduğunu, hükmün gerekçesinde icra inkar tazminatının uygun olduğu belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında talebin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalının işyerini 34 gün geç teslim ettiği, projeleri 36 gün geç verdiği hususlarının değerlendirilmediğini, tarafların 08/04/2014 tarihinde bir araya gelerek eksikleri tespit ederek bu tarihte geçici kabul yaptığı ve 11/04/2014 tarihinde ise bu eksikler tamamlandığından sözleşmenin 3.26 madde hükmü gereğince cezai şartın istenemeyeceğini, bu hususun da gerekçeye eklenmesi gerektiğini belirtmiştir.
Davalı vekili ise sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde, davacı şirketin likit, muayyen ve kesin bir alacağı olmadığı halde sadece defter değeri üzerinden değerlendirme yapılıp hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, 3 nolu hakedişin kesinleşmediğini, iade faturası düzenlendiğini, müvekkilinin eksik ve gecikmiş işler nedeniyle haklı olarak sözleşmeye uygun kesinti uyguladığını, geciken ve kusurlu işlerin üçüncü kişiye tamamlattırılmasına rağmen yapılan bu işlerin davacı şirkete gönderilen eksiklerle ilgisi bulunmadığı gerekçesiyle verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, geçici teslim yapılmamış olmasına rağmen, geçici teslim yapıldığı varsayımıyla karar verilmesinin hatalı olduğunu, yanızca 4 günlük gecikme üzerinden gecikme cezası hesaplanması ve işin tanınan ek süre içinde teslim edildiğinden bahisle gecikme cezası uygulanmamasının hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, yeniden yapılacak yargılama sonucunda haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan hakediş alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir.
Mahkemece alınan 20/02/2017 tarihli bilirkişi raporunda, taraf defterlerindeki farkın 572.807,92TL olduğu, bu farkın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu halde davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan davalı tarafından tanzim edilmiş, 28.07.2017 tarihli 572.807,92TL tutarlı iade faturasından kaynaklandığı, davalı iş sahibi tarafından dava dışı … Mimarlık firmasına yaptırılan ve toplam tutarı 159.185,46 TL olan “….” adlı hakediş belgesinde yer alan bir kısım giderlerin davacıya gönderilen mail yazışmalarında mağazanın taraflarına teslimi için tamamlanması istenen iş kalemleri ile bir alakası bulunmadığından 216.014,67 TL’nin davacı alacağından mahsup edilemeyeceği, işin 4 günlük gecikmesi nedeniyle davalı iş sahibinin sözleşmenin 3.36. maddesi uyarınca hesaplanan 13.101,28 TL gecikme cezasını davacı alacağından mahsup edebileceği, icra takip talebinde yazılı 556.123.59 TL iş bedeli alacağından ceza tutarının indirilmesi sonucu icra takip tarihi itibariyle davacı yüklenicinin 543.022,31 TL alacaklı olduğu, ancak davalı iş sahibi gecikme cezasına dayanak işin gecikmesi başlangıç tarihini 12.04.2014 den itibaren başlatmış olması karşısında işin teslim süresinin 08.04.2014 den 11.04.2014 tarihine değin uzadığı, bu süre içinde işin sözleşmeye uygun şekilde teslimin gerçekleşmiş olması nedeniyle işin bedelinden gecikme cezası indirimi yapılamayacağı, bu durumda davacı yüklenicinin icra takip talebinde yazılı şekilde 556.123,59 TL iş bedeli alacağı bulunduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hükme esas alınacak nitelikte olduğu değerlendirildiğinden, raporda belirlenen ve yukarıda değinilen nedenlerle mahkemece davanın kabulü ile itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi yerinde olmuştur.
Her ne kadar, yerel mahkeme kararının gerekçe kısmında “icra inkar tazminatının şartları oluştuğundan toplam alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesinin uygun olacağı” belirtilip, hüküm fıkrasının 2 nolu bendinde “Davacının %20 icra inkar tazminatı talebinin talep yargılamayı gerektirdiğinden reddine” denilmek suretiyle çelişki yaratılmış ise de, hüküm fıkrasında belirtildiği gibi talebin yargılamayı gerektirmesi, bilirkişi raporu alınarak rapor doğrultusunda karar verilmesi nedeniyle alacağın likit olmadığı kabul edilmiş, hüküm fıkrasındaki gerekçelerle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu ve gerekçedeki açıklamanın sonuca etkili bulunmadığı kanaatine varılarak bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/03/2017 tarih ve 2014/283 esas, 2017/266 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Davacı taraftan alınması gereken 35,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davalı taraftan alınması gereken 37.988,80 TL istinaf karar harcından peşin alınan 9.498,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 28.490,80 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 27/09/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.