Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1406 E. 2021/118 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1406
KARAR NO : 2021/118
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/03/2018
NUMARASI: 2015/1247 Esas, 2018/263 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 20/01/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkili şirketin sözleşme kapsamında davalıyla giriştiği ticari ilişki neticesinde davalıdan alacaklı hale geldiğini, ancak davalının bakiye borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçilmiş ise de itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline ve inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının işi süresinde tamamlamadığını, bir kısım işleri ayıplı ve eksik bıraktığını, bu nedenle asıl işveren tarafından kesinti ve ceazlar uygulandığın, davacının kesin kabule iştirak etmediğini, kendi belirlediği birim fiyatlarını müvekkiline gönderdiğini, davacıya gönderilen e-postalara rağmen geçici ve kesin kabul eksikliklerinin tamamlanmadığını, müvekkilinin yoğunluk yaşadığı bir dönemde davaya konu başka şubelerine ilişkin iki adet fatura ile başkaca bir işe ilişkin bir faturayı ticari defterlerine işlediğini, hesap mutabakatı için bir araya gelindiğinde davacının mükerrer ve fazladan fatura kestiğinin anlaşıldığın ve bunların davacıya iade edildiğini, davacının bir alacağının bulunmadığını, davacının sözleşmede belirlenen birimi fiyat ve metrajlar üzerinde bir hesaplama yaptığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davacının defter kayıtlarına göre davalıdan 123.646,17 TL alacaklı gözüktüğünü, ancak davacı defterinde olup davalı defterinde olmayan 2012 yılından devreden 28.000,00 TL’lik fazladan alacağın davacı tarafından kanıtlanamadığını, davalı defterinde kayıtlı olup davacı defterinde kayıtlı olmayan 7.000,00 TL’lik ödemenin davacı tarafından sunulan 29/01/2018 tarihli dilekçeyle kabul edildiğini, davalı defterlerinde 76.514,15 TL olarak kayıtlı bulunan faturanın davacı defterlerinde 74.179,05 TL olarak kayıtlı bulunduğundan bu şekilde dikkate alınması gerektiği, davalının defterinde mevcut olup davacı defterlerinde bulunmayan 82.987,81 TL’lik 3 adet iade faturasının, davacı tarafından düzenlenen hakediş faturalarının davalı defterlerine kaydedilmesinden 5 ay sonra düzenlendiğinden ve yapılan teknik incelemede davacı hakedişinden eksik ve kusurlara ilişkin olarak her iki şube işi bakımından toplam 5.916,23 TL (KDV dahil) kesintisi yapılabileceğinden yerinde olmadıkları, buna göre davacının bakiye alacak miktarının 82.729,85 TL olduğu, davacının davalıyı 03/09/2014 tarihli ihtarnameyle 08/09/2014 tarihinde temerrüte düşürüldüğünden bu tarih ile 26/05/2015 takip tarihi arasındaki işlemiş faiz miktarının 6.647,35 TL olduğu, alacağın likit olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 82.792,85 TL asıl alacak ve 6.657,35 TL işlemiş faiz olmak üzere 89.450,20 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen ve değişecek avans faiz oranları uygulanmak suretiyle devamına, davacının alacağı likit olmadığından inkar tazminatı talebinin ve aşan isteminin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; taraf ticari defterleri birbirini tutmadığından defter incelemesine göre karar verilemeyeceğini, icra takibinde dayanak yapılan belgenin cari hesap olarak belirtildiğini, yılın son gününde düzenlenip gönderilmiş olan faturaya itiraz edilmemiş olmasının işin yapıldığını kanıtlamaya yetmeyeceğini, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı şekilde imalatın kabul edilemeyeceğini, davalının işi bitirmediğinin göz önünde tutulması gerektiğini, asıl işveren ile müvekkili arasındaki ilişkinin davacının sözleşmesel yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacağını, sözleşmede yazılı birim fiyat ve metrekarelere aykırı şekilde fahiş fiyatlandırma yapıldığını, işin geç teslimi ve cezai şartlar yönünden oluşan sözleşmesel zararların mahsup edilmesi gerektiğini, salt faturaya itirazın edilmemiş olmasının sözleşme ve cari hesap ilişkisinin değerlendirme dışı tutulmasını gerektirmediğini, tarafların ticari defterleri birbirini tutmadığından HMK’nın 222.maddesi gereğince davacı defterlerinin kesin delil gibi değerlendirileceğini, müvekkili ile esas iş veren arasındaki ilişkinin davacıyı ilgilendirmediğini, bu nedenle değerlendirme yapılırken davacının sözleşmedeki yükümlülüklerinin yerine getirip getirmediği üzerinden sonuca gidilmesi gerektiğini, davacının taraflarca onaylanmış metraj ve birim fiyatlarının üzerinde bir tutar çıkarmak suretiyle fatura düzenlediği, buna dair itirazlarının dikkate alınmadığını, sözleşmeye aykırı faturaya üstünlük tanınmasının yasal olmadığını, davacı tarafından itiraz edilmeyen elden ödemelerini hesaba dahil edilmesi gerektiğini, aksi halde bunlar yemin teklif etme haklarının kullandırılmamasının usule aykırı olduğu, işin süresinde ve sözleşemeye uygun şekilde yapılıp yapılmadığının keşif ve tanık anlatımlarıyla tespit edilmesi gerektiğini, davacının yazılı ve sözlü olarak uyarıldığına ilişkin e-posta yazışmalarının da dosyaya sunulduğunu, davacının bunları inkar etmediğini, buna rağmen bir hususların dikkate alınmamasının anlaşılmadığını, ayrıca, işin süresinde tamamlanmamış olması ve cezai şartlardan kaynaklı müvekkili alacağının mahsup edilmediğini belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, eser sözleşmesine dayalı olarak davacı taşeronun davalı asıl yükleniciden bakiye iş bedeli alacağı için başlattığı ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Taraflar arasında dava dışı bankanın Konya ve Kütahya Şubelerinin alüminyum işlerinin davacı taşeron tarafından yapılması için 25/06/2013 tarihli iki ayrı sözleşme imzalanmıştır.Davacı taşeron davalı asıl yükleniciye karşı bu sözleşmeler kapsamında yapmış olduğu işlere dair bakiye 123.464,17 TL asıl alacak ve 19.697,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 143.343,17 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatmış, süresinde yapılan itiraz üzerine yine süresinde iş bu itirazın iptali davası açılmıştır.Davalı tarafça, davacı taşeronun işi süresinde tamamlamadığı gibi bir kısım işleri ayıplı ve eksik bıraktığı ileri sürülerek, bu kapsamda yukarıda özetlenen hususlar bakımından takas mahsup talebinde bulunulmuştur.Mahkemece taraf delilleri toplanarak dosya üzerinden inşaat mühendisi, borçlar hukuku öğretim üyesi ve muhasebe-finans uzmanı bilirkişiden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden 20/01/2017 havale tarihli rapor ve 18/08/2017 tarihli ek rapor alınmıştır. Bu rapor ve ek raporlarda tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinden yapılan incelemeye göre tespit edilen (davalı defterlerinde bulunup davacı defterlerinde bulunmayan 82.987,81 TL’lik 3 adet fatura haricinde) bakiye 88.646,17 TL’lik borç miktarı yukarıda özetlenen ilk derece mahkemesi gerekçesi doğrultusunda Dairemizce de yerinde görülmüştür. Bu bakiye borç miktarı davalının defter kayıtlarındaki (3 adet iade faturası haricindeki) 90.981,27 TL’lik borçtan her iki tarafın defterlerinde yer alıp de miktarları örtüşmeyen fatura bakımından davacı aleyhine yapılan değerlendirmeyle mahsubu yapılan 2.335,10 TL’nin düşümünden sonra kalan miktar olup, davalının ticari defterleri kendisi aleyhine kesin delil teşkil etmektedir. Bu açıklama doğrultusunda davalı vekilinin, davacının 82.729,94 TL’lik 3 adet iade faturasını hesaplamada dikkate alınması gerektiğine, sözleşmedekinden farklı metraj ve birim fiyattan fatura düzenlediğinden davacı faturalarının dikkate alınmayacağına ve elden yapıldığı iddia edilen 11.500,00 TL’lik ödemeye ilişkin yemin teklif etme haklarının kullandırılmamasının usule aykırı olduğuna dair istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Davalı tarafça dosyaya delil olarak sunulan asıl iş sahibi banka tarafından düzenlenen Konya ve Kütahya Şubelerine ilişkin şube tadilat takibi ve eksik ve hatalı işler tabloları esas alınarak davalı tarafın eksik ve ayıplı iş savunmalarının değerlendirilmiş ve KDV dahil 5.916,23 TL eksik ve ayıplı işler bedeli belirlenmiş olmasında, bu belgelerin davalı tarafça sunulması karşında Dairemizce bir eksiklik görülmediğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir.Bu açıklamalar kapsamında, eksik ve ayıplı işler nedeniyle asıl iş sahibi banka tarafından davalıya uygulandığı belirtilen ve sunulan şube tadilat takiplerinde de yazılı olan 9.042,12 TL ve 4.966,74 TL’lik cezalar bakımından gerek rapor ve ek raporda gerekse gerekçeli kararda herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması yerinde görülmediğinden, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür. Mahkemece, davalı tarafa söz konusu cezaların kendisinden tahsil edildiğine veya alacağından mahsup edildiğine dair asıl iş sahibi banka tarafından yapılan tüm ödeme kayıtları vs. belgeleri dosyaya sunması için ihtaratlı kesin süre verilerek, söz konusu cezalar gerçekten davalı hakedişinden kesilmiş iseler, bilirkişi heyetinden; söz konusu ceza kesintilerinin tek dayanağı davacının eksik ve ayıplı işleri olmadığı, başkaca eksik ve ayıplar da bulunduğu eksik ve hatalı işler tablolarından anlaşıldığından, bu cezaların ne kadarından davacının sorumlu tutulması gerektiğine dair bir hesaplamanın yapıldığı ek rapor alınarak sonucuna göre bu mahsup talebinin de değerlendirilmesi gerektiği halde, bu yönde uygulamaya gidilmeden yazılı olduğu şeklide karar verilmiş olması yerinde olmamıştır.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/03/2018 tarih, 2015/1247 esas, 2018/263 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.