Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1395 E. 2021/130 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1395
KARAR NO: 2021/130
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2018
NUMARASI: 2015/361 Esas, 2018/449 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 20/01/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında Antalya’da açılacak tekstil fuarında kurulacak tüm stant ve dekorasyon işlerinin yapılması konusunda anlaşıldığını; müvekkilinin işverenin isteği üzerine hemen çizimler üzerinden numune stantlar için imalata başlayarak Ekim ayı başında imal ettiklerini, Ekim ayı sonuna numunelerin teşhir edildiğini, fuara katılacak firmaların teşhir edilen stantların beğendiğini ve seri üretime geçilerek işe başlanıldığını; müvekkilinin ticarette esas olan güven olduğundan yazılı sözleşme yapmadan mimarın verdiği çizimler üzerinden işe başladığını, İstanbul da yer alan atölyesinde ürünler için gerekli parçaların hazırlandığını, işin fuar dekorasyonunun yapılacağı Antalya da da bir şantiye atölyesi kurulduğunu, kurulan atölyede imalatın başladığını, üretim aşamasında ürün sayısının arttırıldığı, ayrıca davalının İstanbul’daki 4 mağaza için dekorasyon işini de üstlendiği, işlerin yetişmeyeceği konusunda telaş ederek, kendisinden de sözleşme sorulduğu belirtilerek acele ile dayatarak 17/12/2013 tarihli sözleşmeyi imzalattığını, müvekkilinin 2014 tarihinde tüm işleri bitirerek iş sahibine teslim ettiğini, fuarın belirlenen tarihte açıldığını, fuarın bittiği gün üretilen malzemelerin Antalya daki atölyeye yerleştirildiğini, davalı … Şirketinin sahibi … birtakım bahanelerle ödeme yapmadığını, bazı işlerinin devam ettiğini işler bittiğinde, firmalara fatura kesip para alacağını söyleyerek fatura istediğini, müvekkilinin ürün adı adet ve fiyat yazdırarak 21/01/2014 tarihli 246.900,00 TL’lik fatura kestirdiğini, yapılan görüşmelere rağmen alacağını alamadığı; davalının 17/12/2013 tarihli sözleşmeyi dayanak göstererek davacı hakkında Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından 100.000,00 TL’lik takip başlattığını, müvekkilinin faturaları tekrar gönderdiğini ancak faturaların bu kez alınarak Bakırköy …. Noterliğinin 16/05/2014 gün ve … yevmiye nolu ihtarname yolu ile müvekkiline iade edildiğini, müvekkilinin yaptığı masrafın 822.201,38 TL olduğunu, söz konusu tutara karşılık davalı şirketin müvekkiline 402.000,00 TL ödendiğini bakiye alacağın 420.201,38 TL olduğunu belirterek, icraya yaptıkları itiraz tarihinden başlamak üzere 420.201,38 TL alacağın ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirket ile yazılı anlaşma yaptığını, söz konusu anlaşmanın tutarının toplamda 345.224,00 TL olduğunu, işin büyük çoğunluğu bitmeden davacının istediği ödemelerin gerek çek gerekse de nakit olarak yapıldığını, davacının müvekkili şirkete yapacağı işin bitmesini sağlama adına davacıya hakkından fazla ödemelerin yapıldığını, ödeme toplamının 414.000,00 TL olduğunu, sözleşmeye göre de işin tamamının bedelinin 345.224,00 TL olduğunu, davalı şirketin üzerine düşün bütün edimlerini yerine getirdiğini, müvekkili şirketin işini tamamlamadan teslim aldığını, davacının işi hatalı teslim etmesi ve zamanında yapmaması ve mevcut doğan zararı karşılamaması nedeniyle davacıya karşı başlattıkları Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibin itiraz nedeniyle durduğunu, sözleşmenin 3.maddesi gereğince oluşan her türlü aksaklıkları yüklenici firma davacı … tarafından giderilmesinin gerektiğini, ancak davacının buna yanaşmadığını, taraflar arasında imzalanan yazılı sözleşme dışında herhangi bir hizmet veya fatura düzenlenmediğini, davacının talep ettiği alacaklara ilişkin herhangi bir hizmetin müvekkili şirkete verilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; taraflar arasında imzalanan 17/12/2013 tarihli sözleşmeye göre davacı tarafın davalıya sözleşme kapsamında mal ve hizmet teslimi yapacağı, sözleşme bedeli olarak toplam 345.224,00 TL kararlaştırıldığı, davacı tarafça davalıya sözleşme harici ek işler yapıldığının iddia edildiği, davalı tarafın bu iddiayı kabul etmediği, davacının iddia ettiği ek işlerle ilgili olarak davalının onayının olduğuna yönelik dosyada bir belge ve bilgi bulunmadığı, taraflar arasında iş teslimine yönelik olarak herhangi bir belge de düzenlenmediği, ayıp iddiasının TTK’da belirtilen sürelerde yapılmadığı, dava dosyasına sunulan proje, plan, üç boyutlu çizimlerin geniş kapsamlı dava konusu ise göre eksik ve yetersiz sunum olduğu, yapılan işler ile ilgili olarak karşılıklı savunmaların, şifai sözleşme gibi dair iddiaların hukuki ve teknik yönden kabul edilebilir olmadığı, dava konusu haricen yapılan işler ve ayıplı mal hakkındaki sorumluluğun işin teslimi yapıldıktan sonra sözleşmeye uygunluk, kalite kontrol gibi hususlarda işlem yapmayan ve imalatı bu haliyle kullanan davalıya ait olduğu, kural olarak eser sözleşmesinin zorunlu şekil koşuluna bağlı olması sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı olmadığı, davacının fazladan yaptığı işlerin ve sözleşme ilişkisinin davalı tarafından inkar edildiği, kural olarak eser sözleşmesi zorunlu şekil şartına tâbi değil ise de; sözlü yapılan anlaşma inkâr edildiği takdirde akdî ilişkinin yazılı delille ispatlanmasının zorunlu olduğu, 6100 sayılı HMK.200 maddesi gereğince davacının yapılan ek işler nedeniyle 402.201,38 TL talep ettiğinden sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının ve onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliye, fatura ile sözleşme ilişkisinin ispatının mümkün olduğu, olayda fazladan yapılan işlerin teslimine yönelik herhangi bir belgenin olmadığı, yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterlerin incelenmesinde, taraflar arasında iş bedeli olarak 345.224,00 TL kararlaştırıldığı, davalı tarafça yapılan ve davacının kabulünde olan 402.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığı, davacının dava konusu alacağın bulunmadığı gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı istinaf dilekçesi ile; fuar alanının tüm işlerinin davacı tarafından yapıldığını, bunlara ait çizim, fotoğraf ve internetten alının görsellerin CD halinde dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulduğunu; ayrıca davalıya ait 4 ayrı iş yerine yapılan işlere ait tanımları, fiyatları ve tutarlarına ait bilgilerin dosyada bulunduğunu; bilirkişilerin eksik inceleme yaptığını, dava dilekçesine ekli delillerde davalıya ait 4 ayrı iş yeri ve Antalya daki depoda yapılan ürünlerin keşfen tespitinin talep edildiğini; fuar alanının internet görüntüleri ile dosyadaki belgelerin karşılaştırılabileceğini, mukayese yapılarak sözleşmeye dahil olmayıp yapılan işlerin belirlenebileceğini; kararın eksik incelemeye dayandığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu çekişmesizdir. Eser sözleşmelerinde, kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 481. maddesinde; “Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 17/12/2013 tarihli Antalya Expo Fuar Dekorasyonu Sözleşmesinde; “Antalya fuar dekorasyonu … Şti. tarafından projelendirilmiş olup, uygulayıcı firma olarak sorumlu … Mobilyadır. Yüklenici firmanın ilgili proje ile ilgili işveren firmanın verdiği teknik ve 3 boyutlu projeye uyması gerekmektedir. Uygulama esnasında projede değişiklikler ve eklemeler yapılması gibi durumlarda söz konusu olan eklemelerin bedeli yüklenici firmaya ait değildir. Bu eklenen iş bedelleri imza karşılığında fiyata ekstra olarak eklenir. sözleşme bedeli olarak toplam 345.224.00 TL’dir.” denilmektedir. Davacı sözleşme dışında da ek işler yaptığını iddia etmiş, mahkemece ek işlerin ispatlanamadığı, iş bedelinin de ödendiği gerekçesi ile dava red edilmiştir. Davacı tarafça dosyaya bir takım CD ve fotoğraflar sunulduğu belirtilmekle birlikte, işin kapsam ve değerinin belirlenmesi bakımından bu delillerin değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mahkemece alınan bilirkişi raporu karar vermeye yeterli görülmemiştir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve dosyaya sunulan deliller, CD ve fotoğraflar incelenmek suretiyle, sözleşme kapsamında yapılan işler ile varsa sözleşme dışı yapılan işlerin ayrı ayrı tespit edilip, sözleşme kapsamındaki işlerin sözleşme bedeli üzerinden; sözleşme dışı işlerin ise yapıldıkları yıl mahalli piyasa rayiçleri ile bedelleri belirlenip, sözleşme kapsamındaki işlerin bedeline fazladan yapılan iş varsa belirlenen bedeli eklenerek ve davalı tarafça yapılan ödeme mahsup edilmek suretiyle davacı alacağının bulunup bulunmadığının bilirkişiden ek rapor alınarak tespiti ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/05/2018 tarih, 2015/361 esas, 2018/449 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.