Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1394 E. 2018/1053 K. 11.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1394
KARAR NO : 2018/1053
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/06/2018
NUMARASI : 2016/275 Esas,
DAVANIN KONUSU : Tazminat, Alacak
DAVANIN KONUSU : Tazminat, Alacak
KARAR TARİHİ : 11/09/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen ara karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Birleşen Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan gecikme tazminatı (kira tazminatı) alacağı istemine ilişkin olup, davacı şirket arsa sahibi, davalı şirket ise yüklenicidir.
Davacı şirket, aynı mahkemede görülen ve daha önce açtıkları 2016/275 Esas sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda gecikme hususunun belirlendiğini belirterek sözleşme, bilirkişi raporu ve diğer belgelere göre davalı şirket malvarlığı üzerine ihtiyati haciz konulması talep edilmiş, mahkemece anılan dosyada talep üzerine reddedilen ihtiyati haciz kararına karşı Dairemizin ipotek tesisi edilmiş olması ihtimaline ilişkin husus gözetilerek karar verilmesi gerektiği yönündeki kararı esas alarak anılan dosyada ipotek tesisi ile alacağın temin edildiği belirtilerek ihtiyati haciz kararının reddedildiğini, iş bu birleşen dava yönünden de anılan karar doğrultusunda alacağın ipotekle temin edilmiş olması, davalının tesliminde temerrüde düşüp düşmediği, alacağın muaccel olup olmadığının yargılamayla belirlenecek olması ve anılan bilirkişi raporuna itiraz edilmiş olması, davacıya düşen bağımsız bölümlerin davacıya teslim edilmiş olması hususları birlikte değerlendirilerek ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen karar davacı şirket vekilince istinaf edilmiştir.
Davacı vekili şartları bulunmadığı halde ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İhtiyati haczi düzenleyen İİK’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebilir.
Dairemizin asıl davada (2016/275 Esas) istinafa konu kararlara ilişkin 28/11/2017 gün 2017/1461-856, 07/12/2016 gün 2016/21-22 E/K sayılı kararları ve mahkeme gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde usul ve yasaya uygun mahkeme kararına yönelik davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/06/2018 tarih ve 2016/275 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 11/09/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.