Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1287 E. 2021/42 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1287
KARAR NO : 2021/42
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2018
NUMARASI : 2014/993 Esas, 2018/216 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ : 13/01/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, eser sözleşmesinden konu işin ayıplı olarak ifa edilmiş olması nedeniyle ödenen bedelin iadesi ve uğranılan zararın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece ıslaha göre davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı iş sahibi, imalatın kullanılamayacak derecede ayıplı ifa edildiğini belirterek yapılan iş karşılığı ödenen bedelin iadesi ile uğranılan zararın tahsilini istemiş; davalı yüklenici ise, sonradan ortaya çıkan kusurların imalat hatasından kaynaklanmadığını, kullanım hatası nedeniğle meydana geldiğini ileri sürmüştür.Mahkemece talimat yoluyla alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek, sözleşmeye konu imalattaki gizli ayıbın kabul edilemeyecek nitelikte olduğunu, ayıp ihbarının süresinde yapıldığını, davacının sözleşmeden dönmesinde haklı olduğunu, bu durumda yapılan iş karşılığı davacı tarafça ödenen bedel (363.898,81 TL) ile ayıplı imalatın tesise nakli için ödenen 8.850,00 TL ve söküm -istifleme ve nakliyeye hazır hale getirme bedeli olarak 32.400 TL olmak üzere toplam 405.148,81 TL’yi talebinde davacı tarafın haklı görüldüğü belirtilerek ıslah da dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.Karara karşı istinaf talebinde bulunan davalı vekili istinaf talep dilekçesinde özetle, ayıbın eserin kabul edilmesini imkansız kılacak derecede ağır olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hatalı hesaplamalar yapıldığını, hükümle beraber panellerin iadesine karar verilmediğini, davaya konu sözleşmenin satış sözleşmesi niteliğinde olduğunu, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, zamanaşımı itirazlarının incelenmediğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında düzenlendiği ihtilafsız olan 13.03.2010 tarihli yazılı sözleşme ile, davalı yüklenici şirket davalı iş sahibi şirketin Yenice-Tarsus/Mersin adresinde bulunan narenciye tesisinin bazı bölümlerinde kullanılmak üzere sandwiç paneller imalatı yapım işini üstlendiği anlaşılmaktadır. Davacı işin kullanılamayacak derecede ayıplı ifa edildiğini belirterek ödenen bedelin iadesini ve uğranılan zararın tahsilini talep etmiş, davalı ise kusurun kullanımdan kaynaklandığını ileri sürmüştür. Mahkemece bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapora göre ıslah da dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda işin kullanılamayacak derecede ayıplı olduğu ve ayıp ihbarının da süresinde yapıldığı belirtilmiştir. Yargılama aşamasında davayla talep edilen alacak tutarına davalı tarafça itiraz edilmemiştir.Tüm dosya kapsamına göre uyuşmazlığın panel imalatını konu alan eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklandığı, eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresinin kural olarak 5 (beş) yıl olduğu, sözleşme tarihine göre (2010) 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, işin kabul edilmeyecek derecede gizli ayıplı yapıldığı, ayıp ihbarının makul sürede bildirildiği, davayla talep edilen alacak tutarında ihtilaf bulunmadığı (ilk defa istinaf aşamasında itiraz edilmiştir) anlaşılmaktadır. Mahkemece hüküm kurmaya ve denetime elverişli teknik rapor esas alınarak davanın kabulüne dair verilen karar usul ,yasa ve dosya kapsamına uygun ise de, sözleşme feshedilmiş olmakla kural ğereği herkes aldığını iade etmekle yükümlü olduğundan bedelin iadesine yönelik hükümle birlikte davacı uhdesinde kalan ürünlerin de davalıya teslimine karar verilmesi gerekirken buna ilişkin bir karar verilmemiş olması hatalı olmuştur.Açıklanan nedenlerle, kararın kaldırılarak davanın kabulü ile ödenen bedelin tahsiline ve davacı uhdesinde bulunan ürünlerin davalıya iadesine hükmedilmek üzere yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A)1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/03/2018 tarih ve 2014/993 Esas, 2018/216 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Davanın KABULÜNE, 4-373.748,81 TL’nin dava tarihi olan 06/11/2013 (kısa kararda maddi hata olarak 04/09/2012 olarak yazılmıştır) tarihinden itibaren, 31.400,00 TL’nin ıslah tarihi olan 05/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, 5-Davacı uhdesinde bulunan sözleşmeye konu ürünlerin davalıya İADESİNE, B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 27.675,71-TL maktu karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 6.919,70-TL ıslah harcı ve peşin harcın mahsubu ile bakiye 20.756,01-TL’nin davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına, 2-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 36.810,42-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmsine, 3-Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvuru harcı, 3,75 TL vekalet harcı, 390,80 TL keşif harcı, 6.919,70 TL peşin harç ve ıslah harcı, 2.250,00 TL bilirkişi ücreti ve 461,50 TL tebligat, posta ve talimat gideri olmak üzere toplam 10.050,05 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 4-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan 6.918,93 TL istinaf karar harcının istek halinde ve karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,2-Davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 13/01/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.