Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1270 E. 2018/1007 K. 17.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1270
KARAR NO : 2018/1007
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2018
NUMARASI : 2018/4258 D.iş, 2018/4268 Karar,
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 17/07/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Talep, taraflarca imzalanan giydirme cephe işlerini konu alan sözleşme kapsamında işin başında karşı tarafa verilen 18/04/2017 tarihli ve 432.960,00-USD bedelli teminat mektubunun tahsilatının teminatsız olarak durdurulmasına dair davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi mahkemece; 25/06/2018 gün ve 2018/4258 D.iş ara kararı ile HMK’nın 389 ve devamı maddesinde belirtilen yasal koşullar bulunmadığından reddine dair verilen karar talepte bulunan vekilince istinaf edilmiştir.
Talep eden vekili, taraflarca imzalanan sözleşmeye konu işlerin büyük oranda tamamlandığı halde karşı tarafın önemli miktardaki hakediş bedelini ödemediğini, talebe konu teminat mektubunun tahsil edilmesi halinde müvekkili şirketin iflasına neden olacağını belirterek tedbir talep etmiştir.
Karşı taraf vekili, işin sözleşme kapsamında süresinde tamamlanıp teslim edilmediğini, bu nedenle ciddi zarar gördüklerini, sözleşmenin 33.1 hükmü uyarınca sözleşmeyi 22/06/2018 tarihli ihtarnameyle feshettiklerini ve talebe konu teminat mektubunu da usulüne uygun olarak paraya çevirdiklerini belirterek talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır.
Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir.
Somut olayda, yüklenici şirket eser sözleşmesi kapsamında işin temini olarak iş sahibine işin başında verilen teminat mektubunun tedbiren paraya çevrilmesinin durdurulmasını talep etmiştir. Karşı taraf iş sahibi, işin süresinde tamamlanıp teslim edilmediğni, sözleşmeyi feshettiklerini, takibe konu teminat mektubunu paraya çevirdiklerini beyan etmiştir. Sözleşmenin 34. maddesi hükmü teminat mektubunun hangi durumda iade edileceği veya paraya çevrilebileceği hususu düzenlenmiş olup, bu aşamada davanın esasıyla ilgili olarak haklılığın yaklaşık olarak ispata ilişkin mevcut bilgi ve belgeler, sözleşmenin feshedilmiş olduğu ve talebe konu tminat mektubunun da paraya çevrildiğne ilişkin iddiaların değerlendirilmeye tabi tutulmasının gerektirmesi hususu birlikte değerlendirildiğinde, talebin reddine ilişkin mahkeme kararı usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/06/2018 tarih ve 2018/4258 D.iş, 2018/4268 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Talep eden tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 17/07/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.