Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1250 E. 2018/1004 K. 17.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1250
KARAR NO : 2018/1004
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/04/2018
NUMARASI : 2018/411 D.iş, 2018/409 Karar,
TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 17/07/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dilekçesinde, taraflar arasında 12/01/2018 ve 10/05/2013 tarihli duşakabin işlerine ait sözleşmeler imzalandığını, bu sözleşmelerde müvekkili şirketin yüklenici olduğunu, aleyhinde tedbir talep edilen tarafın ise iş sahibi olduğunu, sözleşmeler gereğince yüklenici müvekkili şirket tarafından karşı tarafa 3 adet teminat mektubu teslim edildiğini, dilekçe ekinde sunulan medya ortamındaki yayın örneklerinden de görüleceği üzere iş sahibi şirketin hissedarı ve yönetim kurulu başkanı durumundaki …’ın 15/04/2018 günü twitter hesabı üzerinden açıklama yaparak, İnanlar İnşaatın kapısına kilit vurulduğunu, Fetö üyeliği iddiası ile gözaltına alındığını, şirketin maddi ve manevi yıkıma uğradığını, şirketin iflasının istendiğini, kendisinin de bir süre önce yurt dışına çıktığını beyan ettiğini, bu duyum üzerine yapılan inceleme sonucunda davalı … hakkında 19/04/2019 tarihi itibariyle toplam 56 ayrı davanın mevcut olduğunu, yine İnanlar İnşaat hakkında 45 ayrı icra takip dosyasının bulunduğunu, karşı taraf ….İnşaat A.Ş.’nin borca batık ve iflas aşamasında bulunduğu yönünde kuvvetli belirtiler mevcut olduğundan sözleşmeden doğan edimlerini yerine getiremeyeceğinin kuvvetle muhtemel olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında yüklenici müvekkili şirket tarafından iş sahibi durumundaki karşı tarafa teslim edilmeyen sözleşme konusu bazı taşınır malların mevcut olduğunu, bu taşınır malların teslim edilmemesi nedeniyle iş sahibi durumundaki karşı tarafın teminat mektuplarını nakde çevirmesi tehlikesi bulunduğu gibi karşı tarafın borca batık durumda bulunması nedeniyle içine düştüğü nakit ihtiyacını bir şekilde karşılayabilmek için iş bu teminat mektuplarını kötü niyetli olarak nakde dönüştürme tehlikesinin de kuvvetle muhtemel bulunduğundan müvekkili şirketin mağduriyetinin engellenmesi yönünden… Bankası Çerkezköy şubesi tarafınca tanzim edilen teminat mektuplarının muhatab durumundaki…İnşaat A.Ş. tarafından nakde dönüştürülmelerinin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi istinaf incelemesine konu kararında; taraflar arasında yapılan sözleşme uyarınca tarafların edinimini yerine getirip getirmediği hususunun yargılamayı gerektirdiğini, talep eden vekili talebe konu teminat mektuplarının hükümsüzlüğünün tespiti için dava açacağını belirttiğinden ve ihtiyati tedbir talebi de açılacak eda davası ile de talep edilebileceğinden, HMK 389 maddesinde belirtilen ihtiyati tedbir şartları oluşmadığından talep edenin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş, dilekçesinde, önceki beyanlarını tekrar ederek ihtiyati tedbir şartlarının dosya kapsamındaki deliller dikkate alındığında oluştuğunu belirterek tedbir talebinin reddine dair kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine talep etmiştir.
İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır.
Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir.
Yerel mahkemece yaklaşık ispata ilişkin koşullar oluştuğunda talep halinde davanın ilerleyen aşamalarında tedbir kararı verilmesi mümkün olup bu aşamada tedbir talebinin reddi kararı açıklanan ilke ve değerlendirmelere göre yerinde olduğundan davacı tarafın istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/04/2018 tarih ve 2018/411 D.iş, 2018/409 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 17/07/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.