Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1239 E. 2020/1388 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1239
KARAR NO : 2020/1388
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/04/2018
NUMARASI : 2015/362 Esas, 2018/368 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 02/12/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup; mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili, davalı tarafça işletilen … Otel’in yangın alarm sisteminin kurulumunun müvekkili şirket tarafından üstlenildiğini, sistemin çalışır vaziyette davalıya 01.08.2013 tarihinde sunulduğu halde davalı tarafça kablo tesisat eksikliği ve otelin yoğunluğu gerekçe gösterilerek sistemin yazılı tutanak ile teslim alınmadığını, müvekkilinin cari hesap bakiye alacağı olan 103.000,00 TL’nin ödenmesi için davalı tarafa ihtarname gönderilmesine rağmen bedelin ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında İstanbul…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhinde alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin iş yeri adresi Ataşehir sınırları içerisinde olduğundan davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, taraflar arasında … Zayıf Akım İşleri Sözleşmesinin akdedildiğini, davacı tarafın sözleşme gereğince üstlendiği edimini gereği gibi yerine getirmediğini, davacı tarafça yangın sistemi devreye alınırken odalarda bulunan su basma ve ipli çağrı ile ilgili kopuk ve kısa devre oluşumu ile ilgili olarak müvekkili şirket teknik elemanlarına geri bildirimde bulunulmadığını, test işlemleri sırasında sorunlar tespit edildiğini, davacı tarafça yatak katlarında bulunan basbar şaftındaki dedektörlerin test edilmediğini, ayrıca multi dedektörlerde hem ısı hemde duman olması gerekirken sadece ısı dedektörü takıldığını, dedektörlere verilen mahal bilgilerinin yanlış girildiğini, yangın panellerinin içindeki güç kaynaklarının doğru montaj edilmediğini, bunlar gibi eksik ve ayıplı işlerin müvekkili tarafından bedelleri ödenerek başka firmalara yaptırıldığını savunarak, öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi ile davanın usul ve esastan reddi ile davacı aleyhinde borç miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında … Zayıf Akım İşleri Sözleşmesi akdedildiği, davacının sözleşme ile üstlendiği edimlere karşılık faturalar düzenlediği ve defterlerine kaydettiği, davalı tarafça düzenlenen iade faturaları ve ödemelerin mahsubu ile davacının defterlerine göre takip tarihi itibariyle 103.788,24 TL alacaklı olduğu, davalı tarafça ticari defterler sunulmadığından faturaların defterlerine kayıtlı olup olmadıklarının tespit edilemediği, ancak alınan teknik heyet raporuna göre, davacı tarafından fatura konusu işlerin yapıldığı, davalı tarafından başka bir firmaya yaptırıldığı iddia edilen işlerin davacının otelin müsait olmaması nedeniyle tamamlayamadığı işler olduğu ve bu nedenle davacının işi eksik ifa ettiğinden bahsedilemeyeceği, bilirkişilerce yerinde yapılan inceleme neticesinde davacı tarafından işçilik hataları ve teçhizat eksikliği olarak belirlenen 10.000,00 TL bedel indiriminin hakkaniyete uygun olduğu, alacak likit ve takibe itiraz haksız olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul 6. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın ana para 93.000,00 TL işlemiş faiz 658,64 TL üzerinden ana paraya takip tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, hüküm altına alınan 93.658,64 TL üzerinden hesaplanan 18.731,72 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, taraflar arasında düzenlenen ve dosyaya sunulan mutabakat metninde, davalı şirketin müvekkili şirkete 31/12/2015 tarihi itibariyle 103.788,25 TL borçlu olduğunu açıkça kabul ettiğini, ilgili mutabakat metninin davalı şirket kaşesini içerdiğini, şirket yetkilileri tarafından imzalandığını ve davalı şirkete ait elektronik posta hesabından müvekkili şirkete gönderildiğini, ilgili metinde mutabakat metnine yönelik itirazların 1 ay içerisinde bildirilmemesi halinde TTK.’nun 92. maddesi uyarınca mutabık sayılacaklarının bildirildiğini, bakiyede mutabık olunmaması halinde kendi hesap ekstrelerinin müvekkili şirkete gönderilmesinin davalı şirket yetkililerine ihtar edildiğini, karşı tarafça herhangi bir itiraz ya da bakiye bilgilendirmesi olmaksızın, metnin kaşelendiğini, imzalandığını ve müvekkili şirkete gönderildiğini, 23/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde müvekkili şirketin davalıdan 103.788,00 TL asıl alacağı ve temerrüt tarihinden takip tarihine dek 729,47 TL işlemiş faiz alacağı bulunduğunun tespit edildiğini, 09/06/2017 ve 15/02/2018 tarihli bilirkişi raporlarında da müvekkilinin üzerine düşen tüm edimleri eksiksiz yerine getirdiği ve test işlemlerinin tamamen davalının eksikliği ve yoğunluğu nedeni ile tamamlanamadığı tespiti yapılmasına karşın, müvekkilinin 23/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen alacağı üzerinde nefaset indirimi uygulanmasının raporlar arasında çelişkili bir durum oluşturduğunu, nefaset indirimi uygulaması ve dosyaya taraflarınca sunulan mutabakat metninde davalının 31/12/2015 tarihi itibariyle müvekkiline 103.788,25 TL borçlu olduğunu açıkça kabul ettiği belgenin dikkate alınmamasının hakkaniyete aykırı bir durum yarattığını belirterek, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme ara kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, savunmaları üzerine mahallinde yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunun 3. sayfasında, teknik değerlendirmeler başlığı altındaki 4. ve 5. maddelerden de anlaşılacağı üzere; sözleşme konusu işin davacı şirket tarafından tamamlanmamasından ve sözleşmeye uygun olarak teslim edilip devreye alınmamasından dolayı işin başka bir şirkete (…Tic.Ltd.Şti.) tamamlatttırılıp devreye aldırıldığını, bu hususun bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, tamamlanma ve devreye alma hususu sabit olduğu halde bilirkişi kurulunun aynı başlığın 1.maddesi altında işin bitmiş olduğu şeklindeki görüşünün açıkça çelişki yarattığını ve bu çelişkiye rağmen rapor doğrultusunda hüküm tesis edildiğini, sözleşme konusu işin başka bir şirkete tamamlattırılarak çalışır halde teslim ettirilmesinin açıkça işin sözleşme uyarınca tamamlanarak teslim edilmediği anlamına geldiğini, yargılama aşamasında da belirtildiği gibi mutabakat metnindeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, mutabakat belgesini imzalayan şahsın belgeyi müvekkili şirket adına imzalamaya yetkili şahıs olmadığından bu metnin herhangi bir bağlayıcılığı veya davaya etkisi olamayacağını, davacının bakiye bedele hak kazanmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere bir an için aksi düşünülse bile raporda da belirtildiği üzere davacının işi tamamlayıp teslim etmemesi üzerine başka bir şirkete yaptırılan işler toplamı 6.165,74 TL + 24.621,41 TL =30.787,15 TL olduğu ve bu bedelin indirimi gerektiği halde 10.000,00 TL nefaset indirimi şeklindeki görüşün hukuki mantıkla bağdaşmadığını belirterek, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme ara kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı tahsiline ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir.Taraflar arasında 14.09.2012 tarihli …. Zayıf Akım İşleri Sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme ile davacı, taşeron sıfatıyla davalının yükleniminde olan …Otel’in Zayıf akım, Yangın İhbar Sistemi, Seslendirme ve Tahliye Sistemi,IP CCTV Sistemi, İP Kartlı Geçiş Sistemi, Aydınlatma Otomasyon Sistemi, SMATV Sistemi,Data Sistemi, Aktif ve Pasif Cihazlar işlerinin malzeme ve işçilik dahil yapılması işini üstlenmiştir. Sözleşmenin 5.maddesinde işin bedeli, 830.000,00 USD+ KDV olarak belirlenmiştir.Davacı taşeron tarafından davalı yüklenici hakkında, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından, taraflar arasında aynı mahkemede görülen 2015/361 Esas sayılı davanın konusu olan iade fatura bedelleri de düşülerek cari hesap alacağına istinaden 103.000,00 TL asıl alacak ve 14.325,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 117.325,47 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Dosyada bulunan mali müşavir … tarafından hazırlanan 23.01.2017 tarihli raporda; davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, defterlerde davalı adına toplam 478.660,58 TL tutarındaki faturanın borç kaydedildiği ve yapılan tahsilatların düşülmesi sonucu 11.09.2014 tarihi itibariyle davacının 103.788,24 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacının dava konusu ettiği faturalar karşılığında, davalıdan aldığı iade faturalarını defterlerine kaydettiği ve alacağından mahsup ettiği, davalının davacıya hitaben düzenlediği mutabakat metninde 31.12.2015 tarihi itibariyle davacıya 103.7888,25 TL borçlu olduğunu kabul ettiği, davacının davalıya cari hesap alacağının ödenmesi için gönderdiği ihtarnamedeki 7 günlük sürenin sonu olan 20.08.2014 temerrüt tarihinden takip tarihine kadarki işlemiş faiz miktarının 729,47 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir. Tarafların itirazlarının giderilmesi için mali müşavir …., makina mühendisi … ve inşaat mühendis … tarafından tanzim edilen 09/06/2017 tarihli bilirkişi kurulu kök raporunda, sunulan teslim tutanaklarına göre, sözleşmesi yapılan işlerin bitmiş olduğu, davacı tarafından test işlemlerinin otelin test alanlarının müsait olmaması nedeniyle sonlandırılamadığı, davalı tarafından başka bir firmaya yaptırılan işlerin davacı tarafından tamamlanabilecek işler olduğu, yalnızca davacının işçilik hataları ve teçhizat eksikliklerinin giderilmesi için bedelden 10.000,00 TL nefaset indirimi yapılması gerektiği, davalı tarafın defterlerini incelemeye sunmaması nedeniyle defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı, davacının takipte talep ettiği bedelden 10.000,00 TL’nin indirilmesi ile 93.000,00 TL talep edebileceği ve işlemiş faiz miktarının 658,64 TL olduğu bildirilmiş, aynı kurul tarafından hazırlanan 15/02/2018 tarihli ek raporda, kök rapordaki görüşler korunmuştur.TBK’nın 475.maddesinde, ayıp halinde iş sahibinin seçimlik hakları düzenlenmiş olup, davalı tarafça sunulan dilekçelerden seçimlik haklarından bedelden indirimi talep ettikleri anlaşılmaktadır.Mahkemece dosyadaki delillerin doğru değerlendirilmesi suretiyle, taraflarca sözleşmenin feshi yoluna gidilmeksizin bedelden indirimin talep edildiği kabul edilerek ve karara dayanak alınan sektör bilirkişinin de bulunduğu kurul tarafından hazırlanan raporda, takip dayanağı fatura konusu işin yapılarak davalıya teslim edildiği, ancak bir takım eksik ve ayıpların bulunduğu tespit edildiğinden, tespit edilen ayıplara uygulanan nefaset bedelinin kadri maruf olduğu gözetilerek bedelden indirim yapılarak ve davalı tarafça yapılan ödemeler düşülerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli olmuştur.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/04/2018 tarih ve 2015/362 Esas, 2018/368 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından peşin alınan 8.014,00 TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 7.959,60 TL istinaf karar harcının istek halinde davacıya İADESİNE,3-Davalı tarafça yatırılması gereken 6.397,82 TL nisbi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 1.600,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.797,82 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 02/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.