Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1226 E. 2020/1382 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1226
KARAR NO : 2020/1382
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2018
NUMARASI : 2016/48 Esas, 2018/174 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
BİRLEŞEN DOSYA İSTANBUL 10 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2016/763 ESAS 2016/372 KARAR SAŞYILI DOSYASI;
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 25/11/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, davalı ile müvekkili şirket arasında 01/06/2014 tarihli … Oteli İnce İşler Yüklenim Sözleşmesi imzalandığını; müvekkili iş yaptıkça belirli dönemlerde hak ediş düzenlenip, hak edişlerden davalı tarafından %10 teminat kesintisi yapıldığını, işin bitmesi üzerine yapılan kesintileri müvekkiline ödediğini, müvekkili şirket tarafından kat koridorları 1 nolu hak ediş teminat kesintisi 9.567,61 TL kesilen … seri nolu 10/08/2015 tarihli ve 11.289,77 TL bedelli fatura; standart odalar 1 nolu hak ediş teminat kesintisi 16.145.59 TL için kesilen … seri nolu 10/08/2015 tarihli ve 19.051,79 TL bedelli fatura, standart odalar 2 nolu hak ediş teminat kesintisi 10.607,24 TL için kesilen … seri nolu 10/08/2015 tarihli ve 12.516,54 TL bedelli fatura, standart odalar 4 nolu hak ediş teminat kesintisi 11.086,97 TL için kesilen … seri nolu 10/08/2015 tarihli ve 13.082,62 TL bedelli faturaların davalıya Kocaeli …. Noterliği 10/09/2015 tarihli ihtarnamesi ile tebliğ edildiğini, davalının Beyoğlu …. Noterliğinin 16/09/2015 tarihli ihtarnamesi ile cevap verilerek borcu kabul etmediklerini ve faturaları iade ettiklerini belirttiklerini; yapılan iş neticesinde müvekkili şirketin davalıdan 55.940,72 TL alacaklı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 55.940,72 TL’nin 11/19/2015 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/763 Esas, 2016/372 Karar sayılı dosyasında davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 01/06/2014 tarihli sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin dava tarihi ile davalıdan 149.429,32 TL alacaklı olduğunu, bu alacağın 55.940,72 TL’si için İstanbul 5 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/48 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve davanın halen derdest olduğunu, davalı şirketin müvekkiline diğer dava konusu alacağın dışında cari olarak dava tarihi itibari ile 93.488,60 TL daha borçlu olduğunu belirterek, şimdilik 93.488,60 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin … Oteli inşaatı işinin yüklenicisi olduğunu, davacı şirket ile inşaatın standart odalarının ince işlerinin malzeme temini ve uygulamanın yapılması işi ile ilgili 03/01/2014 tarihinde sözleşme düzenlendiğini, sözleşme dolayısıyla davacı şirketin yükümlülüklerinin hiçbirini ifa etmediği gibi taahhüt etmiş olduğu malzemeleri müvekkili şirkete teslimini sağlayamadığını, teslimini sağladığı bir kısım işlerle ilgili ise tespit olunan kusur ve noksanların davacı şirketçe giderilmediğini, müvekkili şirketin sözleşme konusu işlerle ilgili teslim alamadığı malzemeleri temin edip yaptırmak zaruretinde kaldığını; sözleşme konusu işle ilgili kesin hesap, kesin kabul ve kesin hak edişle ilgili davalının müvekkili şirkete başvurusu bulunmamakla birlikte, kesin kabulün şartlarının dahi oluşmadığını; taraflar arasında henüz geçici kabul dahi yapılmamış olduğundan sözleşmenin 8.5 maddesinde öngörülen şartların somut olayda oluşmadığını; geçici kabulü dahi yapılmayan bir işle ilgili teminat kesintisinin iadesi talebinin sözleşme ahkamına uymadığını; hakedişlerden kesilen %10’luk alacağın ödenmesinin 8.4 madde gereği davalının SGK’dan ilişiksizlik belgesi getirmesine bağlı bulunduğunu ve somut olayda davalının anılan yükümlülüğü yerine getirip kabul için başvurusu bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda davacı ve davalı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının davalıdan 93.488,60 TL alacaklı olduğu, sözleşme konusu işin geçici ve kesin kabullerinin yapılmamış olduğu, sözleşmenin 8.5 maddesinde hakedişlerden yapılan %10 kesintinin geçici kabulden sonra 12 ay sonra kesin kabul yapılacağı ve kesintilerin iade edileceğinin rapor edildiği, sözleşmeye göre yüklenicinin hakedişlerinden kesilen kesinti bedellerinin geçici ve kesin kabullerin yapılmasından sonra iade edileceği, bilirkişi incelemesine göre sözleşme konusu işin geçici ve kesin kabullerinin yapılmadığı, bu nedenle asıl davada davacının kesinti bedellerini isteme hakkı doğmadığından asıl davanın reddi gerektiği; bilirkişi incelemesine göre sözleşme konusu işin yapımından dolayı hakediş alacağı olarak davacının davalıdan 93.488,60 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş olduğundan birleşen davada davacının davasının kabulü gerektiği gerekçeleriyle, asıl davada davacının davasının reddine; birleşen davada davacının davasının kabulüne, 93.488,60 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemenin dava dilekçesinde belirtilen hususlarda araştırma yapmaksızın, yanlış olan bilirkişi raporuna dayanarak eksik inceleme sonucu karar verdiğini; taraflar arasında imzalanan 01/06/2014 tarihli sözleşme uyarınca işin bitip eksiksiz olarak teslim edilmiş olmasına rağmen hak edişlerden yapılan teminat kesintilerinin müvekkiline ödenmediğini; alacak miktarının 137.909,34 TL olduğunu, ancak bilirkişi raporunda hatalı hesaplandığını; kesin kabul yapılmamış olsa dahi mahkemece sözleşmeye göre davacının teminatı iade isteme hakkının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi, SGK İstanbul İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak dava konusu iş ile ilgili olarak müvekkili şirketin prim borcu bulunup bulunmadığının sorulması, bu talebi kabul görmediği takdirde SGK ilişkisizlik belgesini sunmak üzere tarafına süre verilmesi, sonrasında da bilirkişiden ek rapor alınması gerekirken, mahkemece bunların hiçbirinin yapılmadan hüküm tesis edildiğini; davalı tarafından müvekkilinin alacaklarından yapılmış bulunan teminat kesintisinin geçici-kesin kabul yapılmamış olması sebebiyle istenemeyeceği yönündeki bilirkişi değerlendirmesinin yerinde olmadığını, söz konusu işin davalı şirkete eksiksiz ve tam olarak teslim edildiğini, davalının da işi iş sahibine teslim ettiğini ve söz konusu yerin uzun süredir faaliyette olduğunu; fiili teslimden sonraki süre içerisinde müvekkiline karşı eksik ya da ayıplı bir iş sebebi ile çekilmiş bir ihtar olmadığını; fiili teslimin yapıldığı bu durumda kabulün yapılıp yapılmamasının hukuken bir anlam ifade etmediğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili birleşen davaya ait istinaf başvuru dilekçesi ile; davacı şirketin talep ettiği hakediş tutarına hak kazanması için taraflar arasındaki 03.01.2014 tarihli eser sözleşmesinin 8.2.1. ve 7.4.6. maddesinde belirtilen usule uygun olarak geçici hak edişlerin yapıldığını ispat etmekle yükümlü olduğunu, ancak dosya kapsamına davacı tarafça bu hak edişlerin yapıldığına, geçici ve kesin kabulün yapıldığına ilişkin bir belgenin sunulmadığını; davacının talep etiği 93.488,60 TL’nin dava tarihi itibariyle muaccel hale geldiği davacı tarafça kanıtlanmadığından birleşen davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu; birleşen dava yönünden verilen cevap dilekçesinde, davacının sözleşme uyarınca üstlendiği işleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediği, malzemeleri zamanında teslim etmediği, davacının eksik yaptığı işlerin müvekkilince başka firmalara yaptırılmak zorunda kaldığına dair iddialarının mahkemece incelenmeden, davacının sözleşme konusu edimlerini yerine getirdiği varsayılarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı taşeron ile davalı yüklenici arasında imzalanan 01/06/2014 tarihli sözleşme uyarınca davacı taşeron tarafından asıl davada, davalı tarafından hakedişlerden yapılmış olan ve iş teslim edildiğinden iadesi gereken teminat kesinti bedellerinin tahsili; birleşen davada ise taraflar arasındaki sözleşme konusu işin yapılmış olmasından dolayı hakediş alacağının tahsili talep edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 8.1 maddesinde toplam tutarın % 10′ u oranında kesin teminat tutulup, kesin kabulden sonra ödeneceği; 8.4 maddesinde hakedişlerden kesilen %10’luk alacağın ödenmesinin SGK’dan ilişiksizlik belgesi getirmesine bağlı bulunduğu ve 8.5 maddesinde ise geçici kabulün yapıldığı tarihten 12 ay sonra yüklenicinin yapacağı yazılı talep üzerine geçici kabuldeki esas ve şartlara uyularak işin son kontrolünün yapılacağı ve kesin kabul sonrasında eksiklik bulunmaması halinde kesintilerin iade edileceği düzenlenmiştir. Davacı beyanların göre işin alacaklı yükleniciye teslim edildiği, yüklenici tarafından da dava dışı iş sahibine teslim edildiği belirtilmektedir. Mahkemece asıl iş sahibinin yüklenici ile dava konusu işle ilgili yapılan tüm imalâtları gösterir belge, hakediş raporları, geçici ve kesin kabule ilişkin tutanak ve belgeler celp edilerek, gerekmesi halinde mahallinde konusunda uzman teknik bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılarak, davacı taşeronun sözleşme kapsamında gerçekleştirdiği işin teslimi hususunun araştırılması, davalı yüklenici tarafından bir kısım eksik ve ayıplı işlerin tamamlandığı ancak bu iddiaların değerlendirilmediği iddia edildiğinden bu hususun değerlendirilmesi, mahkemece bilirkişi heyetinden taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini tasfiyeye yönelik kesin hesabın çıkartılması için bilirkişi kurulundan ek rapor alınması, ayrıca SGK ilişiksizlik belgesinin sunulması için davacıya süre verilmesi, tüm bu hususlar bir arada değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen KABULÜNE, 2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2018 tarih, 2016/48 esas, 2018/174 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.