Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1223 E. 2018/986 K. 12.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1223
KARAR NO : 2018/986
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2018
NUMARASI : 2017/1265 Esas
DAVANIN KONUSU : Sözleşmenin İptali
KARAR TARİHİ : 12/07/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen ara karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin iptali ile tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olup; davacılar arsa sahibi, davalı …Ltd.Şti. yüklenici, diğer davalılar ise davalı yüklenici şirketten bağımsız bölüm satın alan kat malikleridir.
Davacı arsa sahipleri vekili, davalı yüklenici şirket …Ltd.Şti. ile imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yükleniciye düşen 8, 11, 16, 17, 18 ve 20 no’lu altı dairenin diğer davalılara satıldığını, sözleşme süresi 18 ay olduğu halde 17. ayda inşaat seviyesinin %40 olduğunu, yüklenici şirketin ekonomik durumunun iyi olmadığını, şirkete güvenlerinin kalmadığını kalan sürede de inşaatı tamamlayamayacağını belirterek sözleşmenin iptali ve tapu iptal tescil talebinde bulunmuştur.
Davacı arsa sahiplerinin talebi üzerine davaya konu bağımsız bölümler üzerine satışın önlenmesi için tedbir konulmuş ve 10.000,00-TL nakdi teminata hükmedilmiştir.
Davalılardan … ve … vekilince tedbir kararı ve teminata yapılan itiraz mahkemece 28/02/2018 gün ve 2017/1265 Esas sayılı ara kararı ile şartları bulunduğundan verilen tedbir kararma yönelik itirazın reddine dair karar istinaf edilmiştir.
İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır.
Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir.
Eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesi inşaatın bulunduğu seviyeye göre sözleşmenin geriye etkili olarak feshedilmesi halinde kural olarak taraflar kalan edimlerini ifa etmekten kurtulur ve verdiklerini de geri alırlar. Başka bir anlatımla sözleşme hiç yapılmamış gibi sözleşmeden önceki durumuna dönülür. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin içtihatları kapsamında, yükleniciden bağımsız bölüm satın alan üçüncü kişilerin sözleşmenin ifayla sonuçlanamayabileceğini öngörebilecekleri kabul edilip bu nedenle iyi niyetlerinin korunmayacağı kabul edilmiştir.
Yapılan açıklamalar, belirtilen yasal düzenlemeye göre somut olaya bakıldığında; davada sözleşmenin iptalinin de talep edilmiş olması hususu dikkate alınarak yukarıda bahsedilen ilke kapsamında mahkemece, yükleniciden satın alınan bağımsız bölümlere takdir edilen teminat mukabilinde verilen tedbir kararı usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla istinaf talebininin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/02/2018 tarih ve 2017/1265 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 12/07/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.