Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1207 E. 2018/1235 K. 03.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1207
KARAR NO : 2018/1235
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2017
NUMARASI : 2014/520 Esas, 2017/251 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 03/10/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dilekçesinde, davalının müvekkili ile 20/12/2010 tarihinde alt yüklenici sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmeye göre bir kısım işlerin yapım işinin müvekkiline verildiğini, Tuzla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/19 D.iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda da görüleceği üzere işlerin eksiksiz yapılarak davalıya teslim edildiğini, davalı tarafın müvekkili firmaya kısmi bir ödeme yaptığını ancak yapılan işin bakiyesinin ödenmediğini, yapılan işlerin tam ve eksiksiz olarak davalıya teslim edildiğini, işin davalının fabrika binasında gerçekleştiğini ve tüm malzemeleri davalı tarafın karşıladığını, karşı edim olan ücretin davalı tarafından sadece 9.781,00-TL kısmının ödendiğini, bakiye 24.834,37-TL ücretin ödenmediği nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 20.000,00-TL bakiye ücret alacağı ile 10.000,00-TL manevi tazminatın ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Dava dilekçesine ekli davacı tarafın dayandığı 20/12/2010 tarihli sözleşme incelendiğinde, imzasız olduğu, taraflarının davalı şirket ile davacılardan … olduğu, diğer davacı şirketin sözleşmenin tarafı olmadığı görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davaya konu eser sözleşmesinin davacılardan yalnızca davacı … ile akdedildiğini, davacılardan …. Ltd.Şti.’nin davada hiçbir şekilde taraf sıfatı bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi ile davacının edimini ifa etmediğini belirtmiş ve davalı taraf taraflar arasında akdedilen 28/12/2010 tarihli sözleşmeyi kabul etmiş (cevap ve istinaf talebine dair dilekçelerinde), bu sözleşme ile yüklenici tarafından yapılacak işleri içerir Ek 1’deki 30/12/2010 tarihli belgeye dayanmıştır.
Davalı taraf cevap dilekçesi ekinde 28/12/2010 tarihli sözleşme ile yüklenici tarafından yapılacak işleri içerir 30/12/2010 tarihli belgeyi sunmuş, sözleşme ve ekindeki belge incelendiğinde davalı şirketin imza ve kaşesi ile davacı …’nın yüklenici olarak isim ve imzasının olduğu görülmüştür.
Davalı tarafın dayandığı ve kabul ettiği sözleşme 28/12/2010 tarihli sözleşmedir.
İstinaf incelemesine konu dava dosyasında, yargılama sırasında dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişi heyeti raporunda, 20/12/2010 tarihli yüklenici sözleşmesini esas almıştır.
İstinaf incelemesine konu yerel mahkeme kararında; davanın maddi tazminat yönünden kabulü ile; 21.055,99-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 18/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, şartları oluşmadığından manevi tazminat talebinin reddine, dair hüküm kurmuştur.
İlk derece mahkemesi kararın gerekçesinde, taraflar arasında 20/12/2010 tarihli alt yüklenici sözleşmesi bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığını belirtmiş ise de, davalı taraf bu sözleşmeyi yargılamanın başından itibaren kabul etmemiştir. Yerel mahkeme aynı şekilde 20/12/2010 tarihli alt yüklenici sözleşmesini esas alan bilirkişi raporuna göre hüküm kurmuştur.
Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş, istinaf talep dilekçesinde, davanın ….Ltd.Şti. açısından (dava konusu 28/12/2010 tarihli sözleşmenin davacı şirket ile değil diğer davacı … ile akdedilmiş olmasından dolayı) aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin yerel mahkeme gerekçeli kararında belirtildiği şekilde 20/12/2010 tarihli değil 28/12/2010 tarihli olduğunu, bilirkişi raporlarında yer alan 20/12/2010 tarihli imzasız sözleşme ve maddelerine itiraz ettiklerini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi olduğu tarafların kabulünde ise de, davacı tarafça dava dilekçesi ekinde imzasız 20/12/2010 tarihli, davalı ise 28/12/2010 tarihli taraf isim ve imzaları olan sözleşmeyi cevap dilekçesi ekinde sunmuş olup, davacı tarafça açıkça 28/12/2010 tarihli sözleşmeye ilişkin imza itirazında bulunup, ispatlanamamış olmasına göre taraflar arasındaki davaya konu uyuşmazlığın 28/12/2010 tarihli sözleşme ve eklerindeki hükümler değerlendirilmek sureti ile ve davalının davacı şirkete yönelik husumet itirazına ilişkin olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmadığı halde, davalı tarafça inkar edilen ve imzasız 20/12/2010 tarihli sözleşmenin taraflarının kabulünde olduğu gerekçesi ile bu sözleşmeye dayanarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle taraflar arasında imzalandığı anlaşılan 28/12/2010 tarihli sözleşme ve eklerindeki hükümler değerlendirilmek sureti ile tarafların sözleşmedeki yükümlülükleri davacı tarafça iddia ve ispat olunabilir edim ifası taraflarca yapılan iddia ve savunmaları ile sunulan deliller de değerlendirilmek sureti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus hiç incelenip değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak Dairemiz kararında belirtildiği şekilde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/03/2017 tarih, 2014/520 esas, 2017/251 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 03/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.