Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1203 E. 2020/1346 K. 23.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1203
KARAR NO: 2020/1346
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2018
NUMARASI: 2016/672 Esas, 2018/261 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/11/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinin ayıplı olarak ifa edilmesi nedeniyle oluşan zararın tazmini için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin davalı taraftan tahsili gereken cari hesap alacağının ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin iddia edilen şekilde borcu bulunmadığını, davacının haksız kazanç elde etme peşinde olduğunu, müvekkilinin hatalı işler yaptığı iddiasının tümüyle asılsız ve gerçek dışı olduğunu, müvekkiline teslim edildiği ve kaybolduğu iddia edilen ipliklerin müvekkili tarafından davacıya 09/03/2016 tarih ve … seri no.lu sevk irsaliyesi ile 1335 kg. 30/1 penye iplik olarak davacı firmaya imza karşılığında teslim edildiğini, davacı tarafça düzenlenen reklamasyon ve iplik bedeli faturasının yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalının fason üretim yapmak üzere davalıdan teslim aldığı iplikleri davalıya iade ettiğine dair dosyada mevcut 09/03/2016 tarih … nolu irsaliyeli faturayı düzenlediği, bu faturanın teslim alanın imzası kısmında sadece karalama şeklinde bir işaret bulunduğu, teslim alan kişi veya şirketin isim unvan ve kaşesinin bulunmadığı, davacı tarafın ise davalının fason üretimini yaptığı ürünlerin ayıplı olduğu ve örgü yapılmayan bir kısım ipliklerin iade edilmediğinden bahisle 22/03/2017 tarihli reklamasyon faturasını kestiği, bu reklamasyon faturasının itiraza uğramadığı, her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, kestiği iade faturasını defterlerine işlemeyen davalının ise kendi içinde çelişkili beyan ve davranışlarda bulunduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 21.499,52 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, dosyada mevcut bulunan sevk irsaliyesinde teslim alan kısmı imzalı olmasına ve yargılama sırasında talep edilmesine rağmen, mahkemece davalının çalışanların kimlik bilgilerinin temin edilmesine yönelik işlem yapılmadığını, malların ayıplı olduğu ve ipliklerin kendisine iade edilmediği ile ilgili reklamasyon faturasının gerçeği yansıtmadığını, bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmasına rağmen mahkemece çelişkilerin giderilmeden karar verildiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi; davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında davacı tarafından davalıya verilen ipliklerin kumaş halinde örülmesi konusunda sözlü eser sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı iş sahibi düzenlediği 22/03/2016 tarihli fatura ile, örülmek üzere davalıya teslim edilen iplikten 1335 kg’sinin kendisine iade edilmediğini ve bir kısım örülen kumaşlarda ayıplar bulunduğunu belirten reklamasyon faturası düzenlenmiş olup, fatura davalı defterlerinde kayıtlıdır. Davalı yüklenici ise 09/03/2016 tarihli sevk irsaliyesi ile 1335 kg ipliği iş sahibine iade ettiğini, ayıplı imalat bulunmadığını savunmuş, buna ilişkin sevk irsaliyesi sunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi raporlarına dayanılarak reklamasyon faturasının davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, itiraza uğradığı gerekçesiyle 21.499,52 TL yönünden icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmiştir. Davalı tarafından sevk irsaliyesi ile 1335 kg. ipliğin iade edildiği savunulmakta ise de, söz konusu sevk irsaliyesinin altında teslim alan kısmında bir imza bulunmakla birlikte imzanın kime ait olduğu anlaşılamamış, davalı da bu imzanın kime ait olduğunu bildirmemiştir. Davacı taraf ise ipliklerin iade edilmediğini ileri sürmektedir. Davalı cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmış fakat, ipliklerin iade edilip edilmediği konusunda davacı tarafa yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılmadan sırf defter kayıtlarında yer alması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmamıştır. Ayrıca davacı tarafça 22/03/2016 tarihli faturada ayıplı olduğu belirtilen kumaşlar ibraz edilmemiş ve tekstil sektöründe uzman bilirkişilerce bu konuda inceleme yaptırılıp kumaşların ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın cinsi ve miktar ve değeri konusunda rapor almadan karar verilmesi de hatalı olmuştur. Bu nedenlerle mahkemece davalı tarafa yemin hususu hatırlatılıp davacı tarafından ayıplı olduğu ileri sürülen kumaşların hazır edilmesi istenerek konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılıp rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmediğinden yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/03/2018 tarih, 2016/672 Esas, 2018/261 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.