Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1202 E. 2018/985 K. 12.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1202
KARAR NO : 2018/985
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2018
NUMARASI : 2016/624 Esas,
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 12/07/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen ara karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, çatı kaplama ve montaj yapım işi kapsamında yapılan işin teminatı olarak davalıya verilen teminat niteliğindeki çekin bedelsiz kaldığından bahisle bu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olup; davacı şirket yüklenici, davalı şirket iş sahibidir.
Davacı yüklenici şirket vekili, davalı iş sahibi şirkete, çatı kaplama ve montaj yapım işi nedeniyle … Bankası A.Ş. Gebze Şubesi’ne ait ….. nolu 35.000,00-TL bedelli 18/09/2015 keşide tarihli teminat çeki verildiğini, davacının davalıya borçlu olmadığı halde iade edilmeyen teminat çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığını belirterek tedbiren ödeme yasağı konulması ve icra takibine konu yapılmaması talep edilmiş, mahkemece, Tensip Tutanağı 12.maddesinde %15 teminat mukabilinde dava konusu çekin icra takibine konulmasının önlenmesine ve ödeme yasağı konulması yönünde tedbir konulduğu, dava dışı fer’i müdahil talep eden 3.kişi …. vekili çeki ciroyla aldığını ve ödenmek üzere borçluya ibraz ettiğini ancak tedbir nedeniyle ödenmediğini belirterek iyi niyetli olduğunu ileri sürerek tedbirin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece, itiraz duruşmalı incelenerek 13/02/2018 tarih ve 2016/624 Esas sayılı ara kararı ile itiraz süresinde olmadığından reddine, ancak davalı hariç 3.kişiler yönünden tedbirin kaldırılmasına dair verilen karar davacı vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.
İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır.
Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir.
Davadaki asıl ve tedbire konu talep çeke dayalı olup, kambiyo senetlerindeki sebepten mücerretlik ilkesi gereki diğer şartların da bulunması halinde çeki eline bulunduran üçünçü kişilerin iyi niyetleri korunur.
Yapılan açıklamalar, belirtilen yasal düzenleme ve kabul edilen ilke kapsamında somut olaya bakıldığında, talebe konu çek nedeniyle sadece davanın taraflarını bağlayıcı şekilde tedbir kararı verilmesi, başka bir deyişle iyi niyetli 3.kişilerin hariç tutulmasında veya bunları da kapsayacak şekilde tedbir kararı verilmemesinde yanlışlık yoktur. Mahkeme gerekçesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğundan istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/02/2018 tarih ve 2016/624 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 12/07/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.