Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1200 E. 2020/1333 K. 23.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1200
KARAR NO : 2020/1333
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/01/2018
NUMARASI : 2014/1658 Esas, 2018/44 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ : 23/11/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup; mahkemece, davanın reddine dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili, taraflar arasında yapılan fason imalat sözleşmesi gereğince, müvekkilinin davalı şirketin sipariş talepleri doğrultusunda üretim yapmayı, davalı yanın da iş bedelini ödenmeyi taahhüt ettiğini, müvekkilinin sözleşme gereğince edimini eksiksiz bir şekilde yerine getirmesine karşın, davalı tarafın kısmi ödeme yaptığını, müvekkilinin bakiye iş bedeli için düzenlediği ve davalıya tebliğ ettiği faturaya karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davalı tarafça tamamen soyut gerekçelerle 06/11/2013 tarihli, … yevmiye numaralı ve 01/11/2013 tarihli, … yevmiye numaralı ve 06/11/2013 tarihli ve … yevmiye numaralı reklamasyon faturalarının keşide edildiğini, reklamasyon faturalarının müvekkili tarafından Batman …. Noterliği’nin 23/12/2013 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı yana iade edildiğini, akabinde de müvekkili tarafından bakiye iş bedeli için düzenlenen fatura alacağının tahsili amacıyla davalı şirket aleyhinde İstanbul …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe ve borca haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve davalının %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili firmanın yurtdışı müşterisinden almış olduğu sipariş üzerine Sovita isimli ürünün dikim, yıkama, ilik ve ütü işlerinin yapılması için davacı firma ile 29/09/2013 tarihinde fason imalat sözleşmesi imzaladığını, sözleşme gereğince işin bitim tarihinin 11/09/2013 olarak belirlendiğini, davacı tarafından yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerin tam ve zamanında yerine getirilmediğini, davacının gecikmeli olarak teslim ettiği mallarda dikimden, ilikten, ütüden ve yıkamadan kaynaklı olarak ayıplar mevcut olduğunu, ayıp ihbarının da süresi içerisinde davacı tarafa bildirildiğini, kendi edimini gereği gibi ifa etmeyen davacının müvekkilinden alacak talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddine ve davacı aleyhinde % 50’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dosya içerisinde bulunan kargo detayına göre bir kısım malların 12/10/2013 tarihinde teslim edildiği,teslim edilen malların uzman bilirkişi tarafından yapılan incelemesinde, ihraç edilebilecek kalitede olmadıklarının tespit edildiği, taraflar arasında imzalanan fason iş sözleşmesinin 5-b maddesinde “… Teslimatların süresinde ve noksansız olarak yapılmaması ve fason iş sözleşmesine belirtilen sürenin aşılması halinde 1-7 gün arasındaki gecikmelerde toplam sipariş bedelinin %10’u oranında reklamasyon faturası tanzim edilecektir, atölye Venüsün tanzim ettiği reklamasyon faturasını ödemeyi veya bu reklamasyon bedelinin kendi alacağından mahsubunu beyan ve kabul eder.” hükmünün düzenlendiği,bu nedenle davalının itirazının haklı olduğu ve davacının reklamasyon faturaları bedelini davalıdan talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararına karşı her iki tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, davalı vekili katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesi ile; usulü yönden mahkeme kararında eksiklik bulunduğunu belirterek, cevap dilekçelerinde müvekkili şirket lehine en az %50 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep edildiği halde mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını ve müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiğinden Dairemizce öncelikli olarak davalı vekilinin usule ilişkin bu itirazının değerlendirilmesi gerekmiştir.Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı tahsiline ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Davacı taşeron tarafından davalı yüklenici hakkında İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılılı dosyası ile 20.565,92 TL bedelli fatura alacağına istinaden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu, istinafa konu eldeki itirazın iptali davasının harca esas değer itibariyle 20.565,92 TL asıl alacak yönünden açıldığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.Somut uyuşmazlıkta, davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde davacının davasının reddine karar verilmesi talebi ile birlikte ayrıca lehlerine kötüniyet tazminatına da hükmedilmesi talep edilmesine rağmen mahkemece HMK’nun 297. maddesindeki yasal düzenleme gözetilmeksizin davalı vekilinin bu talebi ile ilgili olarak olumlu yada olumsuz bir hüküm kurulmadan sadece davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.( bkz. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 10.12.2019 tarih, 2019/2164 Esas, 2019/5091 Karar sayılı kararı, 02.12.2019 tarih,2019/408 Esas, 2019/4956 karar sayılı kararı,)Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin usul yönünden kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak davalı vekilinin kötüniyet tazminatı talebi ile ilgili olarak olumlu yada olumsuz bir hüküm kurulması için davacı vekilinin istinaf talebi incelenmeksizin dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-a)Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE, b)Davacı vekilinin istinaf talebinin bu aşamada incelenmesine yer OLMADIĞINA, 2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/01/2018 tarih, 2014/1658 Esas, 2018/44 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde yatırana İADESİNE,5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.