Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1157 E. 2020/1344 K. 23.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1157
KARAR NO: 2020/1344
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/01/2018
NUMARASI: 2015/786 Esas, 2018/50 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/11/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında işin tam ve eksiksiz teslim edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığını, yapılan iş ile alakalı olarak taraflar arasında cari hesap ilişkisi oluştuğunu, müvekkilinin davalı taraftan 139.605,21 TL alacağının kaldığını, işbu alacağın ödenmesi için davalıya Beyoğlu … Noterliği’nin 12/03/2015 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, davalı tarafça Beşiktaş … Noterliği’nin 24/03/2015 tarihli … yevmiye nolu cevabi ihtarname ile verilen yanıtta, borcun 134.940,13 TL’nin kabul edildiğini, ancak … isimli çalışanın geçirdiği iş kazası nedeniyle kendilerine ve alt taşerona karşı İstanbul 7. İş Mahkemesi’nde açılan davada hükmedilmesi muhtemel tazminat kaynaklı riskin karşılığını teminat altına almak için 100.000,00 TL’sini ödemeyeceklerini beyan ettiklerini, davalının sadece 34.940,13 TL kısmi ödemede bulunduğunu, müvekkilinin cari hesap ilişkisinden dolayı bakiye 104.665,09 TL alacağının bulunduğunu ve alacağının tahsili için davalı taraf aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın hiçbir borcu bulunmadığından bahisle itirazda bulunarak takibi durdurduğunu, İstanbul 7. İş Mahkemesi’nde görülen davadaki davacının doğrudan çalışanları olmadığını, davalı tarafa gönderilen ihtarname ile davalının temerrüde düşürüldüğünü ileri sürerek borçlunun İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 106.471,64 TL üzerinden devamına, alacağa ödeme ihtarı tebliğ tarihi olan 19/03/2015 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi uygulanmasına, alacak muaccel ve likit olmakla %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili tarafından yapılmakta olan otel inşaatında elektrik işlerinin alt yüklenici olarak davalıya verildiğini, davalının ise bu işi kendi taşeronu olan … Ltd. Şti’ne yaptırdığını, taşeronun işçisi olan …’ın iş kazası geçirdiğini ve iş kazası nedeniyle İstanbul 7. İş Mahkemesi’nin 2012/418 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, sözleşmenin 9. Maddesi gereğince müvekkilinin teminat amaçlı olarak davalının hakedişinden kesinti yapma hakkının doğduğunu, ayrıca davacının talep ettiği 4.665,00 TL alacağın kaynağı ve nedeninin ortaya konulmadığı, dava dışı işçinin açtığı davada ileri sürülen taleplerin müvekkili tarafından teminat olarak tutulan 100.000,00 TL’yi aşacağının açık olduğunu belirterek, davanın reddine, müvekkili yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının davalı ile aralarındaki eser sözleşmesi kapsamında edimini ifa ettiği ve cari hesaba dayanarak 139.605,21 TL alacağının ödenmesi için davalıya ihtarname gönderdiği, davalının cevabi ihtarnamesinde borcun 134.940,13 TL ‘sini kabul ettiği, bu borca mahsuben 34.940,13 TL ödeme yapacağını ancak davacı şirketin çalışanı tarafından iş kazası nedeniyle açılan dava sonucunda verilebilecek muhtemel tazminat kaynaklı riskin karşılığı olarak 100.000,00 TL’yi ödemeyeceklerini beyan ettiği, davalının 23/03/2015 tarihinde bu borca mahsuben 34.940,13 TL ödemeyi yaptığı, davacının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeye göre davacının davalıdan 104.665,09 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeye göre davalının davacıya 100.000,00 TL borçlu olduğu, davacı tarafından düzenlenen 4.665,08 TL’lik fiyat farkı faturasının davalı kayıtlarında olmamasına karşın davalının davacıya bu faturayı kabul etmediğine yönelik ihtarname göndermediği veya iade fatura düzenlemediği, davalının 23/03/2015 tarihinde temerrüte düştüğü, davalının davacıya takip tarihi itibariyle toplam 104.665,09 TL borçlu olduğu ve temerrüt tarihinden itibaren taleple bağlı kalınarak 1.806,55 TL faiz işlediği, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazın iptaline ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, işin yapımı sırasında … isimli dava dışı işçinin geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle açmış olduğu davada müvekkili ile birlikte davacının taşeronu olan şirkete %80 oranında kusur atfedildiğini, müvekkilinin tazminat ödemekle karşı karşıya kalacağının açık olduğunu, ayrıca işçilerin sigortası bulunsa bile sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumluluğunun söz konusu olduğunu, sözleşme hükümleri incelenmeden sadece ticari defterlere göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, iş kazasına dair dosya sonucu netleşmeden alacağın likit olup olmadığının tespit edilemeyeceği, iş kazası ile ilgili dava dosyanın iş bu dava dosyası bakımından arz ettiği önem itibariyle bekletici mesele yapılmasının gerektiğini, ayrıca sözleşmenin 4.2. maddesi gereğince fiyat farkı talep edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron; davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında, davalı tarafından üstlenilen “… İnşaatı”nda elektrik tesisatı işlerinin yapımına dair 09/02/2012 tarihinde taşeron sözleşmesi düzenlenmiştir. Davacı alt yüklenici, davalı tarafından hakedişlerinden kesilen 100.000,00 TL ve ödenmeyen 4.665,09 TL’nin işlemiş faizi ile birlikte tahsili için icra takibi yapmış olup, davalının itirazı üzerine takip durmuştur. Davalı, davacının işçisinin iş kazası nedeniyle İstanbul 7. İş Mahkemesi’nde aleyhine tazminat talepli dava açıldığını belirterek 100.000,00 TL’nin bu dava nedeni ile teminat olarak tutulduğunu, 4.665,09 TL yönünden borcu bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporu ve ek rapor doğrultusunda icra takibinin 104.665,09 TL asıl alacak ve 1.806,55 TL işlemiş faiz olmak üzere 106.471,64 TL yönünden iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatın tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Taraflar arasındaki sözleşmenin 9. maddesine göre işin yapımı sırasında alt yüklenicinin çalıştırdığı işçiler ya da üçüncü kişilere kaza sebebi ile maddi zarar verilmemesi için alt yüklenicinin her türlü emniyet tedbirini alması ve bu tür kaza ve zararların tüm hukuki ve cezai sorumluluğunun alt yükleniciye ait olacağı, davacı yüklenicinin bu madde kapsamında bir ödeme yapılması halinde alt yüklenicinin üç gün içerisinde bu ödemeyi yükleniciye iade edeceği, ödemenin sair sebeplerle henüz yapılmamış olması halinde, ilgili ödemenin yüklenici tarafından alt yüklenicinin hakedişinden, yetmez ise teminatından ödenmek/el koymak suretiyle çözüm sağlanacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda, sözleşme konusu işin yapılması sırasında iş kazası geçiren dava dışı işçi tarafından davalı aleyhinde tazminat istemli dava açıldığı, davalı tarafça eldeki dava yönünden bu davanın bekletici mesele yapılmasının talep edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece iş mahkemesindeki dava dosyasının sonucu beklenerek bu hüküm çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözönüne alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Ayrıca sözleşmenin 4.2. maddesinde sözleşmenin yürürlük süresi içerisinde işçilik ücretleri, malzeme, ulaşım ve hammadde fiyatlarının vergilerin vs. artmasından taşeronun sorumlu olacağı, bu durumlarda yükleniciden hiç bir şekilde fazla para, fiyat farkı ya da süre uzatımı talep edilemeyeceği, hükme bağlanmış olup, davacı tarafından düzenlenen 06/03/2014 tarihli 4.665,08 TL bedelli fiyat farkı faturası bakımından, sözleşmenin bu hükmünün bilirkişi raporunda ve gerekçeli kararda tartışılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, iş mahkemesindeki dava dosyasının sonucu beklenip, sözleşmenin 9. ve 4.2. maddeleri birlikte değerlendirilmek suretiyle inceleme ve araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/01/2018 tarih, 2015/786 Esas, 2018/50 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.