Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/114 E. 2019/821 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/114
KARAR NO : 2019/821
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/10/2017
NUMARASI : 2016/1084 Esas, 2017/1079 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 27/06/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili ile davalı … arasında imzalanan 12/11/2015 tarihli sözleşme gereğince davalı …’ın KDV hariç 85.000,00 TL bedel ile kiosk yapımı ve 12/03/2016 tarihinde teslim etmeyi üstlendiğini, sözleşmenin 4.2 maddesi gereğince diğer davalı … tarafından 13/11/2015 tarihli 30.090,00 TL bedelli fatura düzenlendiğini ve ödemenin bu davalı adına yapıldığını, ancak sözleşmede belirtilen tarihler geçmesine rağmen davalı … tarafından ekran numunesi ve kioskun tesliminin yapılmadığını, 29/03/2016 tarihli ihtarla sözleşmeye aykırılığın giderilmesi için 10 günlük süre verildiğini, ancak edimlerin yerine getirilmediğini, müvekkilinin 24/05/2016 tarihli iade faturası kestiğini, buna rağmen bedelin iade edilmediğini, bu nedenlerle Yolda Kültür Sanat Projesi kapsamında turneye çıkılabilmesi için başka yükleniciye işin verildiğini, ödenen bedelin tahsili için Bakırköy … İcra Dairesi’nin… sayılı dosyası ile yapılan takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili, müvekkilinin sözleşmeyle ilgisinin olmadığını, davacının başkasıyla imzaladığı sözleşmeyi müvekkiline dayatmasının kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin davacı firma ile kapalı fatura çalıştığını, 13/11/2015 tarihli 30.090,00 TL bedelli fatura karşılığı hizmet verilip ödemesinin alındığını, iade faturası kesilmesinin borçlandırmak için yeterli olmadığını belirterek, davanın reddine, kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili, müvekkili ile davacı arasında 12/11/2015 tarihli Yolda Projesi sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin edimlerini yerine getirmek için azami çaba gösterdiğini, kioskun teknik çizimini 10/12/2015 tarihinde tamamladığını, müvekkilinin sözleşme dışı ilave taleplerle karşılaştığını, davacının gerçekleşmesi mümkün olmayan taleplerde bulunduğunu, kiosku teslim etmesine rağmen ödemenin yapılmadığını belirterek, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalının sözleşme gereği KDV hariç 25.500,00 TL’yi peşin aldığı, ek süre verilmesine rağmen sözleşmenin tek taraflı feshedildiğini belirttiği, davacının dava konusu bedeli davalı …’e gönderdiği, yüklenicinin eseri teslim ettiğini ispat edemediği, davacının TBK’nın 475. Maddesinde düzenlenen seçimlik haklardan sözleşmeden dönme beyanı göz önüne alınarak, ödediği bedel yönünden davanın kabulü gerektiği, İİK’nin 67. maddesi uyarınca davalının itirazında haksız olup, alacağın likit olduğundan icra inkar tazminatının şartlarının bulunduğu, davalı … yönünden ise, davalıya sadece EFT yapıldığı, ancak paranın sözleşmenin tarafın olan …’e geçtiği, ayrıca davacının bu davalı ile sözleşme imzalamadığı, bu durumda sözleşmenin nisbiliği ilkesi gereği davalı …’ın pasif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle, davanın … yönünden kabulüne, diğer davalı … yönünden reddine, davalı borçlu …’ın Bakırköy … İcra Müdürlüğünün 2016/10609 esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin aynen devamına, hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 yasal faiz uygulanmasına, davalı …’ın hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, davalı …’ın şartlar oluşmaması nedeniyle kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalı … yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, her iki davalının birlikte hareket ettiğini, davalı …’ın kendi şirketinin kurulmaması nedeniyle faturaların … tarafından kesileceği ve ödemenin de onun tarafından yapılacağını belirttiğini ve bu hususun sözleşmeye bağlandığını, ardından … tarafından fatura kesildiğini ve onun adına sözleşme bedelinin yatırıldığını, bu şekilde …’ın da sözleşmenin tarafı haline geldiğini, davalı …’ın sözleşme edimlerini yerine getirmemesi üzerine, faturayı düzenleyen … adına iade faturası düzenleyerek, iş bedelinin iadesini istediklerini, davalı …’ın itiraz etmediğinden içeriğini kabul etmiş sayılacağını, davalı vekilinin cevabında, 13/11/2015 tarihli fatura karşılığı iş yapılıp bedelinin alındığı belirtilerek davalı … tarafından müvekkili firmaya bir hizmet verildiğinin ikrar edildiğini, bu nedenlerle davalı … yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hakkındaki davanın husumet yönünden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı … hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verildiğinden, 1.980,00 TL maktu vekalet ücreti yerine, 3.610,80 TL nispi vekalet ücretine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Somut olayda, davacı iş bedelinin bir kısmının ödenmesine rağmen eserin teslim edilmediğini, ödenen bedelin de iade edilmediğini, yapılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istenmiş, mahkemece davalı … yönünden husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine, davalı … yönünden davanın kabulüne, icra takibinin devamına, icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede davalı …’ın imzası bulunmamasına rağmen, sözleşmede belirtildiği üzere, davalı yüklenici …’a ödenecek %30’luk iş bedelinin davalı …’ın hesabına ödenmesi ve bu davalı tarafından fatura düzenlenmesi hükme bağlanmış olup, dosya kapsamına göre gerçekten de ödemenin davalı …’ın hesabına yapılmış ve bu ödemeye karşılık davalı … tarafından kendisi imalat yapmış gibi kendi işletmesi üzerinden fatura düzenlenmiştir. Her ne kadar davalı …’ın sözleşmede imzası bulunmasa da, sözleşmede kendi üzerine yüklenen, paranın tahsili ve fatura düzenlenmesi edimini fiilen kabul edip yerine getirmekle, artık sözleşmenin tarafı olma yönündeki iradesini ortaya koyduğunun kabulü gerekmektedir. Kaldı ki, davalı … vekili de müvekkilinin davacı firma ile kapalı fatura çalıştığı, 13/11/2015 tarihli 30.090,00 TL bedelli fatura karşılığı hizmet verilerek ödemesinin alındığını belirttiği halde sözleşme hükmünün aksini ispat edecek delil sunulmamıştır. Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde davalı …’ın da sözleşmenin tarafı haline geldiği ve pasif husumet ehliyeti bulunduğundan, davanın her iki davalı yönünden kabulü gerekirken, davalı … yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 bendi gereğince kaldırılarak, her iki davalı yönünden davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
A) 1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2- Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/10/2017 tarih ve 2016/1084 Esas, 2017/1079 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Davanın KABULÜ ile, davalıların Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün .. esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına, hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 yasal faiz uygulanmasına,
Asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline,
Davalının kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN
1-Alınması gereken 2.055,44-TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 363,42-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.692,02-TL harcın davalılardan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2- Davacı tarafından yapılan 363,42-TL peşin harç, 268,60-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 632,02-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.610,80-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN
1-Davacı tarafından yatırılan 31,40-TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
2- Davacı tarafından yapılan 85,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 30,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 115,70-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 28/06/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.