Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1091 E. 2020/1029 K. 12.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1091
KARAR NO: 2020/1029
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/03/2018
NUMARASI: 2017/324 Esas, 2018/224 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 12/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili, karşı dava sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı iş bedelinin iadesi talebine ilişkin olup; mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine dair verilen karara karşı davalı-karşı davacı tarafça istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı – karşı davalı vekili, taraflar arasında davalı şirketin enerji hat gücünün 147 kw’a yükseltilmesi konusunda sözlü olarak anlaşıldığını, işte kullanılacak kablonun davalı tarafından temin edileceği ve işin 50.000,00 TL+KDV bedelle yapılacağı hususunda yanlar arasında mutabakat sağlandığını, sözleşmede yapılması kararlaştırılan iş için toplam 341 metre kablo kullanıldığını, kablonun 215 metresinin davalı şirket tarafından temin edildiğini, 126 metre kablonun bedelinin ise müvekkili tarafından ödenerek temin edildiğini, işin bitiminden sonra davalı tarafça iş bedeli ve 126 metrelik kablo bedelinin işin … tarafından yatırım kapsamında yapıldığı iddia edilerek ödenmediğini, oysa işi yatırım kapsamına alan …’ın yeterli ödenek sağlanamadığından bu kararından döndüğünü, işin müvekkili tarafından yapılarak davalıya teslim edildiğini, müvekkili tarafından 50.000,00 TL iş bedeli ve 126 metre kablo bedeli toplamı olan 77.385,93 TL’lik faturanın kesilerek davalıya gönderildiğini ancak faturanın davalı tarafça iade edildiğini ileri sürerek fatura bedeli alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 14/03/2018 tarihli duruşmada davalı tarafça kendilerine ödenen 25.000,00 TL’nin uyuşmazlık konusu olmadığını belirterek bakiye 52.385,93 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı – karşı davacı vekili, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında iş bedelinin 50.000,00 TL + KDV olarak belirlenmediğini, müvekkili tarafından davacıya iş bedeli olarak 30/10/2015 tarihinde 10.000,00 TL ve 20/11/2015 tarihinde 15.000,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL ödeme yapıldığını, ancak işin davacı tarafından değil … kurumu tarafından yatırım kapsamında yapıldığını savunarak asıl davanın reddine karar verilmesini istemiş, karşı dava olarak, davacının işe başlamasından sonra 25.000,00 TL değerindeki kablonun müvekkiline aldırıldığını ancak sonradan kablolama işlemlerinin tüm projelendirme ve ruhsat işlemleri de dahil olmak üzere … Avcılar Müdürlüğü tarafından yatırım kapsamında yapıldığının öğrenildiğini, bu durumda davacı – karşı davalının, …’ın yapmış olduğu işlemleri kendisi yapmış gibi göstererek müvekkilinden iş bedeli olarak 25.000,00 TL aldığını ileri sürerek iş bedeli için davacıya peşin ödenen 25.000,00 TL ile kablo bedeli olmak üzere toplam 50.000,00 TL alacağın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davacı firma tarafından 10/08/2015 tarihli teklif mektubunun davalıya hitaben hazırlandığı ve kablo bedeli hariç 50.000,00 TL bedel belirtildiği, … Hukuk Direktörlüğü’nün dosya içerisinde bulunan 18/12/2017 tarihli yazısında, davalı şirketin dava konusu kablo bağlantı tesisinin abone tarafından yapılacağının bildirildiği, 05/02/2018 tarihli müzekkere cevabında kablo tesisinin yatırım kapsamında yapılmadığının bildirildiği, davalının işyerine ait güçlendirme işinin … tarafından yapılmayıp, davacı tarafından yapıldığı, iş bedelinin 75.910,93 TL olarak hesaplandığı, bu miktardan ihtilaf konusu olmayan 25.000,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 50.910,94 TL yönünden davacının davalıdan alacaklı olduğu, karşı dava yönünden yapılan 25.000,00 TL’lik ödemenin asıl davadaki iş bedelinden düşülmesi ve 25.000,00 TL’lik kablonun da dava konusu işin yapılmasında kulanılmış olması nedeniyle sebepsiz zenginleşme teşkil etmediği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile, 50.910,94 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesi ile; asıl dava yönünden; sözleşme konusu güçlendirme işinin … tarafından yatırım kapsamında yapıldığını, bu hususa ilişkin … Genel Müdürlüğü’nden yeterince araştırma yapılmaksızın dosyanın bilirkişiye tevdi edildiğini, bilirkişi raporunun gerçeğe ve hukuka aykırı düzenlendiğini, rapora karşı yaptıkları itirazlarının mahkemece ek rapor aldırılmaksızın red edildiğini, güç artırım işi için kullanılan tüm kabloların müvekkili tarafından temin edilmesine ve bu durumun davacının kabulünde olmasına karşın, bilirkişi tarafından yapılan kablo hesabı ve 126 metre kablo için aleylerine alacak tespiti yapılmasının hatalı olduğunu, alacak kalemi olarak belirtilen talep açma bedeli 5.000,00 TL ile belediyeye ödenen kazı ruhsat bedeli 3.500,00 TL’nin müvekkili şirket tarafından ilgili kurumlara ödendiğini, bu hususun … ve Büyükşehir Belediyesinden sorulması talep edilmesine karşın mahkemece bu taleplerinin reddine karar verildiğini, mahkeme gerekçesinde, davacının iş bedeli olarak teklifnamesinde 50.000,00 TL + KDV istediğini tespit etmesine ve müvekkili tarafından yapılan 25.000,00 TL’lik ödeme ve 25.000,00 TL’lik kablonun da karşı tarafın kabulünde olmasına rağmen haksız bir şekilde müvekkili aleyhine 50.910,00 TL alacağa hükmedildiğini, davacının yaptığı işin bedeli 50.000,00 TL bile olsa, 25.000,00 TL’lik ödeme ve 25.000,00 TL değerinde kablo alımı ile zaten müvekkilinin herhangi bir borcunun kalmayacağını, asıl davanın reddedilen kısmı için müvekkili lehine hükmedilen 1.475,00 TL vekalet ücretinin hatalı olduğunu, reddedilen 26.485,00 TL üzerinden 3.200,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, karşı dava yönünden; bilirkişi tarafından yapılan kablo hesabı ve 126 metre kablo için müvekkili aleyhine alacak tespiti yapılmasının hatalı olduğunu, müvekkilinin hem yapılan işin tüm kablolarını kendisi temin ettiğini hem de karşı tarafa kablo bedeli ödemek zorunda bırakıldığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davalı şirketin fabrikasında kullanılan enerji hat gücünün davacı yüklenici tarafça güçlendirilmesi işi için taraflar arasında sözlü anlaşma yapıldığı, işin tamamlanarak teslim edildiği ve iş bedeli olarak davalı iş sahibi tarafından davacı yükleniciye 25.000,00 TL ödendiği hususları tarafların kabulündedir. Davacı – karşı davalı, iş bedelinin kablo temininin davalı tarafça sağlanması şartıyla 50.000,00 + KDV olarak kararlaştırıldığını, 25.000,00 TL iş bedelinin ödendiğini ancak bakiye iş bedeli olan 25.000,00 TL ile işti kullanığı 341 metrelik kablodan kendisi tarafından temin edilen 126 metrelik kablo bedelinin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı-karşı davacı ise iş bedelinin 50.000,00 TL + KDV olarak belirlenmediğini, işin de davacı tarafından değil … tarafından yapıldığını savunmuştur. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık, işin davacı-karşı davalı yüklenici tarafından mı yoksa yatırım kapsamında … kurumu tarafından mı yapıldığının tespiti ile iş bedelinin ispatı noktasında toplanmaktadır. … kurumu tarafından dosyaya gönderilen 18/12/2017 tarih, 82399 sayılı yazıda, dava konusu yerde kablo tesisinin abone tarafından yapılacağı, 05/02/2018 tarih, 8212 sayılı yazıda da kablo tesisinin kurum tarafından yatırım kapsamında yapılmadığı bildirilmiştir. Bu resmi yazışmalardan, işin davacı- karşı davalı yüklenici tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. İşin eksiksiz teslim edildiği tarafların kabulünde olduğuna göre çözümlenmesi gereken husus, iş bedelinin tespitidir. Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. (Yargıtay 15 Hukuk Dairesi’nin 25/09/2018 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 karar sayılı kararı) 4721 Sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. Somut olayda, davalı- karşı davacı, sözleşme bedelinin davacı- karşı davalının iddia ettiği bedel olarak belirlenmediğini savunduğundan aksini ispat yükü davalı taraftadır. 6100 sayılı HMK’nın “Senetle ispat zorunluluğu” başlıklı 200. maddesinde düzenlenen “(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.” hükmü gereğincen davalı taraf, bu iddiasını senetle ispat etmek zorundadır. Bu kapsamda, davalının dosyaya sunduğu delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalı-karşı davacı tarafça dosyaya bu iddiayı ispatlayacak yazılı bir belge sunulamadığı gibi, tanık dinlenmesini mümkün kılacak yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge de dosya kapsamında bulunmamaktadır. Davalı- karşı davacı vekilince ibraz edilen 22/05/2017 tarihli asıl davaya cevap ve karşı dava iddialarını içerir dilekçede, açıkça yemin deliline de dayanılmadığı tespit edilmiştir. O halde, davacı-karşı davalı tarafça dosyaya sunulan teklif mektubu esas alınarak iş bedelinin tesipiti gerekmektedir. Teklif formunda iş bedeli kablo temininin davalı-karşı davacı tarafça sağlanması şartıyla 50.000,00 + KDV olarak belirlenmiştir. Belirlenen bu bedelden davalı-karşı davacı tarafça, davacı-karşı davalıya ödendiği ihtilafsız olan 25.000,00 TL’lik ön ödeme mahsup edildiğinde, davacı-karşı davalının kablo bedeli hariç bakiye iş bedeli alacağı 25.000,00 TL olarak hesaplanmaktadır. Dosyaya sunulan belgelerden ve taraf beyanlarından; davacı-karşı davalı yüklenici tarafça iş için 341 metre kablo kullanıldığı ve bu miktar kablodan 126 metre kablonun davacı-karşı davalı tarafça bedeli ödenerek temin edildiği, bakiye 215 metrelik kablonun ise davalı-karşı davacı tarafça temin edildiği, değerinin 25.000,00 TL olduğu sonucuna varılmaktadır. Davacı-karşı davalının asıl davada alacağı, bakiye iş bedeli ile 126 metrelik kablo bedelidir. Mahkemece hükme esas alınan, elektrik mühendisi … tarafından hazırlanan 05/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda; 126 metre kablo bedeli 14.212,80 TL olarak belirlenmiş, teklif formundaki malzeme fiyatlarının piyasa rayiçleri ile uyumlu olduğu belirtilmiş, toplam iş bedeli KDV dahil 75.910,93 TL olarak bulunmuş, davalı tarafından yapılan 25.000,00 TL’lik ödemenin mahsubu ile davacının davalıdan isteyebileceği tutarın KDV dahil 50.914,94 TL olduğu hesaplanmıştır. Raporda, karşı dava yönünden davalının davacıya verdiği, 25.000,00 TL’lik 215 metre kablonun dava konusu işin yapılmasında kullanıldığı ve bulunan iş bedelinden düşüldüğü açıklanmıştır. Bilirkişi raporunun Yargıtay denetime elverişli ve karar vermeye yeterli olduğu anlaşıldığından mahkemece bu bilirkişi raporu dayanak yapılarak, asıl davanın kısmen kabulü ile 50.910,94 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı davanın ise reddine dair hüküm tesis edilmesi isabetli olmuştur. Ancak, davacı-karşı davalı tarafça 04/04/2017 tarihli dava dilekçesinde 77.385,93 TL alacağın faizi ile birlikte davalı-karşı davacıdan tahsili talep edilmiş iken, 14/03/2018 tarihli duruşmada davalı-karşı davacı tarafça kendilerine ödenen 25.000,00 TL’nin uyuşmazlık konusu olmadığı belirtilerek bakiye 52.385,93 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmesi istenilmiş olmakla, 25.000,00 TL yönünden davadan feragat etmiş sayıldıklarından ve mahkemece asıl davada 50.910,94 TL yönünden davanın kabulüne karar verildiğinden, feragat edilen 25.000,00 TL ile reddedilen 1.485,00 TL olmak üzere toplam 26.485,00 TL’lik miktar için davalı-karşı davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile sadece rededilen 1.485,00 TL yönünden davalı lehine 1.475,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı-karşı davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak asıl davada, reddedilen 26.485,00 TL yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/03/2018 tarih ve 2017/324 Esas, 2018/224 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Asıl Davanın KISMEN KABULÜ ile, 50.910,94 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 4-Karşı davanın REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN Asıl dava yönünden; 1-Alınması gereken 3.477,10 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.321,56 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.156,16 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 1.321,56 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yapılan 1.021,40 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 671,96 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 7.418,42 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 3.750,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa İADESİNE, Karşı dava yönünden; 1-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 850,00 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 795,60 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 7.300,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı-karşı davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 36,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 134,10 TL istinaf yargılama giderinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 12/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.