Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1054 E. 2020/1065 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1054
KARAR NO : 2020/1065
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/03/2018
NUMARASI : 2015/916 Esas, 2018/242 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 13/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup; mahkemece, isbatlanamayan davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.Davacı taşeron, davalı ile imzalanan 19.07.2013 tarihli sözleşme uyarınca davalının Irak-Bağdat’daki firmasına ait konutların prefabrike kurulumu işini üstlendiğini, işin ifası sırasında davalı tarafça temin edilen iş makinalarının sık sık arızalanması nedeniyle işlerin aksadığını ve bu nedenle personeline fazladan yevmiye ödendiğini, ayrıca Irak firmasının tahsis ettiği iş makinesi operatörlerinin olmaması nedeniyle kendi çalışanlarının operatör olarak çalıştırıldığını ve bu nedenle ekstra yevmiye ödendiğini, ayrıca davalının ödemelerini nakit yerine çek ile yapması nedeniyle de zarara uğradığını belirterek şimdilik 40.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiş; davalı yüklenici ise, davacının iddialarının doğru olmadığını, ödemelerin yapıldığını, davacı alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacı şirket ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmaması nedeniyle delil niteliğinde bulunmadığını, davalı ticari defterlerine göre davalı tarafça davacıya fazla ödeme yapıldığının anlaşıldığını, esasen ödeme konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığını, davacının zarara uğradığına ilişkin iddiasını ispatlanamadığını, sözleşmede ödemelerin nakit olarak yapılacağına dair bir düzenlemenin bulunmadığını, kaldı ki davacının çekle ödemeyi kabul ederken herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediğini belirterek kanıtlanamayan davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı taşeron firma vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, mahkemece deliller toplanmadan, tanıkları dinlenmeden eksik ve hatalı inceleme ve değerlendirmeyle davanın reddine karar verildiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu uyuşmazlık dışıdır. Davacı taşeron şirket, işin ifası sırasında davalı yüklenici şirketten kaynaklanan sebeplerle personeline ilave ücretler ödemek zorunda kaldığını, ayrıca nakit yerine çekle yapılan ödemeler nedeniyle de zarara uğradığını belirterek alacak talebinde bulunmuş, davalı ise, davacının iddialarının doğru olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporuyla yetinerek davacının iddialarını ispatlayamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, davalı tarafça temin edilen iş makinelerinin sık sık arızalandığını ve bu nedenle iş gücü kaybı yaşadığını belirterek personeline bu nedenle fazladan ilave ücret ödediğini, ayrıca makinalarda operatör olarak kendi personelini çalıştırmak suretiyle bu personele de ilave ücret ödendiğini iddia ederek alacak talebinde bulunmuştur. Davacı tarafça bu iddiaların ispatı için tanık deliline de dayanılmış ise de, mahkemece davalının tanık dinlenmesine muvafakatinin bulunmadığı belirtilerek davacı tanıkları dinlenmemiştir. Davacının talebine dayanak olarak ileri sürdüğü bu vakıalar hukuki işlem niteliğinde olmayıp, fiili durumlar olduğundan tanık dahil her türlü delil ile ispatlanabilir. O halde, davacının bu iddialarıyla ilgili tanık dahil tüm delilleri toplanarak sözleşme hükümleriyle birlikte incelenip değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu ispatlayan davanın reddine dair verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygun düşmemiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle, sair istinaf sebepleri incelenmeksizin mahkeme kararı kaldırılarak, davacı tarafça ileri sürülen iddialara ilişkin tanık dahil tüm delilleri toplanarak yapılacak değerlendirmeyle sonuca uygun yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/03/2018 tarih, 2015/916 Esas, 2018/242 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 13/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.