Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1048 E. 2020/1257 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1048
KARAR NO : 2020/1257
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2018
NUMARASI : 2015/428 Esas, 2018/351 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 11/11/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında, davalıya ait İnsa Metro Point Şantiyesi İnce İşlerinin yapılması konusunda 03/06/2014 tarihli sözleşme imzalandığını, davalı tarafından işin süresinde bitmemiş olması sebebiyle 26/12/2014 tarihli ihtar ile sözleşmenin tek tarafları olarak feshedildiğini, müvekkili tarafından Büyükçekmece ….Noterliği’nin 05/01/2015 tarihli … yevmiye nolu cevabi ihtarı ile müvekkiline verilen ek süre beklenmeden sözleşmenin feshinin haksız ve usulsüz olduğunun belirtildiğini; davalının, müvekkiline gönderdiği fesih ihbarının haksız ve usulsüz olduğunu, işin bitirilme süresinin uzamasına sebebiyet veren durumlar da dikkate alınarak, sözleşmede belirtilen 6 aylık işin teslim süresine kaç gün eklenmesi gerektiğinin bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesini, davalı tarafından yapılan feshin ilgili sözleşmenin 31.1. maddesinde yapılan düzenlenmeye rağmen, müvekkiline fesih ihbarından önce durumun düzeltilmesi ile ilgili herhangi bir yazılı bildirim yapmadığı gibi 30/01/2015 tarihinde toplantı yaparak müvekkiline ek süre dahi verdiğini, davalının, sözleşme ile belirlenen birçok edimini yerine getirmede geciktiğini ya da eksik yerine getirdiğini, davalının işin teslim süresi bitmeden usulsüz fesih yapmasıyla müvekkilinin imalatlardaki ayıpları gidermesinin, eksik kalan işleri tamamlamasının engellendiğini belirterek; 21.118,00 TL inşaatta kalan malzeme bedelinin ihtar tarihi olan 05/01/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline; 354.759,21 TL ödenmeyen tamamlanmış imalat bedelinin ve 10.000,00 TL kâr kaybının, 10.000,00 TL … mh. … Ada, … parsel, 27 nolu, ofisin devredilmemesi sebebiyle rayiç değer artışından kaynaklanan farkının, 5.000 TL iskele kurulum ve kullanım bedelinin davalıdan tahsiline, haksız fesih nedeniyle bu masrafa davacı tarafından sebebiyet verildiğinden, Bakırköy 7. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/2 D.İş sayılı dosya tespit masrafı olan 2.745,40 ‘nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesi ile de, davalı tarafından ödemeleri alınmasına rağmen, taşınmazın tapu devrinin yapılmaması sebebiyle, müvekkilinin, taraflarca imzalanan sözleşme ile belirlenen 125.000,00 TL olan taşınmaz değeri ile taşınmazın dava tarihi itibariyle belirlenen 447.502,10 TL rayiç değeri arasındaki fark kadar maddi menfaatinin (322.502,10 TL maddi zarar ) haleldar olduğunu belirterek 27 nolu ofisin rayiç değer artışından kaynaklanan 10.000,00 TL maddi tazminat talebini, 312.502,10 TL artırarak 322.502,10 TL olarak ıslah ettiklerini belirtmiştir. Davalı vekili, davanın hukuki mesnetten yoksun olduğunu, işin bitim süresi olan 30/11/2014 tarihine bayram nedeniyle 9 günlük süre ilave edilince işin bitim süresinin 09/12/2014 tarihi olduğunu, ayrıca işin süresinin uzamasına neden olacak gecikmenin ve sözleşmeye eklenecek sürenin taraflarca yazılı mutabakatla tespit edileceğini, dava dilekçesinde belirtilenin tam aksine işin durdurulmasının nedeninin tamamen davacı taşeronun iş güvenliği vs. yasal kurallara uymamasının bir sonucu olduğunu, her ne kadar davacı taraf davalı şirket ortağı … ile bir toplantı yapılmış ve tutanağa bağlanmış ise de tutanakla belirtilen işlerin belirlenen sürelerde sözleşmeye uygun olarak bitirilmediği gibi ayıplı yapıldığını, sözleşmenin davalı tarafından haklı olarak feshedildiğini, sözleşme konusu işlerin tespit dosyalarından alınan bilirkişi raporlarından sonra davalı tarafından ayıplı işleri söktürülerek eksik kalan işleri başka kişilere yaptırdığını, sözleşmede belirtilen işlerin tamamının 2015 yılı mayıs ayında bitirildiğini, davacının eksik kalan işlerle ilgili kar talep etme hakkı olmadığı gibi kar marjını da çok yüksekten gösterdiğini, kötü niyetli olarak hareket eden sözleşmeye aykırı şekilde imalat yapan davacının talepte bulunmaya hakkının bulunmadığı ve sözleşme gereği edimlerini yerine getirmediği için … dairenin tapusunun davacıya verilmediğini, davacının, davalının kurdurduğu iskelenin parasını ödemesi gerekirken iş güvenliği mevzuatına aykırı kurduğu iskeleden dolayı para istemesinin hukuka aykırı olduğunu, davacıya ödenmeyen tamamlanmış imalat bedelinin 354.759,21 TL olmadığını, yapılan imalatın bedeli hesaplandığında bu talebin fahiş olduğunun ortaya çıkacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, bilirkişi heyeti tarafından davacı müteahhide tanınması gereken imalat süresi dolmadan, söz konusu fesih işleminin gerçekleştirildiğinin tespit edildiği; bir an için, davacıya tanınması gereken imalat süresinin tanınmış bulunduğu kabul edilecek olsa dahi, iş sahibinin feshi yine de dava dayanağı sözleşmeye aykırı ve haksız bir fesih olarak nitelendirilmesi gerektiği, sözleşmenin 31.1 hükmünde, herhangi bir fesih sebebinin ortaya çıkması durumunda, öncelikle müteahhidin yazılı olarak uyarılması ve aykırılığı gidermesinin istenmesi, bu ihbarın dahi işe yaramaması durumunda fesih yoluna gidilmesi gerektiğinin açıkça hükme bağlandığı, davalı iş sahibinin ise uyarı yapmaksızın doğrudan fesih yoluna gittiği, bu durumda feshin sözleşmeye aykırı ve haksız olduğu, haksız fesih halinde iş sahibinin yüklenicinin uğradığı müspet ve menfi zararı tazmin etmesi gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacının imalat bedeli olarak 240.303,35 TL ile alt yükleniciye ait şantiyede kalan malzeme bedeli olarak 21.118,00 TL ve barter işyerinin verilmemesinden kaynaklanan 322.502,10 TL zararının bulunduğu gerekçesi ile, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; imalat bedeli 240.303,35 TL ile alt yükleniciye ait şantiyede kalan malzeme bedeli olan 21.118,00’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; barter işyerinin verilmemesinden kaynaklanan 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden, 312.502,10 TL’sinin ise ıslah tarihi olan 10/01/2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; davacının fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacının … dairenin kendisine verilmediğini belirterek dairenin değer artış farkını talep hakkı bulunmadığını, barter daire ile ilgili tapu iptal tescil davası açması gerektiğini; bilirkişilerin hakim yerine geçip hukuki konularda görüş belirttiklerini, ilk derece mahkemesi tarafından tespit dosyaları ile ilgili bir değerlendirme yapılmadığını, savunma hakkının kısıtlandığını; bilirkişi kök raporuna karşı belirtilen itirazlarının ilk derece mahkemesince dikkate alınmadığını; taraflarca imza altına alınan 03.06.2014 tarihli belgede sadece yüklenicinin yaptığı imalatın metrekare cinsinden hesaplandığını, belgede yapılan imalatların ayıplı olduğu belirtilmiş olmasına rağmen bu hususun bilirkişiler tarafından görmezden gelindiğini; bilirkişi raporlarında İstanbul ilinde 1 Ocak ile 1 Mart arasındaki 60 günlük dönemin çalışılamayan dönem olduğunun hangi gerekçeyle kabul edildiğinin belirtilmediğini; bilirkişi raporunda işin durdurulduğu sürenin iş süresine katılmasına yönelik tespitinin gerçek dışı olduğunu; sözleşmeye göre iskele kurma görevinin davacıya ait olduğunu, davacının iskelenin sökülmesinden itibaren iş güvenliğine uygun iskeleyi kurmadığı ve davalı şirketin zaman kaybı yaşanmaması için iş güvenliğine uygun iskeleyi kurmak zorunda kaldığını, iskelenin kurum bedeli olan 212.805,20 TL’nin bilirkişiler tarafından görmezden gelindiğini; bilirkişi raporunda davacının yaptığı imalatlardan ayıplı olan ve sökülerek davalı tarafından yeniden imal edilen kısımların bedelinin iş bedelinden düşülmediğini; bilirkişilere görev verilmediği halde … iş yerine hakediş dava ve keşif tarihi itibariyle değerinin tespit edilmesinin ve yaptıkları değer tespitinin hukuka aykırı olduğunu, değer tespitinin emsal taşınmazla yapılacağını; 03.06.2014 sözleşme tarihi itibariyle taraflarca 125.000,00 TL olarak belirlenmişken 3 ay içinde 420.502,57 TL’ye yükselmesini kabul edilemeyeceğini; mahkemenin hüküm altına aldığı toplam 583.923,45 TL için davacı taşeronun davalı müvekkiline fatura kesmemiş olduğu, bu bedelin %18 KDV’si olan 105.106,22 TL ‘nin düşülmemesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Eser sözleşmesi iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470.maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmektir. Davacı ile davalı arasında, davalıya ait İnsa Metro Point Şantiyesi İnce İşlerinin yapılması konusunda 03/06/2014 tarihli 700.000,00 TL + KDV birim fiyatlı eser sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı tarafından davacıya gönderilen Bakırköy …. Noterliğinin 26/12/2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile, işin süresinde, iş güvenliği mevzuatına uygun bitmemiş olması sebebiyle sözleşmenin tek tarafları olarak feshedildiği ihtar edilmiştir. Davalı tarafından davacıya gönderilen Büyükçekmece 5.Noterliğinin 05/01/2015 tarih ve 00232 yevmiye sayılı ihtarı ile de, taraflar arasında imzalanan Sözleşmenin 3. maddesine göre, işin süresinin, işyeri teslim tarihinden itibaren 6 ay olduğu, bu süreye hava muhalefeti sebebiyle ve bayramlar sebebiyle çalışılamayan günlerin ve işverenin temin etmesi gereken malzemenin geç temininden kaynaklanacak gecikmelerin de ekleneceğinin açıkça kararlaştırıldığı, işyerinin müvekkiline 04/06/2014 tarihinde teslim edildiği, teslimden itibaren başka hiçbir mazeret olmasa dahi işin bitim süresinin 04/12/2014 olduğu, her ne kadar sözleşmede işin bitim tarihi olarak 30/11/2014 yazsa da aynı maddede işin süresinin işyeri teslim tarihinden itibaren 6 ay olarak yazılı olduğunun belirtildiği, üstlenilen keşif bedelinden daha fazla imalat gerçekleştiği, bu hususun işin uzamasına sebebiyet verdiği, şirket sahibi … da imzasını havi 15/12/2014 tarihli toplantı tutanağına göre, 30/01/2015’e kadar müvekkiline ek süre verildiği, ancak 2015 Ocak sonu dahi beklenmeden sözleşmenin feshinin haksız ve usulsüz olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. Davalı şirketin talebi üzerine Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/4 D.İş sayılı dosyasında 22.01.2015 tarihinde mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda; yapılan işler ve kusurlu imalatların tespitinin yapıldığı ve DVD’ye kaydedildiğinin belirtildiği; davacı şirketin talebi üzerine Bakırköy 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/2 D.İş sayılı dosyasında 12.01.2015 tarihinde mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda, şantiyede kalan malzeme bedeli, eksik bırakılan işler bedeli ve ayıplar sebebiyle kesilmesi gereken nefaset bedeli tespit edilerek, iş bitirme yüzdesinin %89 olarak hesaplandığı tespit edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sırasında bilirkişi heyetinden alınan 02/06/2017 tarihli raporda; tarafların ticari defterlerinin delil niteliğinin bulunduğu, davacı defterlerinde davalının alacağının 5.950,73 olduğu; davalının defterlerinde ise davalının dava tarihi itibari ile alacağının 360.895,34 TL olduğu, taraflar arasındaki hesap farkının 1-2-3 nolu hak edişlerden barter kesintisi olarak toplam 125.000,00 TL barter kesintisi, davalı tarafça tanzim edilen fatura ve davacı adına yapılan toplam 17.139,40 TL’lik SGK ödemelerinin davacı kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, İstanbul İli, … İlçesi, … Köyü, … ada, … parsel sayılı ana taşınmazın rayiç değerinin 30/04/2015 dava tarihi itibari ile 447.502,10 TL olduğu ve davacının bu meblağın ödenmesini talep edebileceği; tarafların sözleşme 3.1 maddesinde ifa zamanını 30.11.2014 tarihi olarak belirlemiş iseler de, 22/2.maddede öngörülen imalat süresinin uzamasına sebebiyet verecek durumlara yer verdikleri, müteahhide ilave süre verilmesini zorunlu kılan durum bulunduğu, ek imalatlar nedeniyle süreye 90 gün ilave edilmesi gerektiği, bu durumda davalı iş sahibinin temerrüt iddiasına dayalı 26.12.2014 tarihinde yaptığı feshin geçerli ve hukuka uygun bir fesih olmadığını ortaya koyduğu, bunun dışında tarafların bayram ve resmi tatiller, olağanüstü sebeplerle çalışılamayan günler bulunduğu, bu sürelerin de sözleşme süresine eklenmesi gerektiği, bu durumda imalat süresi dolmadan fesih yapıldığından davalı tarafça yapılan feshin sözleşmeye ve hukuka aykırı olduğu, davalının iptale gerekçe olabilecek haklı nedeninin bulunmadığı, teknik bilirkişilerce yapılan hesaplamada belirtilen 284.511,61 TL alacaktan fazla ödeme ve SGK ödemesinin mahsubu sonrasında davacının dava tarihi itibari ile alacağının 284.511,61 – 5.950,73 – 17.139,40 = 261.421,48 TL olduğu belirtilmiş, 18/12/2017 tarihli ek raporda kök raporu tekrar etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılamada toplanan deliller ve karar vermeye yeterli bilirkişi raporuna göre, sözleşmenin bilirkişinin tespit ettiği şekilde sözleşmede belirtilen mücbir sebebe ilişkin süreler ve 15/12/2014 tarihli toplantı tutanağında belirlenen süreler beklenmeksizin davalı tarafından 26.12.2014 tarihinde yapılan fesih haksız olup, mahkemece de bu husus doğru olarak tespit edilmiştir. Tüm dosya kapsamına, toplanan delillere, bilirkişi raporuna, istinaf edenin sıfatına ve istinaf sebeplerine göre imalat bedeli ile malzeme bedeline ilişkin olarak mahkemece verilen tahsil kararı usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Ancak, taraflar arasındaki adi yazılı sözleşmede, inşaatta yapılan 27 nolu ofisin 125.000,00 TL bedel karşılığında davacı yükleniciye satışı kararlaştırılmış olup; tapuda pay devri gerektiren sözleşmelerin resmi şekilde yapılması gerekirken, taraflarca şekil şartına uyulmadığından satışa ilişkin sözleşme hükmü geçersizdir. Geçersiz sözleşmelerde taşınmazın rayiç bedel farkı istenemeyeceğinden, geçersiz sözleşmelerin tasfiyesinde uygulanan “denkleştirici adalet ilkesi” uyarınca hesaplama yapılarak bedelin dava tarihine getirilmesi ve davacının talep edebileceği bir bedel varsa tespiti için bilirkişiden ek rapor alınması gerekirken, mahkemece taşınmazın rayiç değer farkına göre hüküm kurulması yerinde olmamıştır. Ayrıca taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapsamında iskelenin davalı iş sahibi tarafından kurulacağına ilişkin hüküm bulunmadığından, davacı yüklenici tarafından kurulması esastır. Ancak davacı tarafından kurulan iskelenin Sosyal Güvenlik müfettişlerince 15.10.2014 tarihli tutanak uyarınca 17.10.2014 tarihinde işin durdurulmasına karar verilerek söktürüldüğü ve sonrasında davalı tarafça yeni iskele kurulduğu, iskelenin bir başka yüklenici ile birlikte kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda iskelenin her iki yüklenici tarafından kullanılan süre ve yaptıkları işin nitelikleri ve kapsamı da gözetilerek iskele bedelinden davacı yüklenici hissesine düşecek kısmın davalı talebi gereğince iş bedelinden mahsubu gerekeceğinden, bu husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi de hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/03/2018 tarih, 2015/428 esas, 2018/351 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.