Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/104 E. 2019/820 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/104
KARAR NO : 2019/820
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/10/2017
NUMARASI : 2016/1167 Esas, 2017/994 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 27/06/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, davalı inşaatına iksa ve zeminde yıkılma olursa 5-18 mt arasında geçici muhafaza borusu kullanılarak fore kazık yapımı hususunda anlaştıklarını, anlaşmaya göre geçici muhafaza borusu kullanılan fore kazıklarda işçilik birim fiyatının 20,00 TL/mt olarak artırılacağının kararlaştırıldığını, yapılan fore kazık miktarı ile kaç metre boru kullanıldığının ihtilafsız olduğunu, ancak sözleşmenin 19. maddesinin yorumunda ihtilafa düşüldüğünü, müvekkiline göre 5 metreye kadar muhafaza borusu kullanılması halinde hiç fark alınmayacağını, bir kazıkta 5-18 mt arası kullanılması halinde kazığın boyunun her metresi için 20,00 TL fark ödeneceği şeklinde yorumlandığını, davalının ise bu hükmü borunun boyundan 5 metre düşüldükten sonra kalan kısmın metresi için 20,00 TL fark ödeneceği şeklinde yorumladığını; iksa borularında muhafaza borusu kullanılan kazıkların 5.235,80 metre olduğunu, kullanılmayanların 1.866,90 metre olduğunu, temel kazıklarında ise muhafaza borusu kullanılan kazık miktarının 5.416,44 metre, ek boru kullanılmayanın 700,00 metre olduğunu, davalının 5.451,54 metre kazıkta kullanılan borunun 1.866,90 metre olduğu ve bunun kalan 3.584,64 metresi için fark ödenmeyeceğini ileri sürdüğünü; davalının bunun dışında daha önce kestiği 90.644,16 TL teminatı ve kendi hesabına göre de ödemesi gereken 45.532,40 TL + KDV alacağı da ödemediğini, tarafların fark ödemesinde anlaşamadıkları toplam metrajın 3.295,50 + 3.584,24 metre olup bunun fark bedelinin de KDV dahil 161.476,86 TL olduğunu, bu suretle müvekkiline ödenmesi gereken toplam meblağın 305.853,98-TL olduğunu ileri sürerek, 305.853,98 TL alacağın işin teslim tarihi olan 31/10/2015 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının sözleşmenin 19. Madde hükmünü “5 metreye kadar boru kullanılması halinde hiç fark alınmayacağı, 5-18 mt arası kullanılmış ise kazığın boyunun her metresi için 20,00 TL fark alınacağı” şeklinde yorumladığını, sözleşmeye göre ise “5 metreye kadar fark alınmayacağının” açıkça anlaşıldığını, söz konusu hüküm ile “5-18 metre aralığı için işçilik birim fiyatının 20,00 TL/mt olarak artırılacağının kararlaştırıldığını”, 19. Maddede belirtilen tabloda 2.1 sırasında “azami 5 metre ağız borusu kullanılarak” ifadesinin de bunu kanıtladığını, ayrıca davacıya tüm hakediş bedellerinin ödendiğini, karşılıklı mutabakat sağlanarak hakedişlerin düzenlendiğini, hakedişlerde bu davada talep edilen fark bedelin kabul edilerek onaylandığını, hakedişlerin eki imalat formlarında da sözleşmeye uygun olarak “5 mt düşülmüş muhafaza borusu uzunluğu” olarak belirtilen hesaplamaların davacı tarafça imzalanıp onaylandığını, onaylanan işin sonrasında sözleşme hükümleri yanlış yorumlanarak yeniden istenemeyeceğini, bunun yanında sözleşme gereği yapılması gereken kesin hesap mutabakatının davacının haksız ve sözleşmeye aykırı talepleri nedeniyle yapılamadığını, teminat iadesinin geçici ve kesin kabullerin yapılmasına bağlı olduğunu, talep edilen fark bedeli nedeniyle geçici ve kesin kabul yapılamadığından teminat tutarının da ödenemediğini, huzurda açılan davanın hukuki dayanağı bulunmadığını, nakit teminat dışında tüm ödemelerin yapıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen 01/05/2015 tarihli sözleşmenin 19. Maddesinde fore kazık imalatları sırasında, zemin yapısı ve yeraltı suyu nedeniyle kazık çeperinin stabil olmaması durumunda 5-18 m aralığında geçici muhafaza kullanılacağı, bu durumda işçilik birim fiyatının 20 TL/m arttırılacağı ve bu birim fiyatın yalnızca geçici muhafaza kullanılan fore kazıklarda geçerli olacağı hükmünün düzenlendiği, davacı tarafça son hakedişten sonra ödenmeyen 45.536,40 TL’nin KDV’si ile birlikte 53.732,95 TL; cari hesap alacağı 90.644,16 TL ve 161.476,86 TL fark bedeli olmak üzere, toplam 305.853,98 TL’nin tahsilinin talep edildiği, yapılan işler, metrajlar, kullanılan muhafaza boruları, yapılmış ödemeler ve son hakedişten bakiye kalan 45.536,40 TL + KDV 53.732,95 TL ve cari hesap alacağı 90.644,16 TL olmak üzere toplam 144.377,11 TL’nin davalı tarafça ödenmesi gerektiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın sözleşmenin 19.maddesinin taraflarca farklı yorumlanmasından kaynaklandığı, sözleşme hükmünü davacı tarafın, 5 metreye kadar muhafaza borusu kullanılması halinde hiç fark alınmayacağı, bir kazıkta 5-18 metre aralığında geçici muhafaza borusu kullanılması halinde işçilik bedeli hesaplanırken her metre için 20,00 TL fark ödeneceği şeklinde; davalı tarafın ise ilk 5 metreye kadar fark alınmayacağı, 5-18 metre aralığı için ise birim fiyatın 20,00 TL olacağı şeklinde yorumladığı, sözleşmenin birim fiyatlar ve keşif özeti başlıklı 19. maddesinde birim fiyatların belirlendiği, “Not:1” kısmında ise fore kazık imalatları sırasında, zemin yapısı ve yeraltı suyu nedeniyle kazık çeperinin stabil olmaması durumunda 5-18 mt aralığında geçici muhafaza kullanılması gerektiği, bu durumda işçilik birim fiyatının 20,00 TL/m arttırılacağı, bu fiyatın yalnızca geçici muhafaza kullanılan fore kazıklarda geçerli olacağı ibaresinin bulunduğu, sözleşme hükümleri değerlendirildiğinde, uyuşmazlığa konu kısımda tarafların “5-18 metre aralığında geçici muhafaza borusu kullanılması halinde uygulanacak ek birim fiyatlarını” belirlediği, belirtilen birim fiyatların sadece “geçici muhafaza borusu yapılacak metraj için” geçerli olduğu, aksi düşüncenin birim fiyatların belirlenmesine ilişkin anlaşma hükümleri ile çelişeceği, geçici muhafaza borusu kullanılan ilk 5 metre için ayrıca ek birim fiyat istenemeyeceği kanaatine varılmakla, davacı tarafın fark bedeli talebine konu 161.476,86 TL bakımından davanın reddine, taraflar arasında ihtilaflı bulunmayan toplam 144.377,11’nin tahsiline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 144.377,11 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 31/10/2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, oy çokluğu ile karar verilmiştir. Karara muhalif kalan mahkeme başkanı ise, muhalefet şerhinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sadece fore kazık hususundaki farktan kaynaklandığını, sözleşmenin 2.1 maddesinde fore kazık işçiliği (azami 5 m ağız borusu kullanılarak) bedeli birim fiyatı 52,70-TL ve 2. maddede 65 çapında fore kazık işçiliği (azami 5 m ağız borusu kullanılarak) bedeli olarak birim fiyatının 54,00-TL olarak kararlaştırıldığını, sözleşmenin “Not 1” kısmında ise; “Fore kazık imalatları sırasında zemin yapısı ve yer altı suyu nedeniyle fore kazık çeperinin stabil olmaması durumunda 5-18 metre aralığında geçici muhafaza borusu kullanması gerekecektir. Bu durumda işçilik birim fiyatı 20,00-TL/m artırılacaktır. Bu birim fiyat yalnızca geçici muhafaza borusu kullanılan fore kazıklarda geçerli olacaktır.” hükmünün bulunduğunu, buna göre geçici muhafaza borusu kullanılan fore kazıklarda fore kazık çeperinin stabil olmaması halinde 5-18 metre aralığında geçici muhafaza borusu kullanılacağı ve işçilik biriminin bu şekildeki fore kazıklardaki 20,00 TL artırılacağının kararlaştırıldığını, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu sözleşmenin bütünü değerlendirildiğinde ve özellikle not kısmında yazılan açıklama dikkate alındığında, geçici muhafaza borusu kullanılan fore kazıklarda geçerli olduğu, bu maddede “5-18 m’lik fore kazıkların, 5 m’den sonrası için ek ücretin geçerli olacağına” dair bir açıklama bulunmadığını, bu hali ile “5-18 m aralığında geçici muhafaza borusu kullanılan fore kazıklarda ilk 5 metre ayrılmadan tümünde 20,00 TL’lik bedelin ödenmesi” kararlaştırıldığından davacının haklı olduğunu belirterek, çoğunluk görüşüne iştirak etmediğini bildirmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasındaki anlaşmada kazıkta kullanılan muhafaza borusunun 5 metre ve daha kısa olması halinde bir birim fiyat belirlendiğini, yine borunun 5 metrenin üstünde olması halinde ise kazığın birim fiyatının 20,00 TL daha fazla olacağı kararlaştırılmış iken, mahkemenin kullanılan borunun 5 metreden fazla her bir metre için 20,00 TL fazla ödeneceği şeklinde yorumladığını, anlaşma maddesinin gayet açık ve net olduğunu, muhalefet şerhi koyan mahkeme başkanının da gayet güzel şekilde açıkladığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, sözleşmenin 19. Maddesi konusunda mahkemece savunmaların haklı bulunarak davanın reddedildiğini, ancak mahkemece son hakedişten bakiye 53.732,95 TL ile cari hesapta tutulan 90.644,16 TL teminat alacağının davalı tarafça ödenmesi konusunda uyuşmazlık bulunmadığı gerekçesiyle toplam 144.377,11 TL’nin tahsiline karar verildiğini, davacı tarafından ilk 5 mt boru bedelinin haksız olarak talep edilmesi ve bunun müvekkilince kabul edilmemesi nedeniyle davacı tarafından işin geçici kabulünün yapılmadığını, davacının sözleşme gereğince geçici ve kesin kabulü yapmakla yükümlü olduğunu, dava konusu kesin hakediş alacağının hakedişin onaylanması ve fatura düzenlenmesi sonunda; teminat alacağının ise kesin kabulün yapılması ile muaccel hale geleceğini, kesin kabul yapılmadığından hakedişlerin kesinleşmediğini, kesin kabul yapılmamasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, 45.536,40 TL + KDV bedelli son hakediş alacağına ilişkin fatura dahi kesilmemişken dava açılmasının kötüniyetli olduğunu, sözleşmenin 1. Maddesinde yüklenicinin işi teklif birim fiyatlara uygun olarak yapıp teslim etmeyi ve kabullerini yaptırmayı üstlendiğini, 6. Maddesinde ise teminat iadesinin geçici ve kesin kabul yapılması şartına bağlı olduğunu, geçici ve kesin kabulün yüklenicinin yazılı talebi ile yapılabileceğini, davacının sözleşmeye aykırı ve haksız talepleri nedeniyle geçici ve kesin kabulün yapılamadığını, bu nedenle hakediş bedelinin kesinleşmeyip cari hesap alacağının muaccel hale gelmediğini, 06/09/2017 tarihli bilirkişi raporunun kanaat kısmında, davacının 5 metrelik kısım için 136.844,80 TL + KDV gibi bir ek bedel talep edemeyeceği ve geçici ve kesin kabulün yapılmasının ardından teminat alacağının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirtilmesine rağmen, mahkemenin bu görüşü dikkate almayarak hatalı karar verdiğini, mahkemenin hükmettiği 144.377,11 TL’ye 31/10/2015 teslim tarihinden faiz yürütüldüğünü, ancak kesin hakediş yapılmaması nedeniyle doğmamış bir alacak niteliğinde olduğundan işin teslim tarihi olan 31/10/2015 tarihi itibariyle faiz uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir. İnşaat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 06/09/2017 tarihli raporda, sözleşmenin “Birim fiyatlar ve Keşif Özeti” başlıklı 19. Maddesinde Fore Kazık İşçiliği ve Temel Altı Fore Kazık İşçiliği birim fiyatlarının metre bazında verildiğini, bu birim fiyatların açıklamalarında parantez içinde “(azami 5m ağız borusu kullanılarak)” açıklamasının yapıldığını, buna göre “ilk 5 metredeki ağız borusu işçiliğinin tabloda verilen birim fiyata dahil olduğunun” anlaşıldığını, maddenin “NOT 1” kısmında “ilk 5 metrenin dahil edilmeyip 5 metre ile 18 metre arasında geçici muhafaza borusu konulması durumu” için ek birim fiyat belirlenmiş olduğunu, bunun sadece geçici muhafaza borusu yapılacak kısımlar için söz konusu olduğunun belirtildiğini, bu nedenle “ilk 5 metre için ayrıca bir de geçici muhafaza borusu için ek birim fiyat istemesinin” haklı olmayacağını, davacının dava dilekçesinde ayrıca talep etmekte olduğu 90.644,16 TL ile ilgili, davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde; “Davacının huzurdaki dava ile sözleşmeye aykırı ve haksız olarak talep ettiği fark bedeli nedeniyle sözleşme hükümleri gereğince geçici ve kesin kabul yapılamadığından davacıya teminat tutarı ödenememektedir.” denilmekte olduğu görüldüğünden; davanın tarafları arasında imzalanan sözleşme gereği geçici ve kesin kabulün taraflar arasında yapılması ve ardından yine sözleşme gereği olarak teminat tutarının davalı tarafından davacıya ödenmesi gerekeceği görüşüne varıldığını, davacının dava dilekçesinde davalı hesabına göre ödenmesi gereken 45.536,40 TL + KDV’nin tarafına ödenmediğini belirtmekte olduğunu, ancak konunun uzmanlık alanına girmediğini belirtmiştir.Taraflar arasında dört adet hakediş yapıldığı, 5 nolu kesin hakedişin ise taraflarca imzalanmadığı anlaşılmaktadır.Taraflar arasında düzenlenen 01/05/2015 tarihli “Avrupa Konutları Ataköy Projesi İksa ve Fore Kazık İşleri Sözleşmesi” ile, davalının üstlendiği Avrupa Konutları Ataköy Projesi inşaatının iksa ve fore kazık işlerinin davacı tarafından yapılması kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin “Birim Fiyatlar Ve Keşif Özeti” başlıklı 19. Maddesinde yer alan keşif özeti tablosunda “2-Fore kazık uygulaması yapılması (D=80 CM) 2.1 Fore kazık işçiliği (azami 5 m ağız borusu kullanılarak) 6.245 mt x 52,70 TL = 329.164,20 TL” olduğu belirtilmiş, not kısmında ise “NOT 1: Fore kazık imalatları sırasında zemin yapısı ve yeraltı suyu nedeniyle kazık çeperinin stabil olmaması durumunda 5-18 mt aralığında geçici muhafaza borusu kullanılması gerekecektir. Bu durumda işçilik birim fiyatı 20,00 TL/mt artırılacaktır. Bu birim fiyat yalnızca geçici muhafaza borusu kullanılan fore kazıklarda geçerli olacaktır.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hükme göre, her fore kazıkta azami 5 metre ağız borusu kullanılması maddede belirtilen 52,70 TL’lik birim fiyata dahildir. Maddenin “Not 1” kısmında ise, fore kazıkların yapımı sırasında zeminin yapısından ve yeraltı suyundan dolayı kazık çeperinin stabil olmaması halinde, (azami ilk 5 metre için ağız borusu kullanılacak olduğundan ve bu kısım birim fiyata dahil bulunduğundan) ilk 5 metre ile 18. Metre arasındaki kısım için geçici muhafaza borusu kullanılacağı, bu kısmın işçilik birim fiyatının her metresi için 20,00 TL olarak hesaplanacağı belirtilmektedir. Ancak bu birim fiyat yalnızca geçici muhafaza borusu kullanılan fore kazıklarda geçerli olup, geçici muhafaza borusu kullanılmaması halinde uygulanmayacaktır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda ve mahkeme çoğunluk görüşünde de bu şekilde değerlendirme yapılmıştır. Ancak, taraflar arasında kesin kabulün yapılmadığı ve kesin hakedişin çıkarılmadığı, mahkemece de bilirkişiden bu hususlarda rapor almadığı anlaşılmaktadır. Davacının ayırca bakiye hakediş ve teminat alacağına ilişkin talepleri de bulunmaktadır. Teminat alacağının “Teminat ve Teminatın İadesi” konusunu düzenleyen sözleşmenin 6. Maddesine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Gerek teminat alacağı, gerekse hakediş alacağı ile fore kazıktan kaynaklanan alacak talebine ilişkin hesaplamalar ancak taraflar arasında kesin hakediş yapılması ile mümkün olacaktır.Bu durumda mahkemece, konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulundan, taraflar arasındaki kesin hakedişin çıkarılarak, dava dilekçesindeki alacak talepleri ve teminat alacağı yönünden, tüm dosya kapsamı, sözleşme hükümleri ve yukarıda yapılan açıklamalar da dikkate alınarak, davacının alacak talepleri değerlendirilip, davalı tarafça tutulan teminatın miktarı ile iadesi gerekip gerekmediği, teminatın iade şartları oluşmuş ise, ödenmesi gereken alacak miktarı ile iade edilecek teminat miktarı tespit ettirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar göz önüne alınıp değerlendirilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin usul yönünden kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda belirtilen şekilde inceleme yapılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Tarafların sair istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf taleplerinin usül yönünden KABULÜNE,
2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2017 tarih, 2016/1167 Esas, 2017/994 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.