Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1038 E. 2018/899 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1038
KARAR NO : 2018/899
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/03/2018 (istinafa konu ara karar)
NUMARASI : 2017/1142 Esas, (derdest)
DAVANIN KONUSU : Menfi tespit-İstirdat
TALEP : İhtiyati tedbir
KARAR TARİHİ : 28/06/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen ara karara karşı davacı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dilekçesinde, …’de yer alan Kırklareli … ilaç fabrikası inşaatı projesinin çelik konstrüksiyon imalat ve montaj yüklenicisi olarak müvekkili şirket …A.Ş. ile davalı … San. ve Tic.A.Ş. arasında 08/08/2014 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre müvekkili şirketin Kırklareli Organize Sanayi Bölgesinde yapımı gerçekleştirilecek olan ilaç fabrikasının çelik konstrüksiyon yapım işleri imalatlarının yapılması için gerekli olan her türlü imalatların uygulama projelerinde gösterildiği şekil ile sözleşme eklerine yasal yükümlülüklere uygun mahiyette birim fiyat ile yapılması işini üstlendiğini, bu sözleşme gereğince müvekkili şirket tarafından davalı şirkete …bank İkitelli Ticari merkez şubesine ait 19/08/2014 tarihli 92.258,13-TL bedelli kesin teminat mektubu verdiğini, müvekkili şirketin sözleşme gereği tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, sözleşme konusu işi tamamlayarak davalı şirkete teslim ettiğini, ancak davalı şirketin sözleşme gereği aldığı davaya konu kesin teminat mektubunu iade etmediğini, 20/10/2015 tarihinde geçici kabul tutanağı düzenlendiğini, davalının teminat mektubunu sözleşmeye göre iade etmesi gereken tarihte iade etmemesi sebebiyle, müvekkili şirket tarafından ilgili bankaya fazladan komisyon bedeli ödenmesi yapıldığı gibi teminat mektubunu bankaya iade edemeyen müvekkili şirketin bu sebeple ticari yönden de zor durumda bırakıldığını belirterek taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince davalıya verilen kesin teminat mektubunun paraya çevrilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin bu teminat mektubu sebebiyle borçlu olmadığının tespitini, teminat mektubunun müvekkiline iadesini, mümkün olmaması halinde iptalini, müvekkili tarafından teminat mektubu komisyon, harç vb. bedeli olarak bankaya ödenen toplam 1.000,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
Davalı şirket cevap dilekçesinde, müvekkili şirketin sürdürmüş olduğu faaliyetler kapsamında Kırklareli ilinde ileri teknoloji ilaç üretim fabrikası inşa ettirdiğini, bu kapsamda 3.kişilerle çeşitli sözleşmeler akdedildiğini, fabrikanın statik projelendirme işlerini yerine getirmesi amacıyla dava dışı … Mühendislis Hizmetleri Ltd.Şti. İle sözleşme yaptığını, dava dışı … tarafından hazırlanmış olan statik projeye ilişkin çelik konstrüksiyon işleri imalatlarının yapılması amacıyla 08/08/2014 tarihinde davacı şirket ile çelik konstrüksiyon sözleşmesi imzalandığını, davanın konusunu oluşturan kesin teminat mektubunun anılan sözleşmenin 23.a maddesi uyarınca sözleşme hükümlerine göre tam ve gereği gibi ifa ve ikmalinin teminen ve sözleşmesel her türlü yükümlülüklerin teminatı olmak üzere davacı tarafından müvekkiline şartsız, süresiz ve gayri kabili rücu olarak verildiğini, 20/10/2015 tarihinde geçici kabul tutanağının imzalandığını ancak müvekkili ile dava dışı olan projenin konrolörlüğünü üstlenen … A.Ş.’nin yapmış olduğu incelemeler neticesinde dava dışı … ve davacı …Ş. tarafından yapılan işlerde yapılan teknik ve fenni hatalar sebebiyle olması gerekenden fazla çelik konstrüksiyon imalatı yapıldığı ve bunun da müvekkiline fazladan malzeme, imalat, işçilik maliyeti, inşaat bedeli olarak yansıdığını, müvekkilinin davacı tarafın sözleşmeyi ihlal etmesi sebebiyle uğradığı zarardan ötürü alacaklı konumda olduğunu, bu çerçevede teminat mektubunun iadesine ilişkin şartların doğmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
Yargılama aşamasında davacı vekili 21/03/2018 tarihli dilekçesiyle yeniden tedbir talebinde bulunmuş, dilekçesinde; teminat Mektubunun paraya çevrilmek üzere bankaya ibrazı halinde müvekkilinin uğrayacağı zararların telafisi mümkün olmadığından, -ivedi olarak- davaya konu …bank İkitelli Ticari Merkez Şubesi’ne ait 19.08.2014 tarih 2165TM00119 Mektup nolu 92.258,13-TL bedelli Kesin Teminat Mektubunun paraya çevrilmesinin tedbiren durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Bu talep üzerine yerel mahkeme istinaf incelemesine konu ara kararında, taraflar arasındaki sözleşmenin 23. ve 24. maddeleri gereğince uyuşmazlık tespit edilebileceğinden talep edilen hususun yargılamayı gerektirmesi nedeniyle İhtiyati Tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurarak, önceki beyanlarını tekrarlamış ve ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararın kaldırılarak davaya konu kesin teminat mektubunun paraya çevrilmesinin tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır.
Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir.
Yerel mahkemece yaklaşık ispata ilişkin koşullar oluştuğunda talep halinde davanın ilerleyen aşamalarında tedbir kararı verilmesi mümkün olup bu aşamada tedbir talebinin reddi kararı açıklanan ilke ve değerlendirmelere göre yerinde olduğundan davacı tarafın istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/03/2018 tarih ve 2017/1142 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 28/06/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.